@kalless
|
İnsanlığın karşı gelemeyip alttan alamadığı şeyler vardır bunlardan biri de belirsizliktir, belirsizlik insanı iliğine kadar sömürür tatlı gibi gelen umut, hayaller ve gerçeklerle. Ancak dünyevi gerçeklerle karşı karşıya gelince insanın kaçabileceği umut dolu bir delik kalmaz, bu olaya Dünya'da insanın kendi kendine ihanet etmesi denir. Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır, Dünyevi değerlere karşı kendinizi kaybetmeyin çünkü düştüğünüz bu kuyu da ruhunuzu bir hiçlik içerisinde kaybedersiniz, asla aynı bulamama şartıyla. Erdem'de böyle yapıyordu umut verip geri çekilmiyordu, beni belirsizlik içerisinde de bırakmıyordu. Net bir dille uyarıyordu ancak o gözler yanında durmam için ve diğerleri gibi davranıp kaçmamam için kanlı gözyaşları döküyordu. Oda birine güvenmek istiyordu, acı dolu hayatını güzel sözler ve ilgiyle geçirip ayakta durabileceği bir dal, sırtını yaslayacağı bir duvar istiyordu. Bu kişi olmak istiyorum. Onu buna iten geçmişini merak ediyordum, neden bu hâle geldiğini? Onu bu hâle getiren geçmişini bilmek, en derinde yatan acılarının ortağı olmak, bir elinin parmakları olmak istiyordum. Oysa ki o bana otuz iki dişi bile fazla görüyordu, altınlarla değişmeyeceğim bedenini kuru toza dumana reva ediyordu. Onun düşleriyle yatıyor, kalkıyor rutinimi tamamlıyordum, onsuzluk bedenimde yarım kalan bir et yâda organ parçası gibi hissettiriyordu. Onu göremediğim günlerde göğüs kafesim nefes almama izin vermiyor, ciğerlerim içi boş bir havayla kalkıp iniyordu ve o nefes hiç bir şekilde boğazıma ulaşmıyodu. Bedenim beynime karşı çıkıyordu. Peşinde sürgün olduğum yollarda onu koklayarak bulabilecek raddeye gelmiştim, okadar ki kendine hasret ettirmişti beni. Acaba onun hiç aklına geliyor muydum?
-- Erdem; Sokakta ki tekel bayilerden birine bizimkilerke giderken burnumun gıdıklanması ile hapşırdım. "Havalar da soğudu artık hee." Dedi Murat, Murat'a bakıp "Bu havalar bi bana işliyor amına koyayım." dedim. Murat bana ters ters bakıp "Aynen bra aynen, bi sensin." dedi. "Murat abicim bi siktir git." dedim ters ters bakışlar eşliğinde. Sessizleşen ortamla beraber tekel bayiye girip birkaç bira alıp çıkmıştık. -
Çocuklarla parkta ki yeşilliklerde otururken herkes telefona dönmüştü, bende ellerimin altında ki çimeni yokluyordum. Atalay bana dönüp "Erdem altın bulsan bize de söyle."dedi ondan çıkan sesle tüm grup bana dönmüştü. Murat meraklı bir şekilde bana bakarak "Harbi bu aralar Erdem'e birşeyler olmuş, aşık mı oldu ne oldu amına koyayım, kafasını kuma sokmuş ses seda etmiyor" dedi ve grubun geri kalanına bakarak "dimi oğlum ? Var onda bi haller." dedi tekrardan, çocuklarsa sesli mırıltılar eşliğinde Murat'ı onayladı. Sinirlenmiştim benim yerime karar vermelerine. Hakkımda ne biliyorlardı ki böyle düşünüyorlardı." Uydurmayın amına koyayım ,abartın bide." dedim ,Atalay direk sözümü keserek "Yok kanka o okulda ki esmer bir çocuk vardı ya okul birincisi mi ne işte o, onunla kavga ettiğinden beri uzaklaştın birşeylerden." diyip Murat'a dönerek "Öyle değil mi bra? " dedi. Tüm gruba doğru yönelip "Varsa bir yanlış cemaat burda konuşsun konu kapansın." dedi tok çıkan kendinden emin bir sesiyle. Elimle şakaklarımı ezerek "Sikmişim çocuğu da, okul birincisini de, oğlum bi salın amına koyayım!" dedim grubun konuşmasına izin vermeden. Birama yönelip bir yudum alıp tekrardan konuşmaya başladım "İş güç derken kafa mı kaldı amına koyayım, sizde pireyi ettiniz deve ha." dedim itiraz istemeyen net bir sesle ancak bunları derken içime garip ve anlamsız bir huzursuzluk düştü. Biramdan tekrar bir yudum alıp huzursuzluğu yok etmeye çalışırken omuz silktim. Gergin ortam yüzünden kimseden ses çıkmıyordu, herkes elinde ki telefona yönelmiş, birşeylerle uğraşıyordu. Bacağıma gelen titremeyle beraber mesaj geldiğini anladım, annem olduğunu düşünüp umursamadım çünkü annem önce yazar sonra da arardı. Biranın yarattığı düz ve güçlü bir dikkatle arama bekledim, gelmeyen arama garibime gittiği için telefonu cebimden çıkarıp açtım. Ekranda bilmediğim bir numaradan gelen bir bildirim vardı, bildirime girip mesaja baktım. 05**** İyi akşamlar Ben ne diyon amına koyayım ✓ Tek tik olan mesajla beraber telefonu kapattım. "Bu kim amına koyayım?" diyerek gruba döndüm, meraklı gözleri daha fazla bekletmeden cevap olarak "Beyler biri mesaj attı." dedim. Hepsi bana daha da yaklaşarak "Kim attı lan?" dedi Murat. Atalay Murat'ın sözünü bitirmesine izin vermeden hemen atlayarak "Yaw yaşlı bir adamdır takma." deyip kestirip atmıştı. Tam bir şey söyleyeceğim sırada Özgür konuşmama fırsat vermeden hemen "Gece gece karga boku yemeden ne bu enerji, adam duvarı delecek herhalde." dedi Atalay'a cevap olarak. Dediğiyle beraber grupta kahkaha tufanı yağmıştı. Onlara söyleyen aklıma saydırırken, elimde tekrar titreyen telefonu açıp gelen mesaja baktım 05**** - İyi akşamlar dedim ? Yazmıştı, mesaja cevap vermek için telefonu daha da kendime çekip mesaj yazmaya başladım. Ben Amca yazma bana amk 05**** -Ne amcası Erdem kafan mı hoş yazmıştı. Ben ismimi nerden biliyorsun amk kimsin lan Abdullah sensen eğer kabir azabından önce seni bir sikerim kabir azabıyla bir olur oğlum belanı başkasından bul ikile amin evladi
Mesaja görüldü atmıştı, engellemek için tekrar sohbete girecektim ki yazıyor yazısıyla gelen merakla beraber bekledim. Yazıp siliyordu içimden roman mı yazıyorsun amına koyayım dedim resmen sinirden alnımdan terler akıyordu ulan! Tekrar mesaj yazıp gönderdim. Ben Destan mı yaziyon amk 05**** -Onue ben Ben Ben Ne diyon aq düzgün yaz 05**** Onur.
Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüş gibiydi, bu piç niye yazıyor ulan bana! Tabi sinirim hemen yumuşamıştı daha yazamamıştı kim olduğunu,okadar mı korkuttum diye düşünüp sırıttım. Bira etkisiyle gelen mutluluk yüzünden ciddiye alamıyordum onu. Onur yazı yazmayı bilmiyordu herhalde diyip tekrar sessizce sırıttım.
Ben Oo onur bey altın madalyada takalım mı
Ne sikime yazdın hayırdır gel belamı sikmi diyorsun gece gece 05**** Sarhoş musun lan sen
diye yazmıştı ama sanki sesi kulağımın dibinde sessiz bir melodi eşliğinde akıp gidiyordu, huylanarak tekrar mesaja döndüm
Ben birdaha yazma bana sanane amk Yazıp telefonu kapatmış art arda gelen mesajları siklememe kararı aldım şuan onunka tartışmaya uğraşmazdım. Çocuklara dönüp birayı göstererek"Oğlum bu sarmıyor ha! daha ağırını alsaydınız keşke" dedim sitem dolu bir sesle. Birayı üzdüğümü düşünüp istemsizce biraya bakarak gülümsedim, ardından tekrar çocuklara dönerek "Daha ağır alsaydık bu kesmiyor oğlum." dedim anlayacakları dilden konuşarak. Çocuklar beni tersleyerek "Git al Erdo herşeyi bizden bekleme oğlum." diyince, oflayıp yerimden kalktım.
- Tekel bayiye girip alkol oranı yüksek olanlardan aldım poşeti doldurup çocukların yanına gitmek yerine başka bir parka geçip oturdum.
(Bu bölüm size özel yarın tekrar yazacağım merak etmeyin.) Yorumlarınızı bekliyorum eleştiri de istiyorum. |
0% |