Yeni Üyelik
8.
Bölüm
@kalless

Herkesin bir hikâyesi vardır, hayat zordur ve herkes kendi başına hayatla ilgilenir. Yaşanan şeyler alttan alınmamalı ve yaşanılan herşey her hareket anlayışla karşılanmalıdır.

Her kalp bir zamanlar temizdir, örümcek ağına yakalnmadan önce her kalbin bir inci gibi değeri vardır, o değeri devam ettirmek yaşanmışlık, gerçekleri ister.

-

 

Erdem gideli birkaç saat olmuştu. Taksiyle yollamıştım onu, tek başına yürüyerek gitmesine izin vermemiştim, karmaşa çıkarmamış dediğimi garip bir şekilde kabul etmiş ses etmemişti.

Şimdiyse koltuğa yayılmış yanıma aldığım küllükle beraber içtiğim sigara paketinin sonunu getiriyordum.

Çeşit çeşit sigara kokusu almıştım, insanlar sigara içtikten sonra üstlerine kokusu sinerdi ancak Erdem'de aldığım sigara kokusu hiçbirine benzemiyordu.

Bu çocuktan aldığım sigara kokusu benzersizdi, çocuğun bizzat kendisi benzersizdi.

Anlamıyordum ona karış neden böyle davrandığımı, küçük sinirli bir köpek gibiydi kimsenin yakınlaşmasını istemediği özel bir alanı vardı.

Onu daha çok tanımak istiyordum, bunu anlayabilirdim ama neden alnına yaslanmış onu evde tutmak için çeşit çeşit şeyler yapmış, peşinde dolaşmıştım?

Sapık dese tam yeridir.

Kızlarla da çok ilişkim olmuştu ama genelde güven problemi yaşadığım için ayrılmış hissizce bitirmiştim, hiçbir kıza karşı böyle hissetmemişken neden bir erkeğe karşı böyle hissediyordum.

Sigaranın zehirli dumanını içime çekip olan bitenleri düşünüyordum neden böyle olmuştu? Erdem'e bukadar anlayış göstermem normal değildi.

Bakışları, gözleri, dudak altında ki beni, sarı kirpikleri, pembemsi dudakları, süt beyazı teni, kızarmış göz altları, dağılmış sarı saçları, hemen incinecekmiş gibi gözüken zarif bedeni, çatılan kumral kaşları hepsi sanki kutsanmış gibi büyüleyiciydi.

Benzersiz biriydi, erkek olduğu çok belliydi, neden ona karşı böyle şeyler hissetmek zorundaydım, neden onu arzuluyordum?

Ama o bakışları, herşeyi için değerdi.

 

-

 

Erkek kardeşim içeri girmiş ve beni birkaç kez çağırmıştı duyduğum sesle sigarayı söndürüp kardeşime hoşgeldin dedim. O sigara kokusunu almamak için odasına çıkarken bende tüm camları açıp sigara kokusunun içeriden gitmesini bekledim.

Sigara kokusuyla beraber Erdem'in sarhoş edici kokusununda azaldığını fark ettim, kardeşimden olmasaydı bu koku ortasında sarhoş olmak isterdim.

Sarhoş olmak mı isterdim?

Ne oluyordu amına koyayım bana?

Aklımdan çıkmıyor evim her zerresi onu hatırlatıyordu.

Kafamı acil dağıtmam lazımdı, camları kapatıp önce Ali'ye yemek hazırladım, o yemek yerken ben onunla sohbet ettim.

Yemeği bitirdikten sonra odamıza geçip ders çalışmaya başladım.

-

 

Saat gece yarısına geliyordu ama hâlâ aklımdan çıkmıyordu o çocuk, ne vardı lan bu çocukta? Bana büyü yapmış olabilir mi yada birinin günahını aldığım için mi böyle yapıyordum? Acaba o da bana karşı böyle şeyler hissediyor muydu?

Hissetse ne değişirdi ki geçici bir hevesten ibaret değildi bu ama içimde onu görme isteğinin artacağını da düşünmüyordum.

Zamanla geçerdi her halde.

Ali'nin yanına gidip birşeye ihtiyacı olup olmadığını sorup kontrol etmek için yanına gitmiştim ki çoktan uyuduğunu gördüm, odasında ki kaloriferi açıp üstünde ki yorganı düzelttim ve açtığı camı da kapattım.

Yarın ola hayrola bu çilem.

-

 

Dolmuş durağına ilerlerken bir yandan sigaramı yakıp içime çektim ve durağa vardım.

Düne göre çökmüş gibi hissediyordum hiçbirşey yapacak enerjim yoktu, birşey yapmak istemiyordum.

Sadece Erdem'i görmek istiyordum.

Amına koyduğumun çocuğunun üstümde bıraktığı etki inanılır gibi değildi.

Durakta istemsizce gözlerim onu arıyordu. Gördüğüm saniyelik kahverengi gözlerle bakışlarımı, tüm odak noktamı oraya çevirdim.

Erdem karşısında okulda hiç görmediğim bir kızla sohbet ediyordu.

Göğsüme sızan acı ve sıkıntıyla içimi rahatça çekmeye çalıştım ama sanki omurgam nefes almamı engelliyor, kalbime diken gibi batıyordu.

Parmak uçlarım sinirden uyuşmuştu, deliye dönmemek için bakışlarımı başka yöne çevirmeye çalışsam da gözlerimi o kızdan ayıramıyordum.

Beyaz tenli kızları seviyordu demek esmer tenim ona ağır gelmiş, taşıyamamış belli ki.

Uzun saçlı, kısa boylu kızlardan mı hoşlanıyordu? Benim ne eksiğim vardı ki? Bana böyle gülümsemesi için ne yapabilirdim.

Beni beğenmemişti demek öyle olsun, ağzını burnunu kırınca da görelim bakalım beni sevip sevmediğini.

Bakışlarım onları rahatsız etmiş olacak ki Erdem bana dönüp kaş göz yaptı, eliyle hayırdır diyip elini salladı?

Kız görünce artistlik yapacağı mı gelmişti o kızın önünde o eli ona soksaydım nasıl olurdu acaba?

Yaptığı hareketlerle daha sinirlenmiş üstüne doğru yürümeye başlamıştım, tepkisinden bunu beklemediğini açıkça belli ediyordu.

Ansızın dağılan ifadesini toplayıp sinirle olduğu yerde omuzlarını dikleştirip durdu.

Önüne gelip yukarıdan gözlerine bakınca korktuğunu anlıyordum, gerçi beni ne ilgilendirirdi ki?

Yanında ki kıza ufacık bir göz bile atmamıştım.

"Hayırdır inşallah?" dedi sesinden korktuğunu sıkıca saklamıştı o bakışlar görmeseydim korktuğuna inanmazdım bile.

"Sabah Şerif'in hayırlı olsun günaydın canım arkadaşım." diye son kelimeyi bastırarak konuştum, elimi omzuna atıp onu kendime çekince hareketlenip kollarımın altından çıkmaya çalıştı, omzunu sıkarak hareket etmesini engelledim.

Bu küçük bir uyarıydı.

Kıza doğru dönüp kızın gözünün içine bakarak "Sevgilin mi ? Bizden bunu saklayacak kadar seviyorsun onu demek." dedim o ise "Seni ne sikime ilgilendiriyor?" demişti dediğiyle kahkamı tutamamıştım.

Kız ürkek bakışlarla Erdem'e görüşürüz canım diyip uzaklaşmıştı.

Canım mı?

Kolumu tekrar itince ona daha da yapışıp kullanmadığım elimle yüzünü sıkıca kendime çevirdim sinirimi tutmaya çalışarak "Kimdi o kız?" diye dişlerimin arasından konuştum.

Erdem elimi çekmeye çalışarak sıkışan dudakları arasından zar zor "Sanane kimse kim seni ne ilgilendiriyor amına koyayım?" diyebilmişti.

Sinir kat sayım duyduğum her cümlede kat ve kat artıyordu, omzunada ki elimi boynuna doğru çekip boynunu sertçe sıkarak "Erdem son kez soruyorum kimdi o kız?" dedim.

Sabrımı sınıyordu

Sinirimi hissetmişti, gözlerini başka tarafa çekmişti ama ellerimin altından titreyen vücudunu hissediyordum.

Sesimi yumuşatmaya çalışarak "Yavrum." dedim ama gine bana bakmadı tekrar konuşarak "Kim o kız kuzenin mi? Arkadaşın mı? " dedim yumuşak bir sesle gine bana bakmadı.

Elimi sıkıp daha fazla canını yakmak istemiyordumz beni buna zorluyordu ve beklenmedik birşey şekilde "Tanışmak istedi sadece" diyip yumuşayan ellerimi itereke" çek o ellerini artık dolmuş geldi. " dedi.

Duyduğum şeyin siniriyle ne diyeceğimi bilmiyordum, elimi boynundan çekip arkamı dönerek sigaramı yaktım.

Tekrar ona döndüğümde sinirle beni izliyordu olay çıkaracağını oldukça belli ediyordu.

Ses etmeden omzuma çarparak duran dolmuşa bindi, arkasından kuyruğu gibi önce sigarayı yaktım ardından bende bindim.

Oturduğu koltuğun arkası dolu olduğu için dolmuşta yer olduğu halde tepesinde ki direğe tutundum.

Sinirle beni izliyor ses etmiyordu, bende tepki vermesini istiyordum.

Beni böyle görmemezlikten gelmemeliydi.

Okula varınca tenefüslerde gözüm gine onu aramıştı, gördüğüm yerde gözlerini çekiyor o ortamdan ayrılıyor, beni gördüğü gibi görmemezlikten gelip gidiyordu.

Cidden sapık olduğumu düşünüyordu.

Onunla konuşmam lazımdı ama ne diyebilirdum ki? Sapık değilim yanlış anladın deseydim daha çok yanlış anlardı.

Öğle arası olmuştu okulun heryerinde onu arıyordum deliler gibi aklıma gelen anıyla beraber okulun arkasında, önce ki sefer kaçtığı yere doğru ilerledim.

Kısa anı; Duvardan atladığını görmüştüm duvarın öbür tarafına geçince beni fark etmişti ve eliyle sus işareti yapıp duvardan atlamıştı.

Orada sigara içiyor olabilirdi.

Aklıma gelen fikirle özür maliyetli önce kantine gidip ona sıcak bir kahve aldım ardından tekrar okulun arka bahçesine doğru ilerledim.

Evet oradaydı! Heyecanını gizlemeye çalışıyordum beni fark etmemişti bile üstüme çöken hüzünle beraber sesimi etmedim.

Orda oturmuş sigara içiyor, Dünyadan kopmuş gibiydi. Yanına ilerledim, kahveyi az ilerimize bırakıp bende sigaramı yaktım bana bakmasını bekledim.

Duyduğu çakmak sesiyle göz ucuyla bana baktı.

Beni beklemediği gözlerinde belliydzi gözlerinin icinde yayılan yorgun ifadeyle içim sızladı.

Bu kadar mı rahatsız ediyordum onu?

İleridemizde ki kahveyi ona uzattım o sadece kahveyi izledi, ayak ucuna kahveyi bırakıp "Hastasın çok içme şu sigarayı." dedim ama o sadece ters ters baktı.

Sigarasını söndürüp yerinden kalktı, onunla beraber bende kalktım.

İleerleyince kolundan tuttum ne diyeceğimi bilmiyordum ama gitmesini de istemiyordum.

Ellerini çekmeye çalıştı ama izin vermedim, yüzüme dönüp "Ne var amına koyayım ne var?!" diye bağırdı "Durumun nasıl oldu?" diyebildim sadece.

Elimi ona sürmek zarar vermek istemiyordum, ne diyeceğimi de bilmiyordum, rahatsız etmekte istemiyordum.

Ne istiyordum ben amına koyayım.

Kolunu sertçe çekip "Sanane durumumdan amına koyayım! Birdaha bana elini sürersen sikerim belanı!" diyip beni olduğu gibi bıraktı.

Sadece arkasından izleyebildim, benden bu kadar mı nefret ediyordu? Neden diğerlerine davrandığı gibi davranmıyordu?

Bana gülümsemesi için ne yapabilirdim.

 

Yeni bölüm vatana millette hayırlı olsun. Bu aralar bölüm yazmak dışında hiçbirşey istemiyorum.

 

Yorumlarınızı bekliyorum.

 

Erdem'e çok yüklenmeyin bence.

 

 

Loading...
0%