Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@kanatsizkus

"Ne yalnızlık ne de yalan

Üzmesin seni

Doğarken ağladı insan

Bu son olsun bu son..."

Kulaklığımda çalan şarkıyı kendi kendime mırıldanarak eşyalarımı topluyordum. Valizimi de kapattıktan sonra zafer gülüşüyle ayağa kalktım ve arkamı döndüm.

Arkada ki aynada kendimi görmemle birlikte gülüşüm hafifçe soldu. Sağ gözümün altında ki morluk ve dudağımda ki patlak sanki kendini hatırlatmak istercesine sızladı.

Hayır Afra, hepsi bitti...

​​​​​​​​​​​ Fiziksel acılar geçerdi, izler silinirdi, yaralar kabuk bağlar bir gün kanamayı bırakırdı. Ama bazı yaralar olurdu, sen yarayı sarsan bile kanadığını bilirdin.

Geçmezdi öyle kolay kolay. Görünmezdi, buram acıyor diyemezdin. Kalbin yanardı, nefesin kesilirdi, ruhun sıkışırdı ama kimseye gösteremezdin.

Yaralarım bir gün geçecekti ama ruhumda ki izlerinin kalacağını biliyordum. O korkuyu içimde taşımaya devam edeceğimin farkındaydım.

Aynaya bakmaya devam ettim. Bakışlarım yüzümde gezindi. Siyah saçlarımı sıkıca toplamıştım. Üzerimde mavi bir t-shirt ve siyah bir pantolon vardı.

Bu sefer yaralarımı gizlememiştim. Kollarımda ki morluklar açıkça görünüyordu. Yüzümde ki yaralar ortadaydı.

Ama hayır artık geçmişti hepsi. Meydan okurcasına daha da dik durdum. En içten gülümsememle kendime gülümsedim.

Evde ki tüm eşyalarımı toplamıştım. Son kez dönüp etrafa bakmak bile istemedim. Bu evi de yaşananları da hatırlamak dahi istemiyordum.

Kendime yeni bir ev tutmuştum. Bir süredir orada kalsam da alamadığım eşyaları almak için mahkeme çıkışında yeniden buraya uğramak zorunda kalmıştım.

Hızla eşyalarımı alıp evden çıktım ve kendi evime doğru yola çıktım.

&

Bilgisayarımın başında büyük bir heyecanla ekrana bakıyordum.

Sayfanın yüklenmesini beklerken bir ayağımla ritim tutmuş kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum.

Sayfa yüklenmeye başladıkça heyecanım arttı. Ayağım daha da hızlı bir ritim halini aldı.

Ekranda gördüğüm yazıyla adeta kalbim durdu...

Atanmıştım.

Sadece birkaç ay çalışma fırsatım olan bu sınava ilk girişimde atanmıştım.

Heyecanla yerimden hızla kalktım. İnanamayıp ekrana tekrar ve tekrar baktım.

Yanlış görmüyordum, atanmıştım.

Dudaklarımdan sevinç nidaları dökülürken ne yapacağımı bilemez bir haldeydim.

Üniversiteden mezun olduktan çok kısa bir süre sonra evlenmiştim.

Beni sevdiğini, bana aşık olduğunu söyleyen bir adam uğruna tüm hayallerimden vazgeçmiştim.

Çünkü hayallerim o olmuştu.

Evlendikten sonra sınava girebileceğimi ve bana hep destek olacağını söylemişti.

İnanmıştım ve bir kez daha yanılmıştım.

Birçok şeyi elimden aldığı gibi hayalim olan mesleği de elimden almıştı.

Ama şimdi hayalim bir adım kadar yakınımdaydı.

Ekrana tekrar baktığımda duraksamama neden olan o yeri gördüm.

Bingöl'e atanmıştım. Son günlerde haberlerde terör olaylarıyla göz önünde olan bir şehirdi.

Muhtemelen ilk seferde atanma sebebim orada ki öğretmen boşluğuydu.

İlk başta doğu görevi yapacağımı bilsem de tereddüte düşmeden edemedim.

Öğretmen olmak istememin en büyük sebebi babam yerine koyduğum Arif hocaydı.

Kendisi bana yeri geldiği zaman bir baba şefkatiyle yaklaşmış, bazen sırdaşım olmuştu. Kendisi gibi öğretmen olmamı çok isterdi.

Mesleğini çok seven biriydi.

Ülkenin öğretmenlere emanet olduğuna inanırdı. Çocuklara vatan sevgisi aşılamak için elinden geleni yapardı.

Eğitimsiz bir milletin hiçbir şey olduğunu savunur, mesleğini ölüm kalım meselesi gibi sahiplenirdi.

Öğretmenlik hayalimi ondan almıştım.

Bende onun gibi olmak istiyordum.

Bir çocuğun kalbine çiçekler ekmek istiyordum.

​​ Arif Hocamı düşündükçe tereddütüm yavaş yavaş kaybolmaya başladı.

Oraya gidecek ve o çocukların kalbine umut tohumları ekecektim.

Asıl savaşımız cahillikleydi ve ben cephede yer almasam da savaşa dahil olacaktım.

Bir ara Arif Hocamı ziyaret etmeliydim.

​​​​​

Loading...
0%