@kaleminsesi1905_01
|
Yazar bakış açısı
Tim gelen siyahlar içindeki adama baktı.
Kim di bu adam?
Yiğit'in nabızını kontrol etti. Elinin altında hissettiği düşük atışlarla telsizine dokunup robot sesi ile konuştu.
"Tabutçu konuşuyor, binbaşı Yiğit Aslan'ın nabzı çok düşük"
Dıarıda silah sesleri devam ediyordu hemen çıkmaları gerekiyorlardı her an destek gelebilir.
Ahmet uyku ile uyanık arasında Tabutçu dediğini duymuştu ve nabızı düşük.
İçeriye giren ve yüzlerinde maske olan iki asker ile içerdeki yaralı yıldız timini çıkarmaya başladı ama iki kişi ağır yaralıydı.
Zor bela helikoptere binip direk Ankara Özel Aslanlar hastanesine yol aldılar.
≈
Kolidorda bekleyen Kaan ve aslan ailesi.
Ahmet ile Yiğit'i acil ameliyata almışlardı Yiğit'in durumu kritik.
Kaan koridorda bekleyen kişilerin yanına gidip konuştu.
"Sağ olun komutanım."
Tabutçu elini omzuna atıp konuştu.
"Görevimiz Kaan ama aslan ailesi ile bağlantın ne?"
"Biyolojik ailem komutanım."
Tabutçu anladım anlamında kafasını salladı.
Ameliyatın kapısından çıkan doktor ile oraya gitti.
"Yiğit beyin durumu hâlâ kritik ama Ahmet bey atlattı."
Kaan Yiğit için korkmuştu ama Ahmet için sevindi.
Omzuna konan el ile arkasını döndü.
Robot sesi ile konuştu. "Bizden buraya kadar Kaan geçmiş olsun Yiğit komutan için beni haberdar et."
"Emredersiniz komutanım."
Tabutçu kullağına yaklaşıp konuştu.
"Benim hikayemde senin gibi Kaan."
Kaan'da kısık sesi ile konuştu.
"Fazıl komutanım yazarımız bizi bir araya getirdi belki beni de sizin hikayenize yazar."
Tabutçu omzunu Afif sıkıp "kim bilir? Aklında ne tilkiler dolaşıyor."
≈
Kaan Ahmet'in odasından sadece Yiğit'i kontrol için çıkıyordu.
Yiğit yoğun bakım odasındaydı ve tehlikeyi daha atlatamadı.
Ahmet ise sol kolu sargıdaydı uzun bir süre kolunu kullanamayacaktı.
Tekrar Kolidora çıkan Kaan Kolidorda Ahmet'in kız arkadaşını gördü.
"Merhaba Kaan."
Kaan kafa sallayıp kapıyı gösterdi "abim uyanık içerde."
"Teşekkür ederim."
"Rica ederim." Diyerek oradan uzaklaştı.
Yoğun bakım bölümüne geldiğinde babası ile Büşra pencereden Yiğit'e bakıyorlardı.
"Kerem bey."
Kerem bey gelen ses ile sesin geldiği yöne baktı.
"Doktor durumu için ne dedi."
"Aynı."
Kaan pencerenin önüne geçip abisine baktı.
Kaan
Abim içerde ve daha uyanmadı.
Elimden hiçbir şey gelmiyordu, elim kolum bağlı olarak duruyordum orada.
Omuzumda hissettiğim el ile arkamı döndüm abimin timinden Pamir komutandı.
"Kaan, Yiğit komutanımız çok güçlüdür pes etmez."
İçimden umarım dedim.
Umarım...
≈ Akşam olmuştu Büşra hanımı konağa getirdim Kerem bey abilerimin başında bekliyordu.
Yiğit abim daha uyanmamıştı.
Kapıyı caldığımda Handan abla açmıştı.
Elim ile içeriyi gösterip Büşra hanımı önden buyur ettim.
Büşra hanım içeri girdiğinde Handan abla bana baktı. "Durumları nasıl oğlum."
"Yiğit abimin durumu hâlâ kritik ama Ahmet abim uyandı bir süre sol kolunu kullanamayacak."
Anladım anlamında kafasını salladı.
"İnşallah Yiğit bey oğlumda bir an önce döner aramıza."
'inşallah'...
İçeriye girip ayakkabılarımı çıkardım önüme konulan terlikleri giyerek salona girdim.
Oyun alanında çocuklar oynuyordu.
Tekli koltuğa oturup çocuklara baktım.
Ece ile Asaf inşallah babanız erken döner aramıza.
Çığlık sesi ile kafamı kaldırdım Barış Efe, Veysel denen korumanın kolları arasında bana doğru yürüyorlardı.
Ayağa kalkıp kollarımı uzattım.
Veysel oğlumu bana verip yanımdan uzaklaştı.
Kalktığım yere geri oturup oğlumun boynuna kafamı gömüp kokladım çok özlemiştim kendisini de kokusunu da.
"Babam bensiz ne yaptın bakalım."
"Ba-ba ba-ba."
Tebessüm ederek yanağına buse kondurdum.
"Baban sana kurban olsun oğlum."
"Babaanneye gidelim mi aslanım."
Diyip ayağa kalktım.
Asansöre binip Kerem beyin odası olan kata bastım.
Asansörün aynasından kendime baktım.
Dağılmış yüzüme baktım uykusuzluk gözlerimden çok belliydi abimlerimden haber almak için iki gün uyuyamamıştım.
Melek hanımın karşısına böyle çıkmasam mı?
Asansörün kapısı açıldığında düşüncelerimden ayrıldım.
Asansörden çıkıp kolidordaki aynaya baktım Efe'yi yere indirip saçımı düzetebildiğim kadar düzelttim.
Efe bacağıma sarılmış bana bakıyordu.
Eğilip kucağıma aldım.
"Babasının aslanı."
Odanın kapısına varıp kapıyı çaldım.
Biraz bekledikten sonra açtım.
"Melek hanım izniniz varmı."
İki defa gözünü kırptı. Evet demek ti.
İçeriye girip kapıyı kapattım, yanına gidip boş olan kısma oturdum.
Gözlerinde ki sorguyla baktı.
Bir nefes alıp verdim.
"Ahmet abim iyi bir süre sol kolunu kullanamayacak."
Ensemi kaşıyarak konuştum
"Yiğit abim daha uyanmadı tedbir amaçlı yoğun bakımda."
Gözleri dolmuştu hemen akan yaşı sildim.
"Abim iyi olacak ben kendime inanıyorum lütfen sizde inanın oğlunuza hiç bir şey olmayacak."
Yutkunup Melek hanıma baktım.
"Ani olacak ama oğlum ile bu akşam yanınıza yatabilirmiyim."
iki defa gözünü kırpınca tebessüm ettim.
"İzninizle ben üstümü değiştirip geliyorum."
Onayladığında hemen odadan çıkıp asansöre girdim.
Odaya girdiğimde oğluma baktım uyukluyordu.
Giyinme odasına girip ilk oğlumun üstündeki kıyafeti çıkardım torbayı doldurmuş.
Altını temizletip dolaba baktım.
Kahverengi kapşonlu ve kapşonun da küçük kullakları olan tulum dikkatimi çekmişti onu alıp giydirdim.
Oğlumu kucağıma alıp odadan çıktım beşiğine yatırıp salladım uyuduğunda banyoya girip duş aldım.
Üstümdeki hastane kokusunu gidermek için.
Giyinme odasına girip dolaba baktım siyah eşofman altı ile kısa kollu tişört giyip çıktım.
Uyuyan oğlumu kucağıma alıp Kerem bey ile Melek hanımın odasına yol aldım.
Kapıyı yavaşça açıp baktım Melek hanım bana baktı.
Kapıyı kapatıp yanına yürüdüm oğlumu yatırıp uzandım.
Üstümüzü örtükten sonra Melek hanıma baktım.
İnşallah her şey güzel olur Melek hanım iyileşir abim aramıza katılır.
Melek hanım ilaçların etkisiyle gözlerini kapatmıştı.
Bende gözlerimi kapadım kendimi karanlığa bıraktım umarım Melek hanımın yanında kabus görmem.
≈ Yazar bakış açısı
Kerem bey ile Ömer Ahmet'in başındalar.
"Baba sen git eve abim tehlikeyi atlattı evdekinlere söyle ben beklerim hem yarın Ahmet taburcu olacak."
"Olmaz oğlum Yiğit gözlerini açmadan bu hastaneden çıkmayacağım."
Ömer uyuyan kardeşine bakarak konuştu.
"Baba Kaan yine kabus görürse ne olacak."
Seslere uyanan Ahmet yanı başına baktı.
Ömer babasının gitmesi için ikna etmeye çalışıyordu.
Hırıltılı bir şekilde konuştu.
"Abim haklı baba Kaan evde yalnız ve bu kabus olayı."
Ömer babasının koluna elini koyup afif sıktı.
"Abim uyanır uyanmaz sana haber vereceğim baba söz."
Kerem bey sonunda ikna olduğunda konuştu.
"Tamam bak ilk bana söyleyeceksin tamam mı aslanım."
Ömer kafası ile onayladı babasını.
Kerem bey odadan çıkınca Ömer kardeşine baktı.
"Abicim hadi sende uyu yarın taburcu olacaksın."
Ahmet ilaçların etkisiyle gözlerini kapatı.
Kerem bey yoğun bakım ünitesinde oğluna baktı.
Tehlikeyi atlatmıştı. Geriye uyanması kalmıştı.
Hastaneden çıktığında şoförü hemen kapıyı açtı.
Arkasını dönüp hastaneye baktı.
Arabaya binip uzaklaştılar.
Konağa gelen Kerem bey kapıyı gözleri kızarmış bir adet Büşra açtı.
"Baba."
Kerem bey gelinine sarılıp teselli etti.
"Tehlikeyi atlattı kızım geriye sadece uyanması kaldı."
"Çok şükür baba."
Kerem bey gelininden ayrılıp konuştu.
"Çocuklar nerede."
"Odasındalar uyuyorlar."
"Peki Mehtap ile Kaan."
"Mehtap Eymen'in odasında Kaan da galiba sizin."
"Tamam kızım hadi kendini daha fazla harap etme. Yiğit iyi çok şükür."
Kerem bey asansöre binip kata bastı.
Kaan'ın kendi odasında olduğuna şaşırmıştı.
Odaya girdiğinde gördüğü manzara ile buruk bir tebessüm etti.
Duş alıp üstünü giyindikten sonra odaya girdi uzun koltuğa oturup Kaan ile karısına baktı.
Torunu babasını üstüne çıkmış Kaan'ın kafası annesinin boynunda.
Koltuğa uzanıp gözlerini kapadı.
Selam canlarım ben geldim.
Benden bölüm bekleyenler çok ama çok özür dilerim telefonum bugün tamir oldu şükür elime alır almaz bozuk ekran ile yazdığım bölümü silip tekrar dan yazdım.
Seviliyorsunuz ❤️
Mutlu kalın ❤️🥰
|
0% |