@kalless
|
Erdem iki haftadır sürekli aralarla devamsızlık yaptığı okula gitmek için kalkmış hazırlanıyordu tabi bir yandan da okula küfürler saydırıyordu. Erdem'in iki haftadır yaptığı devamsızlıkları okul fark etmiş ve hemen ailesini aramıştı bu yüzden Erdem internet kafelerden yaka paça alınıp eve getirilmişti. Şimdiyse giyinmiş evden çıkmış dolmuş durağına doğru ilerlerken küfürler savurmaya devam ediyordu. Dolmuş durağında elinde telefonu ağzında ise yudumladığı sigarasıyla bekliyordu. Dolmuş durağının etrafını yoklarken beklemediği iğrenç bir çift gözle karşılaştı. İbne herifin teki kendisiyle aynı ortamda, aynı durakta, aynı kaldırımda bekliyordu? Erdem başka tarafa bakıp muhattap olmamayı tercih etti ancak gözleri tekrar ona dik dik bakan çocuğa kaydı. Çocuk gözlerini Erdem'e dikmiş bir saniye bile gözlerini ondan çekmiyordu. Anlaşılan çocuğun da kendisiyle bir problemi vardı buda Erdem'in işine gelirdi tabi bu bakışların altında bir sebep aramak için dahi olmaya gerek yoktu. Bu yüzden ona bakmaya devam eden çocuğa kaş göz hareketiyle hayırdır dercesine bir bakış attı aldığı cevap ise tekrar boş bakışlar olunca bu sefer çocuğun üzerine doğru yürüyecekti. Karşısına geçince asıl amacı neden baktın muhabbeti değildi ona cin gibi bakan mavi gözleri vura vura morartıp yerinden çıkartmaktı. Yeterince nefret ediyordu bu esmer mavi gözlü oğlandan bu yüzden yolda bile karşı karşıya gelmek istemiyordu. Kader çarkları tekrar gevşemişti elbette Erdem sınanmadan bu hayatı yaşayamazdı. Erdem çocuğun gözünün içine bakarak sigarasından son bir yudum alıp yere fırlattı ona hitaben bir hareketti bu, onu hôr gördüğünü belli ediyordu. Ondan uzun ve kalıplı olan çocuğun karşısında tam yerini aldı yüzünü çocuğun yüzüne doğru oranladı aralarında ki belirgin mesafeyi kapattı. Çocuğu göğsünden iterek "Hayırdır birader bir sıkıntı mı var?" Dedi. Normal olarak erkekler bu davranış karşısında direk yükselir, gavatlarsa sorun yok diyip yaylanırdı. Bu iki durumda Erdem'in menfaati yönünde olduğu için çocuğun hamle yapmasını bekliyordu ancak çocuk transtan çıkmış gibi davranmıştı, şimdiyse çenesini sıkmış ona bakıyordu. Erdem istediğini ucundan alınca oyunu devam ettirecekti. Onun okulda bilinen gözde çocuk, namuslu, temiz adam ayaklarını yerlebir etmeyi oldukça istiyordu. "Ne sıkıntısı olacak ?" dedi kalın sesiyle esmer çocuk aynı zamanda oda Erdem'in üzerine doğru yürüyordu. Burunları dip dibe gelip nefesleri karışırken Erdem tırsmadı değildi ondan oldukça uzun ve kalıplıydı esmer oğlan. Bir yandan kalbi adrenalin nedeniyle hızlı atıyor, sinir kat sayısı artıyordu aynı zamanda da karşısında ki kişi ondan oldukça güçlü ve estetik bir biçimde şekilliydi. Buda Erdem'in çift eller altında ezilmesi için yeterli bir sebepti ancak Erdem geri çekilen bir tip değildi. Öleceğini bilse bile geri adım atmaz, alttan almaz, korkusuna da yenilmezdi. Esmer çocuğun da ondan farkı yoktu. Kendisinden oldukça zayıf tek hareketiyle eriteceği bir çocuk vardı karşısında, uzlaşarak zarar vermeden ayrılmayı tercih ediyordu ancak geri adım karşıdan gelirse geri çekilirdi onun da adeti böyleydi. Erdem sınırını aşacağı noktadaydı, bunun da farkındaydı bu yüzden devam ettirmeyi seçti. Hangi deli kendini bile bile kuyuya atabilirdiki? Erdem atardı işte bu deli cesareti sayesinde yakında ölüm haberi bile gelebilirdi. Erdem: "Var ki bir derdin gözlerini dikmişsin mal görmüş gibi adam olda söyle yada ikile." diyip karşısında ki esmer çocuğu sertçe sağ omuzundan itti. Esmer bu ittirmeden etkilenmemiş gine de bir adım gerilemişti, oda erkeklik onuru kırılmasın zavallımın diye. Böyle olmayacağını anlayınca ellerini oynatıp biraz ısıttı esmer oğlan belli ki bu çocuk yerinde durmayacaktı oda sadece iki kelam edip çocuğa yol verecekti. "Yok dedik de belli senin bir derdin var." diyip gülümsedi esmer oğlan ardından hızla karşısında ki çocuğun boynuna ellerini sarıp bir hışımla az ilerilerinde olan dolmuş durağının camına yapıştırdı yüzünü. Çıkan çarpma sesine karşın durakta ki herkes onlara dikkat kesilmişti. Erdem olan bitenin şokuyla nefesi kesilirken ağzında sızım sızım sızlayan ağrı ve gelen demir tadıyla öfke kat sayısı gerçekten artmıştı. Hareketlenip esmer çocuğun ellerinin altından kurtulmaya çalışıyor bir yandan da çocuğu tutup itmeye çalışıyordu, elde edebildiği tek şeyse büyük bir boyun sızısı ve nefes almakta güçlüktü. Etrafta herkes onları izliyordu bu yüzden esmer oğlan işini bitirip uzaktan gelen herhangi bir dolmuşa atlamak olayı kapatıp ordan uzaklaşmak istiyordu. Erdem'in kafasını biraz daha cama yapıştırıp hareketini kökten kesti ardından Erdem'in dibine girip ellerinin altında kıstırdığı çocuğa doğru baktı. Erdem'in sinirden göz çevresi kızarmış, gözleri kararmış burnundan soluyordu. Erdem yaşama iç güdüsü yüzünden içinde gelen yalvarma duygusuna sövüyor, kurtulmak için yer arıyor dolan gözlerini durdurmaya güçlü durmaya çalışıyordu. Esmer oğlan Erdem'in bu halini görünce dalıp gitmişti onun yüzüne çünkü bu oğlan hâlâ vazgeçmemişti, gözleriyse tekrar seni bulacağım mevzu burda kapanmadı diyordu. Esmer oğlan istediğini elde edememişti onu korkutup kaçırmak istiyordu bu yüzden şok içerisindeydi diğer çocuklar gibi onun da kaçmasını istemişti. Erdem ise ona istediğini vermemişti. Erdem esmer çocuğun dalıp gittiğini fark edince bu son şans diyip elinden kurtulmak için tekrar hamle yaptı ancak alabildiği tek şey daha da sert cama çarpılmak oldu. Esmer oğlan içli bir nefes alıp " Bu mevzu bugün burda kapanacak." dedi net ve keskin bir sesle. Erdem'in öyle bir derdi yoktu bu yüzden "Adın nedir." diye dişlerinin arasından emir kipiyle sert bir şekilde söyledi. "Onur birader" diyip Erdem'i yere doğru fırlatarak "hadi ikile." diye ekleme yaptı ve tekrar dolmuş durağına geçti. Onur bu çocuğun tekrar döneceğini biliyordu ve onda ilgi çekici birşeyler hissetmişti bu yüzden olayın devam etmesine izin vermişti. Arkasına bir göz atınca sarışın oğlanın yerde oturup sigarasını yakmaya çalıştığını fark etti. Sarışın elinde ki çakmağın yanmayacağını anlayınca tüm sinirini çalmaktan atmak istermişçesine çakmağı yere fırlattı. Bir elini yüzünü söküp atmak istermişçesine yüzünde gezdirip Allah'ım sen sabır ver diye geçirdi içinden. Onur'sa onun bu halini beğenmişti, sinirini başkalarına zarar vererek atmak isteyen tiplerden sanmıştı onu. Tabi öyle bir girişimle herkes öyle sanar görgüsüz der dağ ayısı der geçiştirirdi Onur'sa onun hakkında içinde salgılanan merak duygusuna engel olamıyordu. Gözlerini sarışın oğlandan çekip gelen dolmuş sesiyle dolmuşa atladı. Kitap yayından kaldırıldığı için tekrar paylaştım |
0% |