Yeni Üyelik
1.
Bölüm

5 yaşındaydık...

@kang_daemin

O günü hiçbir zaman unutmayacağım. Babamın suçsuz yere hapise girmesini ve bizim çocukluğumuzun elimizden alınmasını...

 

Her zaman "Babamız bizi korur kollar. Onlar asla yıkılmaz duvarlar gibidirler." diye şeyler söyler çocuklar. Ama ikizim ve ben öyle deme şansına sahip değildik. İkimizin duvarı da yapılmadan yıkılmıştı... Dediğim gibi o günü dakikası dakikasına hatırlıyorum.

 

•15 Mayıs 2013•

 

5 yaşındaydık. Polis arabasının apartman kapısının önüne gelip babamı aldığı ve ondan geriye sadece bize verdiği anahtarlıklar kaldığı zaman. 5 yaşındaydık. "Suçlu çocukları" veya "Doğuştan sorunlular" diye lakaplar takıldığı zaman.

 

Hiçbir öğretmen bile bize eğitim vermek istemiyordu. Tabii... Kim, neden sorunlu diye adlandırılan çocukları eğitmek istesin ki? Geleceğimiz battı sanıyorduk

 

. 12 yaşımıza gelene kadar. Babamız 7 yıldır hapisteydi. Gerçek suçlu ise dışarıda. Annem Misako Garmadon araştırma işlerinden anlayan ve soruşturma başlatma yetkisi olan olan bir kahramandı. Yani bütün davalar ile ilgili bilgiye ulaşabilirdi. Polis gibi.

 

Bir gün odasında onu babamın davasını araştırırken gördük. Yardım etmek istedik. İzin verdi de. 15 yaşımıza kadar hem ortaokulu bitirdik hem de babamın davasını çözmeye uğraştık. Uzun çabalar sonucunda davayı çözdük.

 

Ve hâkim önüne çıkmak için dilekçe yazdık. Cevapla birlikte bir tarih verdiler. Aradan bir kaç ay geçti ve o önemli gün geldi. O gün gerçek suçluyu bulmak için çıktım o kürsüye. O GÜN BABAMIN SUÇSUZ OLDUĞUNU KANITLAMAK İÇİN ÇIKTIM O KÜRSÜYE!

 

Hâkimin önünde annem ve ikizimle topladığımız deliller vardı. Ne eksik ne fazla olacak şekilde bir rapor yazmıştık. Okunup yorumlandı. Topmak vuruldu.

 

O anda duruşma salonunda yükselen tek bir ses vardı o da...

"Lord Garmadon suçsuz bulunmuştur! Foster Blackblood ise suçlu bulunmuş ve 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştır!"

 

6 Ay böyle bir pislik için kesinlikle azdı. Ama benim umrumda olan tek şey babamdı ve onu kurtarmıştık. Bir gün sonra ayrılma işlemlerini bitirecekti ve serbest bırakılacaktı. İkizim ile heyecandan yerimizde duramıyorduk.

 

O gün için ayrı hir özenle hazırlandık. Normalde etek giymeyi sevmezdim ama babam için o gün özel olarak giydim. Üstüme de beyaz bir gömlek geçirdim. Giydiğim eteğin kendine ait bir süsü vardı ancak ben onu çıkartıp babamın daha biz çocukken almış olduğu peluş anahtarlığı taktım. Lloyd da benim gibi düşünmüş olacak ki o da kot pantolonuna takmış kendi anahtarlığını.

 

Onu bunu bırakıyorum, kendi ikizim diye de demiyorum ama çok yakışıklı olmuş bee... Aradan yarım saate yakın bir süre geçti.

 

Biz arabamızla hapishane kapısına varmıştık. Heyecanlı olduğumdan yerimde zar zor duruyordum. Heyecanlı olduğum kadar da kendimle gurur duyuyordum.

 

Babamın suçsuz olduğunu bu yaşımda kanıtlamıştı- Hayır... Babamızın suçsuz olduğu hep beraber kanıtlamıştık. Lloyd, annem ve ben. Ben böyle derin düşüncelere dalmışken o kocaman hapishane kapısı açıldı. Babam göründü.

 

Babam çıkarken kapının önündeki askerlere selam verdi. Gözlerindeki ışıltıyı bu mesafeden bile görebiliyordum. Çok mutluydum.

 

Lloyd'a baktım. O da heyecandan kıpır kıpırdı. Heyecanıma daha fazla dayanamadım ve koşarak babama sarıldım. Ağlıyordum. Ama sevinçten O da bana sarıldı ve huzur verici ses tonuyla dedi ki;

Garmadon:Aferin kızım, başardınız.

 

●Bu hikaye benim ilk hikayem umarım beğenirsiniz<3 :)

 

 

Loading...
0%