Yeni Üyelik
4.
Bölüm

»2. Bölüm«

@kaleminsesi1905_01

Medya= Defne Soylu

 

Yazar bakış açısı

 

3 yıl sonra

 

"Ender kızım yok ender lütfen kızımı bulun bana yalvarırım bulun onu bana."

 

Türkiye'ye dönen Ağca havalimanında kızını kayıp eder.

 

Korumalar her yerde Defne kızımızı arar ve bir sonuç bulamazlar.

 

Ender kollarında bayılmak üzere olan süt kardeşine bakar.

 

"Sakin ol güzelim bulacağız Defne'yi lütfen güçlü ol."

 

Diğer yandan genç adama çarpan minik kızımız çarptığı kişiye bakar.

 

"Özüy diyeyim amca."

 

Veysel bir dizini kırıp küçük kız ile aynı boya gelir.

 

Kızıl saçlara elini atıp okşar.

 

"Senin burada tek başına ne işin var minik kız."

 

"Gayiba kayp oydum."

 

Dudağın kenarı afif havaya kalkar.

 

"Hmmm peki annenin adını biliyor musun?"

 

Minik kız kafası ile onaylar.

 

"Aynemin aydı A-"

 

"Küçük hanfedi demek buradasınız?"

 

Koruma direk Defne'yi Veysel'den uzaklaştırıp kolları arasına aldı.

 

"Kemey amca."

 

Veysel kaşlarını çatarak Kereme bakar.

 

"Annen sizi çok merak etti."

 

Ender ayakta zor duran kardeşini dışarıya çıkardığında Ağca Keremin kolları arasında ki kızını görür.

 

"Kızım orada Ender."

 

Küçük kız kafasını çevirdiğinde annesini görür.

 

"Ayne."

 

Veysel küçük kızın baktığı yere baktığında Kızıl saçlı Ağca'yı görür.

 

Tekrar küçük kıza bakar.

 

Ağca koşarak keremin yanına gelir ve hemen kızını kolları arasına alır koklayarak öper.

 

"Annem benim çok korktum annem sana bir şey oldu diye."

 

Veysel ile göz göze gelince donup kaldı aynı şekilde Veysel'de.

 

İlk konuşan Veysel oldu.

 

"Ağca?"

 

"Aa ayne şen amcayı tayıyoymuşun?"

 

"Hayır kızım tanımakta istemem."

 

Veysel yutkunup bakışını Ağca'dan çeker.

 

Ender ile göz göze gelir. Kaşları catık ve her an üstüne atlamak için konum beklemede.

 

"Tayı."

 

"Dayısının prensesi." Kardeşi ile Defne'ye sarılır.

 

"Bey özüy diyeyim tayı."

 

Veysel içinden 'dayı mı babası değil mi?' dedi.

 

Ağca "lütfen buradan gidelim Ender."

 

"Tamam güzelim."

 

İhtap ile kaşlarını istemsizce çattı.

 

"Kerem adamlara haber ver Defne bulundu toparlanın gidiyoruz."

 

Veysel'in yüzüne bakmadan uzaklaşırlar.

 

Arkalarından bakan Veysel omzuna konulan el ile dikkati dağıldı.

 

"Hayırola kardeşim neye dalıp gittin."

 

"Ağca geri dönmüş."

 

Haydar şaşkınlıkla kaşları havalandı.

 

"Sen ne diyorsun, hani nerede."

 

"Az önce Ender ile gitti."

 

"Demek kocası ile dönmüş."

 

"Orası karışık kızı ona dayı diyor."

 

"Kızımı?"

 

"Evet aynı onun gibi kızıl saçlı ama gözleri siyah."

 

"Bu durumda."

 

"Bende o yönden düşünüyorum."

 

Haydar işaret parmağını Veysel'e doğru salladı sinirli sesi ile.

 

"Sakın anladın mı beni sakın ikisinden de uzak duracaksın Veysel, yokmuş gibi davranacaksın yoksa seni asla affetmem."

 

Veysel içindeki burukluk ile kuzenine baktı.

 

"Ama o benim k-"

 

"Sana sakın dedim."

 

Kolundan tutup uzaklaştırdı bir taksiye atlayıp apartmana yol aldılar.

 

Zile basıp açılmasını beklediler.

 

Dilsu kozcuoğlu kapıyı actığında karşısında oğlu ile yeğenini gördü.

 

"Hoş geldiniz oğlum"

 

Önlerine terlikleri koydu.

 

Haydar "hoş bulduk teyzem."diyerek sarıldı.

 

Dilsu oğluna baktı dalgın bir şekilde düşünüyordu.

 

"Oğlum."

 

Haydar eli ile dürtünce daldığı düşüncelerden uzaklaşıp annesine baktı.

 

"Hı."

 

"Ne oldu annem."

 

Ayakkabısını çıkarırken cevap verdi.

 

"Hiç anne, Aslan nerede."

 

"Uyuyor."

 

Terlikleri giyip oğlunun odasına gitti.

 

"Ne oldu Haydar seni karşılamaya gittiğinde böyle değildi."

 

"Havalimanında Ağca ile Ender'i görmüş."

 

Duyduğu isim ile yutkundu etmediği hakaret çektirmediği çile kalmamıştı.

 

"Anladım oğlum hadi gel sofra hazır."

 

Haydar kafa sallayıp teyzesinin yüzüne baktı.

 

"Tamam teyze." Diyip elindeki bavulunu kolidorun köşesine koydu.

 

Lavaboya girip ellerini yıkadı çıktığında kucağında Aslan ile salona giden Veysel ile karşılaştı.

 

Aslan eli ile Haydar'ı gösterip elini açıp kapatı.

 

Mesajı anlayan haydar ellerini Aslan'a uzattı.

 

"Gel bakayım amcasının paşası."

 

Kolları arasına alıp yanaklarına sulu öpücük kondurdu.

 

"Hadi bakalım elleri yıkayalım sonra yemek yiyelim."

 

Aslan ile tekrar lavaboya girip onunda ellerini yıkadı.

 

Dışarı çıktığında Veysel'i aynı şekilde gördü boşta kalan elini Veysel'in omzuna attı.

 

"Hadi kardeşim daha konuşacaklarımız var."

 

Veysel kafa sallayarak lavaboya girdi ellerini yıkayıp salona yol aldı.

 

Salondaki masaya kurulmuştu yemekler gidip annesinin karşısında ki sandelyeyi çekip oturdu.

 

Annesine baktı önündeki yemeklere bakıyordu dış dünya ile bağlantısını koparmıştı.

 

Bakışları Haydar'a kaydı dudaklarını birbirine bastırıp başıyla onayladı.

 

Veysel anladım anlamında kafasını salladı.

 

Aslan ellerini babasına uzattığında Veysel onu kucağına aldı.

 

"Aslanım ne yemek istiyorsun bakalım."

 

Eli ile pirinç pilavını gösterdi.

 

Kaşığa alıp Aslan'ın ağzına yönlendirdi.

 

Ağzını kocaman açıp babasının elindeki pilavı aldı.

 

İki yanağı şişen oğlan ile Haydar tebessüm etti.

 

🌼

 

"Ağca tamam güzelim Defne güvende bir şey olmadı bak bulduk işte."

 

Kucağındaki uyuyan kızına baktı.

 

"Ender korktum."

 

Kardeşini kolunun altına alıp başına buse kondurdu.

 

Konağa geldiklerinde araba durdu kapıları açıldığında indiler.

 

Ağca karşısında ki konağa baktı.

 

 

Bu yerden nasıl ayrıldığı geldi aklına.

 

Geçmiş zamandan bir parça

 

"Veysel ben hamileyim."

 

Genç adam gözlerinin içine boş boş bakıyordu.

 

"İnanmamı bekleme."

 

Elindeki hamile raporunu Veysel'e uzattı.

 

"Ben sana hiç yalan söylemedim."

 

"Ağca! Karnındaki bebek kimden."

 

Dediklerinden pişman olmuştu ama dilin kemiği yok ki.

 

Yüzündeki yanma ile sinirle Ağca'nın üstüne yürüdü.

 

"Sen ne hadine benim eşime vurursun."

 

Tuğçe karnını tutarak koştu hemen elini Veysel'in yüzüne koyup.

 

"Aşkım iyisin dimi."

 

Veysel Tuğçe'nin elini tutup kafası ile onayladı.

 

Ağca ise Tuğçe'nin belli olan karnına bakıyordu aşağı yukarı 4 aylıktı.

 

Dudaklarını birbirine bastırdı.

 

Ayrılalı 1 ay olmuşlardı.

 

Hiç bir şey demeden uzaklaştı.

 

Şimdiki Zaman

 

"Ağca iyi misin?"

 

Kendine gelen Ağca kafası ile onaylar.

 

"Burası Veysel'in yeri değil mi? Neden buraya geldik?"

 

Ender yüzünde kocaman gülümseme ile.

 

"Artık senin burası satın aldım."

 

Kaşlarını çatarak Ender'e baktı.

 

"Neden satılar?"

 

"Tuğçe onları dolandırmış batmışlar."

 

İşte buna çok şaşırdı.

 

"Dilsu hanımın kendinden bile güvendiği gelini dolandırmış mı?"

 

Ender Ağca'nın kucağından uyuyan Defne'yi kucağına alırken onayladı.

 

"Hadi gel ilk sen gir. Ev sahibimiz."

 

Korumalar tarafından açılan ana kapıdan giriş yaptı Ağca.

 

Mobilyalar yenilenmiş bir tane toz kırıntısı dağil yoktu.

 

 

Merdivenlerden yukarıya doğru çıktı.

 

Karşısına gelen ilk odayı açtı.

 

Önce bu oda yatak odasıydı ikisinin baş koyduğu oda.

 

Çok göz yaşı dökmüştü bu oda da.

 

"Bu odayı bilerek boş bıraktım sen ne yapmak istiyorsan yap diye."

 

Cam kenarına geçip manzaraya baktı.

 

"Bu oda benim resim odam olsun manzarasını hep sevmiştim."

 

"Tamam güzelim."

 

🌼

 

Veysel uyuyan oğlunu odasına götürüp yatırdı üstüne yorganı çekti.

 

Geceleri çok soğuk oluyordu hasta olan oğlunu daha çok hasta etmek istemiyordu.

 

İkisi kalıyordu bu oda da.

 

Kapı tıklandığında kapıya bakıp komutu verdi.

 

Kapı açıldığında içeri annesi girmişti.

 

"Oğlum Haydar oğlum salonda seni bekliyor ben Aslan'ın başında beklerim hadi sen git onunla konuş."

 

Veysel onaylayıp salona yol aldı.

 

Haydar gelen ayak sesleri ile kafasını kaldırdı.

 

"Gel kardeşim." Elini bir kaç defa yanını vurdu.

 

Haydar'ın yanına oturup duvara baktı.

 

"Durumu nasıl."

 

"Kötüye gidiyor önce seslerde cıkarıyordu şimdi nefesinin sesini dahil duymuyorum geceleri sabah yapıyorum."

 

"Doktor ne dedi?"

 

"Ameliyat. Ama şu sorunumuz var para."

 

"Ne kadar?"

 

"Bayağa var."

 

"Kimse yardımcı olmuyor mu?"

 

"Maalesef."

 

Haydar dudaklarını birbirine bastırıp yere baktı.

 

"Oğlum elimden kayıp gidiyor ve ben kozcuoğlu olarak hiçbir şey yapamıyorum."

 

Veysel yanağından akan yaşı hemen sildi.

 

"Veysel benim sana bir şey demem gerek."

 

"Dinliyorum."

 

"Bir ressam yaptığı sanatları açık artırma ile satıp aldığı parayı bağışlıyormuş ameliyat olamayan kişilerede çok yardımcı oluyormuş."

 

"Peki bizi kabul eder mi?"

 

"Bu kişi çok tanıdık."

 

"Kim?"

 

"Ağca Işık."

 

🌼

 

 

Ne amca baba yarısıdır neden teyze anne yarısı.

Hatta bazen ne baba, babadır; ne de anne annedir ama çocuk, hep çocuktur...

 

(Allah canilerin belasını versin)

 

8 yaşındaki çocuk size karşı ne suçu olabilir anlamıyorum ki.

 

8 yaşında yaa 8 Allah aşkına elinize ne geçti gerçekten merak ediyorum... 🥀🥀😞

 

Loading...
0%