60. Bölümün Önyazısı
"Murat bey anneniz geldi yanında Demet hanımda var. İçeriye alayım mı?" Güvenlikten gelen telefonla sıkıntıyla gülümsedi.
"Onları aldıktan sonra ziyaretleri, giriş çıkışları sonlandır. Ben geliyorum." Telefonu kapatıp sandalyeden kalkarak pencereden hafif bulutlu gökyüzüne baktı. Hava bugün düne göre daha güzeldi.
"Başlayalım bakalım."
Bir buçuk saat sonra odadan nihayet çıkmıştı. Keyifli bir şekilde ıslık çalarak giriş kata indi. Güvenlikten sorumlu adamın yanına yaklaşıp kapıları kapatmasını, kimsenin çıkmamasını tembih ederek arkasına döndü. Kimsenin görmediğinden emin olduğu anda yangın alarm düğmesine dirseğiyle vurdu.
Şirketin kulak şişiren alarmını duyan herkes yerlerini az da olsa panikle terk etmişti. Her yıl ilk yardım, yangın tatbikatı yapılması, insanların nasıl davranması gerektiğine sağlamıştı.
Leopar desenli elbisesi ve kolunda Demet'le birlikte Ulviye hanım lobi de ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Yüzü, elleri, gerdanı yılların çizgileriyle dolmuştu. Saçları kum rengiyle birlikte beyazlar vardı. Zenginlik ve asalet her zerresine yansımıştı. Güleç ama sinirli yüz hatlarına sahip, yaşına rağmen güzel bir kadındı. Elindeki altın yaldızlı yürüyüş bastonunu koltuğunun altına yerleştirip güvenliğe umursamadan yanından geçti. Yaşlı adam, iki aydır bu işe girmiş olması ve Murat'la birlikte bir defa Demet'i gördüğünden sıkıntıya sokacak hareketler yapmamıştı.
"Murat! Ne oluyor?" dedi kızgın çatallaşmış sesiyle.
"Parti var. En büyük misafir de sensin." Soğuk bir şekilde söylemişti. Ulviye hanım oğlunun yanına yaklaşmak istedi ama istenmediğini farkedip bastonunu ayağının dibine indirdi. Bastona ihtiyacı yoktu. Pahalı bir koleksiyon parçası olduğu için keyiften taşıyordu. İnsanlar bölüklerle lobiye toplanmaya başlamıştı. Her aşağıya inen onları gördüğü gibi kendilerine çeki düzen verip selamlıyor sonra bir köşeye korkuyla siniyordu.
Demet, Murat'ın yanına gitmeye başlamıştı ki Esila koşarak önünde belirdi.
"Ce e! Bizim orta malı da gelmiş."
"Terbiyesizleşme." Esila burun kıvırıp Merdivenden aşağıya inen Melek'e el salladı.
"Onunki geliyor. Murat'ın yanına git de göreyim. Acımadan harcar seni tam sayfa gazetelerde fotoğrafların çıkar. Dayaktan harap olmuş yüzünü görmek isterim."
"Esila adi bir pisliksin."
"Kendimle gurur duyuyorum." Demet göze batmadan duygularını kontrol etmeye çalışarak Ulviye hanımın yanına giderken tekrar Murat'a baktı.
Genç adam kimseye aldırış etmeden tutkuyla Melek'e baktığını, Melek'in de elleri ceplerinde merdivenden inerken bilerek adamın yüzüne bakmadığı gördü. Melek'in bugün soğuk bir duruşu vardı ve bunu bilerek takınıyordu. Murat'ı mahrum ettiği şey kendisiydi. O kadar iyi beceriyordu ki, merdivenden inene kadar Murat gözünü kırpmadan ona baktı. Melek ise göz ucuyla bile bakmadı, köşeye geçip kollarını önünde bağlayıp çenesini dikleştirdi.
"Burada neler dönüyor?" diye kendine sordu Demet.
_______
Pazar günü görüşürüz. Yorumsuz beğenisiz bırakmayın. Kendinize iyi bakın.
Kitabı ve beni takip ederseniz çok sevinirim şimdiden teşekkürler
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
80.28k Okunma |
6.93k Oy |
0 Takip |
99 Bölümlü Kitap |