@kaplanfaruk
|
Efsanelere göre bir gün dünyaya iki tane yabancı gelmiş. Herkesin normal olduğu dünyada garip güçlere sahiplermiş. Sağ ellerinde bazı semboller parladığı zaman insanların açıklayamadığı güçlere sahip olurlarmış. Erkek olan yabancının sembollerini parlayınca çok hızlı iyileşir, cüssesine rağmen oldukça çevikleşir ve oldukça dayanıklı bir bedene sahip olurmuş. Kadın olan yabancının sembolleri parladığında ise çok daha zekileşir, ve aynı partneri gibi hızla iyileşebilirmiş.
İnsanlar onlardan önceleri korksalarda sonradan onlarla arkadaş olmaya başlamışlar. O iki yabancı partner de birlikte diğer insanlarla huzurla yaşamaya başlamışlar. Ta ki erkek olan dünyaya gelme amacını unutup bir insanla birlikte olup evlenene kadar. O günden sonra o ikili arasında şiddetli çatışmalar başlamış.
"BUNU BANA, BİZE NASIL YAPARSIN SEN! GELME AMACIMIZI NASIL UNUTURSUN?"
"GELME AMACIMIZ MI!? BİZ BURAYA MUTASYONU ELDE EDEBİLMEK İÇİN GELMİŞTİK. AMA BU ARTIK DEĞİŞTİ İKİMİZ DE BURAYA NASIL KAÇTIĞIMIZI GAYET İYİ HATIRLIYORUZ!"
"BU AMACIMIZI UNUTMANIN BAHANESİ DEĞİL! HEM ONU GEÇTİM SEN NASIL O DEĞERSİZ KADINA BAKABİLİRSİN!? BEN SENİN İÇİN BURADA YANIP TUTUŞURKEN. EVLADIMIZI HİÇ Mİ DÜŞÜNMÜYORSUN? BURADAKİ İNSANLAR TORUNLARININ EBEVENLERİ OLACAKTI KENDİ ÇOCUĞUNUN DEĞİL!"
"O MUTASYON ASLA OLMAYACAK! ANLA BUNU ARTIK. HEM SENLE NASIL EVLADIMIZ OLABİLİR Kİ? BİZ EVLİ BİLE DEĞİLİZ AYRICA SENLE HİÇ Y.. siktir"
"HATIRLAMAK İÇİN ÇOK GEÇ. AYRICA SEN İSTESEN DE İSTEMESEN DE O MUTASYON OLUCAK VE BİZİM İNTİKAMIMIZI ALACAK. GERÇİ SENİN YÜZÜNDEN İKİMİZİN DE ÖMRÜ BUNA ASLA YETMEYECEK. EVLADIMIZI ÖYLE BİR MÜHÜRLEYECEĞİM Kİ ONBİNLERCE BELKİ YÜZBİNLERCE YIL SONRA UYANIP O MUTASYONUN ANNESİ OLACAK. Elveda bundan sonra birdaha asla buluşmayacağız"
"HAYIR!! BEKLEE!"
Bu konuşmadan sonra erkek yabancı ne kadar uğraşırsa uğraşsın bir daha asla onunla tekrardan buluşmayı başaramamış. En sonunda pes edip kendisini yeni ailesine, karısına ve çocuklarına adamış, dünyada köklü değişiklikler yaratacak sistemlerin temelini atmış ve en sonunda kendi döneminde herkesin saygıyla ve sevgiyle andığı bir insan olarak ölmüş.
"Peki o kadına ne oldu abi?"
"Kadına mı? Şey kadında o adama söylediği gibi yapıp kimsenin asla bulamayacağı bir yere, buzullara, saklanmış. Ve çocuğunu doğurduktan sonra bebek bir yaşına geldiğinde onu buzullarda saklamış ve neredeyse sonsuza kadar sürecek uykusuna yatırmış. Ondan sonra ise kadın hiçbir zaman tekrardan ortaya çıkmamış"
"Abi sence o kadın hala yaşıyormudur?"
"Bilmem. Ama yaşıyor bile olsa bu hiçbirşeyi değiştirmez."
"Hikayeyi tekrardan anlat abii lütfeen"
"Hayır. Bugünlük bu kadar. Hem daha kaç kez daha dinleyeceksin bu hikayeyi?"
"Uf ya tamam"
Bu hikayeyi küçükken annem anlatırdı bana. Hep merak ederdim o yabancıların kim olduğunu.
Bugün annemle babamı kaybedeli iki hafta geçti. O günden beri hala karanlık mühürüm aktif. Ne zaman kapatırım yada kapanır mı ben bile bilmiyorum. Eminim mergende bilemezdi.
"Hazırlanın birazdan yola çıkacağız."
"Daha önce hiç gece yola çıkmamıştık. Bugün niye böyle bir karar verdin kerkes?"
"Aluna varmak üzereyiz aylin. Daha fazla soru soracaksan batur emrine amade"
"Hop hop benim başıma salma şu kızı ya"
"Ay ben çok istiyordum sanki"
"Bana b-"
"Susuun! Son iki haftadır sessiz kaldım diye eski halime döndüğümü mü sandınız!?"
Ben onlara bağırınca ikiside korkudan geri çekildiler.
Artık kimse konuşmuyordu. Ayla bile benim sinirli yüzümü görmek istemediği için uyumaya başlamıştı. İmsak vaktinde alunun girişine varmıştık. Hava hala karanlık olmasına rağmen gökyüzünde yavaş yavaş ışık parıltıları oluşmaya başlamıştı.
Şehire daha fazla yaklaşmadan önce gölgelerimi kullanarak girişteki durumu kontrol etmek istiyorum. Eğer mümkünse şehire kaçak girmek bizim için daha iyi olacaktır.
Bir ağaca yaslanıp gözlerimi kapattım. Gölgeme bağlanıp şehirin girişine doğru ilerlemeye başladım.
"Şuan aluna girmek üzereyim. Girişte korumalar kimlik kontrolu yapıyorlar."
Cümlemi bitirince batur konuşmaya başladı.
"Kimlik kontrolu bizim için sıkıntı oluşturabilir. Belumdakilerin başka şehirlerle iletişime geçip geçmediğini bilmiyoruz."
"Komutan bizzat iletişim kurmuş gibi görünüyor. Çünkü ellerinde tutttukları bir kağıda bakarak tüm gelenleri kontrol ediyorlar."
Ayla hafif bir telaşla merak ederek:
"Nasıl içeri gireceğiz ozaman?"
Ayşilin sorusuna baturla aynı anda cevap verdik.
"Değişim saatlerini bekleyeceğiz."
"Değişim saatini bekleyeceğiz."
Yeni sezona giriş yapmış bulunmaktayız. Hayırlı uğurlu olsun.
Hikayenin daha iyi anlaşılabilmesi ve karakterlerle ilgili birçok bilgiyi alt tarafta açıkladım. Orayı okumanız önemle rica olunur :)
KARAKTERLER:
* -KERKES:
Kendisi hikayemizin ana karakteridir. Hayatının ilk on üç yılını evde gözlem altında tutularak yaşamıştır. On üç yıllık gözlem hayatı bittikten sonra bazı kişiler tarafından dışlanmış, bazı kişiler tarafından ise düşman olarak görülmüştür. Okula başladıktan kısa bir süre sonra kendisi gibi birden fazla mühüre sahip birinin olduğunu öğrenmiş ve onunla tanışmak istemiştir. Ama ne yazıkkı o kişi tarafından hoş karşılanmamış ve düşman olmuşlardır. Kerkes o kişi ile kavga ettikten sonra karanlık mührünü uyandırmış ve başından çeşitli olaylar geçmeye başlamıştır.
Kerkes çeviklik, şifa, dayanıklılık, strateji ve karanlık mühüre sahiptir. Tüm mühürlere sahip olmasına rağmen çoğunlukla karanlık mühürü kontrol etmeye çalışmıştır.
Kerkes, ailesi katledilmeden önce mergenle birlikte karanlık mühüre karşı kontrolünü kaybetmemek için eğitimler alıyordu.
* -BATUR:
Batur kerkesin sahip olduğu ilk arkadaşıdır. Batur onunla kerkesin okulunun ilk günü tanışmıştır. Başta ondan korksada sonradan onunla iyi anlaşmaya başlamıştır. Batur belum şehrinde çıkan ayaklanmadan sonra ailesi kerkesin ailesi ile yakınlığı olduğu için tutuklanmıştır. Kendisi de tutuklanmamak için ailesinin yardımıyla yanına ayşili alarak kerkesi bulmuş ve onunla belum şehrini terketmiştir.
Batur strateji mühürüne sahip olarak doğmuştur. Kendisi sahip olduğu mühüründe etkisiyle oldukça zeki bir kişidir.
* -AYŞİL:
Kendisi kerkesin sahip olduğu ikinci arkadaşıdır. Kerkesle ilk tanıştığı zaman batur gibi ondan korkmamış, aksine ona yakın davranmıştır. Ayşil kendisininde anlayamadığı bir nedenle kerkese karşı bazı duygular beslemekte ve onu her fırsatta batura karşı savunmaktadır. Ayşil belum şehrindeki ayaklanmadan sonra baturla aynı kaderi yaşamış, o yüzden onunla birlikte kerkesin yanına gitmiştir. Kerkesin ailesinin katledildiğini öğrendiği zaman kerkes için çok üzülmüş ve ona karşı duygularının farketmeden yüzeye çıkmasına neden olmuştur.
Ayşil çeviklik mührüne sahip bir şekilde dünyaya gelmiştir. Kendisi hikayede hiç bahsedilmeyen iki kardeşe sahiptir.
* -BOYGA:
Boyga ilk başlarda kerkesin onun popüleritesini çaldığını düşünerek ona karşı tavır almış, ona ve ailesine sayısız hakaretler etmiştir. Turnuvadan sonra yaptığı hilelere rağmen kaybetmesine çok sinirlenmiş ve ölmüş kız kardeşine verdiği sözü tutamadığı için kerkesi babasına şikayet ederek 'onu ağlarken görmek istiyorum' diyerek farketmeden babasının aklına kerkesi basamak taşı olarak kullanmasını sağlayacak şeytani bir fikir vermiştir. Ayaklanmadan sonra kerkes tarafından öldüresiye dövüldükten sonra babasına söylediklerinin nelere sebep olduğunu anlamaya başlamıştır.
Batur dayanıklılık ve şifa mührüne sahip bir şekilde dünyaya gelmiştir. Aslında düşünceli ve sözünde duran birisi olsa da kibirli kişiliği bazen ona istemediği şeyleri yaptırabiliyor.
* -AYLA:
Ayla kerkesin küçük kardeşi ve onun hayatta kalmayı başarmış tek aile üyesidir. Abisi enlil soyunun sonuncusu olarak kabul edilmesine rağmen aslınde kendisi gerçekte enlil soyundan gelen asıl sonuncu kişidir. Abisinin dışarı çıkmasına izin verilmediği için kendisi de çıkmayı reddetmiş, bu yüzden de hayatı sadece abisi üzerine kurulmuştur. Abisi dışında tek arkadaşı sadece birkaç defa görüşme fırsatı bulabildiği teyzesinin kızıdır. Ayaklanma sonrası komutan tarafından gözleri önünde annesi ve babası katledilmiştir. Bu yüzden de geceleri sürekli kabuslar görmektedir. Sadece abisine sarılırken kabusları görmemektedir.
Ayla şifa mührüne sahip bir şekilde dünyaya gelmiştir. Okula gitmediği için mühürünü ortalamadan daha geç aktifleştirmiştir. Abisi onun canı yanmasın diye şifa mührünü geliştirmesi için farklı bir yol geliştirmiştir. Bu yol şifa mührünü aktifleştirdikten sonra ortaya çıkan zarı olabildiğince uzun süre aktif ve parlak tutmaktır. Bu yöntem daha uzun süre iyileştirme versede daha ağır yaraları iyileştirmekte daha kötüdür.
* -MERGEN:
Mergen kurucunun tek öğrencisidir. Kendisi enlil soyuna sahip olmadan doğan ,mühürsüz, ilk kişidir. Bu yüzden de kurucu onu öğrencisi olarak alıp enlil ile ilgili deneylerini onun üstünde denemiştir. Bu deney sonucunda karanlık mühür keşfedilmiş, sonra da mergene nakledilmiştir. Bu işlem hikayede anlatılmasada kısaca yapay mühür, enlil soyundan olmadığı için mühüre sahip olamayan mergenin zorla enlil soyunun uyandırılması ile karanlık mühüre sahip olmuştur. Ama kurucu bu mührü mergene aktarabilmek için ona bir görev vermiş ve bu görev tamamlanınca mühür kendiliğinden kaybolacaktır.
* -KURUCU:
Kurucu hikayede adı çokça geçsede fazla bilgi barındırmamaktadır. Kendisi adından da anlaşılacağı üzere belum şehrinin kurucusudur. Hikayede daha anlatılmamış olsa da şehiri kurma hikayesi kısaca yaşanan büyük savaştan galip bir şekilde ayrılan kurucu dört komutanının öldüğü bölgede enka adını verdiği bir topluluk kurmuştur. Zamanla enka ismi bir millet, ırk, adına dönüşmüş ve şehirin adı belum olarak değiştirilmiştir.
* -KOMUTAN:
Komutan muhaliflerlin belum şehrindeki lideridir. Kendisi normalde belum şehrine oldukça sadık bir askerken bilinmeyen bir sebepten ötürü karısını ve kızını kaybettikten sonra muhaliflerin arasına katılmış ve zamanla onların belum kolundaki lideri konumuna yükselmiştir.
Kendisi çeviklik mührüne sahiptir. Çeviklik mührü okadar gelişmiştir ki kerkesin gölge savaşçısını bile hissedebilmiştir.
Komutan hayatta kalan tek çocuğu boygaya önem vermektedir ve onun güçlü bir insan olması için çıkarlarıyla çakışmadığı sürece herşeyi yapabilecek bir yapıya sahiptir.
* -KERKESİN ANNESİ VE BABASI:
Kerkesin babası hakkında çok fazla şey bilinmese de bilinen tek şey babasının ticaretle uğraştığıdır.
Annesinin ise hikayede anlatılmasa da kendisi bebekken bir grup insan tarafından kuzey bölgesinde buzulların arasında donmuş vaziyette bulmuşlardır. Onu ilk buldukları zaman öldüklerini düşünselerde bebeği gördükleri zaman şifa mührünün aktif olduğunu görmüşler ve onu hemen normal bir yere götürmüşlerdir. Onu normal bir yere götürdüklerinde ise bir süre sonra bebek kendine gelmiş ve şifa mührü kapanmıştır. Bu olaylardan sonra o insanlar tarafından evlat edinilmiş ve normal bir insan gibi yetiştirilmiştir.
Kerkesin annesinin oldukça güçlü bir hafızası vardır. Hatta bir keresinde kerkese bebekken neler yaşandığını dahi hatırlayabildiğini söylemiştir.
Kendisi şifa mührüne sahip olsada hiçbir zaman onu tekrardan aktifleştirmeyi başaramamıştır.
Kerkesin ebeveynleri ile ilişkisi her zaman normal seyrinde ilerlemiştir. Sadece babasıyla boyga ile kavgasından sonra tartışmışlar ve araları biraz açılmıştır. Kerkes babasından her ne kadar özür dilemek istese de bunu hiçbir zaman yapamayacaktır.
* -DÖRT BÜYÜKLER:
Dört büyükler kurucunun dört komutanının soyundan gelen insanlardır. Kurucunun dört komutanı öldükten sonra kurucu onlara sahip çıkmış ve onların ileride şehir yönetiminde 'başbakanlar' makanına oturmalarını sağlamıştır. Kurucunun ölümünden sonra yönetime geçen mergenin döneminde birkaç nesil boyunca 'başbakanlar' konumunda olmaya devam etmişlerdir. Ancak mergenin yaşadığı o büyük olay sonrası mergen yönetimden çekildiği için şehirin yeni yöneticileri olarak başa geçmişlerdir.
Dört büyükler ilginç bir şekilde hep benzer zamanlarda doğup benzer zamanlarda ölmüşlerdir.
* -MUHALİFLER:
Muhalifler, aslında çok ama çok uzun yıllardır dünyada çeşitli adlarla adlandırılmış bir grubun belum şehrine bakan küçük bir koludur.
Muhaliflerin hizmet ettikleri ana merkezleri hep kendilerini dünyadan izole etmişlerine rağmen belirli aralıklarla her seferinde gruba liderlik edecek yeni kişi bulmayı başarmışlardır.
Onun dışında muhalifler mergenin yaşadığı o olay sonrası belum şehrinde kök salmayı başarmışlardır. Şuan belumda her şeyi yapamamalarının tek sebebi mergenin varlığıdır.
* -ENLİL:
Enlil, en kısa tanımıyla bir soy hattıdır. Uzun tanımı ile anlatılacak olursa ise mühürlerin gücüne sahip olmak ve kullanmak için gerekli olan genin özel adıdır. Enlil geni normalde insanlarda olmayan bir gendi ama efsanelerdeki o çift dünyaya indikten sonra geçen oldukça uzun bir zaman sonra doğan tüm insanlar bu gene sahip olarak doğmuşlardır.
Bu gen kişinin sahip olduğu mühürlerin gücünü belirleyen en önemli faktörlerden birisidir. Kişinin enlil geni ne kadar saf ise mühürlerin gücü de okadar saftır.
* -MÜHÜRSÜZLER:
Onbillerce belki de yüzbinlerce yıl boyunca yeni nesillere aktarılan enlil zamanla farklı genlerle birleştiği için her geçen nesilde saflığı azalmıştır. Bu yüzden de bazı insanlar yeterince saf enlile sahip olamadıklarından dolayı mühürlerini uyandıramamışlardır.
Mühürsüzler şuanlık hikayede fazla yer kaplamadığı için hikeye çok da fazla öneme sahip değilmiş gibi görünselerde hikayenin ileriki yıllarında oldukça fazla öneme sahip olacaklardır.
* -AYDINLIK MÜHÜRLER:
Aydıklık mühürler: çeviklik, dayanıklılık, strateji ve şifa mühürlerinin genel adıdır.
Çeviklik mührü:
Aktifleştirildiği zaman kişinin reflekslerini üst seviye çıkartır. Ayrıca kişinin kaslarını tüm potansiyeliyle kullanmasını engelleyen zihinsel engelleri kaldırır.
Oldukça güzel yeteneklere sahip olsada dayanıklılık kullanıcılarının patlayıcı kuvvetleri ve hemen hemen çeviklik kullanıcıları kadar hızlı olmaları yüzünden onlarla savaşlarında dezavantajlıdırlar.
Dayanıklılık mührü:
Aktifleştirildiği zaman kişinin patlayıcı kuvveti en üst seviyeye çıkar. Ayrıca oldukça hızlı hareket edebilmelerini sağlar.
Yüksek hızları ve patlayıcı kuvvetleri olsada refleksleri ve algıları çeviklik kullanıcıları gibi olmadığı için dövüş sırasında mutlaka bazı boşluklar bulundururlar. Bu boşluklar strateji kullanıcıları tarafından çok kolay farkedildiği için strateji kullanıcılarıyla olan savaşlarında dezavantajlıdırlar.
Strateji mührü:
Aktifleştirildiği zaman diğer mühür kullanıcılarının aksine fiziksel değil zihinsel bir gelişme gösterirler. Hemen hemen tüm beyin faaliyetleri en üst seviyededir. Öne çıkan özellikleri oldukça zeki olmaları olsada mühür aktifleşince beş duyu organlarından göz, burun ve kulakları da gelişim göstermektedir.
Oldukça zeki olsalarda yaptığı saldırılar şifa kullanıcılarına yapıldıysa şifa kullanıcıları kendilerini hemen iyileştirdiğinden bazen dezavantajlı duruma düşebilmektedirler.
Şifa mührü:
Aktifleştirildiği zaman vücuttaki hücrelerin bölünme ve kendilerini yenileme yetenekleri en üst seviyeye çıkar. Hatta normalde bölünme yeteneği olmayan sinir hücreleri gibi hücreler bile bölünebilmeye başlarlar. Eğer alınan yara onu o anda öldürmeyi başaramazsa hemen iyileşmeye başlar ve hayatta kalmayı başarırlar.
Mühürün iyileştirme yeteneği saflığına bağlı olarak değişmektedir. Ayrıca aynı anda ne kadar fazla mühür aktifleştirirse okadar fazla güçlü olur. Mühür ne kadar güçlüyse kişinin üstünde okadar parlak bir zar oluşmaya başlar.
İyileşme yeteneği oldukça güçlü olsa da eğer alınan yaralar daha iyileştirilmeden yeni yaralar alınıyorsa ölüm kaçınılmazdır. Yeterince saf bir şifa kullanıcısını bu zor yöntemi başarabilenler sadece bazı şanslı çeviklik kullanıcılarıdır.
Bu mühür genel olarak hiçbir mühüre karşı avantaj veya dezavantajlı olmazlar. Ve bu mühürü uyandırmak oldukça zordur. Bu yüzden bu mühüre sahip çok az kişi vardır. Bu mühürün bukadar az kullanıcıya sahip olmasının nedeni saflığını en hızlı kaybeden mühür olmasındandır. * -KARANLIK MÜHÜRLER:
Normalde böyle bir mühür olmamasına rağmen şuanlık bilinmeyen bir nedenle ortaya çıkmıştır.
Karanlık mühürler isminden birden fazla mühür varmış gibi görünsede aslında sadece karanlık mühüre ve karanlık mühüre bağlı güçleri kapsayan bir kavramdır.
Karanlık mühür:
Karanlık mühür ilk olarak enlil üstünde oldukça fazla çalışma yapmış olan kurucu tarafından keşfedilmiştir.
Güçlerinin ve yapabileceklerinin neredeyse hiçbir sınırı yoktur.
Aktifleştirildiğinde kişinin olumsuz duygularını gün yüzüne çıkardığı ve kişiyi soğuk bir karaktere soktuğu düşünüldüğünden insanların aklında şeytani bir mühürmüş gibi bir algı oluşturmuştur.
Aslında bir gücü şeytani yapan şey kaynağı değil kullanılma amacıdır. Unutmayın ameller niyetlere göre şekillenir.
|
0% |