Yeni Üyelik
17.
Bölüm

17. Bölüm

@kalinka.kalinkovq

Keyifli okumalar ♥️

 

 

"Öyle bir kader ki buğğğ! Öyle bir ceza banağğğ! Bin kere vursan da ölmem ölmemmmm!!!"

Müziğin durmasıyla baş aşağı yattığım kanepeden doğrulup etrafa bakındım. Selin ve Zehra bendeydi ama bana geldirklerinden beri onlarla bırak ilgilenmeyi yerimden bile kıpırdamadım. Bu yüzden sanırım Zehra müziği kapatmanın iyi bir fikir olduğunu düşünümüştü.

"Ay Melo yeter! İçim şişti geldiğimden beri dinlemediğin acıklı şarkı kalmadı. Senin yüzünden olmayan bir aşk acısı çekiyorum şuan." dedi Zehra tekrar yerine oturarak.

"Al benden de okadar. Hem ayrıca neyin var senin kaç gündür?" diye sordu Selin bu sefer.

Konuşmayarak sadece omuz silktim.Canerle son mesajlaşmamızdan bu yana neredeyse 1 hafta geçti. Engeli geri çekmedim ve spor salonuna da gitmediğim için denk düşmedik. Hoş, denk falan düşmek istemem zaten, çünkü gördüğüm yerde büyük ihtimal boğazına yapışırıdım. Daha ilk günlerde o dengesiz dengesiz davranışlarından anlamam lazımdı ondan bir halt olmayacağını.

"Neyi olacak!?" Hemen lafa atladı Zehra. "Sümüklü Caner yüzünden bir ağlamadığı kaldı." Aslında ağlamıştım ama bunu senin bilmene gerek yok Zehracığım. "Valla Aysel teyze erkek için üzüldüğünü duysa, abartmıyorum bak, seni evire çevire döver!"

Gerçekten abartmıyordu döverdi valla. Ama ne yapabilirim etkilenmeye başlamıştım ondan ve aramızda bir yakınlaşma oluşmaya başladığında mutlu olmuştum. Kendimi okadar kaptırdım ki daha bir şey belli olamdan bir sürü hayal kurmuştum kendi kafamda. (Bu ben bu arada kskskdkskdk)

Sanrım hatayı en başta ben yaptım. Ama yine de onun bana yaptığı affedilemez bende affetmeyeceğim zaten.

"Ne oldu ki?" diye sordu Selin. "Ayrıca siz sevgilimiydiniz be?"

"Değildik." dedim tekdüze bir sesle. "Çokta önemli bir şey değil ya, erkek işte hevesini alıp gidiyorlar. Sanırım Caner babamın farklı bir versiyonu". dedim omuz silkerek. Zehra bu dediğimden sonra üzgünce bana baktı ve sonra yerinden kalkıp yanıma geldi.

"Üzülmek yok sistırım. Bu akşam muhteşem bir kız gecesi yapacağız. Kalkın, gidiyoruz!" dedi Zehra muhteşem bir şekilde gaza gelerek.

"Nereye?" diye sorduk Selinle ikimiz aynı anda.

"Markete." diye cevapladı bizi. "Bir sürü abur cubur ve içki alacağız ve bu gece güzel bir pijama partisi yapacağız."

Bu fikir bizimde hoşumuza gidince hepimiz Selinin arabasınla markete gittik ve alışverişe başladık.

 

Berat'tan

(Ne alaka diye sorgulamayın bomba kısım burada ama tabi siz hemen öğrenmeyeceksiniz Hihahahahahahahha)

Koltukta uzanmış bir şekilde güzelimin fotoğraflarına bakarken, elimde ki telefonun çalmasıyla oturur pozisyona geldim. Arayan Cenk'ti kendisi polis ve alanında başarılı biri. Yıllardır kendisiyle birini aramaktaydım ve şimdi telefonu beni oldukça heycanlandırdı. Bekletmeden açtığımda hemen konuya girdi.

"Berat, bulduk." dedi.

Sadece iki kelime kalbimin deli gibi atmasına neden oldu.

"Şuan İstanbulda yani bizimle aynı şehirde."

"Nerede? Cenk hemen bana bilgilerini at lütfen!" Sesimden bile buna ne kadar ihtiyacım olduğunu anlayabilirdiniz. "Fotoğorafını da at. Nasıl göründüğünü görmek istiyorum onunla yüzleşmeden önce." Cenk beni onayladığında telefonu kapadı. Heycanla yerimden kalkıp sağa sola yürümeye başladım. Ne kalbimin hızla atmasına engel olabildim ne de gözlerimin dolmasına. Elimde ki telefon bir kaç kere titrediğinde hızla Cenkle olan sohbetimize girdim. Ama sohbete girdiğim an afaladım, ayakta bile zor durabildiğimi anladığımda koltuğa yavaş bir şekilde oturdum. Bunu beklemiyordum. Asla beklemiyordum. Nasıl olabilir bu? Gözlerimde ki yaşların akmasına engel olamadım.

Ve ben ailemin ölümünden bu yana ilk kez hıçkıra hıçkıra ağladım.

Melisa'dan

"Ben hala öpüştüğünüze inanamıyorum." dedi Selin elinde içkiyi kafasına dikerek.

"Bende kardeşinin ölümü bahane ederek Melisayla iletişimi kesmesine inanamıyorum." dedi Zehrada içkisinden içerek.

"Ben ikisinede inanamıyorum." dedim ve hamburgerden büyük bir yudum aldım.

"Asıl sorun bende ama! Ben daha onunla ikinci konuşmamdan anlamalıydım bu kadar dengesiz bir şerefsiz olduğunu."

Hepimiz hafif çakır keyiftik. Aslında benim bunda baya ihtiyacım olduğunu şuan farkediyorum. Önümde duran viski şişesini alıp kafama diktim. Lütfen nasıl bir mideye sahip olduğumu sorgulamayın!

"Özür dilerse afedecekmisin?" diye sordu Selin.

"Umarım öyle bir salaklık yapmaz!" dedi Zehra da yükselerek.

"AFETMEYECAĞIM! CAĞIM! CAĞIM!"

Kızlar bu dediğime güldüğümde bende güldüm. Şuanda pek üzgün değildim hatta şöyle bir baktığımda ortada üzülecek bir şeyin olmadığını gördüm. Düşündü. Taşındım. Kendi ayaklarının üzerinde durabilen bir kadın olmak istiyorum, annem gibi olmak istiyorum. Bunun içinde hep istediğim o mesleğe sahip olacağım.

"Selin." dedim masadan bakışlarımı çekip. "Yarın senin okula kayıt olmak istiyorum." dedim. İkisi de bana biraz şaşkınlıkla bakarken, şoktan ilk çıkan Selin oldu.

"Tabi bebeğim, beraber gideriz." demesiyle gülümseyerek teşekür ederim.

Gecenin geri kalanında daha çok içip eğlendik ve sohbet ettik. Film izledik ve dans ettik. Aslında ihtiyacım olan tek şey güzel bir arkadaş çevresiydi ve ben o çevreye fazlasıyla sahiltim.

Canerden

"Oğlum ben anlamıyorum sen Melisadan hoşlanmıyormuydun?"

Beratın sorusuyla göz devirmek istedim ama oynadığım oyuna fazlasıyla odaklanmıştım.

"Hoşlanmak değildi oğlum. Etkilendim sadece. Takılmak istedim ama benden beklentileri olunca konuşmak istemedim daha fazla."

Berat sinirler yerinden kalktı ve elimde ki PlayStation alıp yere fırlattı. Ona şaşırmış bir şekilde bakarken beni yakalarımdan tutup oturduğum puf koltuktan kaldırdı.

"Ne yapıyorsun lan?" diye sormadan edemedim tabi. Beklemediğim bir anda yüzüme yumruğu çıkınca sendeledim. Daha çok şaşırmış bir şekilde ona bakarken o tekrar yakarımdan tutup sarsmaya başladı.

"Oğlum nasıl bir şerefsizsin lan sen! Tamam görüşmek istemedim ama neden o şekilde söylüyorsun lan kıza?"

Onu itip elinden kurtuldum. "Oğlum delirdin mi amına koyayım! Şimdi geldi aklına benim böyle bir olduğum!?"

Beni omuzlarımdan itip tekrar konuştu, "Bu sefer sınırı aştın pezevenk! Ölü kardeşine bile saygı duymadın lan sen!"

Söylediğinde haklıydı, hemde fazlasıyla ama elimden bir şey gelmiyordu. Artık yapabileceğim bir şey yok.

"Seni rahatsız eden ne bu kadar anlamıyorum ben?" dedim daha sakin olmaya çalışarak. "Ben hep böyleydim Berat seni şuan ne rahatız ediyor da çocukluk arkadaşına yumruk atabilecek seviyeye geliyorsun?" dedim.

"Şuan fazlasıyla sinirlerimi bozuyorsun? Bazen nasıl senin gibi biriyle yıllarca arkadaş kaldım diye düşünüyorum!"

Söylediği şey beni incitmişti. Bunu öfkesine veriyorum ama neden bu kadar öfkeli olduğunuda çözemiyordum.

"Sevgilinin arkadaşı diye mi bu kadar öfkelendin? Eğer sorun buysa ananızın bozulacağını sanmıyorum." dedim eğer sorunun bu olduğunu düşünüyorsa rahatlatmak için.

"Tek sorun bu mu Caner! Bu lan tek sorun!" diye çıkıştı yine. Bu sefer bende sesimi yükselterek konuştum.

"Ne lan ozama sorun!? Yoksa sende Melisasan mi hoşlanmaya başladın?"

Susmamla yüzüme tokat yemem bir oldu. Ama bana asıl tokat gibi gelen Beratın ağızdan dökülen cümleler oldu.

"KARDEŞİM LAN O BENIM!"

Siktir!

"YILLARCA ARADIĞIM KARDEŞİM!"

 

Bölüm sonu

 

Loading...
0%