Kaan

Ayağa kalkıp Ahmet beye baktım "teşekkür ederim ama ben sizinle gel-"

"Bak oğlum seninde bir oğlun var. Beni anlarsın. Ben artık ömrümün yettiği kadar sana da babalık yapacağım."

Bunlar beni hemen neden kabul ettiler.

"Bakın Kerem bey benim anlamadığım beni hemen kabul etmeniz."

Elini omzuma atıp"seni ararken araştırdık oğlum önceden yaptığın mesleği neden bırakmak zorunda kaldığın, başına neler geldiğini."

≈

Araba bir konağın önünde durdu.

Barış Efe'yi kucağıma alırken kapım açıldı.

Açan kişiye baktığımda Ahmet beydi.

' Teşekkür ederim ' diye ağzıma geveledim.

Konağın kapısından içeri girdiğimde bir tane orta yaşlarda bir abla önüme içeri terliklerden koydu.

Kucağımda Efe'yi yere bırakıyordum ki Kerem bey

"Oğlum ver ben tutarım torunumu."

Kerem bey Efe'ye uzandığında çığlık atarak benim koluma yapıştı.

"Aynı Ahmet gibi o da benden ayrılmazdı."

Birşey demeden Efe'yi yere bıraktım oturup bana bakıyordu ona tebessüm ederek ayakkabının iplerini çözdüm.

İçeri terlikleri giyip Efe'ye kollarımı uzattım kahkaha atarak emekleyerek benden kaçtı.

Ahmet bey yakalayıp kucağına aldı.

Yakalanmanın hissiyle Dudaklarını büzdü. Benim ona baktığımı gördüğünde tekrar gülerek Ahmet Bey'in boynuna saklandı.

Şaşırmış şekilde baka kaldım Efe ilk defa başka birinin kucağında ve boynuna kafasını saklamıştı.

Kerem bey "buyurun" diyerek elini uzattı.

Salona geçtik bana gösterilen üç kişilik koltuğa oturdum Kerem beyde tek kişilik koltuğa oturdu, benim sağ tarafıma Ahmet bey sol tarafıma Yiğit bey.

Karşı koltuğa Ömer bey ile Ateş bey oturdu.

Merdivenden ayak sesleri gelince hepimiz oraya döndük.

"Babbaaa" yiğit beye bir kız çocuğu koşarak kucağına atladı.

Yiğit bey tebessüm ederek başına öpücük kondurdu.

Bana dönüp babasının kulağına fısıldadı.

"Bu amca kaybolan kaydeşinmi babbaa."

Başı ile onayladı. "Evet Ecem Kaan Amcan."

"Meyhaba Kaan amca benim adım Ece Aslan."

"Merhaba minik kuş."

Hitabım ile elini ağzına getirerek kıkırdadı.

"Ömer amcamda bana minik kuş diyoy."

Efe bana elini uzatınca bende ona uzanarak kucağıma aldım.

Tekrar merdivenden ses gelince yine hepimiz oraya döndük.

Önde restoranda gördüğüm bayan ve kucağında bebeğiyle geldi.

Arkasındanda Kucağında 2 yaşlarda biri geldi.

İlk Kerem beye bakarak "hoş geldiniz baba." Dedi.

"Hoşbulduk kızım" restoranda gördüğüm bayan Ömer Bey'in yanına oturdu.

Diğer tekli koltuğa da Yiğit beyin karısı oturdu.

Kerem beye konuşunca ona döndük. "Evet Kaan oğlum -eli ile tekli koltukta oturan bayanı gösterip- Yiğit'in eşi Büşra kucağındaki oğlu Asaf zaten kızı ile tanıştınız."

Kafamı salladım. Diğer bayanı gösterip. "Ömer'in eşi Mehtap, oğlu Eymen."

Kapıyı açan orta yaşlarda bir abla gelip.

"Kerem bey sofra hazır."

Kerem bey tamam diyerek ayağa kalktı arkasından bizde kalktık.

Masanın etrafına oturdular bende Ahmet bey ile Ateş beyin ortasına oturdum karşımda Ömer bey oturuyordu.

Sağ tarafında eşi sol tarafına da Yiğit bey oturmuştu.

Eşi de onun yanında masanın başında da Kerem bey oturmuştu.

Akşam yemeği yendikten sonra tekrar salona geldik aynı şekilde oturduk.

"Kaan, bak oğlum senin bizimle yaşamanı istiyoruz evlat."

Ben istemiyorum ki kimseye yük olmak istemiyorum Barış amca keşke yanımda olsaydın.

"Abicim sen bize iyi geleceksin lütfen babamın teklifini geri çevirme." Yiğit bey konuşunca ona baktım.

Ömer bey ile ona döndüm.

"Sen bizim kardeşimiz sin ve Aslan ailesinin bir parçasısın. Bize yük olmayacaksın aksine iyi geleceksin."

Yutkunarak kafamı eğdim parmağım ile oynayan oğluma baktım.

"Bak sende babasının oğlun yanından ayrılmasını istermisin."

Kafamı hayır anlamında salladım.

Oğlumdan bir gün değil bir saniye bile ayrı kalamam ki.

"İş bulana kadar-"

"Ne iş bulana kadar burası seninde evin, sizin odanız hazırlandı bile."

"Bakın Kerem bey"

"İtiraz istemiyorum senin eski mesleğine geri göndereceğim vatana verdiğin sözün kaldığı yerden devam edeceksin teğmenim."

Kaşlarım Afif çatıldı.

Kapı zili çaldı salona bir bayan geldi.

"Hoş geldin kızım."

"Hoşbulduk Kerem amca."

"Ahmet'in kız arkadaşı. Oğlum Kaan."

Bana elini uzatınca ben kafa salladım.

"Memnun oldum."

Dudaklarını birbirine bastırıp kafa bana kafa salladı.

"Bende."

≈

Sohbet ve birbirimizi tanıma ile geçti konuşma Yiğit ile Ahmet askermiş

Binbaşı ile üsteğmen. Ömer kendi şirketlerinde CEO muş. Ateş ise tıp okuyormuş.

Büşra doktormuş zaten yiğit ile hastanede tanışmışlar.

Mehtap ise yazılım mühendisliği okumuş.

Rabia ile Ahmet bir cafede telefon karıştırılması ile tanışmış iki yıl beraberlermiş.

Yatma zamanı geldiğinde Kerem bey ayağa kalktı.

"Gel oğlum sana odanı göstereyim."

Yürüdüğünde arkasından baktım koluma dokunan Yiğit bey ile ona baktım.

"Lütfen bizimle kal."

İçime derin bir nefes alarak verdim.

Ayağa kalktım zaten kucağımda Efe uyumuştu.

Beni merdivenin başında bekliyordu geldiğimi görünce tebessüm etti.

"Odan bir kat üste ve bu oda da Ahmet ile Ateşinde odası var."

Bir kapının önüne geldiğimizde durdu.

"Burası senin odan karşıdaki Ahmet abinin yan taraftaki Ateşin."

Durduğumuz kapının yan tarafını gösterdi.

"Burası Barış Efe'nin odası ama beşiği senin odana koydurttum."

Kapıyı açıp benim girmemi bekledi girdiğimde çok güzel renk tonlarda bir oda karşıladı.

Arkamdan Kerem bey girince konuştu

"Beğenmediğin bir şey varsa söyle hallederiz."



Yatağın yanında da bebek beşiği vardı.



(Barış Efe olarak temsili.)

"Senden gelen eşyalar dolaba yerleşti senin kıyafetlerin ile Efe'nin de."

"Burası ne ara hazırlandı."

"Dün akşam. Ben odama geçeyim oğlum sabah senin işini konuşuruz."

Kerem bey çıktığında Efe'yi bebek beşiğine yatırdım üstünü örtüp başına öpücük kondurdum.

İki tane kapı vardı ilk sağda kini açtım banyo ile tuvalet vardı.

Girip elimi yüzümü yıkayıp aynada kendime baktım.



Bundan sonra ne olacak beni neler bekliyor bilmiyorum.

Efe'nin ağlama sesi ile hızlı bir şekilde tuvaletten çıkıp yanına gittim beni görünce ağlamaları iç çekişlere döndü.

Bana kollarını uzatınca kucağıma aldım.

"Ne oldu arkadaş altında temiz karnında tok."

Ayaklarını sallayınca yere koydum apalayarak yürümeye başladı kapıya gidince vurmaya başladı.

"Ba-ba-ba-ba"

Bu gidelim işaretiydi. Tebessüm ederek onu kucağıma aldım.

"Babam şimdi gidemeyiz ki bizim evimiz yok bir süre burada misafir olacağız."

Uyanınca beni görmediği için ve farklı yerde gözünü açınca korktu.

"Korkma babam ben buradayım seni bırakmam gel hadi üstümüzü değiştirelim ve yatalım."

Soldaki kapıya baktım galiba orası giyinme odasıydı.

Tahmin ettiğim gibi.



Ve köşede küçük dolap vardı kapağını açtığımda Efe'nin kıyafetleri vardı ekstra farklı kıyafetlerde vardı bir takımın üstünde de Barış Efe yazıyordu.



Oradan rahat edeceği bir takımdan alıp ortadaki koltuğa koydum Efe'yi de oturtup üstünü değiştirdim oradan yere bırakarak benim olduğu kıyafetlerin önünde durdum.

Benim kıyafetlerim ile ekstra farklı kıyafetlerde vardı.

Kendim olan kıyafetlerden pijamaları mı alıp üstümü değiştirdim.

Efe nereden buldu bilmiyorum bir tane oyunca araba ile oynuyordu.

"Onu nereden buldun arkadaş."

Yanına gittiğimde Efe'nin olduğu dolabın yanında kapağı açılmış gömme dolap vardı.



En alt çekmece çekik ti içinde bir sürü oyuncak vardı diğerlerine baktığımda erkek oyuncakları vardı.

Elindeki oyuncağın farklı renklerde de vardı.



"Ulan arkadaş senin bu kırmızı sevdan nereden geliyor."

Kırmızı rengine ayrı bir şeyi vardı yani benden çok sevdiği renkti işte arkadaş.

"Hadi yatma vakti."

Odadan çıkıp Efe ile yatağa yattık.

Parmağı ile oyuncak zürafa var onu gösteriyordu elime alıp ona verdim.

Ona sarılıp gözlerini kapattı ama uyumuyordu.

Göz kapakları hareket ediyordu.

Biraz sırtını okşadım nefesi düzenli geldiğinde yüzüne baktım gerçekten uyumuştu.

Bende uzanıp tavana baktım.

Yavaştan göz kapaklarım kapandı kendimi uykuya bıraktım.

Selam canlarım ben geldim.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Mutlu kalın ❤️

Yazım hataları varsa söyleyin bakmadan attım.