@kanatsizkus
|
Dört ay... Sadece dört ayda tüm hayatım büyük bir değişikliğe uğramıştı. Aşık olduğum adamdan şiddet görmüş ardından ondan boşanmıştım, son aylarda kendimi sadece derslere vermiş, sabah akşam çalışmış ve sadece birkaç ay hazırlanmış olsam bile kazanmıştım. Uykusuz geceler geçirmiş, acıdan uyuyamadığım günler gelip geçmişti. Ama hiçbiri şuan öğrendiğim gerçek kadar zor değildi. Ne gördüğüm şiddet ne de çalışmak için uyumadığım geceler. Yüreğimde derin bir sızı vardı. Ne yapacağımı bilemez halde elimde ki çift çizgili teste bakıyordum. Hamileydim. Sevinmeli miydim? İnsanlar çocuğu olacağı zaman sevinirdi öyle değil mi? Peki ben nasıl sevinecektim? Yüzünü dahi görmeye tahammül edemeyeceğim bir adamın çocuğuna nasıl annelik yapardım? Dört aydır, hatta neredeyse beş ay olacak, nasıl hiç fark etmezdim? Karnım yok denecek kadar az şişmişti. Vücudumda olan değişimleri son zamanlarda ki yoğun stresime bağlayıp çok sorgulamamıştım. Gözümden bir damla yaş süzüldü. Ve hemen ardından bir tane daha. Elimi karnıma doğru götürdüğümde orada bir can oluşuna inanmak istemiyordum. Masum bir can... Olan hiçbir şeyden haberi yoktu, hiçbir şeyde suçlu değildi. O, minicikti... O belki de en masum olanımızdı. Kıyamazdım ki onun canına... Hoş, zaten bildiğim kadarıyla dördüncü ayda kürtaj yapılmıyordu. Mesleğime başladıktan çok kısa bir süre sonra ara vermem gerekecekti. Doğum izni kullanabilirdim. Ama izin bittikten sonra ne yapacaktım? Kimsesizliğim ilk defa canımı bu kadar yaktı. Yanımda olacak biri yoktu. Bana yardımcı olacak bir eşim, destekleyecek bir annem yada sığınacak bir babam yoktu. Çalışmadan ona bakamazdım. Çalıştığım zaman ona nasıl bakardım? Ya İrfan? Onun çocuğu olduğunu öğrenirse yine peşime takılır mıydı? Babasız bir çocuk nasıl hissederdi çok iyi biliyordum. Babamı daha çok küçükken kaybetmiştim. Annem canını dişine takıp bizim için çalışırdı. Ama bir çocuk için anne hayatsa baba nefesti... Nefesi kesilen biri nasıl yaşardı? Yaşıyordu... Acı içinde yaşıyordu. Korku içinde yaşıyordu. Dik durmak zorunda kalarak, yaşından büyük sorumluluklar alarak yaşıyordu hemde. Annesini korumaya, ona destek olmaya çalışarak yaşıyordu. Ona bu eksikliği hissettirmeden büyütebilir miydim? Ona hem nefes hem hayat olabilir miydim? Ne yapacağımı bilmiyordum. İlk defa çaresiz kalmamıştım ama bu durum diğerlerinden bambaşkaydı. Canımın bir parçası söz konusuydu. Ondan nefret etmem mi gerekiyordu? Edemezdim, masum bir candan nasıl nefret ederdim? Ne yapacağımı bilmiyordum. Bir karar vermek zorundaydım. Eğer öğretmenliğe ara vermek istersem bir maaşım olmayacaktı. O zaman ikimize de bakamazdım. Evet bir çocuğun en çok ilgiye ihtiyacı vardı ama ona yaşam kalitesi sunmak zorundaydım. Bir bakıcı bulurdum. Zaten ilk aylar doğum iznine çıkardım. Böylece bebeğimin yanında durabilirdim. Eğer gitmezsem tek başıma yapamazdım. Bir yerde çalışmam lazımdı ama yoğun bir işte çalışamazdım. Devlet memuru olmak benim için en avantajlı durum olurdu. Bingöl'e gitmeyecek olsam bile artık burada yaşamaya devam edemezdim. İrfan'ın tanıdıkları ona mutlaka haber ederdi. Gitmek zorundaydım. Kendim için, ama en çokta bebeğim için.
|
0% |