@kaplanfaruk
|
Turnuva alanına doğru giderken birkaç gündür babamı görmediğimi farkettim. Dün de eve gelmemişti.
"Anne babam niye birkaç gündür eve gelmiyor?"
Özellikle geçen sefer babam ile olan tartışmadan sonra babamı bir türlü görememiştim. Geçmişten beri babamla aram kötüydü ama bu birbirimizden nefret ettiğimiz anlamına gelmiyordu. Sadece son zamanlarda fazla bir soğukluk hissediyordum.
"Baban şuan şehir dışında çalışmak için gitti muhtemelen sen kurucunun öğrencisinin yanına gidince geri gelir"
"Sırf beni görmemek için mi gitti şehir dışına yani?"
"Hayır oğlum olur mu öyle şey"
"Ama hani sana söz vermişti bir daha seni bırakıp şehir dışına gitmeyeceğim diye"
Geçmişte bir ara babam annemle kavga edince onu şehirde yalnız bırakıp çalışıyorum deyip gitti. Sonra annem, babam evde yokken kaza geçirdi. O yüzden annemim ellerinde ve vücudunun çeşitli yerlerinde yara izleri var. Babam bunu öğrendiğinde çok fazla üzülmüş ve onu bir daha bırakmayacağına söz vermiş. Yıllardır gerçekten de ona şehir dışında çalışma fırsatları sunulsa bile hepsini reddetmiş ve annemin yanında kalmaya devam etmişti.
Gel gör ki babam benimle olan tartışmasından sonra gizemli bir şekilde şehir dışına çalışmaya gitti. Bazen cidden babamla vakit geçiremiyorum diye üzülüyorum.
"Merak etme oğlum sen hele bir turnuvayı kazan babanla barışırsınız. Seni izliyor olacağız. Hadi sen turnuvana git şimdi"
Kardeşim aylayı ve annemi öptükten sonra turnuva alanına gittim.
Turnuvaya 15 dakika kalmıştı. Tam 15 dakikam nasıl geçicek diye düşünürken mergen hafif endişeli bir yüzle yanıma geldi ve hiç vakit kaybetmeden konuşmaya başladı.
"Kerkes şuan karanlık mühürünün en tehlikeli evresine girmiş bulunmaktasın. Bu evrede en küçük sinirlenmeye dahi mühürün kontrolden çıkabilir. Boygadan ne kadar nefret edersen et kendine hakim olmayı unutma. Bu dövüşü kaybetmen anlamına bile gelse tamam mı?"
"Kendime hakim olmaya çalışırım ama o dövüşü asla kaybedemem. Çünkü birbirimize meydan okuduğumuzda ikimizinde mühürleri parlayıp geri söndü. Bunun bir bedeli olmalı değil mi?"
"Bana niye bundan bahsetmedin sen daha önce!"
"Ne biliyim ne oluyorki öyle durumda? Kaybeden ölüyor mu?"
"Hayır tabikide kaybeden bir mührü varsa onu, birden fazla varsa en güçsüz mühürü hariç hepsini kaybeder. Eğer sen kaybedersen bu bizim için çok kötü olur!"
Vay be ben de salak gibi ölüceğimizi falan düşünüyordum. Ama bu da baya kötüymüş ya
"Ahh şuanda hem kontrolünü kaybetmemen hem de dövüşü kazanan lazım"
"Ben ilk senin bölgene girdiğimde mühürlerimi baskılanmaya çalışmıştı senin gücün. Ona benzer bir şeyi sadece karanlık Mühre özel yapabilirmiyiz?"
Mergen bir süre düşündükten sonra fikrimi sevmiş olacak ki gülümsemeye başladı.
"O zaman hızlı davranalım fazla vaktimiz kalmadı. Birazdan turnuva başlayacak"
Sonra mergen kendi mühürünü aktifleştirip birşeyler yapmaya başladı.
"Ne yapıyorsun? Bu pek diğerlerinin mühürlerini baskıladığın zamanlar gibi değil"
"Başkalarının mührünü baskılamak gölge savaşçı yapmak gibi gücünü biraz harcasada kısa sürede gücün eski haline dönüyor. Ama senin karanlık mührün farklı. Sence sahte bir mühürle orijinal mührü gölge savaşçı yapar gibi baskılanır mı?"
"Tabikide hayır. Ki zaten işe yaramamıştı"
"İşte o yüzden ben de kendi yapay karanlık mührümü sana aktrarıyorum. Bu sayede senin karanlık mührünün tamamen aktifleşmesi için yapay bi 4. Kademe oluşmuş olacak. Ama turnuvadan hemen sonra gücümü geri alman lazım çünkü bunu yapmak için mührümün nerdeyse tamamını sana verdim"
"Birşey sorucam sen mühürünü geri alınca benim mührüm kontrolden çıkmıcak mı? Sonuçta senin mührün yüzünden ara ara kontrolsüz aktifleşmesi engellendi"
"Bunu çoktan düşündüm. Mührümü geri alacağım zaman şehirin dışında sadece benim bildiğim gizli bir yer var oraya gideceğiz"
"Biraz garip hissettiriyor. Vücudumda yabancı bir madde girmiş gibi"
"Bu mühür de uzun süre dayanamaz en fazla 24 saat sonra kırılıcak. Bu olmadan güçlerimi geri almam lazım yoksa geri dönüşü olmaz"
Demek bir gün içinde kendi kendine kırılacak demek. Bana bu dövüşün sonuna kadar dayansın yeter bana.
Artık dövüşün başlama vakti gelmişti. Boyga ile yarım bıraktığımız işi bitirecektik. Dün dövüşü kazandıktan beni destekleyen kişiler artmış gibi görünüyor. Yine de hiçbiri şifa grubu ve mühürsüzler gibi desteklemiyorlar. İzleyiciler arasında annemle kardeşim gözüme çarptılar. En güzel yere oturmuş bana el sallıyorlardı.
Sonunda boyga da sahneye çıkmıştı. Kendini kazanacağına dair inandırmış gibi görünüyordu. Onu biraz kızdırmak dövüş sırasında işime gelecek gibi.
"Ne oldu boyga fiziksel tuzaklarına çok mu güveniyorsun?"
"Neden bahsettiğini bilmiyorum kerkes. Dün kazandığın zafer sana rüyalar gösteriyor herhalde"
Boyga benim dediklerime tepkisiz kalmaya çalışsada gözleriyle etrafı araştırıyordu.
Sonunda o can sıkıcı 15 dakika tamamalandı ve dövüşümüz nihayet başladı. Karanlık mührüm baskılanmış olduğu için hala biraz garip hissettirsede sahip olduğum mühürler bana yeter de atrardı.
Şimdilik çeviklik ve strateji mühürlerini kullanacağım. Eğer yaralanır veya yorulursam şifa mührünü de kullanabilirim.
Boyga diğer dayanıklılık kullanıcılarına göre çok daha hızlı tuzaklar yerleştirebiliyordu ama ben de gayet hızlı olduğum için atlatabiliyordum. Bir önceki dövüşteki gibi onunda gövdesine sağlam bir yumruk indireceğim. Hızımı arttırdım normalde bu hızlara çıkmam ama boyga gerçekten çok hızlı tuzaklar yerleştiriyordu. En sonunda boygaya yaklaşıp ona sağlam bir yumruk indirdim.
Hiç bir işe yaramadı lan. Belki birazcık gıdıklamıştır onu. Eğer onun nefesini kesebilmişsem bana birkaç saniye kazandırır.
Hemen dayanıklılık mührünü de aktifleştirdim. Hızlıca boyganın kaçış yollarına tuzaklar yerleştirdim. Strateji mührünü ne zannettiniz ki baya işe yarıyor aslında.
Boyga art arda üç tane tuzağa yakalandı. Şifa mührü son performans çalışsa bile bu kadar hasarı engelleyemez. Sonuçta benim tuzaklarım birden fazla mühürden beslenerek hazırlandılar. Boyga baya bir sersemlemişti. Bu mühürlere sahip kişileri yenmek için art arda saldırılar yapmak zorundasınız.
Boyga saldırılarımı durdurmadığım için bir türlü kendini toparlayamıyordu. Yorulmamak için şifa mührünü de açtım o yüzden yine o beyaz elbise belirmişti üstümde.
İzleyiciler heyecanlanmaya başladılar. Boyga beni birazcık yavaşlatmak için beni kızdırmaya karar verdi.
"Ne oldu lan göt korkusundan adam akıllı bir şekilde bile dövüşmüyorsun"
Sesimi çıkarmadım. Sinirlerine hakim olmam lazım karanlık mühür bu iki gündür çok dengesiz işimi şansa bırakamam.
"Ses ver lan harbinden de korkuyormusun adam gibi bir dövüş yapmaya. Yoksa o hiçbir boka yaramayan değerli ailene birşey yapmayım diye mi bu çaba"
Elimde bıçak olsa kesinlikle onun ses tellerini keserdim.
Yumruklarımın bazılarını yüzüne de yönlendirmeye başladım. Boyga beni gerçekten sinir edeiyordu.
Ulan zaten dövüşteyiz buna kalıcı hasar veriyim de görsün gününü.
Boygaya yumruklarımı daha da sertleştirmeye başladım. Az öncesine kadar en güçlü yumruğum bilr ona etki etmezken şuan üflesem uçucakmış gibi hissediyorum.
YOKSA!
Karanlık mührümü hemen kontrol ettim. Mergenin yaptığı baskılamayı kırmaya çalışıyor gibiydi.
Hemen mergene kaş göz işaretleri vermeye başladım. Karanlık mühürün aktifleşmek için deli gibi uğraştığını hissetmeye başlamıştım. Mergen umarım beni anlar da elimden bir kaza çıkmaz.
Şanslıyım ki mergen olayı ben daha ona sinyal vermeden anlamaya başlamıştı. Ben de sinyal verdi. Jüride maçı sonlandırmak için ayağa kalktı.
Jüri ayağa kalktığı zaman dövüşü bırakmamız kurallardan biriydi. O yüzden boygaya yumruk atmayı bıraktım. Rahatlamıştım gerçekten. Karanlık mühür aktifleşmeden onu zapt edebilirim artık.
Jüri konuşmaya başlayarak
"Maç kerkesin mutlak üstünlüğü ile sona ermiştir"
Jüri konuşmasını bitirdikten hemen sonra boyga tüm gücüyle kerkese yumruk savurdu.
Demekki boyga jüriyle aynı fikire sahip olmak istemiyordu.
Kerkes yere düşüncede düştüğü yerden fiziksel bir tuzak patlayıp kerkesi kenara savurdu.
"Sen kazanmadın! Sen kazanmadın! Üç tane yumruk attın diye nasıl galip ilan edilirsin!"
Boyga art arda yumruklarını indirmeye başlamıştı.
"Abiii" ayla endişeyle bağırmaya başlamıştı.
Muhafızlar hemen dövüş alanına gelip boygayı kerkesin üzerinden aldılar.
"Şerefsiz! Kazanamazsın! Buna asla izin vermem! Aslaa!"
Boyga hala kerkese vurmaya çalışıyordu. O sırada kerkes ise bazı çatlama sesleri duymaya başladığı için eline bakmaya çalışıyordu.
"Hayıır! Olmaa- agghhhhhhh"
Kerkes cümlesini bitiremeden mergenin baskılaması kırılmıştı. Kerkes elinde ve hemen sonra tüm bedeninde müthiş bir acı hissetmeye başladı.
Aghhhhhh
Boyga da dahil herkes kerkese bakmaya başlamıştı. Kerkesin beyaz elbisesi gittikçe uzuyor ve simsiyah bir renge bürünüyordu. Mergen durumu anladığı için hızlı ama sessizce bazı talimatlarda bulundu.
Kerkes ise en sonunda acıya teslim olmuş ve kendini tamamen karanlık mühre bırakmak zorunda kalmıştı.
"Eline bakın çabuk! Siyah bir mühür oluşuyor!" kerkesin karanlık mührü sonunda aktifleşmişti. Hatta öyle bir şiddetle aktifleşmişti ki kerkesin tüm aydınlık mühürleri* zorla deaktifleşmişti.
Kerkes ayağa kalkıp bağırmaya başladı.
"Sensin lan şerefsiz! Hakkımla kazandım ben maçı. Ne olsun istiyordun? Seni öldürmemi mi ha!?"
Kerkes çeviklik mührü kapalı olmasına rağmen birçok çeviklik mühürü kullanıcısından daha hızlıydı.
Birkaç muhafız kerkese silahlarını doğrultarak
"GERİ ÇEKİL YOKSA OLACAKLARDAN BİZ SORUMLU DEĞİLİZ!"
Kerkes muhafızları dinlemeyip onların üstüne doğru koşmaya başladı. İlk muhafızın saldırısını engellese de ikinci ve üçüncü muhafız kerkesin arkasından saldırıda bulundular. O anda karanlık mühür parladı ve kerkesin bedeni siyah bir sis halini aldı. Tamamen havaya dönüşmemişti ama tüm bendeni siyah bir hal almıştı.
Kerkes muhafızları atlatıp hızla tüm gücüyle boygaya yumruk indirdi. Muhafızlara rağmen boyga arkasındaki duvara çarpıp yere devrildi.
Muhafızlar kerkesin önünü kesmiş olsalarda kerkesi durduramadılar. Bu sefer kerkes boygaya yumruk atmaya başlamıştı yumruklarken aynı anda lider dalgasını* kullanıyordu.
"Öldürücem lan seni! Bunu istiyordun benden değil mi? Öldürücem seni öldürecem seni! Hatta bununlada kalmıcam bana savurduğun o tüm tehtitleri de ben sana yapıcam!"
Kerkes yumruk atarken birden kerkesin aydınlık mühürleri parlamaya başladılar. Kerkesin aydınlık ve karanlık mühürleri arasındaki denge bozunlunca aydınlık mühürleri de kontrolden çıkmaya başlamıştı.
Kerkes sersemlemeye başladığı için boygayı serbest bıraktı. Boyga da serbest kalınca koşarak kaçmaya başladı.
Bu olaylar olurken de mergen,ayşil, batur,ayla ve kerkesin annesi hariç herkes tahliye edilmişti.
Kerkes iyice etrafı bulanık görmeye başladı. Kalan son bilincini de bir sürü gölge savaşçı oluşturdu ve bayılmadan hemen önce
"Beni koruyun"
Dedi ve bayıldı.
*1 aydınlık mühür çeviklik,şifa,dayanıklılık ve strateji mühürlerinin tamamına deniyor. Bundan sonra o mühürler hakkında aydınlık mühürler ismini kullanacağım.
*2 lider dalgası Kerkesin boyga ile okulda yaşanan olayından sonra evde babasından azar yemişti. Hatırlarsanız babasından azar işitirken onlara sessiz olun diye bağardığı zaman söyledikleri sanki bir dalga halinde onlara ulaşmış ve babası ile annesi istemsizce susmuş ve hatta hareketsiz kalmışlardı. Bu özelliğe lider dalgası adını koydum.
|
0% |