3. Bölüm

3. Geçiş

Yalives Doğan
kambersizyazar

Yorum ve beğeni yaparak destek olur musun lütfen?

------------

"İmdattt! Yardım edin lütfen" diye ortalıkta yana yana koşturan benden başkası olamazdı. Alt kata inip sesim yüzünden açılan kapılara aldırış etmeden sınıfa girerek yere çöküp kurtulduğum için rahatladım.
"Derin, ne oluyor?"
"O manyak sınıf, beni öldürmek istiyor. Hepsi psikopat!" dememle Gülce öğretmen sandalyeden kalkıp yanıma indi. Gri, dar kalem eteği dizlerinden biraz üste çıktığını farkedince bacaklarını yapıştırdı.
"Doğru söyle ne oldu?"
"Beni öldüreceklerini söylüyorum ya! Neden bana inanmıyorsun?" Ayağa kalkıp üstünü düzeltti.
"Yerine geç! Hemen geleceğim." Kapıdan çıkmasıyla Duygu yanıma gelip koluma girdi.
"Orada ne oldu? Meraktan öleceğim."
"O sınıfın imha edilmesi lazım. Sen meraktan öleceksin ben onların elinde..." Herkes yaşadığım olay karşısında şaşkındı. Olayın ne olduğunu bilselerdi dehşet içinde kalırlardı. On dakika sonra öğretmen fazlasıyla kızgın bir biçimde içeriye girmişti. Duygu, ayağa kalkıp panikle;
"Hocam, Derin şok içinde, sınıfta neler oluyor?"
"Hiçbir şey yoktu. Öğretmen içerdeyken bağırıp çağırmışsın. Sonrada kapıyı vurup gitmişsin. Bu nasıl davranış!" demesiyle ağzım açık kaldı.
"Öğretmen yoktu. Gerçek söylüyorum. Sadece öğrenciler vardı. Ve..." Saçlarımı sinirle dağıttım.
"Beni öldürmekle tehdit ettiler. Köle olacak mışım, beni seçmiş, bu cümleler yetmez mi beni öldürmeleri için."
"Bu kadar mı sunumun kötü? Yoksa yazmadın mı? Çabuk git öğretmenden özür dile!" diye bağırıp sandalyeye oturdu.
"Orada yoktu ki! Otuz dakika gelmesi için yeterliydi. Ama gelmedi."
"Derin, boş konuşma! Çabuk çık dışarı! Özür dilemeden gelme." Çaresiz dışarı çıkmıştım. Kapı önünde beklemenin bir manası yoktu. Hem öğretmen de gelmişti. Sorun olmayacağını düşünmek şimdilik en normal olandı. Terleyen ellerimi lacivert jileme sürüp şarkı söyleyerek yürümeye başladım.
"Written in these walls are the stories that I can't explain.
I leave my heart open but it stays right here empty for days.
She told me in the morning she don't feel the same about us in her bones.
Seems to me that when I die these words will be written on my stone." Şarkıyı yarıda kesip geldiğim siyah kapının önünde nefes alıp kapıyı çalarak içeriye girdim. Öğretmen sınıfta yoktu. Gözlerimi devirip arkama dönecekken Alkan'ın bana bakarak pis bir şekilde gülümsediğini farkedince kaçmak mantıklı gelmemişti.
"Derdin ne senin? Bütün okulun senden korkmasını mı istiyorsun? Korkuyorum rahatladın mı?"
"Seni seçtiğim için mi?"
"O'da var. Ben istemiyorum seçilmeyi... Başkasını seç! Duydun mu? Seçilmiş olunca ne oluyor çarmıha mı gerileceğim, ne olacak?"
"Dünya üzerinde yaşayan diğer kölelere sorarsın, ben sahip olan tarafım." Sinsice güldü.
"Hesap vermen gerekenlere hesap ver sonra konuşuruz." Kapşonunu kafasına çekip masaya başını koyup gözlerini kapattı.
"Ciddi misin sen? Kime hesap vereceğim." dememle olduğum yerde zıplamam bir oldu.
"Kızım, sen orada ne arıyorsun?" Tahtanın önünde bana seslenen takım elbiseli Malik hocayı görmüştüm. Ellilerinin sonunda güler yüzlü bir öğretmendi. Sakalları hergün traş ediyor. Zeytin kolanyası kokuyordu.
"Bir dakika siz ne zaman geldiniz?"
"Ben zaten buradayım kızım ödevini yapmadıysan oyalama!" Şaşkınlıkla başımı Alkan'a çevirdim. Aklımı karıştırıp yüzüme bakma gereği bile duymuyordu.
"Sunum hazır hemen başlayayım."
"Zahmet olacak." Yere attığım kitapları gösterip devam etti.
"Ödevine fazla önem veriyorsun." demesiyle başımı eğerek hepsini toplayıp dişlerimi sıktım. Neler olduğunu merak etsemde soracak cesaretim yoktu.
"Biraz önceki saygısızlığını görmemezlikten geleceğim. Bir daha kapıyı çarpıp gitme!" Taviz vermeden söylediği cümleye başını tamam dercesine salladım. Ben kapıyı çarptığımda o sınıfta yoktu.
"Beş dakika kalmış. Kaldığın yerden devam et!" Ne olduğu hakkında ufacık bilgim olmadan onayladım. Öğretmen buradayken hiç başlamamıştım ki devam edeyim. Alkan'ın büyücü olduğuna emindim. Yoksa bu kadar zamandır öğretmenin burada olmaması gerçeğini değiştiremezdi. Zilin çalmasıyla son cümleyi de bitirdim. Öğretmen yüz üzerinden aldığım puanı kağıdın üstüne yazıp elime tutuşturunca üzerinde yazan altmış puanı görmüştüm. Gördüğümü farkedip altına çizgi çekti.
"Kırk puanı neyden kestiğimi anlamışsındır umarım."
"Ama görmemezlikten gelecektiniz." dedim ağlamaklı... Puana ihtiyacım vardı.
"Görseydim sıfır almıştın." diyerek sınıftan çıktı. Diğer öğrenciler çıkana kadar bekledim. Kalan öğrenci üç kişiydi. Birisi okulun popüler kızlarından diğeri benimle kavga eden uzun saçlı erkekti. Benden hoşlanmadıklarını belli etmeye çekinmiyorlardı. Elimdeki sunum dosyasını Alkan'ın yattığı masaya attığımı düşünüyordum ki, sesini duydum.
"Sakın atma eylemini gerçekleştirme! Düşüncelerinde kalsın."
"Büyücü müsün sen? Psikopat olduğuna eminim de. Şeytanla bağın falan filan var mı?"
"Ne çok konuşuyorsun." Başını dikip yine aynı pis gülümsemeyi gösterdi.
"Başım çatlıyor biraz sus!"
"Büroz sos! Kendini ne sanıyorsun? Müdüre gidip şikayet etsem uzaklaştırma alırsın." Sınıfın kapısı sonuna kadar açılmıştı.
"Git şikayet et!"
"Kapı nasıl açıldı?" Bir süre duraksayıp yüzümü normale döndürmeye çalıştım. Şok içinde durmak işime yaramazdı.
"Ne bu? Şapkadan tavşan çıkartıyor musun? Yada avucundaki parayı başka bir yerde bulmak gibi sihirli olaylar..." dememle popüler kız kahkaha atarak konuştu.
"Korkmadığını mı söylüyorsun?" Sırasında oturup ağzında patlattığı sakızını eline alıp yine ağzına alarak çiğnedi.
"Alkan, seni seçene kadar bu okulda olduğunu bile farketmedim. Hem şanslısın hem şanssız." Yedi adımlık uzaklığa rağmen elini uzatıp dudaklarını ısırdı.
"Adım Katre!" İsmini hiç duymadığımdan mimiklerime engel olamayıp kaşlarımı havaya kaldırınca ayağa kalkıp Alkan'ın yanına oturdu.
"Anlamı yağmur damlası... Bu kadar şaşırman üzdü beni..." Büzdüğü dudaklarını Alkan'ın yanağına değdirip kahkaha attı.
"Şu küçük kıza bak! İsmimi beğenmedi. Seni neden seçtik biliyor musun?" Alkan ıslak yanağını silerek yanına oturan kıza tiksinerek bakıp yanından iterek düşmesini sağladı. Bu iyi olmuştu. Nerdeyse korkumu unutup dans edecektim. Burnumu çekip kaşlarımı havaya kaldırdım.
"Ben gidiyorum. Bir daha görüşmeyelim." Bir kaç adım atmıştım ki, ismini öğrenmediğim son kişiye dönüp hızla konuştum.
"İsmin ne?"
"Cesur!"
"İyi!" dememle Alkan'ın sesini duymuştum. Hiç oralı olmadan açık olan kapıdan çıkıp kapının sağına soluna bakındım. Halen kendi kendine açıldığını düşünüyordum.
"Bu nasıl açıldı?" Kendi kendime düşünürken bir elin omzuma el attığını hissettim. Panikle eli omzumdan silkeleyip arkamı dönerek kafamı duvara çarpmıştım.
"Seni seçtiğim için bir süre dediğimi yapman lazım. Yoksa!!!"
"Yoksa ne? Bana sordun mu?" diyerek başımı elimle okşadım. Kafamı çarptığımı görmüş olsada hiç ilgilenmiyordu.
"Normalde sorulmaz. Talebe göre seçilme yok."
"İstemiyorum." Gözlerimi devirerek kollarımı önümde bağladım.
"İstemezsen senin hayatını etkileyebilir. Kötü yönde..." Artık kızmaya başlamıştım. Ayağımı hızla yere vurup sesimi yükselterek bağırdım.
"Beni bununla korkutamazsın. Anladın mı?" Dalga geçermiş gibi koridorda ki pencereyi gösterdi. Bakmamla çığlık atmam bir oldu.
"Duygu!!!" Pencere kenarına koşup pencereden aşağıya bakınca kalbim yerinden çıkacak gibi titremişti. Kalabalığın ortasında yerde boylu boyunca uzanan kan içinde Duygu duruyordu. Sağ eli ters dönmüştü. Kafasının altından kan sızdıkça insanlar korkudan çığlık atıyordu. Ayaklarım bana ait değilmiş gibi yere çöktü. Vücudum daha fazla bakmak istemiyordu. Hıçkıra hıçkıra ağlarken siyah kapının önünde beni izleyen Alkan'a inanamaz gözlerle bakarak yutkundum.
"Ona ne yaptın? Ona ne yaptın?" dedim ağlamaya devam ederek saçlarımı yoldum.
"Sana dedim. Seni seçtikten sonra kabul etmek zorundasın. Yoksa ölmeyi aklından geçiren herkesin bir nedenle ölmelerine seyirci kalırsın. Kural bu!" Pencereden aşağıya bakıp dudaklarını dümdüz yaptı.
"Birkez daha deneyelim." demesiyle omzumu tutup gözlerimi eliyle kapattı.
"Seni seçtiğim için bir süre dediğimi yapman lazım. Yoksa!" Gözlerim boşlukta gidip gelirken neden yerde ağlarken burada olduğumu düşünüyordum. Alkan'ın gözleri birden dikkatimi çekti. İri güzel gözleri vardı. Çenesi oval, burnu hafif uzundu. Gözlerimden akan yaş koluma değince irkilip pencere önüne koştum. İnsanlar ayrı ayrı gruplarla gülüyordu. Yerde ne kan vardı ne de Duygu'ya ait bir iz... İyi olduğuna mutlu olsa'mda Alkan'a sormadan edemedim.
"Biraz geriye mi döndük?" Başını salladı.
"Duygu nerede?" Eliyle tavanı gösterip ellerini cebine yerleştirdi. Bekleyecek zaman olmadığından konuşmak yerine yukara koşmaya başlamıştım. Çatı merdiveni tahtadandı. Eskiden su bastığından ıslak çürümüş tahta kokusu vardı. Merdivene çıkıp çatının kapağını açmamla Duygu gözyaşları içinde bana baktı.
"Bugün neden ölmek istedim bilmiyorum."
"Sorun yok!" İkimizde merdivenden aşağıya inip sarıldık.
"Ne acı çektiğimi bile bilmiyorum. Sadece ölmek istediğimi hatırlıyorum. Çok garip!" Sırtını sıvazlayarak koridorun sonunda beni izleyen Alkan'a bakıp gözlerimi yumdum. Her şeyin rüya olmasını istiyordum. İmkansız olsada istemekten vazgeçmeyecektim.
"Sen ailen için önemlisin, bir daha kendini boşlukta hissetme." Bir süre konuştuktan sonra sınıfa gitmesini sağlamıştım. Ders zili çalar çalmaz bütün sınıflar sanki biz orada yokmuşuz gibi yanlarımızdan geçip kapılarını kapattılar. Alkan bana yavaşça yaklaşıyordu. Kaçmak çare değildi. Ne için seçilmiş olabilirdim ki... Elini bana doğru uzatıp cebindeki bıçağı çıkardı. Titreyerek elimi bütün parmaklarım açılır şekilde ona doğru uzattım.
"Ölecek miyim? Beni öldürmeyeceksin değil mi?"
"Hayır tabii ki! Nefes al ve sakın verme! Sonrası çok kolay! İnce bir kesikten akan kan, seni bu hayattan diğer hayata geçirecek. Orada kara duvaklı bir gelinin kaderi olacaksın. Yapabilir misin?"
"Yapamam!" diye fısıldadım. Elime vuran bıçak sızısıyla gözlerimi açıp vücudumun yok oluşunu izledim. Hiç beklemediğim anda ölüyordum. Kaybolarak... Ruhum bu dünya ile bilmediğim diğer dünya arasına doğru gidiyordu. Yalnızdım. Okul üniformam siyah uzun kıyafetle değişiyordu.

Geçiş tamamlanmış olacaktı ki, koskoca ormanda tek başıma kalmıştım. Üstümde simsiyah bir duvak ile...
"Lanet olsun,ben şu anda ne yapacağım."

_____

Yorum ve beğeni yapmayı lütfen unutmayın.

Bölüm : 20.11.2024 23:14 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...