Yeni Üyelik
5.
Bölüm
@kalless

Soğuk havaya daha fazla dayanamayıp eve yürüyordum bin türlü düşünceyse bana eşlik ediyordu.

Onun böyle davranması için eline bir sebep bile vermedim amına koyayım.

Önce kanlı bıçaklı olalım, kardeşini kurtarayım vursun paşam sonra da yetmezmiş gibi evine alıp ayakçılık yaptırsın!

Tamam eyvallah hadi hepsini anladım vijdan yapıyor, sevmiyor diye ayakçılık yaptırıyor der geçerim de kapının önünde yaptığı şey neydi amına koyayım!?

Gece gece noluyordu? İçmişti herhalde am hoşafı!

Zaten moralim yoktu, Dünya beş karış uçuyor hayatımda hiçbirşey yolunda gitmiyordu bi o eksikti, herşey ellerimden uçup gidiyordu bide kalkıp onunla uğraşacaktım hangi akılla?

Hem ne sikime böyle davranıyordu ki!?

Önce döver sonra huzurumu alıp siker sonra elini sürmez? Bir anda kalkıp yumruk çeker daha sonra yetmezmiş gibi dibime girer!

Sikiğe bak, dengesiz şizofren amına koyayım! Ne deli piç varsa beni buluyordu yeminle.

Alıp vursa bıraksa, kısa kesse ona da eyvallah. İkimizde biliyorduk yediğim dayaktan sonra siktirip olup gideceğimi.

Neydi lan bunun derdi?

Haaaaa...

Demek oyun oynuyordu benimle orosbu çocuğu, gerçi kendisi bilirdi sonuçta ben bu oyunu ona sokmayı iyi bilirdim.

Neyin tribi bu Erdem?

Dürüst olmak gerekirse artık onunla uğraşmak bile istemiyordum aslında kimseyle uğraşmak istemiyordum.

Çok yorgunum zaten kimseyle uğraşacak hâlim yok.

Uyuyup atayım bu yorgunluğumu bırakayım bu geceyi, yarın düşünürüm ne olacağını.

Ellerimi ağzıma yakın tutup nefesimi üfledim, çıkan sıcak buharla beraber ellerimi ısıtmaya çalışıyordum.

Olmayacağını anlayınca sigaramı çıkartıp yaktım, zehirli dumanı derdime ortak olacakmış gibi içime çektim.

Eve birkaç mahalle kalmıştı zaten, sigaramı içip yoluma devam ettim.

Issız sokakların sessizliği ölüm habercisiydi, gece kuşları pencerelere çıkmış etrafı dikizliyordu, bazıları sokak kenarlarında içip içip düşüyor, bazısı otostop çekip müşteri arıyordu.

Gündüz herkesi evine yuva eder, gece kimse evin yolunu bulamazdı, geceler evsiz sokak yavrularınındı.

Evimin olduğu mahalleye varınca son bir yudum çekip sigaramı attım, hızla bizim evin olduğu binaya ilerledim.

Anahtarla kapıyı açıp sessizce içeri girmiş ardından kapıyı sessizce kapatmıştım.

Duş almak istiyordum ancak duş alacak hâlim bile yoktu, yatağa olduğum gibi uzanıp uzun zamandır hakkettiğim uykuya daldım.

Uyanmıştım yada uyuyor muydum bilmiyordum ama başımda Onur elini alnıma koymuş beni çağırıyordu. Gözlerinde anlamsız bir ifade vardı, ne olduğunu bilmiyordum. Dilin dökemeyeceği sadece gözlerin var olduğunu kanıtlayacağı birşeydi.

Tam hatırlamıyorum ama annemde başımda dikilmiş ona bakacakken bir anda kaybolmuştu, onu ararken gözüm kontrolsüzce kapanmıştı.

Gözlerimi titrek bir şekilde açtığımda bu sefer eğilmiş saçlarımla oynuyordu, annemde nedensizce etkisinde kalacağım farklı bakışlar atıyordu.

Alnıma minicik öpücükler bırakıyor tekrar sokulup öpüyor, kokluyordu, güzel yavrum diyordu.

Neler olduğunu, zamanın neden böyle aktığını hicbirşeyi algılayamıyordum, anlayamıyordum.

Ölüyor muydum ulan ben?

Bu sefer herkes yok olmuştu.

Kalkmaya çalışıyordum ama vücudum kilitlenmişti sanki, hareket edemiyordum bir türlü. Dört duvar üstüme doğru geliyordu, hareket etmeye çalıştıkça kulağıma yüksek bir çınlama eşlik ediyordu, sesimi çıkarmaya parmağımı hareket ettirmeye çalışıyordum ancak dudaklarım hareket etmiyor parmağım yerinden bile oynanmıyordu.

Tekrar hareket etmeye çalışmıştım ki işe de yaramıştı.

Yataktan bir anda fırladım etrafa bakıyor, sesimi çıkartıyordum ama ne kimse yanıma geliyor ne de kimse beni duyuyordu.

Duvarlar üstüme üstüme geliyor, başım dönüyordu ve göğsümü anlamsız bir his kaplamış nefes almamı zorlaştırıyordu.

Daralan göğsümle beraber nefes almak için elimi göğsüme vurmaya başladım, vurdukça açılan nefesim dolan gözlerimi umursamadan elimi telefona attım.

Ellerimin titremesi yüzünden telefonu bir türlü açamıyordum, telefonu yatağa bırakıp elimi yüzümü yıkamak için lavaboya gittim.

Tenime değen buz gibi suyla bedenimi esir alan bir titreme başladı, kafamı musluğa tutup suyun başımdan aşağı inmesine, beni rahatlatmasına izin verdim.

İçimde ki hisler azalmış, nefesim düzene girmeye başlamıştı sadece ufacık bir sızı beynimi esir almıştı.

Musluktan uzaklaşıp suyu kapattım, elimi, yüzümü ve saçımı havluyla kurutup odama ilerledim, üstümü hızla değiştirdim. Çantamı sırtıma almamla beraber evden olabildiğince hızlı çıktım.

Merdivenlerden indikten sonra tenimi esir alan soğuk hava daha derin ve ferah bir nefes almamı sağladı.

Dolmuş durağına doğru ilerleyip sabah yaşananların etkisinden çıkmaya sadece bir rüya olduğunu kendime anlatmaya çalışıyordum.

Onur, annem neden böyleydiler ve ben neden böyle bir rüya görmüştüm amına koyayım.

Durağa varmış ve sigara için cebimi yoklamıştım, bir sigaraya ihtiyacım vardı. Acil bir sigara içmeli kafamı dağıtmalıydım, başka türlü bu kafa dağılamazdı.

Cebimi yokluyordum ama bir türlü çakmak bulamıyordum, sigara ağzımda olduğu gibi durmuştu, arka ceplerime ön ceplerime nereye bakarsam bakayım bulamıyordum.

Sigarayı ağzıma tutup "Şu siktiğimin hayatında birşey yolunda gitse şaşardım amına koyayım." dedim, az ilerimde gördüğüm çift ayakkabının sahibine doğru ilerledim.

Karşısına gelince "Çakmağınız varmı?" dedim.

Okadar yorulmuştum ki elime çakmak veren kişiye bakmadan, kısaca teşekkür edip tekrar aynı yerime geçmiş sigaramı içime çekiyor rahatlamaya çalışıyordum.

Birkaç sigara daha art arda yakmış içiyordum, düşüncelere öyle bir dalmıştım ki gelen sesle olduğum yerde sıçradım "Çakmağımı geri alabilir miyim?" demişti.

Sesi az çok tanıdık gibiydi yüzüne bakmadan çakmağı ona uzatıp "Buyur, kusura bakma birader." dedim.

"Sorun yok." dediği an duyduğum tonlamalı sesle olduğum yere çivilendim.

Onur.

Onu duymamış gibi yaparak, caddeye baktım, dolmuş uzaktan gözüküyordu yani onunla aynı ortamdan ayrılmama sadece dakikalar vardı.

Dibimden ayrılmadığının farkındaydım görmemezlikten gelmeye devam ediyorken o biraz daha yanaşmıştı "Dün kardeşimi kurtardığın için teşekkür ederim, okulla ilgili herşeyi halledeceğim, sağol tekrardan." demişti bense sadece kafamı sallayıp elimle sorun yok hareketini yapmış ve gelen dolmuşu durdurup binmiştim oda arkamdan binmişti.

Gördüğüm boş yere oturup camı izlemeye başladım o şuan ne yapıyor ne ediyor hiçbir şey umrumda değildi.

Şuan onunla göz göze gelmek, muhattap olmak dâhi istemiyordum, sadece okula gitmek istiyordum.

 

Ah Erdem'imm bal porsuğummm.

İyi okumalar yorumlarınızı bekliyorum..

(hızlı bir bölüm oldu farkındayım.)

 

Loading...
0%