@kanliiviskii
|
Neden ... bazen sadece neden diye sormak istiyorum cevabını almayacağımı bile bile
Sormak istiyorum sadece
Neden... yaptın
Neden... gittin
Neden... görmedin
Neden... duymadın
Neden... hissetmedin
Neden... anlamadın
neden... SEVMEDİN
Neden ,Neden, Neden
Soruyorum ama cevap veren yok
Ben nasıl bir illetin içine düşmüşüm böyle
Ben sevda denen ateşe düşmüşüm
Hayır düşmedim ben kendim bile bile atladım
Çünkü...
Çünkü çok sevdim...
Senin aksine
Senin de herkes gibi kahverengi gözlerin var
Ama başka bakıyordu
Belkide sadece bana öyle geliyordu
Kafam basmıyor artık seninle ilgili hiç bir şeye
Uzun zaman oldu yıllar oldu
Merak ediyorum
Neredesin, ne yapıyorsun, kiminlesin
Peki ben hiç aklına geliyormuyum ?
Ama... Sen hep aklımdasın
Bu hiç adil değil
Gitmeni istiyorum hayatımdan gittiğin gibi
Aklımdan ve kalbimden de gitmeni istiyorum
Rica ediyorum aklıma ve kalbime kurduğun yuvayı yakıp yakıp çekip git
Bir daha da gelme
Ama sen yanlış yaptın
Senin ruhunu benden uzaklaştırman gerekirdi bedenini değil
Bedenin uzakta ama ruhun hâlâ benimle
Beynim acıyor bak başım değil beynim acıyor
Seni düşünmekten
Kalbim acıyor
Seni sevmekten
Yüreğim kanıyor be adam gör artık gel artık
Anla artık bu kadar mı zor ?
Duy istiyorum sadece feryatlarımı ...
Ama duymazsın
Gözlerin farklıydı
Farklı değildi işte herkeste olan kahverengi gozlerdi nesi farklıydı
Belki sadece sana ait oldukları için öyledir
Bilmiyorum
ama ya bakışların?
Onlar farklı işte farklı bakıyorsun
Çözemiyordum
Hep çözmeye çalıştım
Artık istemiyorum
Feryadımı duyarmısıns bilmem
Ama ...
Ben...
SENİ SEVMEK İSTEMİYORUM SEVGİLİ
Ama seviyorum...
Gözlerin ve bakışların bir gün sonum olacak
Gözlerin ve bakışların
Kêvokê ( güvercin)
Başımı arkamdaki duvara yasladım. Bu gün yerde yazmıştım bu mektubu
Acaba bir gün bu mektubu yazmasam ve o eve götürmesem ne olur ?
Bana küser geldiğinde hatta kırılabilir bile
O asla dönmeyecek kendimi buna inandırmam çok acınası özlemekten nefret ediyorum ama özlüyorum. Bu illet duygunun malesef ki bir çözümü yok.
Mektubu cebime atıp hiç bir şey söylemeden evden çıktım zaten kimse de ' nereye gidiyorsun ' diye sorgulamadı
Yolda yürürken arkamdan gelen ayak sesleri ile arkama döndüm şaşkınlıktan dilimi mi yutsam bilemedim
Şaşırmış olduğum belli olan sesim ile " güney? " dedim. Soru sorar gibi.
Arkamdan gelen ayak sesleri güney'e aitti demek onu burada görmeyi asla beklemiyordum
Yarım bıraktığım cümlemi kaşlarımı çalarak bitirdim " senin burada ne işin var sana bir daha gelmemeni söyledim özellikle yanıma gelmemeni söyledim neden geldin güney "
" bir hoş geldin bile yok mu manolya ? Bu kadar mı gözünden düştüm? Özür dilerim gelmek istemezdim ama özledim. Özlem duygusunun ne kadar lanet bir şey olduğunu söylememe gerek yok sen zaten çok iyi biliyorsun "
" bak güney sebep ne olursa olsun sana bir daha karşıma çıkma dedim " her kelimenin üstüne bastırarak söyledim.
" üzgünüm manolya... gerçekten çok özledim... seni... özledim " son kelimede sesi fisıltıdan ibaret çıkmıştı, ama ben duymuştum.
" güney geldiğin gibi gitmeni istiyorum ne sen beni gördün nede ben senin söylediklerini duydum bitti tamam mı şimdi git lütfen " dedim sakince genelde sakin kalmazdım ama onu anlıyorum hak da veriyordum ama engel de olmam gerekiyor.
Bu zordu onun için biliyorum anlıyorum ama bu olmak zorunda. Çünkü onun benden istediği şey asla olmayacak bir şey
Güney benden onu kalbime almamı istiyor ama kalbimin sahibini biliyor
Biliyorum bu onun suçu değildi insan seveceği kişiyi seçemiyordu ama onun istediği de akıl alır gibi değildi
" peki manolya istediğin gibi olsun ama şunu unutma seni çok seviyorum ben ve seni o adamdan daha mutlu ederim onun gibi serefsiz değilim ben "
Sözünü bitirmesi ve yüzüne tokat atmam bir oldu
İşaret parmağımı sallayarak konuştum " sakın sakın güney bir daha onun hakkında böyle konuşmaya kalkma konu o olunca yapamayacağım şey yok biliyorsun "
" biliyorum manolya bilmez miyim " biraz bana yaklaşarak devam etti sözlerine " ama senin bilmediğin bir şey var bende senin için her şeyi yaparım "
" herşeyi " diye tekrar etti
" Güney çekil önümden ve git buradan daha fazla konuşmak istemiyorum git lütfen " dedim
Gerçekten gücüm tükenmek üzereydi beni anlaması gerekirdi ama anlamıyor... herkes gibi
" tamam gideceğim ama bir şartım var " dedi
" saçmalamayı bırak güney git artık "
" bir kere sadece bir kere sana sarılmama izin verirsen giderim bir daha karşına çıkmam yemin ederim " dedi çaresiz bir sesle
Elimi tokat atmak için tekrar kaldırdım ama vurmadım tepkilerini izledim ne geriye gitti ne bileğimi tuttu hiç bir tepki vermedi bakışları sanki ' her şeyine kabulüm ' der gibiydi
Bu saçmalıktı benden uzak durması gerekiyor
Arkamı dönüp yürümeye başladım arkamdan geleceğini bildiğim için son kez konuştum
" sakın arkamdan gelmeyi yada karşıma çıkmayı aklında geçirme yoksa o zaman sen asla yüzümü göremezsin yaparım dersem yaparım güney biliyorsun benden uzak dur "
Bu sözlerden sonra arkamdan gelmeyeceğini biliyordum.
Tekrar bir zamanlar cennetim şuan cehennemim olan evin önüne geldim mektubu yavaşça içeri ittim ama bir şey fark ettim kaşlarımı çatrak dizlerimin üzerinde oturdum ve kapının altından içeriye baktım sadece kapının eşiği gözüküyordu ve ...
Yıllardır bu Kapının eşiğine bıraktığım hiç bir mektup burada değildi
Neler oluyor böyle?.
Her mektubu bıraktığımda mutlaka ufak bir ucunu dışarıda bırakırdım böylece içeriden kimsenin almadığını anlardım.
Ama şimdi sadece son mektup değil hiç bir mektup yoktu.
Yılardır bu kapıdan içeriye ittiğim mektuplar nereye kaybolmuştu ?
Ne işler dönüyordu?.
İşte bunu zaman gösterecekti.
_______________________________________________________________
Bölüm sonu...
|
0% |