Mergenin aldığı notlar biraz fazla ayrıntılıydı. Acaba beni öğrencisi yapma isteği beni göz hapsine almak içinmiydi demek. Ahh bu tür şeyleri düşünmek kafamı ağrıtıyor.

Hava zaten karanlık olduğu için hemen geri yattım. Sabah gözüme vuran güneş ışıkları yüzünden erken kalktım.

Etrafındaki tüm notlar mergen tarafından toplanmıştı. Sanırım mergen notlarını okumamdan hoşlanmadı.

Ayağa kalkıp etrafa bakmaya karar verdim. Yemek çoktan hazırlanmıştı ve şuanda bir gölge savaşçı yemeği sıcak tutmaya çalışıyordu.

"Onlar sadece savaşmak amaçlı kullanılıyor sanıyordum"

"Ozaman size gölge savaşçı değilde gölge kukla demek daha doğru olur"

Mergenin ve yok etmediğim gölge savaşçıma ne olduğunu merak ediyordum. O yüzden dışarı çıktım. Dışarıya çıkınca gölge savaşçım benim yanıma doğru geldi. Bir kısmı sise dönüşüp içime girdi. Bu bana rapor verme şekliydi.

Ben uyurken yaşanan olaylar bir bir kafamda belirmeye başlamıştı. Mergen ben uyuduktan sonra iki saat boyunca incelemeler yapmaya devam etmiş birkaç defa kendi gücünü ona aktarıp kendi kontrolüne almaya çalışmış. Ama gücü benimkine karşı baskın gelemediği için hiçbir işe yaramamış. Sonra onu bahçeye çıkartıp kendi gölge savaşçıları ile savaştırıp gücünün sınırlarını öğrenmiş.

Oluşmak için kuklaya ihtiyacı olmadığı için benden uzaklaşınca herhangi bir değişiklik olup olmadığını öğrenmek için şehre dönmeye karar vermiş. Hava aydınlanmaya başlayınca onu da alıp şehire gitmişler ve şuan hala şehirdelermiş.

"Bekle sen şuan şehirdeysen nasıl rapor verdim bana? Işınlanma yeteneğin mi var senin?"

Gölge savaşçım tekrardan küçük bir sis parçasıyla olayı açıkladı.

Şehire giderken benim yok edemediğim için yer altına giden diğer gölge savaşçılardan biri ile mühürsel bir bağlantı kurmuş bu sayede farklı yerde bile olsa bağlantı kurduğu gölge ile ortak bilince sahip oluyorlar.

Bu sanırım onların az da olsa bir iradeye sahip olduğunu gösteriyor herhalde. Ayrıntılar için birkaç deney yapmam gerekiyor.

Bu gölge savaşçılarla ilgili çok az şey biliyorum ya. Gölge savaşçıma mergenin ne zaman döneceğini sormasını emrettim. Bu olayı da yaşanırken izlemek istediğimi de söyledim. Böylece gölge savaşçım tamamen sise dönüşüp bedenime karıştı. Artık mergenin yanındaki gölge savaşçı benimle mühürsel bir bağlantı kurmuştu.

Verdiğim emri direkt yerine getirdi ve küçük bir parçası sise dönüşüp mergenin içine girdi. Mergen şaşkın şaşkın gölge savaşçıma bakıp bana sorduğum sorunun cevabını verdi.

"Şuan beni dinlediğini biliyorum kerkes. Gölgen bana gerekli açıklamayı yaptı. Şehirden akşama doğru dönerim turnuva yakında başlayacağı için turnuva alanıyla ilgili şeyleri kontrol etmek istedim. Malum sen herşeyi patlatabilirsin önlem almak lazım"

Mergen muhtemelen akşama kadar gelmez. Karanlık mührü daha çok araştırmak istiyorum ama kontrolünü kaybetme ihtimali göz ardı edemem. O yüzden ben de şehre inme kararı aldım. Bakalım arkadaşlarım ve biricik kardeşim ayla ne yapıyorlar.

Şehre gitmeden önce birkaç tane gölge savaşçı yapıp etrafa göz kulak olmalarını emrettim. Ardından hepsini kendime mühürsel bir bağlantı kurdum. Artık bir sorun çıkarsa doğrudan görebilecektim.

Şehre varınca ilk önce eve uğradım. Okul saati daha bitmediği için baturla ayşilin yanına gidemiyorum. Eve gelince kapıyı koşarak kardeşim ayla açtı.

"Abiciiim seni çok özlediim!"

Beni görmenin sevinciyle boynuma atlamıştı. Ben de onu sıkıca sardım.

"Bende seni özledim canım benim. Annemle babam ne yapıyorlar?"

"Annem mutfakta babam da çalışıyor şuan"

"Teşekkür ederim ayla"

Aylanın başını okşadıktan sonra mutfağa gittim. Her ne kadar en son ki konuşmamız kavga olsa da bu onları çok sevdiğim gerçeğini değiştirmiyor.

Gizli gizli annemin arkasına geçip

"Anne!"

Diye seslenip ona sarıldım. Böyle sürpriz sarılmalara karşı tamamen savunmasızdır kendisi.

"Kerkes geri mi geldin sen özlettin kendini ama. Bize mergende kalıcağından bahsetmemiştin sen. Bir sorun çıktı değilmi anlatıyorsun bana hemen"

Annenin anlam veremediğim bir şekilde algıları çok gelişmiştir bir yanlışlığı hemen fark edebiliyor.

"İçeri geçelim anlatayım sana" ona kesinlikle hayır diyemezdim.

Sonra anneme en başından karanlık mühür ile ilgili herşeyi anlattım. (Mergenle savaşımız ve benim kontrolümü kaybetmem kısımlarını çarpıtmış olabilirim.

"Şimdi herşey çok daha mantıklı hale geldi" dedi annem. Onlarla olan kavgamı kaydederek.

"Neyse ben biraz ayla ile vakit geçireceğim"

Ayla ile yukarı çıktık onunla biraz oyun oynadıktan sonra bir tane minyatür gölge savaşçı yaparak

"Ayla bak ben artık günlerimi senden uzakta geçiriyorum. O yüzden olur da bir gün başın belaya girerse bu gölge savaşçıdan yardım iste tamam mı?"

"Tamam abicim. Peki bu siyah gölge şeysi ne?"

"Bu benim yeni mührüm sayesinde sahip olduğum bir özellik. İlerde seninle vakit geçirdiğimiz zaman öğretirim sana"

"Tamam!"

Turnuva başlayana kadar evde kalmaya karar verdim. Durumu gölge savaşçılarla mergene anlatmıştım o yüzden bir sorun yok.

Sonunda büyük gün gelmişti. Turnuva bugün başlıyordu. Yarışma iki gün sürecekti ilk gün yarı finale kadar, ikinci gün yarı final ve final yapılıyordu.

Turnuva alanına gittim. Orada batur ile ayşil beni bekliyorlardı.

"Kaç gündür nerelerdesin sen ya hani sabahki derslere gelecektir?" ayşil sürekli beni soru yağmuruna tutuyordu.

"Bazı olaylar oldu da gidemedim o yüzden kusura bakma"

Turnuva listesi asılınca konuşmayı bırakıp listeye bakmaya gittik

"Kerkes sen ilk turda yoksun. Yoksa seni almadılar mı kavga yüzünden?" diye sordu batur.

"Zannetmem baksana boyganın seninle maçı var ilk turda"

"Sanırım hocaya sormamız lazım"

"Haklısın ben bir hocaya sorup geliyorum"

Görevli hocanın yanına gidip neden ilk turda olmadığımı sordum.

Hoca da

"Kurucunun öğrencisi tarafından yapılan düzenlemeler böyle. Sen turnuvaya yarı finalden başlayacaksın" dedi.

Acaba mergen ne planlıyor acaba diye düşünmeden edemedim. Bizimkilerin yanına dönüp onlara durumu anlattım.

"Mergen sanırım benim önceden boygayı izlememi istiyor"

"Mergen kim?" diye sordular baturla ayşil aynı anda.

"Şey kurucunun öğrencisinin adı mergen. Ama neden kimse ona öyle seslenmiyor tam açıklamadı"

Turnuvanın başlamasına çok az kalmıştı. Bende seyirci kısmına geçtim.

Hocaların ve mergenin kısa konuşmalarından sonra turnuva boyga ve batur maçı ile başlıyacaktı.

Batur başarılı bir strateji mührü kullanıcısı ve bu dayanıklılık mührüne sahip boygaya üstünlük sağlıyor ama boyganın şifa mührü de var. Bu yüzden zeka kısmında batur önde olsa da stamina ve can gibi özelliklerde geride kalıyor.

Maç sonunda başlamıştı. Batur boyga tuzakları yerleştirmeden hızlıca atağa kalktı ve hızlı bir yakın dövüşe girdiler. İlk başlarda batur baskı kurmayı başarıştı ama artık batur yorulmaya başlıyordu. Bunu fırsat bilen boyga hızla bir tuzak yerleştirip sertçe müdahaleler ile baturun tuzağa düşmesine neden oldu.

Batur hala direnmeye devam ediyordu. Strateji mührü sayesinde boyganın tuzaklarına sadece bir defa yakalanmıştı. Hızlı saldırıları ile boyganın savunmasını aşmaya çalışsada boyga kendini şifa mühürü ile sürekli yeniliyordu. Bu yüzden batur zor duruma düşüyordu.

Batur normal bir dayanıklılık kullanıcısı ile olsaydı onun savunmasını çoktan aşmış ve onu yenmiş olurdu. Ama boyga ayrı bir seviyedeydi. Çift mührü sayesinde eksiklerini tamamlıyordu.

Boyga artık sıkılmaya başlamış olacakki batura karşı agresif saldırılar yapmaya başlamıştı. Demekki taktiği yorup birden darbe indirmekti. Batur agresif saldırılara dayanamayıp yere kapaklandı. Hoca hemen maçı durdurup. Kazananı açıkladı.

"Kazanan boyga"

Boyga böylece bir üst tura geçmiş oldu.

Sıradaki maç ayşilindi ayşilin rakibi şifa kullanıcısıydı o yüzden fazla zorlanmadan maçı kazanıp çeyrek finale yükselmişti. Çeyrek final maçı sanki bilerek ayarlanmış gibi yine boyga ileydi. Umarım bu sefer de ayşil kazanır maçı diye dua etmeye başladım.