Mehmet Fazıl

Sabaha karşı telefonum çaldığında gözlerimi açmadan telefonu açtım

Aryan: bilinmeyen numara

"Alo"

(...)

"Aloo"

"Bana bak lan nefes seslerini duyuyorum kimsin."

(...)

"Beni uğraştırma kapatıyorum"

"Bir kıvılcım düşer önce, büyür yavaş yavaş"

"Bir bakarsın volkan olmuş, yanmışsın arkadaş"

"Dolduramaz boşluğunu ne ana ne gardaş"

"Bu en güzel, bu en sıcak duygudur arkadaş"

"Ortak olmak her sevince, her derde, kedere"

"Ve yürümek ömür boyu, beraberce, el ele"

"Olmasın hiç o ta içten gülen gözlerde yaş"

"Yollarımız ayrılsa bile seninle arkadaş"

"Evet arkadaş, kim olduğumu, ne olduğumu"

"Nerden gelip, nereye gittiğimi sen öğrettin bana"

"Elimden tutup, karanlıktan aydınlığa sen çıkardın"

"Bana yürümeyi öğrettin yeniden

El ele ve daima ileriye"

"Bir gün, bir gün birbirimizden ayrı düşsek bile"

"Biliyorum, hiçbir zaman ayrı değil yollarımız"

"Ve aynı yolda yürüdükçe

Gün gelir ellerimiz yine dostça birleşir"

"Ayrılsak bile kopamayız

Ortak olmak her sevince, her derde, kedere"

"Ve yürümek ömür boyu, beraberce, el ele"

"Olmayacak o ta içten gülen gözlerde yaş"

"Bir gün geberip ayrılsak bile seninle arkadaş"

Şarkıyı medyaya bıraktım...❤️

Duyduğum şarkı ile yatakta oturur posisyona geldim.

"A-a-abi"

(...)

"KİMSİN LAN SEN, CEVAP VER ŞEREFSİZ, KİMSİN SEN NE İSTİYORSUN BENDEN, BU ŞARKIYI NEREDEN BİLİYOR-"

Bağırarak konuştuğumda telefon kapandı Cemil abi nefes nefese kalmış bir şekilde odama girdi ondan sonra ev ahalisi.

"Fazıl oğlum iyimisin neden bağırdın öyle"

Amcam benimle konuşmaya çalışıyordu ama benim aklım hâlâ şarkıdaydı kimseyi duymuyordum.

Kedimi tutuyordum ağlamamak için kafamı kaldırıp Cemil abi ile göz göze geldim.

"A-a-abi "

"Efendim Fazıl bey "

Derince yutkunup gözlerimi kapattım.

Sakinleşince amcama döndüm.

"Ben iyiyim gerizekalının biri bilinmeyen numaradan arayıp şarkı dinletti. Sinirlenince kendime hakim olamadım. Özür dilerim."

"Oğlum ne hakla bilinmeyen numaradan ararlar seni."

"Bende bilmiyorum amca, araştıracağım siz merak etmeyin."

"Abi nasıl bir şarkı."

"Lina sinirle dinlemedim saçma sapan bir şarkıydı"

Asiye" Abi savcılığa şikayet etmelisin sonuçda bir subaysın kafasına göre sizi rahatsız edemezler."

"Bir araştırıyım sonuçuna bakarız abim."

"Tamam abi"

"Siz yatın hadi daha tam sabah olmadı."

Ahali giderken Cemil abi gitmedi.

"Fazıl bey siz iyimisiniz bembeyaz olmuşsun-"

"Şarkı abimin her doğum gününde söylediğim şarkı"

"Bu tesatüf olamaz"

"Evet abi olamaz ama neden, kim benimle oynamak istiyor."

"Abinizin düşmanı olabilirmi"

"Bu şarkıyı sadece bizim ateşoğları biliyordu, o Yusuf denen piçin parmağı varsa bunda, depoya gidiyoruz abi"

"Fazıl bey sakin olun bu bir tuzak olabilir."

"Umrumda bile değil, Yusuf'u araştırdınmı."

"Evet, odamda"

Ayağa kalkıp Cemil abinin kaldığı odaya doğru yürümeye başladım üstümde gecelikle korumalar bana bakıyordu.

"NE BAKIYORSUNUZ LAN İŞLERİNİZİN BAŞINA"

Bağırmamla korumalar bana bakmayı bıraktılar

Cemil abi arkamdan koşarak geliyordu. Ne kadar hızlı yürüyorsam.

"Fazıl bey üstünüzün hali."

Üstümde ne vardı ki gecelik ayağım da kanamaya başladı çakıl taşlarının üstünde ayağım çıplaktı ve sivri yerleri batıyordu.

Sinirli sinirli yürümeye devam ettim hiç umrumda değildi. Bu şarkıyı kim, neden, ne için dinletiler bana.

Odaya girmemle Cemil abi dolaba yöneldi içindeki kasanın şifresini girip elime bir dosya uzattı.

Uzatılan siyah dosyayı elime alıp masaya kıçımı dayadım ve incelemeye başladım.

Yusuf BORAN 

Doğum yeri: İstanbul

Anne adı: Berrak 

Baba adı: Berk

Evlidir bir tane oğlu vardır.

Annesi ile babası trafik kazasında ölü süsü olarak gösterilmiştir.

Kaza değil cinayettir.

Mesleği: Türk özel kuvvetler komutanlığı üsteğmen

Görevi: ATEŞOĞLU soyadlı kişisi olan Mehmet Fazıl Ateşoğlu'nu takip etmektir.

Okuduğum şeylerle daha çok kaşlarımı çattım.

Bir Türk subayın benimle işi nedir.

Cemil abiye baktığımda bana olumsuzca bakıyordu.

"Abi bu ne demek bir Türk subayın beni takip etmesi."

"Galiba görevi çok gizli Fazıl bey, araştırmak kolay olmadı."

"Beni takip ettiren kim."

" Onu bulamadım."

Kafamı salladım. Düşünmeye devam ederken telefonum çaldı. Ekrana baktığımda yine aynı kişiydi galiba.

Ekranı Cemil abiye gösterdiğimde. Elimden alıp bilgisayara bağladı.

Arayan: Bilinmeyen numara

"Alo"

(...)

"Kimsin lan sen." 

(...)

"Bak sinirleniyorum kardeşim kimsin sen"

"Yüzbaşı sakin ol sadece adamı mı bırakmanı istiyorum"

Duyduğum ses robot sesiydi.

"Bana bak göt herif ne adamından bahsediyorsun sen."

"Yüzbaşı sakin ol diyorum sana Yusuf'u bırakmanı istiyorum."

"Sen neyden bahsediyorsun, Yusuf kim."

"Ben salak değilim kıdemli yüzbaşı Mehmet Fazıl ATEŞOĞLU"

"Bana bak göt herif seni sikerim kimsin sen, madem salak değilsen kim bu Yusuf söyle bana."

"Ben kapatıyorum yüzbaşı"

"Lan kim-"

Telefon yüzüme kapanmasıyla sinirlendim. Cemil abiye baktığımda olumsuz anlamda başını salladı.

Yazar bakış açısı

Genç adam gelen son telefonla sinirleri katlandı.

Öte yandan arayan kişi kendi kendine konuşmaya başladı.

"Ah be Mehmet'im seni gerçekten çok iyi tanıyorum."

Arkadan "efendim öğrenebildiniz mi yerini."

Adam kafasını olumsuz anlamında sağa sola salladı.

"Yusuf'u bulmamız gerekiyor Ali Mehmet Fazıl onu araştırsa da bulamaz kim olduğunu."

"Eminmisiniz efendim."

"Bu gizli görev galiba bulamazlar."

(Sen öyle san gizli adam.😅)

Ali derin nefes alarak adama baktı.

Ayağa kalkarak" Mehmet Fazıl'ı takip edenler evden çıkarsa bana haber versinler ben karagaha gidiyorum."

"Çıkarsa Yusuf'un yanına gider mi?"

"Sanmam onu ben yetiştirdim gitmez ama gitmek için her yolu dener, sen adam ayarla konağa girmesi için."

"Çok soğuk kanlı birini ayarladım efendim."

Adam kafasını salayıp depo gibi yerden çıkıp karagaha yol aldı.

.

.

.

.

"Adamı bulabildiniz mi."

"Olumsuz komutanım bulamdık en son çare olarak sinirlendirip yanlış atak yapmasını bekliyoruz."

"Planın işe yararmı evlat."

"Umuyorum komutanım işe yaraması için. Ama sağ kolu olan Cemil atak yapmasına engel olursa olumsuz olur."

"Cemil 'i araştırdınmı."

"Evet komutanım ama olumsuz bir şey bulamadım."

"Nasıl bir şey bulamadın binbaşı."

Binbaşı yutkunarak komutanı olan adama baktı.

"Komutanım Mehmet Fazıl bu işe el atmış olabilir."

"Ne yapıp edip üsteğmeni bulmamız gerekiyor."

"Haklısınız komutanım."

Komutan odadan çıkınca derin nefes aldı. Timin yanına gidip oturdu.

"Komutanım Yusuf'dan bir haber varmı."

"Yok kahretsin ki yok sanki yer yarıldıda içine attılar adamı ne Fazıl neden Cemil yanına gitmiyorlar."

"En son ne zaman konuştunuz komutanım."

"Şüphelenmeye başladığını söylemişti, son konuşmamızın ardından üstündeki cihazlar etkisiz hale geldi en son duyduğumuz ses Cemil' in zorla su içirmesiydi."

"Komutanım takip cihaz en son nerede etkisiz hale geldi oradan başlayalım."

"Gittim konağa yakın bir yerde kesilmiş."

"Biz yüzbaşıyı takip ettiğimizde döner yemeye gitti."

"Çünkü anladı takip edildiğini cemili arayıp bol acılı döner istedi ama o orta acılı yiyor."

"Plakayı sahte kulanmamızın ned-"

"Evet o yüzden sahte kullanmanızı istedim."

Binbaşının telefonu çalınca ayağa kalkarak açtı.

Tümgeneral arıyordur.

Arayan:Tümgeneral 

"Efendim baba" 

"Yusuf'dan haber varmı evlat"

"Hayır baba, yok ulaşamadık bir türlü"

"Anladım evlat, Yusuf konuşmaz biliyorum ama Mehmet konuşması için yapmadığı işgence kalmaz."

"Malesaf asker olduğunu öğrenirse iş işten geçmiş olur."

"Sen takip etmeye devam et."

"Tamam baba"

" şarkıyı neden dinletin."

"Atak yapması için dinlettirdim."

"Yaptı mı peki."

"Bekliyoruz yapması için."

.

.

.

.

Ateşoğları kahvaltı yaparken Rıza bey

"Benim Mardin'e gittmem gerekiyor, Fazıl sen işi ne yaptın."

Genç adam kendisine sorulan soruyu duyuyordu ama cevap vermiyordu. Aklında o telefon konuşmasındaydı Önünde parmak şıklatınca amcasına baktı.

"Bir sonuç bulamadık amca."

"Anladım evlat."

"Siz neden Mardin'e gidiyorsunuz amca."

Rıza bey tebessüm ederek yeğenine baktı ne kadar dalarsa dalsın dışardan konuşulanları duyordu.

"Bir kaç işim var."

Genç adam kafasını salayıp kahvaltısına döndü.

"İkinci babam "

"Efendim prensesim."

"Bugün haftasonu bir planın varmı."

"Malesef var prensesim."

Dediğinde yüzünü düşürdü küçük Ateşoğlu.

Tebessüm ederek "planım bir tane cadı vardı onu lunaparka götüreceğim."

Duyduğu şeyle çok mutlu oldu. Amcasına bakarak.

"Dikkat et o cadı seni gıdıklamasın

."

Dediğinde küçük oturduğu sandalyeden atlayıp amcasına koştu amcası ayağa kalkarak kaçtı.

"Yardım edin cadı beni gıdıklamak istiyor."

Ateşoğları kahka atarak ikiliyi izliyordu.

.

.

.

.

Canlarım ben geldim.😊

Sence bu gizli kişiler kim ve Mehmet Fazıl'dan ne istiyorlar.

Şarkı hakkında ne düşünüyorsunuz.😇

Yazım hatalar af ola. 🗒️

👋🏻👋🏻👋🏻