@kaleminsesi1905_01
|
Kim bilebilirdi ki 27 yıl boyunca Ateşoğlu olmadığını. Büyükler olarak Kürşat dedem, amcam ve Ayşegül yengem iyi davranıyordu. Annem bir kere saçlarımı okşamıştı oda karıştırıldığımı öğrendim gün. Annem Mardin'e gitmemiş Alparslan ile görüşmüş bana fotoğraf geldi. Çok güzel sarılmış birbirlerine yemek boyu Alparslan'ın elini hiç bırakmamış, yutkunmaya çalıştım ama olmadı boğazıma öyle yumru oturmuş ki gideremedim. Cemil abi takip ettirmiş daldığım yerden Nil'in bana seslenmesiyle kendime geldim. "Amca hadi çarpışan arabalara da binelim son kez." Lunaparka gelmiştik ve hepsine iki defa binmişti. "Tamam prensesim hadi." . . . . Arabayla yola giderken dikiz aynasından Nil'ime baktım. "Amcam eğlendi mi?" Kafasını sallayarak "çok, bu bana iki hafta yeter." Tebessüm ettim. Telefonuma mesaj gelmişti, çok açil karagaha gelmem gerekiyordu. "Prenses benimle karagaha gelir misin?" Heyecanlı sesiyle"çok istiyorum amca sana söz veriyorum dediğin yerden ayrılmayacağım." Kafamı sallayarak onayladım. Karagaha geldiğimde girişteki asker beni tanıdığı için sorunsuz bir şekilde girdim. Arabayı park ettikten sonra Nil'in elini tutarak karagaha giriş yaptık girişte bizi kopuz albayın postası karşıladı. "Doğan bayındır emredin komutanım." Nil kıkırdayarak Doğana baktı. Ben tam ağzımı açacağımda Doğan Nil'e bakarak. "Aaa bu güzellik kim." Nil "merhaba benim adım Nil Asya Ateşoğlu." Doğan "memnun oldum küçük hanım benim adımda Doğan Bayındır" "Sende amcam gibi asker misin?" "Onun gibi olmak için kırk fırın ekmek yemem gerekiyor." "Amca sende mi kırk fırın ekmek yedin." "Yok amcam" Doğan "komutanım kopuz albay sizi odasında bekliyor." Kafamla onayladım "Doğan Nil ile ilgilenebilir misin?" "Ayıp ettiniz komutanım, siz gerçekten amcasımısınız." "Abimin kızı." Doğan kışını biraz çatarak bana baktı. Yutkunup söyledim"Şehit üsteğmen Resul Ali Ateşoğlu." Yutkunarak "A-anladım komutanım ben Nil Asya ile ilgileniyorum, bu küçük hanım açmı bakalım." Elini Nil'e uzatarak söyledi. Nil gözüme bakarak izin istiyordu çömelip aynı boy hizasına gelerek anlından öptüm. "Amcam Doğan abinin sözünden çıkma tamam mı?" Doğanın elini tutarak."tamam amca Doğan abinin sözünden çıkmam." Ayağa kalkarak Doğana baktım. "Doğan abi vişneli meyve suyu varmı?" Kafamı sallayarak odama gittim. Üniformamı giyip Kopuz albayın kapısına geldim içerden konuşma sesleri geliyordu galiba yalnız değil. Kapıyı çalarak bekledim gel komutunu duyunca açıp girdim. Oda da iki kişi vardı biri orgeneral ve binbaşı ama binbaşının yüzünde maske vardı. Temkil vererek "kıdemli yüzbaşı Mehmet Fazıl ATEŞOĞLU/ Mardin emredin komutanım." Albay kafasını salladı. Gözüm tekrar binbaşıya döndüğünde albay "otur yüzbaşım." Geri Albaya döndüm ama yerimden bile kıpırdanmadım. "Bu bir emirdir."dediğinde gösterdiği koltuğa oturdum önümde orgeneral vardı. Kafamı biraz sallayarak Selam verdim oda aynı şekilde selamımı aldı. Aynı şeklide binbaşı ile yaptık ama ben gözümü hiç ayırmadım şüpheyle gözlerinin içine baktım. Albay"komutanım sizden bahsediğim asker kıdemli yüzbaşı." Orgeneralle dönerek baktım oda kafasını sallayarak bana baktı." Memnun oldum tabutçu." Bana lakabım ile seslendiğinde tek kaşımı istem dışı kaldırdım. "Ben orgeneral Enes Göktürk." İsmini duyduğumda yutkundum. "M-memnun oldum komutanım" Kaşlarını çatarak "Ne oldu yüzbaşım." "İsminiz babamın ismi ile aynı komutanım." Hüzünerek söylediğim şey ile tekrar yutkundum. Binbaşı" piyade Binbaşı Sarp Çelik." Kafamı salladım. Albay " Fazıl sanırım buraya tek gelmedin." Kafamı olumlu anlamda sallayarak "Evet komutanım yeğenim Nil Asya ile geldim, bana haber geldiği sırada yeğenim ile eve geçiyorduk." "Anladım yüzbaşım, Rıza Mardin karakolundan çağırıldı." "Mardin'e işi olduğunu söyledi komutanım" Orgeneral "Fazıl seni ve timini sınır dışı bir göreve göndermem gerekiyor. Efsane timi bakalım nasılmış." Gözümü kısarak Enes komutana döndüm." Ben Şehit Albay Enes Ateşoğlu'nun oğlu, şehit üsteğmen Resul Ali Ateşoğlu'nun askeriyim komutanım şüpheniz olmasın." Diyerek binbaşıya döndüm. Gözlerinde gurur vardı ama ne için olduğundan haberim yok. Geri komutana döndüğümde oda bana aynı şekilde bakarak. "Hiç şüphemiz yok yüzbaşım." Ayağa kalktığında bizde ayağa kalktık. "Bu operasyonda Binbaşı Çelik ile gideceksiniz bir süreliğine emir komutu binbaşıda olacak." Kafamla onayladığım sırada kapıya doğru yürüdü, bizde arkasından albay , binbaşı ve ben çıktım çıktığımda Doğanın elinden tutan Nil beni görünce elini bırakarak bana koştu bacağıma sarıldı. "Amca nerede kaldın hadi ebe gidelim ben sıkıldım." Binbaşı gözünü kırpmadan Nil'e bakıyordu Nil korkarak arkama doğru geçti. Kucağıma alarak "tamam prensesim gideceğiz." Nil binbaşıya bakarak" senin yüzünde neden maske var asker amca" "Öyle olması gerekiyordu." İkisi birbirinden hiç gözünü ayırmadı. "Bana neden öyle bakıyorsunuz." Dediğinde boğazını temizleyerek gözlerini bana çevirdi. "Abinin kızı mı?" Kafamla onayladım Tekrar Nil'e bakıp konuşmaya başladı. "Benimde senin yaşlarında bir kızım var." "Peki o nerede." Binbasıya dönüp gözlerinin içine baktım özlem vardı. "Annesinin yanında." Kafasını sallayarak orgeneralla döndü. "Peki siz de İbrahim amca ile Rıza dedem gibi komutanmısınız." "Evet küçük hanım onlar gibi komutanım." Gözleri parlayarak cevapladı doğan elindeki meyve suyunu bana uzatarak. "Komutanım hepsini içemedi. Bende elimi uzatarak aldım Nil'e verdim. "Saol Doğan ilgilendiğin için." Kafasını sallayarak albayın arkasına geçti. Nil binbaşıya bakıp "size bir kere satılabilir miyim?" Kurduğu cümle ile kaşlarımı çatıp Nil'e baktım. Kendine yakın görmeyen kişilere sarılmazdı, konuşmazdı ve bu kadar göz teması kurmazdı. Binbaşı bana bakıp izin ister gibi gözümün içine bakıyordu, gözlerindeki duyguyu gördüğümde yutkundum. Nil kucağımda ellerini binbaşıya uzattı. Ben kafam ile onayladığımda kucağına alarak özlem giderir gibi sarıldı gözlerini kapatığında nefes sesini sesini duydum kaşlarımı çatarak binbaşıya baktım Nil'in kokusunu içine çekiyordu gözlerini açtığında benimle göz göze geldi yutkunma sesine duydum anlamazlağa vurarak Enes komutana döndüm onun gözleri Nil ile sarp komutandaydı gözlerindeki ışığı görmemek için kör olman gerekir. Binbaşı Nil'in saçlarından öpüp bana baktı. "Amcam benim Lina halan gili çağırmam gerek." "Tamam amca" Nil'i kucağıma almak için elimi uzattığım da Nil iyice komutanın boynuna sarıldı, bana dönüdü bende kucağıma aldım. "Asker amca kızın çok şanslı onu yalnız bırakma, ben babamı resimlerden tanıyorum o acıyı kızına yansıtma." Kurduğu cümle ile herkes yutkundu. "Tamam ufaklık yansıtmam." Dedikten sonra Enes komutan ile uzaklaştılar albaya baktım. "Ben efsane timi çağırıyorum komutanım." Onayladığında odasına girdi. Ben tekrar binbasının gittiği yöne baktım. "Amcam sen neden öyle davrandın" "Kokusu aynı babamın kazağı gibi kokuyordu amca, bende babamı özlediğim için sarılmak geldi içimden." Telefondan çemil abiyi arayarak bura gelmesini istedim. Çıkış kapısında beklemeye başladım o sırada efsane de geldi yanımda bekliyorlardı Nil halasının yanında elini tutuyordu. Cemil abi daha gelmemişdi. Nil bir yere odaklanarak bakıyordu baktığı yere baktığımda Enes komutan ile Sarp komutanı gördüm. "Hala sana bahsediğim asker amcalar orada." Lina gösterdiği yere bakıp bana döndü Lina geldiğinden beri hiç sumadan anlatı. "Neden sınır dışı operasyon da emir komutu binbaşıda." "Bilmiyorum toprak orgeneral öyle dedi." Sonunda Cemil geldiğinde hepimizin bakışları arabaya döndü. "İyi günler Fazıl bey." "İyi günler abi, benim işim çıktı Nil'i sen eve bırak. Ne zaman gelirim bilmiyorum." "Tamam Fazıl bey, dikkatli olun." Kafamız ile onaylayıp binbaşının yanına doğru yürüdük. "Temkil verin asker." "Kıdemli yüzbaşı Mehmet Fazıl ATEŞOĞLU Mardin " "Yüzbaşı Toprak Sancak Hatay" "Üsteğmen Lina Yazgı Ateşoğlu Mardin " "Kıdemli Teğmen Mert Demir Sinop " "Teğm en Mete Güleç Adana, Efsane timi emir ve görüşlerinize hazırdır komutanım."  Piyade Binbaşı Çelik  Orgeneral Enes Göktürk Bu ikilinin Fazıl ile ilişkisi nedir? Bir sonraki bölümde görüşmek üzere. 👋🏻👋🏻👋🏻 Oy vermeyi unutmayın ⭐
|
0% |