Yeni Üyelik
22.
Bölüm

★20. Bölüm★

@kaleminsesi1905_01

Medya: Yiğit ASLAN

 

Kaan

 

Barış amca ile babam gelmişti ama bana karşı mesafeli duruyorlardı kriz nedeniyle ama bu beni üzüyordu.

 

"Kaan babam."

 

Babamın bana seslenmesiyle başımı kaldırdım gözümün içine bakıyorlardı.

 

"Biz seninle bir şey konuşacağız."

 

Kafamı salladım dinliyorum diye.

 

Babam barış amcaya baktığında benim de bakışlarım ona döndü.

 

"Aslanım konuşacağımız konu senin verdiğin karara bağlı kabul edersen bizi çok mutlu edersin."

 

"Ne kararı."

 

Babam "senin için belki bu dediğimden sonra yüzüme bakma istemessin ama senin sağlığın için demem gerek."

 

"Sadete mi gelsek."

 

"Oğlum, senin için en iyisini istiyorum. Psikolog, içinde bulunduğun zorlu durumu anlaman ve bunun üstesinden gelmen konusunda sana yardımcı olacak bir destek kişisidir. Onunla konuşarak, hislerini ifade ederek ve geçmişteki travmaları ele alarak daha iyi hissedebilir ve güçlenebilirsin."

 

Babam ne diyordu ben deli değilim ki.

 

"Ben deli-"

 

"Alakası yok oğlum ne demek o, senin iyiliğin ve taravman için ben senin iyiliğini istiyorum oğlum güçlü olmanı oğluna çok güzel örnek bir baba olmanı istiyorum."

 

Babamın açıklamasından sonra kucağımdaki oğluma baktım kendi travmalarımı oğluma yansıtmak istemiyordum.

 

"Tamam kabul ediyorum."

 

Oğlum için kabul ediyorum.

 

Barış amca ile babam gözlerindeki ışıklarla bana baktılar.

 

"Tedavi ne zaman başlıyor."

 

Barış amca. "Vücudun iyileşir iyileşmez."

 

Gözlerim sargıda olan vücuduma kaydı sırtım paramparça olmuştu bacaklarım da üstümde hiç bir şey yoktu vücudumun üst tarafı ful sargıdaydı alt tarafım ise dizlerimin yukarısı sargılıydı.

 

Utancımdan hemen kayan örtüyü üstüme doğru çektim.

 

Babam."Barış Efe'yi alabilir miyim oğlum onun ilaç saati yaklaşıyor biliyorsun o da tam iyileşmedi?"

 

Evet bir de o vardı o adam yüzünden oğlum çok hastalanmıştı doktorun mucizevi bir şekilde oğlumun hâlâ nefes aldığını söylemişti.

 

Başımla onayladım babam bana yaklaştığında sık sık nefesler alamaya başladım hayır hayır midem neden bulanmaya başladı benim.

 

Babamın gözünün içine baktığımda yerinde durdu.

 

"Kaan iyi misin?"

 

Kafamı olumsuzca salladım iyi değildim.

 

Ellerim benden bağımsız titremeye başladı.

 

Ağzımda oluşan acı tat ile hışımla sol tarafıma döndüm bu dönüş vücuduma keskin ağrıya neden oldu.

 

Barış amcam ile babam aynı anda bana seslendi.

 

Gözlerimden yaşlar gelmeye başladı babam bir ıhşımla kollarımda ağlayan oğlumu aldı.

 

"Yaraların kanıyor."

 

Sırtımda hissettiğim sıcaklıkla Barış amcamın dediğini anladım.

 

Caresiz sesimle konuştum.

 

"Baba, baba sırtım çok ağrıyor."

 

Babam bana yaklaşmaya başladı midemin bulantısı armaya başladı o acı tadı tekrar hissettim.

 

Bir adım daha atınca kusmaya başladım.

 

Kullaklarım işitmeyi kaybetmiş gibiydi sesler uzaktan geliyordu kolumda hissettiğim acı ile baktım başörtülü bir hemşire hanım elindeki şırıngayla bana bakıyordu.

 

Anladığım kadarıyla sakinleştirici enjekte etmişti.

 

Düşmek üzereyken Barış amca beni tuttu en son hatırladığım.

 

Yazar bakış açısı

 

Barış bey genç adamı tutmuştu düşmemesi için.

 

Hemşire ile birlikte dikkalice sırt üstü uzandırdı.

 

Hemşire hanım eli ile kapıyı gösterdi.

 

"Yarasını pansuman yapmam gerek."

 

Barış ile Kerem bey onaylayıp dışarı çıktılar.

 

Onların çıkması ile koridordaki kişiler hemen ayağa kalktı.

 

"Baba hemşire neden bir anda daldı odaya ne oldu."

 

Yiğit'in kurduğu cümle ile oğlunun yüzüne baktı.

 

"Kriz geçirdi ani hareket ettiği için sırtındaki yaralar açıldı."

 

Yiğit yutkundu bir abi olarak kardeşini koruyamadı.

 

İzninizle ben dışarı çıkıyorum. Oradan uzaklaşıp bahçeye çıktı.

 

Bir banka oturup düşündü Kaan ile ilk karşılaşmalarını düşündü.

 

Ona ilk abi dediğini. Mesleği gereği arkasından adım sesleri duyuyordu omzunda hissettiği dokunuş ile elin sahibine baktı kardeşi Ömer.

 

Yanına oturup oda abisi gibi dirseklerini dizlerine koyurak düşünmeye başladı.

 

"Abi."

 

Gözünün kenarından ona seslenen kardeşine baktı.

 

Yiğit diğer tarafına otiran kişiye baktı Ahmet.

 

"Acaba Kaan kabul etti mi?"

 

"Etmiş abi."

 

Yiğit "umarım çabucak iyileşir Ahmet."

 

"Umarım abi umarım."

 

 

Bengü hemşire parçalanmış sırta baktı.

 

Dikkatli bir şekilde meslektaşı ile pansuman yapıp vücudunu sardı.

 

"Çok güçlü biri olmalı bu yaralara kim dayandırdı yoksa."

 

Bengü konuşan meslektaşına hak verdi.

 

"Hasta Kerem beyin oğlu İlayda bunu unutma."

 

İlayda onaylayıp arkadaşına baktı.

 

"Bir seyler duydum eskiden askermiş mesleğinden men edilmek durumunda kalmış geçenlerde kriz geçiren askerin komutanı çıktı."

 

Bengü ters bir şekilde meslektaşına baktı.

 

"İşini yap İlayda dedikodu değil."

 

İlayda malzemeleri alıp dışarıya çıktı.

 

Bengü ise temizlenmiş olan Kaan'ın kustuğu yere baktı.

 

Az çok tahmin ediyordu her ne kadar gizli olsa da annesi ile Serhat Bey'in konuştuklarına kulak musafiri olmuştu.

 

Daha fazla oyalanmadan hastanın üstünü örtüp odadan çıktı.

 

Kolidora çıktığında ağlayan bebeğe baktı hastanın oğluydu.

 

Kerem Bey'in yanına yürüyüp konuştu.

 

"Kerem bey isterseniz ben ilgilenebilirim."

 

"Sağol kızım ama ben hallederim."

 

"Peki Kerem bey oğlunuz şimdilik uyuyor kendisine akşama doğru gelir sizde uykusuzsunuz dinlenseniz sizin için iyi olur."

 

Başı ile onayladı Kerem bey.

 

Bengü oradan uzaklaştı. Kolidorda tekti Ateş acil gelen hasta ile gitmek durumunda kaldı. Oğlanların üçüde dışarı çıktı.

 

Barış ile Batu karargaha gitmek durumunda kaldı.

 

Vedat'ın babası Tuna bey elindeki suyla kendisine doğru geldiğini gördü.

 

Kerem bey oturduğu yerden sakinleşen torunu ile ayağa kalktı.

 

"Durum ne?"

 

"Aynı ilacın etkisinde akşama doğru uyanır dedi hemşire hanım."

 

"O zaman eve gidip bir kaç saat olsada uyu gözlerin kıpkırmızı."

 

"Olmaz oğlum bu hastaneden taburcu olana kadar hiç bir yere gitmeyeceğim. Hem uyandığında oğlunu isteyecek."

 

"Anlıyorum seni ben dururum başında hiç olmassa git bir duş al gel Barış Efe ile git hem. Bak kardeşim bura geldiğinden beri hiç adam akıllı uyumadın ve duş almadın. Neredeyse bir hafta olacak."

 

"Ben oğlumu bir kere yalnız bıraktım ne olduğunu benden daha iyi biliyorsun Tuna."

 

Elindeki suyu uzatarak kafa salladı. Ona bir şey diyemezdi.

 

Kerem elindeki suya baktıp aldı ve oğlunun odasına girdi.

 

Onları dinleyen Aslan kardeşler ise babalarına hak verdi.

 

Kerem bey odaya girip uyuyan oğluna baktı. Aksak ayağı ile yanına yürüyüp başına buse kondurdu.

 

"Özür dilerim oğlum seni koruyamadım."

 

Uyuyan torununu babasının yanına yerleştirip yatırdı.

 

Kendiside tekli koltuğa yüz üstü uzanıp tavana baktı.

 

Yorgun bedeni ile uykuya daldı. Zaman geçtiğinde Aslan kardeşler odaya girdi.

 

Yiğit sakinleştiricinin etkisiyle uyuyan kardeşinin yüzüne bakamadı utancından.

 

Ahmet direk babasının yanına yürüyüp ceketini çıkarıp babasının üstünü örtü.

 

Ömer açık kalan yeğeninin üstünü örtü.

 

Elini tereddüt ile kardeşinin başına uzattı ama eli havada kaldı o hakkı kendisinde bulamıyordu elini hemen çekip hızlı bir şekilde odayı terk etti.

 

Ailesi resmen dağılmıştı. Ne eşi ne babası nede kardeşi yüzüne bakmıyordu.

 

Kaan'ın kaçırılmasından beri eve uğramıyordu.

 

Neredeyse bir ay arkasından Yiğit çıkıp kardeşine yetişmek için hızlandı.

 

Ömer'in kolundan tutup durdurdu. Beraber Kolidorda olan sandalyeye oturdu.

 

"Abi ben daha fazla bu yükle yaşayamıyorum ilk daha doğmamış bebeğim öldü."

 

Ağlayan kardeşini teselli etmek için sarıldı.

 

"Şşt tamam abim sakin ol."

 

"Babam yüzüme bile bakmıyor. Hakklı adam bize güvenemiyor. Bir kaç saat için bile güvenemiyor."

 

"Tamam Ömer sakin ol koçum Kaan benim yüzümden bu halde bir abi olarak onu koruyamadım."

 

"Hayır abi üçümüzün suçu o kıza inandık abi Kaan'a kabusu yasatan adamın tuzağına düştük. Ahmet onu orada kendinden geçene kadar döndüğünde biz sadece izledik annem o haliyle Ahmet'i tutmaya çalıştı ama biz sadece izledik. Kendimden nefret ediyorum abi ben ne iyi bir baba ne de amca oldum."

 

"Bebeğin ölümü senin yüzünden değil Ömer, Yağız bilerek yaptı."

 

Ahmet abilerinin yanına oturup konuşmaya devam etti.

 

"Zaten Yağızın yüzünden başımıza gelmeyen kalmamıştı Kaan'ı da aynı onun gibi zannetim ben."

 

Ateş."babamın dediği gibi her insan aynı değil."

 

Üçü direk küçük kardeşlarine baktı.

 

"Siz benden daha iyi taniyordunuz Kaan abimi özellikle sen Ahmet abi onu araştıran sendin a'dan z'eye kadar biliyordun."

 

Kırgınlıkla abilerine baktı Ateş.

 

"Bence siz boşuna o göz yaşlarını akıtıyorsunuz. Sırf Yağız bize kötülük yaptı diye Kaan abimde aynısını yaptı zannetiniz hiç duşunmediniz ki ulan aynı olay Kaan'ın başına da geldi diye. Ama nerede. Biliyormusun Yiğit abi ben hep seni örnek alırdım sen hep iki tarafı dinlerdin ben çok başka birini örnek alıyormuşum."

 

Selam canlarım ben geldim.

 

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

 

Seviliyorsunuz ❤️

 

Mutlu kalın ❤️

 

Veeee bugün kemdime mola verdim yarın diğer sınav olacağım derslerime çalışmaya başlayacağım bir hafta sonra görüşürüz.

 

Loading...
0%