@kaleminsesi1905_01
|
Kaan
Yağmaya başlayan kar ile havaya baktım böyle devam ederse Efe için iyi olmayacaktı.
Hemen üstümdeki kazağı çıkarıp oğluma sardım.
O sırada atletimi kaldırıp Ahmet abimin tekme attığı karnıma baktım.
Morarmaya başlamıştı.
Atleti indirip oğluma baktım.
Yanakları kızarmaya başlamıştı inşallah hasta olmaz.
Kapı dışarı olduğumda ayağa kalkıp uzaklaşmıştım nereye gideceğimi bilmeden.
Adımlarım beni hiç bilmediğim ıssız bir yere getirmişti.
Olduğum yerde durup etrafıma baktım. Gördüğüm yerle oraya yürüdüm.
Kapalı Otobüs durağı vardı. Hızlı adımlar atarak ulaştım kapısını açıp içine girdim.
Oturulan yere oturup oğlum üşümemesi için iyice sarıldım.
Islanan çoraplarıma bakarak bugün olanları düşündüm.
Saç diplerim hâlâ ağrıyordu. Kimse beni dinlememişti. Dinleselerdi gerçekleri öğrenirlerdi.
Camdan yansıyan görüntüme baktım.
Yüzümde feci şekilde dağılmış. Bir gözüm kapanmış ve yer yer morluklar vardı.
Üşümeye başlayan vücudum ile iyice oğluma sarıldım.
Islak olan pantolanum ile çoraplarım hiç yardımcı olmuyordu.
Dudaklarımı Efe'nin alnına değdirdim. Biraz soğuktu sardiğim kazağı açıp tek kolumla iyi kötü yanımdaki koltuğa serdim oğlumu üstüne yatırıp güzelce tekrardan sardım.
Sadece gözü açık olacak şekilde kucağıma alıp pantolanuma değdirmeye çalışarak sarıldım ıslak olan pantolanumla ıslanmasın diye.
Titreyen vücudum ile uykum ağır basıyordu ama direnmem gerek uyursam geri uyanamazdım ne kadar direnirsem direniyim gözlerim kapanmıştı.
Yazar bakış açısı
Gözlerini kapatan genç ile duraktan içeriye girdi yanındaki adamına bebeği gösterdi.
Mesajı anlayan adamı bebeği alarak arabaya gitti.
Üstündeki kabanı genç adamın omzuna koyup çenesinden tutarak yüzüne bakmasını sağladı.
"Sonunda kavuştuk güzelim."
Parmağını yüzündeki yarada gezdirdi.
"Merak etme o üsteğmenin ellerini kıracağım. Önce senin yaralarınla ilgilenelim."
Genç adamı kucağına alarak başka bir adamın açık tutuğu durak kapısından çıktı.
Arabanın açılan kapısı ile kucağındaki genç ile girdi.
Yandaki uyuyan Efe'ye baktı. Sürücü koltuğuna oturan adam ile konuştu.
"Doktoru ara havalimanına gelsin. Oradan yurt dışına çıkarız."
"Peki efendim."
Soğuktan uyuyan genç adama baktı pantolanu ıslak olduğunu anladığında konuştu adamına.
"Bebek ile Kaan için bir kaç takım kıyafetlerde getirin."
"Baş üstüne."
Üç arabayla oradan uzaklaştılar.
Öde yandan Hiçbir şeyden haberi olmayan Kerem bey ile Ateş konağa geldi.
Kapı açıldığında Handan hanım üzgün olduğu haliyle karşılaştılar.
"Ne oldu Handan sultanım be bu surat."
Ateş ellerini Handan hanımın yüzüne atıp yanaklarını sıktı.
O sırada kaan'ın ayakkabısı ile ceketinin görmesiyle konuştu.
"Kaan erkenmi geldi. Erken geldiği iyi oldu ona söyleyeceklerim vardı."
Salona geçtiğinde üç oğlunu ile iki kızını gördü.
Büşra Yigite ters bir şekilde, Mehtap ise Ömer'e ters bakıyordu.
Ahmet ise oturduğu yerden elleriyle başına baskı uyguluyordu.
Kaan'a vurmaktan ellerinin üstü tahriş olmuş ve yerde Kaan'a ait kanlar vardı.
Kerem bey gördükleriyle kaşlarını çattı.
"Ne oluyor burada."
Sesi duyan beşli direk oturdukları yerden kalktı.
Ahmet sözü devraldı.
"Geldiğin iyi oldu baba sana anlatacaklarım var telefondan demek istemedim."
"Hemen açıklama bekliyorum Ahmet."
"O Kaan olacak it varya Rabia'ya-"
"Kardeşin hakkında düzgün konuş Ahmet büyüğüne ve küçüğüne karşı saygılı ol."
Sözü kesilen Ahmet derin nefes alarak babasına baktı.
"Kaan, Rabia'ya saldırmış."
Duyduklarıyla kaşlarını havaya kaldırdı.
Ateş. "Bunu neye dayanarak söylüyorsun abi."
Yumruklarını sıkan Ahmet cevap vardı.
"Kaan beni aradı acil eve gelmemi bana bir şey söylemek istediğini söyledi yanımda abim ile ikimizin timi vardı abime telefonu kapatıp abimle ayağa kalktık tam çıkmak üzereydik Rabia'yı gördüm."
Aklına gelen görüntüler ile dişlerini sıktı.
"Kıza zorla sahip olmaya çalışmış. Taciz etmiş tecavüze kalkışmış."
Kerem bey sert bakışlarını Ahmet'e gönderdi.
Ağzından çıkan cümle ile Yiğit, Ömer ve yaptıklarından pişman olan Ahmet.
"Kendi başına gelen olayı daha aldtatamadığı kabusu yaşayan kişi senin kız arkadaşına saldırdı ve zorla sahip olmaya kalkıştı öylemi Ahmet."
Ahmet yanağına yediği sert tokat ile yüzü yana düştü.
Kerem bey Yiğit'e baktı.
"Başına gelen olayı öğrendiğinde herşeyden koruyacağına söz verdiğin adam kızı taciz etti."
Bu sefer Ömer'e baktı.
"İlk Yiğite abi dediği ilk Ahmet'i kendisine yakın hisetti diye kıskandığın ve kabus görürse diye odasının kapısında uyuduğun kişi tecavüze kalkıştı öylemi."
Bu defa yüzünü Kaan'ın kanına bakan Ahmet'e döndü.
"Kaan şimdi nerede eğer onun kılına zarar geldiyse üçünüzüde affetmem. Ve sizin deyiminizle oğlumun taciz ettiği kız nerede."
"Kaan nerede bilmiyorum ama Rabia odamda."
"Ateş Ahmet'in odasına git ve o kızı aşağıya indir."
Ateş abilerinin yüzüne bakmadan hızlıca yukarıya doğru Ahmet'in odasına yol aldı.
Büşra ile Mehtap eşlerinin yüzüne bakmadan Kerem Bey'in yanına gittiler.
Kerem bey gelinlerine bakarak konuştu polisi arayın.
≈
Haberi alan Vedat Veysel'e bağırdı.
"Lan senin görevin neydi lan ha Kaan'ın başında beklemek değilmiydi lan adam çıkıyor kafeden aceleyle ve sen ortada yoksun eve geçince başka korumadan yaka baça dışarıya atıldığını söylüyorsun Veysel sen ne bok yiyordun."
"Komutanım başıma sert cisimle vurulup bayıtıldım. Bu olanlar planlı olarak oldu tahminim."
Vedat boşta olan elini saçlarına atıp karıştırdı.
"Tamam ben Barış konutana haber veriyorum kapat en ufak bilgiden dahil haberin olsun."
Kapanın telefon ile odasından çıkıp Barış'ın olduğu odanın kapısını çaldı gelen komut ile kapıyı açıp girdi.
Komutanı yoktu babası vardı babasının karşısına oturup.
Direk konuya girdi ve öğrendikleri herşeyi anlattı.
Sinirlenen Tuna direk ayağa kalktı.
"Ne demek Veysel'i bayıltmıslar Vedat."
"Baba Barış komutan nerede."
Sert bir şekilde açılan kapı ile Vedat Hazırola geçti.
Barış Çevik sinirle dostunu yok sayarak Vedat'a adeta kükredi.
"Ben demedim mi asker güvenliği artır diye."
"Komutanım-"
"Kes sesini bil bakalım kardeşinin dostu kimin elinde."
Vedat'ın aklına gelen isimle yutkundu.
"Dur ben söyleyeyim ona bu kabusu yaşayan piç. Çetin iti."
"Derhal arabayı hazırla Aslanların konağına gidiyoruz."
≈
Kaçmaya çalışan kadının kolundan tutup zorla aşağıya indirdi Ateş.
"Ahmet, Ahmet ne diyor Ateş."
Timsah gözyaşlarını dökerek Ahmet'e bakıyordu ama ondan tarafa Ahmet hariç kimse bakmıyordu.
"Senin Allah belanı versin."
"S-sen ne diyordun Ahmet."
"Diyorum ki boşa akıtma o timsah gözyaşlarını."
Rabia etrafında gezdirdiği gözleri ile gerçekleri öğrendikleri ortaya çıktığını anladığında kahkaha attı.
"Nasılda düştün ama. Ah Ahmet aranızda ilk sana acılan ve kendisini sana yakın hiseden kardeşine nasıl kıydın."
Kapı çaldığında Büşra kapıyı açtı polisler ile Barış Çevik ve Vedat'ın babasıyla kendisi vardı.
Büşra kapıyı açıp içeri davet etti. Polisler direk Rabia'ya ters kelepçe vurdu.
Başta Kerem bey hazırola geçti çünkü ortadan kaybolduğu konutanı canlı kanlı karşısındaydı.
"Emekli Albay Kerem Aslan."
"Komutanım!"
"Kaan, Çetin'in elinde ve kendisi nerede bilinmiyor."
Kerem bey kaşlarını çatmış Komutanının ağzından duyduğu oğlunun adıyla komutana baktı.
"Fazla vaktimiz yok kısaca sana teyit edeyim. Yolda çarpmak üzere olduğumuz çocuk senin oğlun olan Kaan."
Kerem bey o günü düşündü. Komutanın kollarında bayılan çocuğu hatırladı üstü başı kan olan arabaya atlayıp direk hastaneye sürdüğünü.
Kaan gözünü açmadan gelen görev ile orada komutanını bırakarak göreve çıktığını.
"Emredersiniz komutanım Oğlumu bir an önce sağ salim bulalım."
"Gel benimle." Barış arkasını dönüp Vedat ile babasını bakıp dışarıyı gösterdi.
Kerem bey arkasını dönüp üç oğluna baktı.
"Bana bakın o başları kaldırın onlar eğildi sürece hiçbir şey yoluna girmeyecek ve sakin Kaan bulunana kadar gözüme gözükmeyin andım olsun ki sizi asla af etmem."
Selam canlarım ben geldim. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum 😊 Seviliyorsunuz ❤️ Mutlu kalın ❤️
|
0% |