Yeni Üyelik
10.
Bölüm

RÜYA?

@kaplanfaruk

Gözümü açtığım zaman etrafında bir sürü çiçek olan bir ağacın altındaydım.

 

"Burası da neresi?"

 

Etraf tanıdık gelse de bazı binalar tanıdık geliyordu. Hemen bir dükkanın önündeki bir kişinin yanına gidip

 

"Şey burası neresi acaba?"

  

Diye sordum. Ama bana cevap vermek bir yana yüzüme bile bakmadı.

 

"Heey size diyorum burası neresi!?"

 

Bu sefer de cevap vermeyince adama dokunmaya çalıştım.

 

Ne!? 

 

Elim adamın içinden geçmişti. Tekrar tekrar denesemde hiçkimse beni ne görüyor ne de duyabiliyordu.

 

Ben de etrafı tek başıma dolaşmaya başladım.

 

Otoriter ama sıcak bir ses mergene seslenmeye başladı.

 

"Mergen gel buraya!"

 

20 yaşlarında bir genç koşarak bir bahçeye girdi. Ben de o gencin peşinden bahçeye girdim.

 

"B-burası mergenin bölgesi mi şimdi?"

 

Geldiğim yer gerçektende mergenin bölgesiydi. Ama benim bildiğim mergenin bölgesi şehirden uzakta kalmış fazla insanın yaşamadığı sessiz bir yerdi. Ama burası oldukça canlı, insanların kalabalık olduğu canlı bir yerdi. Sanki bir şehrin belediye binasına girmiş gibiydim.

 

Güzel bitkilerin ve görkemli ağaçların arasından 20 lerindeki gencin peşinden ben de binanın içine girdim.

 

"Yine geç kaldın mergen"

 

Genç soluk soluğa

 

"Tüm gücümle koştum hocam. Ama anca yetişebildim"

 

Bir dakika!

 

Şimdi bu 20lerindeki genç bizm mergen mi!? Peki ben niye mergenin gençliğini görüyorum!?

 

"Ama sana dün gecikmemeni söylemiştim. Bugün yapay olarak yeni mührü sende test edeceğiz" dedi orta boylu ama sesiyle ve hareketleriyle gayet heybetli olan bir kişi.

 

Kerkes yeni mühür kelimesini duyunca genç mergene ve onun hocam dediği kişiye daha da odaklandı.

 

"Yapay yeni mühür mü?''

 

Bunun tek bir açıklaması vardı o da bu kişinin kurucu olduğuydu.

 

" N-ne! Bir dakika ben şimdi kurucuyu mu görüyorum!?"

 

Kerkes şuan mergen ve kurucunun yeni mühürle ilgili deneyini izliyordu.

 

"Ne oluyor ya! Ben niye burdayım! Niye bunu görüyorum ben!"

 

Kerkes şaşkın, meraklı ve heyecanlıydı. Neden böyle bir rüyada olduğunu anlamasa da kurucuyu olabildiğince gözlemleyip karanlık mühür ile ilgili birşeyler öğrenmeye çalışıyordu.

 

"Hocam yeni mühürün yapay bir versiyonunu neden bana vermeye çalışıyorsunuz? Kendiniz alsanız daha iyi olmazmıydı?"

 

Bu soru kerkesin uzun zamandır aklında olan bir soru olduğu için kurucunun vereceği cevabı merak etmeye başladı.

 

"Sen benim bu mührü fedakarlık yapıp kendim istemediğimimi sanıyorsun? Bende zaten 3 tane yapay mühür var. Ve ben bu yeni mühürü kendimde denediğim zaman az kalsın diğer yapay mühürlerimi kaybediyordum. Bu mühür aynı karanlık gibi, her şeyi içine çekiyor"

 

"Karanlık mühür ha" dedi mergen.

 

Kurucu ve genç mergen artık adı karanlık mühür olan bu yeni mührü yapay olarak sahip olabilmek için deneye başladılar.

 

"Mergen sana bu mühürü bir amacı yerine getirmen için veriyorum. Sen amacımı yerine getirince mühürün 5 yıl içinde kaybolacak tamam mı?"

 

"Nedir peki bu amaç?"

 

"Ben eminim ki bir gün karanlık mühüre sahip bir kişi dünyaya mutlaka gelecektir. Böyle çok güçlü bir mühüre sahip bir kişinin bizim şehrimize düşman biri haline gelmesine asla izin verme. Eğer düşmana dönüşürse onu çok güçlenmeden önce bir tek sen durdurabilirsin"

 

Sanırım yapay mühür yapmadan önce bu mühüre bir amaç yüklemek zorundasın.

 

Mergen kurucunun bu sözlerinin ardından deneye başladılar.

 

********

Görüntü birden değişip yaklaşık iki hafta sonrasına kaydı.

 

Ne oluyor ya!

 

Görüntü değiştikten sonra kerkes başka bir odaya doğru yürüdü. Girdiği odada kurucu bir alet üstünde tek başına çalışıyordu.

 

Kerkesi gözüne aletin hemen yanındaki bir defter çarptı. Tam defterin içinde yazanlara bakacakken kurucu kendi kendine konuşmaya başladı.

 

"Hahaha eğer işe yararsa mergen gelecekte karanlık mühüre sahip olan kişiyi kolayca anlayabilecek"

 

Alet küreye benziyordu ama ona tam olarak küre demek yanlış olurdu. Kerkes küreyi incelemeye başladı.

 

"Nasıl olsa bir rüyadayım değil mi? İncelesem bir şey olmaz"

 

Kerkes yavaşça yürüyüp aleti incelemeye başladı. Kerkes aletin tepesine tam dokunduğu anda kerkesin karanlık mührü kendi kendine aktifleşti ve alet parlamaya başladı.

 

Kerkes korkup hızla elini çekince alet çatlayıp çalışamaz hale geldi.

 

"Sen de kimsin!"

 

Ha! 

 

Kurucu bu sefer ayağa kalkıp daha sert bir şekilde

 

"SEN de kimsin dedim!"

 

Kerkes şaşkınlıkla

 

"B-bir dakika beni görebiliyormusun sen!?"

 

Kerkes ve kurucu şuan büyük bir şok içindeydiler. Kerkes rüyada değilmiydim ben diye düşünürken kurucu da karanlık mühre tepki veren bu aletin birden kendi kendine parladıktan sonra ortaya çıkan kişiyi merak ediyordu.

 

"Bu aletin içinden mi çıktın?"

 

"N-ne hayır. Bir dakika ben rüyada değilmiyim sen nasıl görüyorsun beni?"

 

"Rüya mı? Burası gerçek dünya"

 

"Hocam beni mi çağırıyorsunuz?" mergen kurucunun sesini duyunca kendisini çağırdığını zannetmiş ve kurucunun odasına geliyordu.

 

"Kahretsin. Genç mergenin beni görmesine izin veremem"

 

"Genç mergen? Sen de kimsin?"

 

Kerkes kurucuyu cevaplamadan çeviklik mührünü açıp hızla odadan dışarıya kaçtı. [Kurucu kerkesin çeviklik mührünü fark etmişti]

 

"Hayır mergen sadece karanlık mühre duyarlı aleti kırdım. O yüzden senlik birşey yok bugün ondan sen bugün eve gidebilirsin"

 

Genç mergen apar topar kovulduğunu hissetsede birşey demedi ve evine gitti.

 

O sırada kerkes strateji mührünü açmış bir plan kurmaya çalışıyordu.

 

"İçeri girebilirsin"

 

"T-tamam"

 

Kerkes hala kurucunun kendisini nasıl gördüğünü anlayamıyordu.

 

"S-sen gerçekten de kurucumusun?"

 

"Yani insanlar bana öyle seslenmeyi tercih ediyorlar. Asıl önemlisi sen kimsin ve nasıl 2 mühre birden sahip olabiliyorsun?"

 

Kerkes karşısındakinin gerçekten de kurucu olduğunu anlayınca şaşkınlıkla ne diyeceğini bilemedi.

 

"S-sen karanlık mühre yada strateji mührüne sahip olduğumu nasıl anladın? Yanında bile değildim o sırada"

 

Kerkes o sırada nasıl bir gaf yaptığını anlayınca hızla ağzını kapattı.

 

Kurucu karanlık mührü duyunca çok şaşırsada sakinliğini koruyarak

 

"Demek üç tane mühüre sahipsin ve bunlardan bir tanesi benim 1 ay önce varlığını keşfettiğim, adını sadece benle mergenin bildiği karanlık mühür ha"

 

"Ş-şey ben ıhh"

 

"Konuşma daha fazla bana herşeyi anlatacaksın. Hem sen mergeni nereden tanıyorsun. O senden daha büyük sen niye ona genç mergen diye seslendin?"

 

Kendimi neyin içine soktum ben ya!?

 

Kerkes en sonunda pes edip kurucuya her şeyi anlatmaya karar verdi.

 

"Öncelikle benim 3 tane mührüm yok--"

 

"Az önce dediklerin ve gördüklerim neydi peki?"

 

"Ş-şey ben tüm 5 mühür de var"

 

Kurucu duydukları karşısında çok şaşırmıştı.

 

"Tüm mühürler mi? Ben bile 4 tanesine sahibim"

 

"Sizin mühürlerinizin 3 tanesi yapay ama benimkiler doğduğum günden beri varlar"

 

Kurucu bunu duyunca şaşkınlığını gizleyemedi.

 

"S-sen nasıl!"

 

"Nasıl oldu bilmiyorum ama ben sanırım şuan yaklaşık 500 yıl önce ölmüş kurucu ile konuşuyorum!!"

 

"Sen- bana neler olduğunu anlat"

 

Sonra kerkes buraya nasıl geldiğinden turnuvaya, doğduğu zamandan şehirdeki muhalif gruba kadar bildiği herşeyi anlatmaya başladı.

 

"Demek mergene artık adıyla seslenmiyorlar ha. Ondan önemlisi bana buraya gelmeden önce turnuvada karanlık mühür yüzünden kontrolden çıktığını söyledin. Sonra ne oldu peki?"

 

"Bilmiyorum kontrolümü kaybettikten sonra aydınlık mühürlerim de kontrolden çıkıp çıldırmaya başladılar. Sonra ise bilincim kapanmaya başladı. Burada gözümü açmadan önce yeterli sayıda gölge savaşçı oluşturup beni korumalarını emretmiştim"

 

"Gölge savaşçı dediğin şeyi göstersene"

 

Kerkes karanlık mührü kullanarak bir tane gölge savaşçı oluşturmaya başladı.

 

"Demek bu gölge savaşçı. Mergen de yapabiliyor mu? Ne kadar güçlü ve kaç tane yapabiliyorsun?"

 

"Mergen de yapabiliyor ama onun kuklaya ihtiyacı var. Ayrıca kaç tane yapabildiğimi bilmiyorum şuana kadar hiç sınıra ulaşmadım. Ayrıca gerçek bir savaşta denemediğim için güçlerini bilmiyorum ama söylediğim her türlü şeyi zorlanmadan yapabiliyorlar"

 

"Mesela benim zihnime girip anılarıma bakabilirmisin? Yada benim savaş tecrübelerime sahip olabilirmisin?"

 

"B-bunu daha önce hiç denememiştim. Hem bana niye böyle bir yardımı yapasın ki?"

 

"Ben 3 tanesi sahte dahi olsa da 4 tane mühüre sahibim. Hayatım bunun yüzünden savaşlarla ve acılarla geçti. Eminim ki sen de uyandığın zaman çok büyük acılar çekiceksin. Herkes sana düşman olacak. Özellikle de o muhalifler. Onlara çok dikkat et ben en büyük acıları onlar gibi kişiler yüzünden çektim. Benim şuanki aklım 20 yıl önceki bende olsa herşey çok daha güzel olurdu. En azından senin hayatın daha az acılı olsun"

 

"Ben ne diyeceğimi bilemiyorum. Eğer dediğiniz şeyi yapabilirsem size söz sürekli sizin mezarınıza gidip yaşadıklarımı anlatacağım"

 

"Hahaha daha ölmedim ben"

 

Kerkes gölge savaşçısını bir sis gibi kontrol etmeye başladı. Sisin bir kısmı yavaşça kurucunun zihnine girmeye başladı.

 

"Oldu! Başardım. Zihnindeyim şuan!"

 

"Çok iyi ozaman şimdi benim tüm anılarıma ve tecrübelerime sahip olmaya başla"

 

Kerkes kurucunun anılarını tek tek görmeye başladı.

 

"B-bunlar çok ağır. G-görmek istemiyorum! Hayır!"

 

"Şhhh sil gözündeki yaşı. Senin gelecekte yaşayacakların bu gördüklerinden daha ağır olacak"

 

Sonunda bitmişti. Kerkes tüm anılara bakmıştı.

 

"Demek artık gitme vaktin geldi demek kerkes. Artık seni görmekte zorlanmaya başladım. Geri döndüğün zaman mergene 500 yıl boyunca ona verdiğim görevi yerine getirdiği için teşekkür ettiğimi ve görünüşe göre görevinin sona erdiğini söyle"

 

"Tamam söyleyeceğim. Teşekkür ederim. Yemin ederim ki sizi habersin bırakmayacağım"

 

"Ozaman bu gölge savaşçını burda benimle bırak. Ben ölüncede içime girer zaten bir sen bir de bu benim tüm anılarıma sahip. Ben ölsem bile bunun aracılığı ile benimle konuşabilirsin. Bana bir konuda söz ver. Asla kötü bir karaktere bürünme. Ne yaşarsan yaşa karanlığın seni yutmasına izin verme.

 

"T-tamam söz veriyorum. Ozaman 500 yıl sonra görüşürüz"

 

"Maceran daha yeni başlıyor kerkes. Beni habersiz bırakma"

 

Loading...
0%