Yeni Üyelik
10.
Bölüm

★8.Bölüm★

@kaleminsesi1905_01

Kaan

 

"Abi bu nasıl." Ateşin bana gösterdiği saate baktım.

 

 

Dünden beri konuşuyordu bir arkadaşının önemli günüymüş bugün ve beni kolumdan tutup AVM ye getirdi.

 

Barış Efe evde kaldı ve oğlumdan ilk ayrılışım oldu.

 

"Güzel."

 

Oflayıp bana baktı.

 

Saati geri yerine koydu ama gerçekten güzel bir saat.

 

Bir saat mağazasındayız ve ateş eline aldığı herşeyi bana gösterip nasıl olduğunu söylüyordu.

 

Elimi enseme atıp kaşıdım.

 

"Ateş, senin bu arkadaşın ne tür şeylerden hoşlanır ila saat olacak diye bir şey yok."

 

Ateş düşünüp bana cevap verdi.

 

"Yani abi nasıl desem tam zevklerini bilmiyorum. Şöyle diyim arkadaşım yurt dışındaydı ve dün akşam geldi bayağıdır görüşmüyoruz."

 

Tek kaşımı kaldırdım uzun süredir görüşmediği ama kendine çok yakın biri.

 

"Tabii saat şart değil. Sen ne diyorsun bu işe."

 

"Sen benim seçmemi istiyorsun benim anladığım bu"

 

Kafasını salayıp onayladı beni.

 

Saat mağazasından çıkıp ellerimi belime koyup etrafa baktım.

 

Ateş'de arkamdan gelip oda benim gibi etrafa bakıyor.

 

"Şimdi sana sorular soracağım. Arkadaşın fiyatına bakan birimi?"

 

"Hayır hiç sorgulamaz ne verirsem kabul eden biridir."

 

"Peki tanıdığın kadarıyla neye ilgisi var?"

 

"Kitap okumayı seviyor, piyona çalmayı biliyor ama piyonası yok yaa abi senin gibi işte zevkleri aşagı yukarı."

 

"İyi de ben piyona çalmasını bilmiyorum ki."

 

Sağ elini saçlarına götürüp karıştırdı.

 

"Aşağı yukarı dedim yaa."

 

Bu haline dudaklarım kıvrıldı.

 

"Tamam şampiyon sakin ol."

 

Karşıda gördüğüm ayakkabı mağazası ile ayakkabıma baktım gerçekten çok eskimişti ama yanıma paramdan alamadım evden çıkışımız saniyeler sürdü.

 

"Ne tür kitaplar okuyor, bir kitap abilirsin yada kitap ayracı."

 

Elini sol omzuma atıp kendisine dönderdi beni.

 

"Değeri düşük olmazmı?"

 

Ellerimi pantalonun cebine koyup düşündüm ama aklım oğlum ile meşgul olduğu için Ateş'e de yardım edemiyordum.

 

"Ben olsam eğer saat takmayı seven birisi ise ona saat alırdım. Veya cüzdan, bileklik, tutuğu takım var ise taraftar ürünleri alırdım."

 

"Senin tutuğun takım varmı ben Galatasaray'lıyım."

 

"Benim yok."

 

Anladım der gibi kafa salladı.

 

Çaprazımızda olan kitap mağazasına yöneldim.

 

 

Raflara baktığımda gözüme değen roman ile buruk tebessüm ettim.

 

' ŞEKER PORTAKALI '

 

Ateş birkaç roman alıp paketletti.

 

İzlenme hissi ile arkamı döndüğümde iki kişi kitap raflarına bakıyorlardı gözlerimi kısarak daha dikkatli baktım.

 

Omzumda hissettiğim dokunuş ile sol tarafıma döndüm ellerindeki paketi gösterip.

 

"İşim bitti abi."

 

İkimiz mağazadan çıktık. Pasta bölümün önünden geçtiğimizde Ateş kolumdan tutarak beni durdurdu.

 

"Vala canım pasta çekti abi yaa birer porsiyon yiyelim mi?"

 

Pastalara baktığımda benimde canım çekmişti.

 

"Sen ye Ateş benim iştahım yok."

 

Kolumdan çekiştirerek bir masanın yanına gittik.

 

Elindeki romanları sandelyenin üstüne koyup diğer sandelyeye beni oturttu.

 

Karşıma geçip oturdu.

 

"Yok öyle, hem ben tek başıma bir şeyler yiyemiyorum ki bana eşlik etmeni istiyorum hadi abi."

 

Tebessüm ederek 'tamam' dedim.

 

"Hangi çeşit seversin."

 

En son Barış amca ile meyveli pasta yemiştim.

 

"Benim için fark etmez."

 

Sağ elini masanın üzerine koyup bana baktı.

 

"Bak abi ben tüm ailemin neye alerjileri olduğunu tut sevdiği şeylere kadar biliyorum lütfen seni tanımam için bana yardımcı ol."

 

Yutkunup bakışlarımı kaçırdım gördüğüm kişiler ile kaşlarımı çattım kitap mağazasında gördüğüm adamlardı.

 

"Abi?"

 

Ateşe bakıp cevap verdim. " Çilekli çikolatalı severim."

 

Kocaman tebessüm ettip kordonu çağırdı.

 

 

Yazar bakış açısı

 

O sırada Kerem beye gelen mesaj ile mutfağa yönelip çalışanlara baktı.

 

Tek eksik olan pastaydı.

 

"Handan hanım çilekli çikolatalı."

 

"Tamam Kerem bey."

 

Kerem bey tekrar bahçeye çıktı ve gözden geçirdi bugün yeni kavuştuğu oğlunun doğum günüydü.

 

Yiğit elinde tutuğu kitap rafları ile Kaan'ın odasına gitti.

 

Ahmet ile ömer Ateş'den gelen mesajlar ile Kaan'a hediye aldıpneve döndüler.

 

"Hoş geldiniz?"

 

"Hoşbulduk yenge, abim nerede?"

 

"Kaan'ın odasında."

 

İkili ellerindeki hediyeleri Büşra'ya verip odaya çıktılar.

 

Yiğit gelen ses ile arkasını dönüp baktı.

 

"Yardıma geldik abi gelmek üzereler."

 

"Tamam abim gelinde hemen kuralım."

 

Kurulan kitaplık ile bir kaç tane alınan romanları yerleştirdiler.

 

Kapıdan gelen ses ile Yiğit 'gel ' komutu ile içeri ellerinde çevcevre resimleriyle Mehtap girdi.

 

"Yiğit abi buyur."

 

Yiğit tebessüm ederek "sağolasın abim."

 

Barış Efe ile Kaan'ın olduğu resimleri kitaplığa koydu.

 

Kerem beyin içeri girmesi ile herkes ona döndü.

 

Kerem bey kitaplığa bakıtı.

 

"Güzel olmuş hadi herkes geldi aşağa inelim Ahmet Efe durmuyor oğlum ona bir el at."

 

Ahmet koşarak yeğenine gitti. Oyun parkında ağlayan Efe Ahmet'i görünce hemen ellerini kaldırdı.

 

Ahmet kucağına alıp hoplattı.

 

"Amcasının paşası hadi gel baba için yakışıklı olalım."

 

Kaan'ın odasına çıkarıp banyoya girdi arkasından gelen Yiğit ile ömer'le el birliği banyo yaptırdılar.

 

 

Alınan takımı giydirdiler.

 

Ömer "keretaya bak ya amcası gibi yakışıklı."

 

Yiğit. "Amcası derken hiçte bile dedesi gibi çünkü babama benziyor Efe."

 

Ahmet abisini onayladı gözlerin rengi burnu tıpkı Kerem bey gibi yüzüde Afif anımsatıyor.

 

Ahmet kucağında Efe ile kendi odasına gitti hazırlanıp çıktılar.

 

Tüm aile bahcedeydi akrabalarda tekneksik Ateş ile Kaan dı.

 

Bahçenin kapısından giren araba ile korumalar tarafından açıldı. Arabayı park eden Ateş abisine döndü.

 

"Abi sana arka bahçede bir şey göstereceğim benimle gelebilirmisin?"

 

Kaan merak ile tamam dedi.

 

Arka bahçeye geçtiğinde patlayan konfet ile Kaan etrafa baktı.

 

Hep bir ağızdan söylene doğum günü şarkısı ile Kaan ilk itrak edemedi kendine geldiğinde bakışları Ateş'e kaydı.

 

Ateş omuzlarını silkip babasına doğru yürüdü.

 

'Ne yani tüm bunlar benim içinmiydi'

Dedi içinden.

 

İlk Kerem bey aksak ayağı ile oğluna yürüyüp sarıldı.

 

Kaan da hemen sarıldı babasına.

 

"Geç oldu ama aramıza hoş geldin oğlum doğum günün kutlu olsun."

 

Kaan burnunu Kerem beyin boynuna sokup iyice nefesini içine çekti bırakırsa bu koku gider diye ciğerlerini adeta doldurdu.

 

Ayrılan ikil ile Yiğit sarıldı.

 

"Aramıza hoş geldin abim."

 

Ardından Ömer sarıldı.

 

"Doğum günün kutlu olsun abim nice beraber günlere."

 

Kucağında Efe ile Ahmet sarıldı Efe direk babasının boynuna sarıldı.

 

"Doğum günün kutlu olsun abim bir ömür berabere."

 

Kaan özlediği oğlunun saçlarının arasında burnunu gezdirdi.

 

Neredeyse 6 saat ayrı kaldılar.

 

 

Pasta herkese dağıtıldı hediyeler verildi sıra Ateşin hediyesine gelindiğinde paketi abisine uzattı.

 

"İyi ki doğdun abi."

 

Kaan içinde ne olduğunu biliyordu çünkü kendisi seçmişti.

 

Dört tane kitap son gösterdiği saat ve isme özle kalem ile ajanda vardı.

 

İsme özel ajanda ile kalemden haberi yoktu.

 

Roman kitapların en altındaki turuncu kapaklı dikkatini çekti onu en altan alıp baktı.

 

'şeker portakalı' kardeşine sarılıp.

 

"Teşekkür ederim abim ama ben bu oyuna bir daha düşmem haberin olsun."

 

Kulağına fısıldadı.

 

Tüm akraba ile tanışan Kaan, Kerim'de gözleri kaldı yüzüne yumruk geçirmek isteğini içinde savaştı.

 

Kerim de şaşkındı ama hemen duygularını değistirdi piç bir sırıtma ile.

 

"Oooo bizim garsona bak yaaa su bardağı al elimden."

 

Elindeki boş bardağı Kaan'a uzattı. Kaan ters ters suratına baktı dişlerini birbirine çok bastırdığı için sesler gelmişti.

 

Yiğit direk Kerim'in elini tutup ters çevirdi elindeki bardak yere düşüp paramparça oldu.

 

Olayı gören Kerim'in babası direk.

 

"LAN YİĞİT NE YAPIYORSUN."

 

Yiğit'ten Kerim'i kurtarmaya çalışıyorlar ama nafile Kaan Yiğit'i tutup çekmeye çalışıyordu.

 

"Abi."

 

Ağzından çıkan bilinçsizce abisini çekiyordu Yiğit duyduğu hitap ile elini gevşetti ama kardeşine yaptığı hakaret aklına gelince bir kafa atıp bıraktı.

 

İşaret parmağını amacasına karşı salayıp.

 

"Andım olsun ki oğlunu öldürürüm Yankı bey."

 

Kaan'ı kolunun altına alıp oradan uzaklaştırdı.

 

Geride kalanlar ne olduğunu anlamadan birbirine baktılar.

 

Ömer burnunu tutan adama baktı.

 

'eğer Kaan abi demeseydi kolunu çoktan koparmıştı'

 

Ömer ile Ateş arkalarından gitti Ahmet te gitmek için hareketlenmisti ki yankı beyin ettiği küfür ile dönüp yüzüne yumruk attı.

 

"Bundan sonra gölgenizden dahi korkun Yankı bey."

 

Bolkona çıkan Yiğit kardeşine döndü.

 

"Abicim beni abim olarak kabul ettiğin için teşekkür ederim."

 

Kaan kaşlarını çattı olaylar flim şeriti gibi gözlerinin önünden geçtiğinde ona abi dediği bozuk plak gibi tekrarlıyordu.

 

Arkadan gelen üçlü ile oraya döndüler.

 

Ömer "bizde bekliyoruz bizi kabul etmeni."

 

"Ben o an panik ile ne dediğimi bilmiyorum ki."

 

Yiğit "olsun bana abi dedin mi dedin."

 

 

Bu bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz...

 

Mutlu kalın ❤️

 

Loading...
0%