Yeni Üyelik
14.
Bölüm

MUHALİF TOPLANTISI

@kaplanfaruk

Yemeğimi yedikten sonra bir süre mergenin gelmesini bekledim. Aslında gölgemi de kullanabilirdim de nedense onu bulamadılar. Ben de onu aramaktan vazgeçip uyumaya başladım.

 

************

 

Komutanın bakış açısı;

 

Oğlumdan uzaklaştıktan sonra diğer muhaliflerle toplantı yapmak için merkezimize gittim. Bugünkü konumuz kerkesi öldürmeyi başaramamış olmamız.

 

Kerkesi bizim safımıza katmak bizim için çok güzel olabilirdi ama kurucunun öğrencisi tarafından beyni yıkanmış. O ortandan kalkmadıkça kerkes onu dinlemeye devam edecek.

 

Toplantı merkezine girdiğimde diğerleri çoktan varmıştı.

 

"Bugünkü konumuzun farkında olduğunuzu düşünüyorum" dedim.

 

Odada sadece çekirdek ekibimiz vardı. Ama sayımız gayet fazlaydı. Büyüklerin yardımcısı olarak görev yapan 8 kişi, askeriyede üst kademelerdeki benimle birlikte 4 kişi, sağlık alanından 2 kişi, eğitimden 4 kişi, iletişimden 1 kişi, son olarak ticaret alanından 1 kişi, toplamda 20 kişi bir araya geldik. Kısacası ellerimizin ulaşmadığı yer yok.

 

"Bize önce o çocuğu aramıza katacağını söyledin. Başaramayınca da öldüreceğimizi. Dışarı gayet sinirli onlara daha fazla başarısızlık haberi veremeyiz."

 

"Haklısınız. O yüzden buraya gelirken sonraki hamlenizi planladım. Geç kalmamın nedeni de budur."

 

"Aydınlatırsın artık bizi bu seferki planımızı."

 

"Bu seferki planımız kerkese yönelik olacak. Ama ona doğrudan hiçbir şey yapmayacağız."

 

"Nasıl yani?"

 

"Kısacası onun ailesini yok edice- yani hapsediceğiz. Bunu yaparken de şehirde çıkaracağımız karışıklıkları kullanıcağız. Bir taşla iki kuş."

 

"Mantıklı. Ama bir problem var. Ailesini yakalamaktaki amaç ne?"

 

"Basit, onu ağlatmak. Yani en basit tabirle."

 

"Komutan, sen kafayı yemedin değil mi? İkidir planın bozuluyor ama saçma sapan konuşma. İlk defa tüm çekirdek ekip toplandık hatırlatmak isterim."

 

Biraz sabırlı olsaydınız açıklıyacaktım aslında. Orduda olsaydık hiçbiri ağızını bile açamazdı.

 

"Ozaman açıklayayım. Düşünün ki içinde bir sürü canavar olan çok karanlık bir odadasınız. Bir elinizde de güçlü bir ışık, diğer elinizdede silahınız var. Canavarla savaşmak için ışık lazım ama sen elindeki ışığı açamıyorsun. Böyle bir durumda sana ne olur?"

 

"..."

 

"Söyleyeyim. Savaşamadan ölürsünüz. Ne kadar güçlü olsanız da önünüzü göremezsiniz. Şimdi anladınız mı planımızı?"

 

Sonunda hepsi anladılar ne demek istediğimi. Bekle kerkes beni ne kadar dinlemeye çalışırsan çalış seni öyle bir tuzağa çekiceğim ki ömrün boyu karanlıktan çıkamayacaksın.

 

"Mantığın mükemmeldi komutan. Peki bunu nasıl başarıcaz?"

 

"Öncelikle şehirdeki nüfusumuzun artması gerekiyor. Bunun içinde kerkesin evinin yakınında karışıklıklar çıkarmamız lazım."

 

"Haklısın nüfusumuz artmak zorunda. Mergeni alt etmek için başka şansımız yok."

 

Sözümü kesmeyin artık. Şehri avuçlarıma alınca hepinize diz çöktüreceğim.

 

"Bu karışıklıklar kışkırtılan halk tarafından daha da büyüyecek. Onları yönlendirerek kerkesin ailesini merkez alarak ayaklanacaklar."

 

Aslında işin çoğunu biz değilde halk yapmış olacak.

 

" biz de burada devreye giriyoruz. Şehrimizin güvenliği için o ayaklanmı bastırmamız ve elebaşlarını yakalamamız gerek. Hatta belki ayaklanmada öl- Neyse plan bu."

 

"Mergenin müdahale etmesini nasıl engelleyeceğiz peki?"

 

"Mergen? Ha kurucunun öğrencisi. Gerek yok aslında aldığım bilgilere göre kendisi son zamanlarda gayet meşgulmüş. Hatta tahmlerimizin dışında davranarak kerkesi gerçekten de hapsetmiş."

 

"Yeni güne daha yeni girdik o yüzden bugünü hazırlıklarımızı arttırarak geçirelim ve ufaktan olayların fitilini ateşleyelim. Bugünlük bu kadar. Dağılabilirsiniz."

 

Amaçlarımızı gerçekleştirmek için bize ön ayak olan kerkese teşekkür etmeliyim. Tüm bu olaylar onun sayesinde yaşanacak. Benim gerçekten de 13-14 yaşında bir veleti ortadan kaldırmak için böyle şeylere girişeceğimi düşünmüyorsunuz değil mi?

 

************

 

Kerkesin bakış açısı

 

Komutan keşke beni farketmeseydi. Ama bu bana güçlerim üzerinde ne kadar kötü bir kontrole sahip olduğumu hatırlatıyor bana. Zamanında kurucunun anılarını alırken onun tecrübelerine de sahip olacağıma inanmıştım. Meğerse sadece ayrıntılı bir tarih bilgisine sahipmişim.

 

Çoktan gece yarısını geçtik nedense uyuyamıyorum. İçimde bir huzursuzluk var. Umarım muhalifler kötü birşeyler yapmazlar.

 

Tüm gece uyumaya çalışarak geçirdiğim için biraz uykusuz hissediyorum. Neyse yarın büyük gün olacak. Kurucunun mezarını bulacağım.

 

Birden kapı açıldı:

 

"Kerkes! Bahçeye kadar takip et beni seninle bazı antrenmanlar yapmamız lazım."

 

Oh be sonunda biraz bacaklarımı açabileceğim. Burada oturmak çok sıkıcıydı.

 

"Antrenman ne üzerine olacak?"

 

"Karanlık mührün ile bazı antrenmanlar yaptıracağım sana. O mühürde ne kadar çok kontrol sahibi olursan yarın o kadar çok az işimiz olur."

 

Aslında sadece yarın için değil de bundan sonra muhalifleri yada komutanı dinlemeye çalışırsam yakalanmamı da engellemeye yardımcı olacak.

 

Bahçeye çıktığımız zaman bahçenin öncesine göre birazcık solduğunu fark ettim. Ben istemsizce karanlık mührümü aktifleştirip gücümü akıtmaya başlayınca tekrardan eskisi gibi canlandı.

 

"Bugünkü antrenmanı karanlık mührü kontrolünü katbetmeden olabildiğince verimli bir şekilde dövüşlerde kullanmaya çalışıcaksın. Bu sayede mühürdeki kontrolün artıcak."

 

...

 

"Akşam oldu bugünlük bu kadar yeterli. Böyle devam edersen yakında mührü tamamen kontrolün altına alabilirsin. Ondan sonra da tecrübe kazanmana bağlı olarak gittikçe daha da güçleneceksin."

 

"Çok yorucuydu ama değdi bence. Yarın işimiz bitince tekrardan yapalım."

 

"Seni hergün çıkaramam ama düzenli bir şekilde çalışmaya devam edebiliriz."

 

Odama geri döndükten sonra mergen yemeğimi getirdi. Sonra da kardeşimle vakit geçirmek için gölgeme bağlandım.

 

"Hmm!? Neden burası akşam olmasına rağmen bu kadar kalabalık?"

 

Biraz yaklaşınca kalabalığın sinirli insanlardan oluşmuş bir grup olduğunu fark ettim. Garip bir şekilde insanlar ısrarla bazı insanları takip ediyorlar.

 

"Noluyor burada ya? Bana mı tepkililer hala?"

 

İnsanların arasına girince o öfkeli kalabalığın bana değilde dörtlüye öfkeli olduklarını ve bazılarının beni abartılı bir şekilde koruyucu sözlerini duydum.

 

"Bunun komutanla bir alakası yok değil mi?"

 

 

Loading...
0%