Yeni Üyelik
1.
Bölüm

GİRİŞ

@kameri

                                                                            

Kraliyet ailesi geniş masada yemek yiyor çatalın tabağı deyip çıkardığı o tiz ses geniş taş duvarlar arasında yankılanıyordu.

Kocaman boynuzlu geyiğin üzerine altın iplerle işlendiği kırmızı kadife üçgen bayraklar salonun duvarlarını süslüyordu .

“avalon diyardaki en iyi savaşçılara sahip “ diye söze başladı imparator ahter elindeki altın varaklı kaşığı ,kadife masa örtüsüne yerleştirerek. Geniş salonda sesi yankılandı

Ve eski taş duvarlar bir hikayenin başlangıcına şahit oldu “eğer ordularının hakimiyetini teslim alırsak isyanları bastırmak çok daha kolay olur “

Ak düşmüş saçlarının üstünde taşıdığı kocaman altın taç ve kırmızı kaftan ile uzun masanın baş köşesindeki tahtında oturuyordu .

“O zaman neden bir elçi gönderip ordu istemiyoruz ? bu isyanları bastırmak krallığın geleceği için çok değerli eminim imparatorları için ordularını vereceklerdir ” dedi imparatoriçe liya naif bir sesle.

Akla gelebilecek her yemeğin olduğu masada imparatorun hemen yanında oturuyordu .

Siyah ipek elbisesindeki gümüş çiçek işlemeleri sert bakışları kahvenin en koyu tonu olan saçları , gözleri ve en değerli mücevheri olan tacı ile tam bir imparatoriçeydi liya .

Masa büyük salonun tam ortasında duruyordu. Etrafında beyaz ahşaptan yapılma konforlu olması için en yumuşak ipeklerle kaplanmış ve değerli taşlarla bezenmiş 12 sandalye bulunuyordu. Ancak bugün sadece beşi doluydu .

İmparator, imparatoriçe , büyük oğulları prens Devrim , bu önemli meseleye özel olarak gelen vezir ve prens Arel.

Vezir elini hiç saç olmayan kafasına koydu , saçının aksine uzun sakaları vardı , yeşil ipek kıyafeti siyah deri pantolonu ile uyum oluşturuyordu .

İmparator sıkıntılı bir nefes verip iki oğluna yandan bir bakış attı. Biri tamamen ona odaklanmışken prens Arel umursamaz bir şekilde yemeğini yemeğe devam etti.

“o kadar kolay değil “ dedi imparator karısına dönerek , ağarmış saçlarının üstündeki dev altın tacı taşırken “evalon kralının bunu kabul etmesi zor olacak hatta bizzat misafiri olmayı planlıyorum” dedi ve prens Arel’e tekrar baktı.

Arel göz teması kurmuyor söze dahil olmuyor sanki sözün ona geleceğini biliyormuş gibi susuyordu .

“Sence zorluk çıkarır mı ? ” dedi imparotiçe yerinde dikleşerek . İmparator gözlerini küçük oğlundan ayırmadan ellerini çenesine yerleştirdi . Ve en net sesiyle konuştu “çıkarmayacak “

“Yolculuk için ne zaman hazır oluruz ?“ dedi kralın büyük oğlu prens Devrim .

İmparator ahter , yıllarını savaş alanlarında ve saraylarda geçirmişti . Diyarın tamamını görmüş lisanlarını çözmüştü . Bilge bir adamdı , iyi bir babaydı aynı zamanda ancak Kıta’nın geleceği aileden bile önce gelmek zorundaydı .

İmparator düşünceli bakışlarını arel’den koparmadan konuştu “bilmem,” dedi vurgulayarak “Arel sen ne zaman hazır olursun ?” masadaki tüm gözler ona döndüğünde de rahatını bozmadı Arel “fark etmez “ dedi bir parça tavuğu ağzına koyarken .

Prens Arel henüz çok gençti ancak kraliyet generali ve en büyük savaşçısıydı .

Kraliçenin istediği o evlat değildi. Umursamazdı , davetlere katılmaz soylu gibi davranmazdı , başında taç olmazdı ama daima saygı görürdü prens Arel . İmparator oğlunun bu umursamaz tavrını onaylamıyordu bir gün imparator olacak potansiyele sahipti ancak o kraliyetten kaçıyordu .

İmparatorun dudakları iki yana kıvrıldı “o zaman düğün hazırlıklarına başlayabiliriz “

Arel’in dudaklarına götürdüğü kadeh durdu . Eli havada asılı kalırken bakışları saatlerdir ilk kez babasını buldu .

Binlerce ihtimalin içinde yine de içinden kendini teskin etti . Bu sürekli oluyordu babası söylenecek Arel reddecek , babası nasihat verecek Arel bildiğini okuyacaktı . Belki kavga bile edeceklerdi ancak Arel alışkındı bu duruma .

“ne düğünü? “ diye şaşkınlığını belli eden ilk Devrim oldu . Devrim aklı keskin bir adamdı ayrıca oldukça zekiydi , ancak kardeşine olan sevgisi mantığı kabul etmiyordu kardeşinin sevmediği hatta tanımadığı bir kadın ile evlenip hayatını mahvetmesini istemezdi, kendisi bir zamanlar bu durumdan mustarip olmuştu o olsun istemedi.

Fakat başından beri kardeşinin başına böyle bir şey geleceği en çok o biliyordu , belki de hissetmişti .

“Avalon lordunun kızıyla evlenecek” dedi imparator sert bakışlarla

Arel göz devirmemek için direndi ve dudaklarını itiraz için araladı ancak o an yıllardır olmayan oldu ve imparatorun sesi salonda yankılandı.

“Baban olarak değil 4 krallığın imparatoru ve altın şehrin koruyucusu olarak sana emrediyorum ve itiraz hakkıda vermiyorum”

İmparator oğlunu tanıyordu bir kere itiraz hakkı verirse mutlaka bu işten sıyrılmanın bir yolunu bulurdu , olayın ciddiyetini kavraması gerekiyordu .

Arel kemiklerine kadar titredi . Bu ilkti ve bu felaketti . İmparator , arel’i tanır onu hiçbir zaman zorlamazdı bu işler Arel’e göre değildi isyanı en ön safta kontrol ediyor ona yardımcı oluyordu fakat kimseyle evlenemezdi... o abisi gibi değildi .

Arel imparatora karşı gelemezdi .

Direnmek istedi bağırmak itiraz etmek , hepsini yuttu . O soyluların yüz karası olmaya mahkumdu içten içe haftalar önce olan olay yüzünden babasının onu cezalandırdığını biliyordu.

Yine de “neden o değilde ben ?“ dedi çenesiyle abisini göstererek .

İmparator bakışlarını yumuşatmadı “ o zaten nişanlı sen değilsin “ dedi.

Arel olabilecek tüm kaçış yollarını aradı ama bu kez çıkmaz sokak gibiydi.

“Davetlerde kızı gördüm gayet uygun” dedi imparatoriçe imparatoru destekleyerek.

“kız biraz küçük bence” dedi Devrim sıkıntıyla.

Arel soylular hakkında hiçbir şey bilmediği için ona bir itiraz kapısı açan abisine içten içe teşekkür etti.

“yaşı 18 ancak bize sorun olacak bir kız değil ayrıca Arel’in yanına yakışacak bir prenses olur “ dedi imparatoriçe.

Arel midesinin düğümlendiğini hissetti “benden 8 yaş küçük “ dedi her öfkelendiğinde olduğu gibi sağ gözü seyirerek .

Uzun zamandır sessiz olan vezir ilk kez konuştu “lordun iki kızı var bildiğim kadarıyla “ dedi. “diğeri sizin için daha uygun olmaz mı prensim? “

İmparatoriçe umursamaz şekilde elini salladı “diğerini davetlerde hiç görmedim annesi sürekli hasta olduğunu söyleyip duruyor “ dedi imparatoriçe, alayla güldü “ölümcül bir hastalığı falan olmalı “ diyerek ekledi.

“Bana sorarsanız” dedi devrim çatalını önündeki tavuğa saplayarak “bence kız davetlere bilerek katılmıyor bizde Arel için benzer bahaneler uyduruyoruz “ .

İmparatoriçe yandan bir bakış attı “kız belli ki sorunlu “ dedi elini umursamazca sallayarak devrim’e katıldı.

Devrim kardeşinin de fazlasıyla sorunlu olduğunu bildiği için “diğer kız kaç yaşında?” diye sormadan edemedi .

“25 olması gerekiyor prensim “ dedi vezir .

Arel söylenenleri dinleyemiyor bir çıkış yolu arıyordu bunu yapmayacaktı . Yönetmesi gereken bir ordu vardı düğün düşünmesi gereken son şeydi .

Ama kendisi bile söylenenleri aklına kazıdığını bilmiyordu.

Kafasında her şeyi tarttığında durdu “bir kızın hayatını mahvedemem “ dedi bastıra bastıra . Kendi hayatını da mahvediyordu ama babası onu bencillikle suçlamasın diye sustu

“merak etme bir prensle evlenmenin hayalini kuruyorlar onlar “ dedi imparatoriçe oldukça umursamaz bir şekilde yemeğine devam ederken.

Arel dudaklarını araladı, sonra tekrar kapattı işin ciddiyetini anladığında sandalyeden hızla kalkıp salonun çıkışına yöneldi imparatordan izin almadı ya da saygı ifadesi göstermedi .

İmparator sessiz kaldı düşündüğünden az tepki aldığı için sustu .

O masa bir devrin başlangıcı oldu.

                            👑

           

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%