@kaleminsesi1905_01
|
Medya: Barış Efe ASLAN
Kaan
Boğuk gelen sesler ile kendime gelmek istedim ama göz kapaklarım birbirine yapışmış gibi açamıyorum.
Neredeyim ben oğlum Efem o nerede onun sesini duymam konusunu hissetmem gerek.
"Uyu aslanım uyu."
Hareket ettirmeye çalıştığım elimin üstünde bir el hissettim ondan sonra kolumda.
≈
Gözümü açtığımda vücuduma keskin bir ağrı girdi.
Ama acıyı umursamadım benim oğlumu görmem gerek.
Yataktan kalkmaya çalıştım ağrılar git gide daha çok oluyordu sonunda kalktığımda kolumdaki serum iğnesini çıkardım ayaklarımı sedyeden aşağıya sarkıttım terliği es geçip ayağa kalkmaya çalıştım o sıra kapı açıldı.
"Oğlum."
Ağrılardan dengemi sağlayamayıp düşüyordum ki babam beni tuttu.
"Oğlum."
Yerde yarı yatar pozisyonda babama baktım ağlamamak için kendisini tutuyordu.
Yoksa oğlum, oğluma bir şey mi oldu.
Elimi omzuna atıp sıktım titreyen sesimle konuştum.
"Oğ-ğl-um."
Göz yaşlarını serbest bıraktığında bende ağlamaya başladım ben hiç iyi baba değildim oğlumu koruyamadım.
Hepsi benim yüzümden keşke ben ölseydim oğlum yaşasaydı.
Allah'ım al canımı ben bu acıya dayanamam Allah'ım.
"Durumu gayet iyi oğlum."
Başımı kaldırıp babama baktım.
"Ba-ba oğl-um."
"Yaşıyor oğlum gayet sağlıklı yemin ederim ki başından hiç ayrılmadım."
"Onu gör-mek istiy-yorum baba."
Babam uzanıp hemşire butonuna bastı.
"Uyu oğlum uyu uyandığında söz oğlunu göreceksin."
Başımı olumsuzca salladım.
"Hayır ben şim-di görmek istiyorum."
Odanın kapısı açıldığında görüş acıma başörtülü bir bayan girdi.
Elindeki iğneyi gördüğümde kalkmaya çalıştım.
Babam sıkıca tuttu beni.
"Oğlum baba oğlum."
"Baba sözü oğlum uyandığında oğlunu göreceksin."
Gözlerim kapanmaya başladığında odaya giren iki askeri üniformalı adamların yüzlerini göremedim.
Gözlerim buğulanmıştı. Biri koltuk altlarımdan diğeri bacaklarımdan tutup beni kaldırdılar.
Sedyeye bıraktıklarında ağrılarla yüzümü buruşturup kısıcıkca inledim.
≈
Gözlerimi açtığımda etrafıma baktım oğlum kolumda uyuyordu huzurum nefesim benim.
Sol kolumu kaldırıp çok hafif uyuyan oğlumun yanağına dokundum ne zaman tutuğumu bilmediğim nefesimi rahatlayarak bıraktım.
Dayanma gücüm nefes alıyordu.
Eğilip kokusunu içime çektim başına buse kondurdum.
Canlı kanlı yanımdaydı babasının aslanı.
Koltuktaki uyuyan bedenlere baktım.
Batu kollarını birbirine dolayıp kafasını koltuğun başına koymuş gözleri kapalı duruyordu.
Ama üstünde üniforma vardı. Onun yanında Ateş de uyuyordu kafası babamın omuzundaydı babamda uyuyordu babamın sağ tarafında da Ömer bey uyuyordu.
Hemen gözümü kaçırdım ondan. Tekli koltukta Yiğit bey uyuyordu gözlerimi ondanda çekip pencereye baktım hava yavaştan aydınlanıyordu.
Gelen tuvaletim ile kalkmaya çalıştım ama sırtımdaki keskin ağrı buna engel oldu.
Omuzumda hissettiğim el ile sahibine baktım Yiğit bey.
"Kaan neden kalkıyorsun."
Gözlerimi kaçırıp cevap verdim.
"Hiç."
Yavaşca oğluma döndüm sıkıca sarıldım bırakırsam yine elimden kayıp düşer diye korkuyordum.
Ben kinci biri asla değildim ama söz konusu oğlum olduğunda asla değilim dediğim kişi oluyordum.
Arkamda hissettiğim ses ile Yiğit Bey'in hareket ettiğini anladım ondan sonra kapı sesi.
Aklıma gelen tuvaletim ile tekrar doğrulmaya çalıştım ama acılarım buna izin vermiyordu.
Tekrar duyduğum kapı sesi ile oraya baktım Barış amca.
Hızlı bir şekilde yürüyerek kalkmama yardımcı oldu ama benim gözüm bir saniye bile gözlerinden ayrılmıyordu.
Gerçekten yaşıyordu.
"Şimdi sırası değil oğlum zamanı geldiğinde sorularını cevaplayacağım."
Kafam ile onayladım.
"Sen neden kalkmak istedi bakalım."
Tuvalet.
"Tuvaletim geldi."
Elini belime koyduğunda acıyla yüzümü buruşturdum.
Sanki eli ateşe değmiş gibi hızlıca çekti.
"Seni nasıl götüreceğiz lavaboya."
"Bilmiyorum."
Koltuktaki bedenlerden sesler geldiğinde ikimizin bakışı oraya döndü.
Batu kendisine geldiğinde ilk bana baktı ondan sonra bakışları Barış Amcaya yöneldi gözlerini tekrar kapatıp yerinde rahat pozisyon aradıktan sonra durdu hızlıca gözünü açtığında birden ayağa kalktı onun kalkmasıyla babamgil irkilip uyandı.
"KOMUTANIM!" Bağırmasıyla çığlığı basan oğlum.
Barış amcam. "Senin sesinin ayarını sikiyim Batu."
Kaşlarım şaşkınlıkla havalandı Barış amacam küfür etti lan.
Ağalayan oğlumu kucağıma almaya çalışıyorum ağrılarım buna izin vermiyor Ateş hemen kucağına alıp bana uzattı.
Gözlerimle teşekkür ettim.
"Babam ben buradayım."
Sesimi duyan oğlum hemen susup bana baktı.
"Ba-ba-ba-ba." Ellerini bana uzatığında hemen sarıldım oğluma.
Yanağını boynunu her yerini koklayarak öptüm.
O adamın bana oğlumun vurulduğu video gözlerimin önüne gelmişti.
Daha çok sarıldım oğluma kafamı boynuma sokup derin bir nefes aldım bebek kokusu mis gibi kokuyordu.
Barış amca bana dokunduğunda titredim.
"Lavaboya gitmeyecek misin oğlum."
Kafamı olumluca salladım.
"Batu gel aslanım yardım et."
Üstüme doğru gelen Batu'yla babama baktım gözümde ne gördü bilmiyorum Batu'dan önce geldi.
"Oğlum ne oldu iyi misin?"
Nefes almakta zorlanıyordum.
"Kaan nefes al hadi aslanım nefes al."
Ne oluyordu bana neden o sahne gözüme geldi.
Hayır hayır şimdi olmaz Kaan senin güçlü olman gerek oğlun için güçlü olman gerek.
Babam bana dokunmak için elini uzattığında daha çok titredim.
Ama ben vücudumu kontrol edemiyordum ki.
"Baba."
Ateşin 'kriz geçiriyor' dediğini duydum.
Kucağımdaki oğlumu almak için elini uzatmıştı ki sımsıkı sarıldım.
Onu benden kimse alamaz.
Gözlerimin önü kararmaya başladı nefes, nefes alamıyorum vücudumun gevşediğini hissettim gözlerim karanlığa kapandı.
Yazar bakış açısı
Batu Kaan'ın kollarında düşmek üzere olan Barış Efe'yi tuttu.
İçeri giren doktorlarla herkes dışarı çıkmak zorunda kaldı.
Batu'nun kucağınadaki Efe çığlık çığlığa ağlıyordu.
Kimse sakinleştiremedi Efe'yi en sonunda Ahmet'in eline geçince baba diye ağlamaya başladı.
Kerem bey torununu Ahmet'in elinden alıp konuştu.
"Dedem baba iyi, göreceksin onu."
"Baba baba."
Kerem bey omzuna yaslayıp sırtını pışpışladı.
Sakinleşen Efe iç çekmeye başladı.
İçerden çıkan doktor Kerem Bey'e baktı.
Aile doktorları.
Kaan'ın tedavisi biter bitmez Türkiye'ye döndüler.
"Kerem buyurun odamıza geçelim."
Kerem bey başı ile onaylayıp Barış Çevik'e baktı.
"Komutanım."
Doktorun odasına giden aslan ailesi ile Barış ve Batu doktora baktılar.
"Kerem, Kaan kriz geçirdi bu kriz travma sonrası olan krizlerden."
Kerem bey, oğlunun Çetin Laçinkaya'nın ismini duyduğundan beri akşamları kabus görmeye başladığı zamanları düşündü.
Barış "Çocukluk travması var, bu travmayı yaşatan adam onu bir hafta boyunca yanında tuttu."
Serhat Kaan'ı tedavi ederken sayıkladığını düşündü.
'dokunma bana, istemiyorum dokunma.'
Tahmini doğru çıkmıştı Serhat'ın.
"Serhat Kaan iyi olacak mı?"
"Tedavi görüyor muydu?"
Barış. " Görmüştü ve kabusunu yendiğini söylediğinde tedavisini sonlandırmıştı doktor."
"Bakın Barış bey benim aklıma iki seçenek geliyor. Ya travmasını aştığını sanıyordu. Ya da o adam tekrar aynı şeyleri yaptı."
Odada ki hiç kimse ikinci seçeneğin olduğunu istemiyordu.
Kerem bey " Serhat bu olay olmadan önce o itin ismini duyunca ufak krizler geçirmeye başladı."
"Onu görünce de çoğaldı. Bakın haddime değil ama Kaan mesleğine dönmesini ondan çok siz istiyorsunuz."
Odada ki herkes onayladı.
"O zaman tedavilere geri başlayalım benim tanıdığım meslektaşım var kendisi psikolog İlknur KIZILTAŞ."
"Bende düşündüm Serhat ama ya kabul etmese."
"Bizde etiririz baba zorla ise zorla."
"Yalnız, Ateş o öyle olmuyor hasta tedavi olmak istemiyorsa olmaz."
Ömer. "Kendisine geldiğinde konuşalım baba."
Yiğit, Ahmet ve Ömer yutkunup Kerem Bey'in vereceği cevaba odaklandılar.
"Tabi sizinle konuşmak isterse."
Kerem bey bu cümleyi kurduğunda sesindeki kırgınlığı hissettiler odada ki herkes.
Selam canlarım ben geldim.
Vize sınavlarım yaklaşıyor iki hafta yokum Bordo Tabutçu ya da yeni bölüm yazıp yayınlayacağım.
Allah izin verirse iki hafta sonra geleceğim.
Seviliyorsunuz ❤️ Mutlu kalın ❤️
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
|
0% |