Yeni Üyelik
7.
Bölüm

★5. Bölüm★

@kaleminsesi1905_01

Kaan

 

Kahvaltıdan sonra büyük salona geçmiştik çocuklar içinde oyun parkı vardı köşede Efe içinde Ece ile Asaf'da vardı.

 

Onları izlemeye dalmışım koluma dokunan el ile elin sahibine baktım Kerem beydi.

 

"Oğlum kaç defa seslendim duymadın beni."

 

"Dalmışım."

 

Kafasını afif sağa yatırıp çocuklara baktı.

 

Derin bir nefes alıp bana döndü.

 

"Bak oğlum tekrar mesleğine dönebilir sin? Sicilin temize çıktı."

 

Kahvaltıda da konutu açmıştı bende kesin bir dil ile red etmiştim.

 

"Bakın Kerem bey benim iyiliğim için yapıyorsunuz ama olmaz ben bütün hayatımı oğluma adadım. Elbette çok istiyorum mesleğime geri dönmeyi ama oğlum."

 

İçeriye korumalardan biri girmişti bana bir isimsiz paket olduğunu söyleyip paketi bana vermişti.

 

Salonda Kerem bey Ateş ve benden başka kimse yoktu kafamı kaldırıp Kerem beye baktım.

 

"Kimden olabilir?"

 

Kerem beyin sorusu ile bilmem manasında omzumu kaldırıp indirdim.

 

Paketi açtığımda bir kutu dolusu benim ve eski timim ile çekilmiş fotoğraflar vardı.

 

Ama bir tanede Hazal'ın fotoğrafı vardı onu elime aldığımda Kerem beyin sesi ile ona döndüm.

 

"Bu o kadın Nihan Karaoğlu."

 

Tek kaşımı kaldırıp Ateşe baktım.

 

"Emin misiniz Adı Hazal oğlumun annesi."

 

Kaşları şaşkınlık ile yukarı kalktı.

 

"O bir terörist."

 

Ateş "babamı bu hale getiren kadın."

 

"Çetin Laçinkaya'nın sağ kolu."

 

Duyduğum isim ile elim titremeye başladı.

 

Gözümün önüne gelen görüntüler ile nefes almakta zorlanıyordum.

 

"Hayır dokunma bana dokunma."

 

Kerem bey ile Ateş bana bir şeyler diyordu ama bana uğultu gibi geliyordu.

 

"

 

"Baba, baba yardım et baba."

 

"Şşş sessiz ol bakayım."

 

"Dokunma bana istemiyorum seni BABA YARDIM ET."

 

Ama o bana bakmıyordu Çetin'in verdiği parayı piç bir sırıtma ile sayıyordu onu sonra satsa beni kurtarsa olmazmı.

 

Popomu avuç içine alıp sıkmaya devam ediyor.

 

Al tarafımı tamamen çıkardığında ve sonrası ile çığlık atarak bayıldım.

 

 

"Dokunma bana."

 

"Abi Barış Efe ağlıyor."

 

Ellerim sımsıkı bir şekilde bir kolu tutuyordu ve ben tirtitriyordum.

 

"Oğlum Kaan babam buradayım ben."

 

"Abicim Kaan kendine gel."

 

Gerçek dünya ya geri döndüğümde tüm aile buradaydı bana paketi getiren korumada.

 

Ahmet beyin kucağında oğlum çığlık çığlığa ağlıyordu onu sakinleştirmeye çalışıyordu.

 

Ben ise zangır zangır titriyordum.

Tutuğum kolun sahibine baktım.

 

Kerem beydi. Ayağa kalktım ama bacaklarım beni taşıyamadı geri düştüm.

 

Krizlerim neden onun ismini duyunca başladı. Hani yenmiştim ben bu kabusları.

 

Binbir zorlukla ayağa kalktım yiğit bey üzerindeki üniforma ile bana bakıyordu.

 

Gözlerinde acıyarak bakmıyordu gözlerindeki hüzün ile bakıyordu oğluma doğru adım attığımda tekrar düşüyordum ki Yiğit bey beni tuttu.

 

"Sana yardım edeyim."

 

İkisinin üstünde de üniforma vardı kahvaltısının ortasında telefon geldiği için gitmişlerdi.

 

Ahmet bey bana oğlumu getirdiğinde onu kucağıma aldım ağlamaktan gözleri kızarmıştı sulu bir göz ile bana bakıyordu.

 

İki kolum ile ona sımsıkı sarıldım kokusunu içime çektim. Merdivenlerden çıkmama Yiğit bey yardım etmişti.

 

Bana verilen odaya götürüp yatağa yatırdı ayağımdaki terlikleri çıkarıp üstümü örtü Efe kafasını boynuma sokmuştu arada bir iç çekiyordu.

 

Yiğit bey başıma bir buse kondurup benden uzaklaşmadan fısıltı bir şekilde konuştu.

 

"Özür dilerim abim. Şimdiye kadar yanında olamadığım için özür dilerim."

 

Benden uzaklaşıp eli ile gözyaşlarımı sildi.

 

"O piçi elime geçirdiğimde kimse alamaz bende ölüm onun için bir kurtuluş olur kendi ellerim ile ceza vereceğim ona."

 

Odadan çıkıp kapıyı ses çıkrmamaya çalışarak örttü.

 

 

Yazar bakış açısı

 

Yiğit aşağıya merdivenlerden indiğinde merdivenin başında merak ile bakan Ömer'i gördü duydukları ile Ahmet'le konağa yol aldılar yolda onu arayıp acil eve gelmesini söylemişti.

 

Dudaklarını birbirine bastırıp sağ kolunu havaya kaldırdı.

 

"Gel abicim babamın yanına gidelim."

 

Büyük salona geldiklerinde Kerem bey ayağa kalktı.

 

"Oğlum ne oldu."

 

Telaşlı bir şekilde konuşmuştu.

 

"Ahmet senin bize anlatacakların olduğunu söyledi."

 

"Lütfen otur baba."

 

Kendisi babasının yanına oturdu eşine bakıp konuştu.

 

"Büşra siz çocukları alıp odasına gidin."

 

Mehtap Ömer'e baktı ondan onay alınca çocuklar ile beraber salondan çıktılar.

 

"Baba sana bunu nasıl anlatacağım bilmiyorum ama bu konuşanlar burada kalsın lütfen."

 

Yutkundu boğazındaki yumruyu gidermek için ama gitmedi.

 

Alt dudağın ıslatıp ağzına yolladı.

 

Nereden başlamalı bilmiyordu.

 

"Oğlum çatlatma insanı."

 

"Sabah kahvaltıda gelen telefon ile Ahmet'le ikimiz çıktık karargaha yol aldık. Biz kendimizi operasyon için hazırlıyorduk ama karargaha ulaştığımızda yarbay bizi odasına çağırdı benim elime bir sarı dosya verdi dosyanın içinde bilgiler Kaan'a aitti."

 

Bakışlarını ellerine indirip parmağı ile oynamaya başladı.

 

Bir kaç kez yutkundu başını kaldırmadan devam etti.

 

"Çetin iti tarafından tecavüz uğramış."

 

Salonda sessizlik oluştu Yiğit'in son cümlesi ile Kerem bey sınırlı bir şekilde saclarını karıştırıyordu.

 

Ahmet'in elindeki dosyayı bir çırpıda alıp Kaan'ın olduğu fotoğrafın altındaki bilgileri okudu.

 

Taciz ile tecavüze uğradığı kimler tarafından yazıyordu.

 

Elleri sinir ile titriyordu telefonu çaldığında titreyen elleri ile acamadığı için sinirle yere çarpacaktı ki Ömer babasının kolunu tuttup arayana baktı gizli numara yazıyordu.

 

Eline alıp açtı.

 

"Albay albay şah eserimi beğendin mi?"

 

Telefonda arayan kişi kahkaha attı.

 

Kerem bey dişlerini sıkarak. "Çetin." Olmuştu.

 

Ahmet ile Yiğit duyduğu isim ile yerlerinde dikleşti.

 

"Ama albay olmaz böyle sen benden oğlumu aldın bende senin oğlunun hayatını altüst ettim."

 

"Hem oğlunun tadı damağımda-"

 

Yiğit sinirle Ömer'in elindeki telefonu alıp bağırarak konuşmaya başladı.

 

"Ulan siktiğimin adamı önündeki çıkıntı ya güvenen it seni orusbu çocuğu elbette elime geçeceksin ve ben seni öldürmeyeceğim bana ölmek için yalvaracaksın ama öyle bir şıkkın olmayacak."

 

"Aaaauuu çok korktum Aslancık -kıkırdar- kim kime yalvaracak göreceğiz."

 

Ardından telefon kapanır.

 

Yiğit sinirli bir şekilde ayağı ile ritim tutuyor.

 

Sadece o değil odadaki bütün aslan erkekleri.

 

Ateş"Yiğit abi ne olacak Kaan abime babam tam da onu mesleği için ikna etmişti."

 

Gözünden akan yaş ile hemen sildi.

 

"Ben abime bakmaya gidiyorum."

 

Ayağa kalktığında Kerem beyde kalktı üç abide ardından kalktı Ateş Kaan'ın odasına geldiğinde kapısını tıkladı ama içerden ses gelmedi Kerem bey terettüt ile elini kapının kulpunu tutu çok yavaş bir şekilde açtığında kafasını içeriye soktu Kaan uyanıktı ve tavana bakıyordu Barış Efe apalayarak onlara doğru yürüdü Ahmet'e kollarını kaldırdığımda eğilip onu kolları arasına aldı.

 

Beşli odaya girdiğinde Kerem bey oğlunun yanına yürüdü.

 

Yatağın kenarına bir ayağını altına alarak oturdu elini Kaan'ın saçlarına ulaşmak için kaldırmıştı ama geri çekti.

 

Kendisini suçluyordu oğlunun basına gelen herşeyde kendisini suçluyordu.

 

Kaan yutkundu Kerem beyin elini tuttup başına koydu gözlerini kapattığında iki gözünden damla düştü Kerem bey hemen boş olan eliyle sildi onları.

 

Odadaki sessizlik ile birbirleriyle konuşuyordu.

 

Diğerleride gelip hepsi yatağın etrafına oturdu Yiğit hemen kardeşinin elini tuttu.

 

Ateş ağlamamak için kendisini sıkıyordu Ömer küçük kardeşini kolunun altına alıp alnına buse kondurup kulağına fısıldadı.

 

"Abinin yanında güçlü dur abicim onun bizim başımız dik bir şekilde toparlayacağız."

 

Yiğit boştaki elini babasının elinin üstüne koydu.

 

 

Vedat'a ulaşan haber ile yarbayın yanına gitti.

 

"Komutanım Kaan kriz geçirmiş."

 

Selam canlarım ben geldim 😊

 

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

 

Mutlu kalın ❤️.

 

Loading...
0%