Yeni Üyelik
15.
Bölüm

15. Bölüm

@kalinka.kalinkovq

 

 

Medyada Balkızın kombini var

 

 

Keyifli okumalar ♡

Balkız'dan

"Ay Belkız yürü hadi." Toprak en önde dondurmasını yerken güneş gözlüğünün üstünden bana bakarak konuşmuştu. Sıfır güneş ve güneş gözlüğü kombinasyonunu da bir tek kendisi yapar zaten.

Bu gün Ayşenin doğum günü var sınıfça evine davetliyiz ve biz hediye bakma işini son güne bıraktık salak gibi. Hediye seçmek neden bu kadar zor?

"Geldim bağırma," diyerek Toprağan yanından geçtim. Reglken her şey daha da sinir bozucu.

Regl demişken, Tuna nerden biliyor ya benim regl günümü? Acaba bana yazan o mu? Yok canım, bizim sınıftan biri olduğu açık ama kim? Şuan herkes gözümde şüpheliydi. İlk başlarda çok umrumda değildi ama şu aralar daha fazla kafaya takar oldum şu anonimi. Şu aralar biraz daha az yazıyor ama her yazdığında öyle şeyler yazıyordu ki klavyenin başında donup kalıyordum.

"Şşt, dondun kaldın?" Toprağan sesini duyduğumda boşlukta olan gözlerimi ona çevirdim. "Neyin var senin, kaç haftadır dalıp gidiyorsun böyle sürekli?"

Omuz silktim ve, "Hiç ya bizim kiler işte," dediğimde göz devirdi. Annemle ilgili gerçeği bilen tek kişi Topraktı.

"Yine mi o kadın? Sana da hayret ediyorum gerçekten ben olsam çoktan söylemiştim abime, babama," dedi Toprak.

"Hiç öyle sandığın gibi kolay değil," dedim. "Hele babanın gözlerinde ki sevgiyi gördükten sonra hiç kolay olmuyor."

Toprak elini omuzuma atarak, "Sen niye düşünüyorsun bunları? Bırak ne halleri varsa görsünler şunun şurasında ünüversiteye bir yıldan az kaldı sonra ikimiz ayrı eve çıkarız," dediğinde güldüm.

"Bok çıkarız," dediğimde o da güldü. "Ev kiraları evereste çıkmış haberinde yok mu? En fazla aynı yurtta kalırız," dedim.

"Olsun hiç yoktan iyi."

...

"Belkız, hadi be güzelim neredesin?" Abimin seslenmesiyle son kez üzerime çeki düzen verdikten sonra aşağı indim. Abim üzerimi süzdükten sonra, "Ne bu senin doğum günün mü?" diye sordu hoşnutsuzca.

"Olmamış mı?" diye sordum üstümü tekrar gözden geçirerek.

"Gereğinden fazla güzel olmuş git değiştir," dediğinde ona göz devirdim.

"Kenan uğraşma kardeşinle. Gyet güzel olmuşsun annem." Varlığınǰ bile yeni farkettiğim annemle tüm moralim yok olduğunda sadece başımı salladım ve abime onu arabada bekleyeceğimi söyleyerek önden çıktım.

Annemin üzüldüğünü görebiliyordum ama çokta umrumda değildi açıkçası. Üzülsündü. Babamı üzdüğü gibi.

Çok geçmeden abim gelmişti anneme olan tavırlararından bana kızgın olduğunu görebiliyordum ama hiç bir şey söylemedi. Yol sessiz geçmişti ama arabadan inmeden önce dayanamayıp sormuştu. "Anneme karşı neden böylesin? Bilmediğim ne var?"

Sessizce önüme bakarken söyleyip söylememek arasında gelip gidiyordum.

"Söylesene Belkız sen anneme benden bile daha düşkünken şimdi niye böylesin?" Sesi hafif sinirli çıktığında gözlerim hafiften dolmuştu. Abim de bunu farketmiş olmalı kı beni kendine çevirerek, "Tamam. Tamam özür dilerim güzelim ama anla beni anneme olan tavrın beni de üzüyor," dedi daha yumuşak bir sesle.

"Abi şimdi anlatamam ama söz en yakın zamanda anlatacağım," dediğimde gözlerini yumarak derin bir nefes aldı.

"Tamam güzelim öyle olsun," diyerek anlımdan öptü. Arabadan inerken diktali olmam konusunda beni uyarmış ve çıkarken de onu aramamı tembihlemişti.

Kutlama Ayşenin evinde olacaktı, ailesi bu gece için izin vererek evden ayrılmıştı. Zaten çok büyük bir kutlama değildik. Bizim sınıf ve Ayşenin bir kaç arkadaşı daha olacaktı.

Evin girişine yaklaştığımda birini daha farketmemle istemsizce durmuştum. Kapıya yaklaşan Tuna da beni farkettiğinde kısa bir an bakıştık. Gözleriyle beni iyice süzdüğünde, Selam," dedi. "Sende mi yeni geldin?"

"Evet şimdi geldim bende," dedim. Hiç bir şey söylemeyeceğini anladığımda zili çalmak için uzandım ama aynısını o da yapınca ellerimiz bir birine değdi.

Gerçekten bu klişeyi yaşadığımıza inanamıyorum.

Tuna hızla elini çektiğinde, "Afedersin," dedi mahçupça elini ensesine atarak. "Ben şey yapmak için şey edince oldu."

Hali istemsizce beni güldürmüştü, "Önemli değil Tuna," dedim.

Bir an duraksayıp bana uzunca baktığında istemsizce rahatsız opmuştum. Birinin bana uzunca bakmasını alsa sevmiyordum. Neyse ki imdadıma açılan kapı yetişti. Ayşe Tuna ile bizi yan yana gördüğünde imalı gülüşü yüzünde belirdi.

"Ah, siz beraber mi geldiniz?" diye sordu. Yanlış anlamıştı işte.

"Hayır hayır," dedi Tuna. "Kapıda karşılaştık."

"İyi madem geçin hadi," demişti Ayşe. Tuna bizden önce geçmişti. Öküz kızın doğum gününü bile kutlamadı.

Ayşeye bakıp gülümsediğimde o da aynı şekilde karşılık verdi ve sarıldık, "İyi ki doğdun güzelim," dedim güzelim kelimesini uzatarak. "Çok güzel olmuşsun."

"Teşekkür ederim," dedi Ayşe tatlı tatlı. "Geç hadi herkes geldi nerdeyse."

Beraber içeriye girdiğimizde gerçekten de herkesin burda olduğunu farkettim. Etrafta hafif bir müzik vardı ve herkes salonda oturuyor sohbet ediyordu. Toprağan yanına geçip oturduğumda kolonu omuzuma attı, "Nihayet geldin," dedi. Gülümseyerek bakmakla yetindim.

"Ee napıyoruz şimdi?" dedi tanımadığım bir kız. Sonra bana bakarak, "Ben Aslı bu arada," diyip elini uzatmıştı.

"Belkız bende," dedim gülümseyerek ve elini sıktım. Yanında ki diğer kızla ve erkekle de tanıştım. Baran ve Gamze ikizlermiş. Diğer hepsi de bizim sınıftan zaten.

"Tanışma vasfı da bittiğine göre bu sefer gerçekten napıyoruz?" diye yeniledi Sorusunu Aslı. "Hayatımda ilk defa bu kadar kalabalık bir ortamdayım ve ne yapacağımızı bilmiyorum," dedi gülerek.

Ayşe elindeki bardağı masaya bırakarak gülümsedi. "Ben aslında birkaç oyun düşündüm," dedi. "Ama ne yapacağımıza birlikte karar verelim."

Herkes Ayşe’ye bakarken, Toprak aniden atıldı. "Bence klasiklerden gidelim. Sessiz sinema falan oynayalım."

Bu öneri birkaç kişiden onay alırken, Aslı kaşlarını kaldırıp "Ooo, eski ama hala eğlenceli. Ben varım," dedi. Diğerleri de aynı şekilde onay verince oyun hazırlıkları başladı. Ayşe küçük kağıtlara film ve dizi isimleri yazıp bir kaseye doldurdu.

Ben Toprak’ın yanına geçip koltuğa yerleştiğimde, Tuna’nın da oturduğu köşeye gözüm kaydı. Telefonunu kurcalıyordu ama arada bana doğru bir bakış atıyordu sanki. Kalbim hızlanmıştı. Son birkaç haftadır anonim mesajları düşündükçe, içimde garip bir his kabarıyordu. Hem korku hem de merak. Tuna olamaz, değil mi?

Oyun başladığında herkes sırayla kalkıp kaseden bir kağıt çekiyordu. İlk turda Baran "Harry Potter"ı canlandırmaya çalıştı ama herkes anlamakta zorlanınca gülmekten yerlere yattık. O sırada Tuna bana doğru eğilip "Sen ne çekeceksin acaba?" diye sordu, hafif bir gülümsemeyle.

"Ne çeksem anlamayacaksın zaten," diye karşılık verdim. Aslında her zamanki kendim gibi konuşmaya çalışsam da onun yanındayken gerginliğim artıyordu.

Sıra bana geldiğinde derin bir nefes alıp kaseden bir kağıt çektim. Üzerinde "Titanic" yazıyordu. İçimden "Kolaymış" diye geçirerek sahnenin ortasına çıktım. Ellerimi açarak geminin ucunda rüzgarı hisseden birini canlandırmaya çalıştım. Herkes bir anda "Titanic!" diye bağırınca rahatlamıştım.

Oyun ilerledikçe, gözlerim sürekli Tuna’ya takılıyordu. Bir noktada Ayşe, Tuna’nın ismini seslenerek onu sahneye çağırdı. Tuna ağır adımlarla yerinden kalkarken elindeki kağıda baktı ve sırıtarak, "Bu kolaymış," dedi.

Tuna sahnenin ortasında durup bir iki saniye düşündü, sonra elleriyle gitar çalıyor gibi yapmaya başladı. Herkes tahminlerde bulunurken, Tuna bir anda dönüp gözlerini bana dikti. "Gitar Hero mu?" diye soran Aslı'ya bakmadan, bakışlarını hala bende tutarak başını salladı.

Bir anda içimde bir kıpırdanma hissettim.Neydi bu bakışların anlamı? Bir şey demeye cesaret edemedim. Sonuçta herkes eğleniyordu, bense kafamın içindeki şüphelerle baş başa kalmıştım.

Oyunlar bittikten sonra herkes biraz daha rahatlamıştı. Toprak yanımda sohbet ederken, telefonuma bir bildirim geldi. Mesajda sadece birkaç kelime vardı:

Seninanonim: Bu gece çok güzelsin.

Kalbim duracak gibi oldu. Yine o anonim mesaj… Etrafıma göz gezdirdim, Tuna telefonuna bakıyordu. Acaba o muydu? Eğer oysa, neden saklanıyordu? Beni bu belirsizliğin içinde bırakmaya ne hakkı vardı?

Ben hala acaba Tuna mı diye düşünürken Tuna beni yine belirsizliğe sokarak telefonu kulağına götürdü ve uzaklaştı.

Lanet gelsin böyle işe.

Siz: Kimsin sen?

Siz: Yeter bu kadar oyun adam gibi çık karşıma!

Siz: Eğer sen söylemeden seni bulursam senin için hiç iyi olmaz!

Tek tik. Daha bir dakika önce yazmıştı ve şimdi yok mu oldu? Yeter! Artık iyice sıkılmaya başlamıştım. Anonimu artık aramaya başlıyorum. Bu iş en gev bir haftaya bitecek.

 

B Ö L Ü M S O N U

 

•Nasıl buldunuz bölümü?

•Bu arada bölümler geç geliyor size bir gün belirtmek isterdim ama maalesf ki asla söylediğim günlerde paylaşamıyorum bölüm.

•Oy ve yorumlarınızı bekliyor olacağım şimdiden teşekkürler.

 

 

Loading...
0%