Yeni Üyelik
4.
Bölüm

Senin yüzünden

@kanliiviskii

keyifli okumalar

 

****

 

 

 

Ne denir bilmiyorum...

 

Ama.. senin yüzünden sevgili...

 

Senin yüzünden...

 

Ben senin yüzünden seni sevdim...

 

Ben senin yüzünden gamzelerine sevdalandım...

 

Ben senin yüzünden gözlerine aşık oldum...

 

Ben senin yüzünden seni kendimden çok sevdim...

 

Ben senin yüzünden sana kandım...

 

Ben senin yüzünden herşeyi boş verdim...

 

Ben senin yüzünden sana ölesiye bağlandım...

 

Senin yüzünden sana sevdalandım...

 

Anlıyor musun sevgili?...

 

Gözlerin cehennem azabı gibi hissettirirken...

 

Beni gamzelerine gömsen ne olurdu sanki...

 

N'olursun yapma bunu benimle oyun oynama...

 

Söylesene neden yok sana yıllardır yazdığım mektuplar yerinde?..

 

Senin yüzünden çünkü...

 

Ben senin yüzünden yıllardır sana mektup yazıyorum...

 

Belki de.. belki de gitmesen bunlar olmazdı...

 

Yokluğun çekilmiyor anlasana...

 

Ruhum için yokluğun güzel ama çekilmiyor işte...

 

Yıllardır nasıl dayanıyorum o halde...

 

Özledim seni sevgili.. senin yüzünden...

 

Geçmişte kaldı dersin sen şimdi kalmadı işte kalamadı...

 

Sana bir sır vereyim mi?...

 

Ben hiç bir zaman beni dudaklarımdan öpmeni istemedim...

 

ben beni saçlarımdan öpmeni istedim...

 

tüm kırgınlıklarım saçlarımdaydı sen öpünce dökülürdü...

 

ben beni avuç içlerimden öp istedim...

 

tüm acılarım orada birikmişti sen öpünce parçalara ayrılıp düşerdi...

 

Ben beni gözlerimden öp istedim...

 

Öpünce gözlerimim sızısı geçerdi...

 

ben beni kalbimden öp istedim...

 

sana olan sevgim orada saklıydı...

 

sen bunu görmedin bende seni kalbime gömdüm...

 

Yada sadece gömmeyi denedim...

 

Öldüm mü? Evet...

 

Ama asıl soru şu...

 

Öldüm sen beni kaç kere gömdün?...

 

Söylesene sevgili değer miydi tüm bunlara...

 

Bazı şeylerin mümkün değil di değil mi?...

 

Ama imkansız da mümkündü...

 

Bana göre senin gözlerin en mümkün imkansızdı...

 

Ne desem boş biliyorum da...

 

Yinede ve hâlâ seviyorum seni çokça...

 

Bilmeni istediğim bir şey var ey sevgili.. sevdiğim...

 

Ne kadar sürerse sürsün seni bekleyeceğim...

 

Ve sende geleceksin...

 

Kimse inanmıyor bana ' o gitti' diyor...

 

Ama umurumda değil biliyorum ben...

 

Geleceksin gelmelisin.. lütfen gel olur mu?...

 

Nasıl hissediyorum biliyor musun?...

 

Seni çok özlüyor gibi ölüyor gibi...

 

Sana çok ihtiyacım var gibi...

 

Çünkü var..

 

Gelsen olmaz mı?...

 

Bilmiyorum ama bildiğim tek bir şey var...

 

Herşey senin yüzünden gitmen yüzünden...

 

Ve şunu da bil...

 

Bir gün ölürsem senin yüzünden...

 

 

 

Kévokê

(Güvercin)

 

14 mayıs 2016( yaş 18)

 

 

Evden hızla çıktım ve kapıda tamda düşündüğüm gibi beni bekliyordu. Arabaya yaslanmış şekilde kocaman gülümseyerek yanına doğru yürüdüm. Beni fark edince doğrulup gözlerini üzerimde gezdirerek beni süzdü.

 

" bu ne güzellik manolya hanım hayırdır inşallah " dedi gülümseyerek

 

Dediğini umursamadan sarıldım ve yanağından öptüm.

 

" sana da merhaba sevgilim bu arada gözümden kaçtı sanma çok yakışıklı olmuşsun hayırdır" dedim göz kırparak.

 

" size özel olmadığı kesin hanımefendi " dalga geçiyordu benimle yine de hoş değildi. Dirseğimi hafifçe karınına vurdum. Ve

 

" adarrrr" dedim sitem eder gibi.

 

" tamam ya şaka yapıyorum kévokâmîn ( güvercinim) "

 

Bu söylediğinden sonra gülümsedim tekrar ve arabaya geçtik. Nereye mi gidiyorduk arkadaşım ebru'nun doğum günüydü ve ebru'nun sevgilisi adar ile arkadaş olduğu için doğal olarak ikimizde gidiyorduk. Partiye

 

Aslında yol uzundu konuşabilirdik gelmeden önce o kadar çok şey düşündüm ki. Konuşuruz diye ama onu görünce her bir kelime zihnimden uçtu gitti. Başımdaki keskin ağrı bile geçti.

 

Bu adam sadece ruhumda değil bedenimde de uyuşturucu etkisi bırakıyor. Sadece onu görmem veya sarılmam tüm ağrılarını unutmama yetiyor. Bu gerçekten de bir büyü yada sihir olabilir mi?

 

Bir insan nasıl başka bir insana ilaçlardan bile iyi gelirdi ki? Geliyordu işte adar bana ilaçlardan bile iyi geliyordu.

 

Gülümsedim kocaman adar bunu fark etmiş olacak ki

 

" ne oldu kévokâmin( güvercinim) neden böyle kocaman gülümsüyorsun söyle de bende seninle gülümseyelim " dedi

 

" düşünüyorum " dedim sadece

 

" neyi" diye sordu doğal olarak.

 

" senin nasıl bana ilaçtan bile iyi geldiğini nasıl ruhumda ve bedenimde uyuşturucu etkisi yarattığı düşünüyorum "

 

" bu iyi bir şey mi peki güzel sevgilim?"

 

" Bence iyi hatta harika benim için " dedim

 

Bunu birine anlatsam bana deli der miydi? Derdi bence. Bu adama olan sevgimi birine anlatsam ' sana ilaç değil zehir olur ' der bana aslında kısmen doğru bir zehir de olabilir ama bu güne kadar tattığım ve asla pişman olmadığım bir zehir.

 

Birden aklıma bir soru geldi ve neden sormayayım ki?

 

" sevgilim biri sana bana ne kadar aşık olduğunu sorsa ona ne derdin nasıl anlatırdın "dedim bakalım ne cevap vereceksin adar efendi.

 

Kısacık bana baktı ve tekrar önüne döndü.

 

" hmm öncelikle aşk değil sevda olduğunu söylerdim sonra ise senin gözlerindeki yıldızlar kadar sevdiğimi söylerdim benim senin gözünde gördüğüm yıldızlar sonsuz ve ışığı hiç sönmüyor manolya daha açık söyleyeyim denizde su biter gökyüzü kararır ama senin gözlerindeki ışık ki bana göre yıldız hiç ışığını kaybetmez hep parlar " dedi

 

Ben bu adamı hak edecek ne yaptım acaba? Ama bir dakika ne demek aşk değil sevda? Yani bana aşık değil mi?!!!

 

Hızla koltukta ona doğru döndüm ve yüzüne sinirle baktım. Fark deyince kısacık bana baktı

 

" ne oldu güzelim yanlış bir şey mi söyledim? " dedi ha birde soruyor !

 

" ne demek aşk değil sevda derdim sen bana aşık değil misin " bunu duyar duymaz başını anladım dercesine salladı. Uygun bir yerde arabayı kenara çekti. Koltukta bana doğru döndü elini yanağıma uzatmak istedi ittirdim elini umursamadı tekrar elini uzattı bu sefer izin verdim yanağımı avuç içine alıp ona bakmamı sağladı. Gözlerine baktım.

 

" neden mi aşk değil sevda derim biliyir musun? Çünkü aşk bir hevestir gelip geçici bir duygudur kalıcılığı yoktur sadece arzudur anlıyor musun güzelim? Ama sevda öyle değil geçici değil ömürlüktür heves değil gerçek sevgidir kimsesizliğine herkes olmaktır demek istediğim sen benim kimsesizligime herkes herşey oldun en önemlisi kalbimin yarısı yeri yelince yarası oldun ama asla şikayet etmediğim güzüm gibi baktığım bir yara seviyorum ben bu yarayı ve sözde değil gerçekten " dedi fısıldar gibi

 

Kendime kızıyorum nasıl böyle bir şey için ona kızabildim.

 

Yanağım hâlâ avuç içindeyken bana yaklaştı ve önce alnımdan sonra gözlerimden öpüp geri çekildi.

 

" tamamsak gidelim mi ?" Diye sordu.

 

Duymazdan gelerek dizlerinin üzerine oturarak kocaman sarıldım.

 

" özür dilerim Özür dilerim böyle bir şey için sana nasıl kızabildim özür dilerim sevgilim " dedim defalarca özür dileyerek. Belime sıkıca sarılarak kulağıma fısıldadı

 

" özür dileme kévokâmin sen böyle yapınca ben kendimi suçlu hissediyorum " dedi.

 

Bir kaç dakika daha böyle kaldık yada saat bilmiyorum aslında onunlayken zaman dursun istiyorum.

 

Biri zamanı tam şuan durdurabilir mi acaba? Valla ne isterse veririm para bile veririm yeterki bu anda zaman dursun.

 

Ne kadar süre geçti bilmiyorum ama beni kendime getiren adar'ın sesiydi.

 

" yavrum pozisyonumuz iyi hoşta yoldan geçen biri yanlış anlar bak hem geç kalıyoruz " dedi

 

Ve demesiyle nasıl bir pozisyonda olduğumuzu hatırlayıp gözlerimi kocama açtım hemen yan koltuğa geçtim utançtan yanaklarım kıpkırmızı olmuştu ya biri gördüyse hii kesin yanlış anlarlar. Ama ben sadece sarılmak istemiştim. Adar'ın güldüğünü işittim ardında melodi gibi gelen sesi

 

" gidelim mi?"

 

Kısık sesle " gidelim " diye cevap verdim utandığım çok belli oluyor mudur acaba

 

Daha fazla beklemeden ebru'nun evine doğru gittik. Geldiğimizde parti çoktan başlamıştı. Biraz geç kalmıştık!

 

Parti gayet güzel geçmişti tabi adar'ın herifin birine bana bakıyor diye kafayı takması ve en son bir yumrukla dudağını patlatması ardında ebru'dan özür dileyerek hediyesini hızla verip telaşla adar efendiyi oradan uzaklaştırmam dışında.

 

 

Oturduğumuz ağaç dibinde dik dik ona baktım.

 

" bakmasana öyle kızım sanki suç işlemişim gibi bakma " dedi

 

Hızla doğrulup karşısına geçip bağdaş kurarak oturdum.

 

" sanki suçlu değilsin adar ya niye çocuğa yumruk atıyorsun ya ayıp oldu ebrulara da "

 

" manolya bak kızım başlatma ebru'ya falan o lavuk kendi kaşındı bakmasaydı sana öyle "

 

" ya adar sen her bana bakanı dövecek misin?"

 

" yiyecekmiş gibi bakanı evet manolya hiç kimse sana öyle bakamaz anladın mı? O pezevenk o yumruğu hak etti ne dersen de güzelim " dedi

 

Ne demek yiyecekmiş gibi? Bunu hiç düşünmemiştim. Elimi uzatarak sol elini tuttum başımı önüme eğerek" özür dilerim " dedim fısıltı gibi. Bana biraz baktıktan sonra.

 

" gel buraya " diyerek beni kollarının arasına aldı kollarını belime sararken başımı göğsüne yaslamamı sağladı. Kendime engel olamayacak

 

" yine de dövmek iyi bir seçenek değildi " dedim

 

" manolyaaa" dedi uzatarak hemen " tamam tamam" dedim beline sarılarak. " Bana göre mükemmel bir seçenekti" dedi sessizce duydum ama duymazdan geldim.

 

Kaç saat öyle kaldık bilmiyorum ama tam kalkmayı planlarken yağmur yağmaya başladı.

 

Mayıs ayının yağmurları... en sevdiğim yağmurlar. Hızla kollarından çıkıp yağmurun altına atladım kendi etrafıma dönerek arada kısık kahkahalar artarak dans ettim. Adar ise ağacın altında sadece bana bakıyordu gülümseyerek. Bu adam çok güzel gülüyordu özellikle gülerken çıkan gamzeleri... uğruna can verilecek kadar güzel ama benden başkası görsün istemiyorum o gamzeleri biliyorum bu belki bencillik ama istemiyorum işte benden başka kimsenin o yaşam çukurlarını görmesini

 

Onun gamzeleri benim yaşam çukurum.

 

Ona doğru giderek kolundan tutup yanıma çektim.

 

Sitemle " manolya bak sonra hasta oluruz " dedi ama sesinden güldüğü çok açık belliydi çok takmayarak.

 

" hatalanalım sevgilim seninle hastalanmak bile güzel " dedim

 

Dans etmeye devam ettik birlikte el ele ve göz göze. Taki yoruluncaya kadar ardından arabaya geçtik ve adar beni evin önüne getirdi arabayı durdurunca önce etrafıma baktım sonra boynuna sarılıp yanağından ve saçlarınıdan öptüm bunu fırsat bilerek oda burnunu boyun girintime yasladi ve kokumu içine çekti geri çekilmeye çalıştım ama izin vermedi zar zor biraz uzaklaşıp.

 

" adar biri görecek " dedim o ise sanki beni duymuyor gibi

 

" kokun kadın kokun bana hayatta olduğumu hatırlatıyor sanki hayatta değilim de senin kokunu alınca hayata dönüyorum gibi kokun ölünecek kadar güzel ama yaşam meskeni gibi " dedi.

 

gerçekten öyle miydi madem benim kokum ona yaşadığını hissettiriyor o zaman oda gamzelerinin benim için ne demek olduğunu bilsin gözlerinin içine bakarak.

 

" gamzelerin adam gamzelerin hayat çukuru gibi uzaktan bakınca intihar atlayınca aslında hayat olduğunu anlıyorsun gamzelerin benim hayat çukurum ve ben hayat çukurumu benden başka kimsenin görmesini istemiyorum ister bencillik de ister başka bir şey ama istemiyorum " dedim açık açık

 

Gözlerime öyle bir sevgiyle baktı ki bir an bulutların üzerinde gibi hissettim.

 

" seni sevmek bu hayatta yaptığım en güzel hata kévokâmîn" dedi

 

Hatalar kötüdür genellikle ama bazı hatalar vardır hata sayılmaz lütuf gibi gelir anlıyorum ki ben adar için yaptığı en güzel hatayım peki bundan pişman mıyım? Asla

 

Hata yapan mutlu hata olan mutlu.

 

En son ondan kopmayı başararak eve geçtim. Ne kadar sessiz olmaya çalışsamda ablama yakalandım. Gözlerini ovarak bana baktı sanırım rüya görüp görmediğini anlamak için yaptı abla ben gayet gerçeğim!

 

Saate bakıp bana döndü uyku mahrumu sesiyle " manolya bu saatte kadar dışarıda ne işin var üstelik üzerin sırılsıklam " dedi

 

Bilmemezlikten gelip " ne varmış ki saatte ablacım " dedim

 

Kaşlarını kaldırıp " saat 12 buçuk manolya " dedi o kadar olmuş muydu ya? " neredeydin " diye tamamladı cümlesini.

 

" doğum günü demiştim ya abla doğum günü partisi işte "

 

" hangi doğum günü bu saate kadar sürüyor " pes edip açık açık söyledim ablamdan gizleyecek değildim ya

 

" adar'la birlikteydim abla " dedim

 

Ablam rahatlayacak nefesini verdi benim için endişelenmiş olmalı.

 

" baştan söylesene kızım " diyip cevap vermemi bile beklemeden odasına gitti vay canına gerçekten adar'a çok güveniyorlar sanırım buna sevinmeliyim.

 

hızla odama geçip kısa bir duş aldım ardından pijamalarımı giyip yatağa geçtim hemen telefonu alıp tam adar'ı arayacakken o aradı görüntülü aramayı hemen açıp yanımdaki yastığa yüzüm görünür şekilde yerleştirdim. Adar bana bakıp sadece gülümsüyordu.

 

" iyi geceler kévokâmîn( güvercinim) "

 

" iyi geceler sevgilim "

 

Ve beni kollarına çeken derin uyku

 

 

( günümüz)

 

Elimdeki mektubu Kapının altından içeriye doğru ittim ve dizlerimin üzerine oturarak içeriyi kontrol ettim.

 

Yoktu işte yoktu kahretsin mektuplar hâlâ yoktu kim neden bunu yapmış olabilir ki?

 

Yoksa adar geri mi dönmüştü ama gelse ilk bana gelmez miydi neden böyle oyunlar oynasın ki gelmezdi tabi

 

Oyun oynamayı severdi ama ben sevmem.

 

Bölüm sonu...

 

Loading...
0%