@kaplummbaga_
|
Odasının balkonunda sandalyeye oturmuş güneşin batışını izlerken yine içindeki seslere kulak veriyordu. "Bir gün ben de uçar mıyım bu kafesten maviş" diye düşünüyordu . Akşamın serinliği güneşin batışı Sare'ye huzur veriyordu. Tefekkür etmek onun en keyif aldığı anlardandı. Kuşu mavişle birlikte her akşam, ezanı bekler ve güneşin batışını izlerdi. İçinde aşamadığı bir okyanus vardı.Hep düşünürdü "neden bu kadar ürkek bir kuşum" diye kendisini mavişle bir tutardı hatta bazen mavişi daha şanslı sayardı, istediği zaman özgürce ötüşü onu kıskandırırdı. Sare hiç bir zaman düşüncesini özgürce dile getirebilen birisi degildi; içine kapanık, çekingen kendi dünyasında yaşanan bir kızdı. Aslında Sare'nin dünyası dışarıdaki dünyadan daha büyüktü ama bunu ifade edebilecek cesareti hiç bir zaman bulamazdı kendinde. Yine akşam ezanını beklerken ezan sesyle kendine gelen Sare hemen ezanı dinlemeye koyuldu içinden ezanı tekrar edip bir yandan da dua etti. "Allah'ım nereye aitim ben de bilmiyorum ama burada kendimi sıkışmış hissediyorum, ben yolumu bulacak gücü kendimde bulamıyorum yolumu en güzel şekilde sen buldur; beni görmek istediğin, senin rızana uygun halde olacağım, insanların kalbine dokunduğum yerde olabilmemi bana nasip et." diye dua edip abdest almak için içeriye girdi. Abdestini alıp seccadeni yayıp üzerine oturdu içinde dualarını ve zikirini çekip namazını kılmak için ayağa kalktı kalbini sükunet haline getirip dualarını Rabbine emanet edip namaza durdu . Namazını bitirip seccedesinde uzun uzun dua ederken annesinin sesiyle duasını bitirip annesine "Geliyorum anne." diye seslendi. Aşağıya inip annesinin masayı hazırladığını görünce hemen ona yardım etmeye koyuldu. Yine annesi her zaman ki gibi söylemeye başlamıştı, ama Sare annesinin seslerini sanki durmuyordu. Kapı zili ile kendine gelen Sare annesinin "Kime diyorum ben acaba yine aklınız neredeydi Sare hanım" deyişine boş gözlerle bakıyordu. "Kızım bana bakacağına kapıyı açsana " deyince kapıya yöneldi. Abisi ve babasını geldiğini görünce yüzünden tebessüm oluştu. Abisi tebessümle"Selamün aleyküm Sare hanım" deyip yanağını sıktı. Sare de aynı tebessümle "ve aleyna aleyküm selam abim " dedi. Babası ayakkabılarını çıkarıp çektini askıya asıp içeriye geçti. Abisi de kolunu Sare'nin boynuna atıp "E Sare hanım anlatın bakalım bugün neler yaptınız. " -"İyi abicim evdeyim ne yapayım aynı asıl sen anlat günün nasıl geçti" -"Benim de aynı fıstığım dosyalar arasında günü geçirdim. Duruşmaya girdim bir kaç dosyanı kapattık o kadar." Birlikte içeriye girip abisi "Ben namazı kılıp geleyim fıstığım sen geç içeriye başlayın yemeğe" dedi "Tamam abicim" diyerek içeriye girdi. Her zaman ki gibi sohbet eşliğinde yemeklerini yedikten sonra Sare mutfakla ilgililenip çayı ocağa koymuştu. Çay demlene kadar işlerini halleden Sare çayı bardakları koyup oturma odasına geçti. Herkes yorgun bir şekilde oturmuş, bir şeyler ile uğraşırken çayların geldiğini gören abisi hemen sehpaları çıkarıp herkesin önüne birer tane koydu . "Ellerine sağlık fıstığım." dedi "Afiyet olsun abim" diyerek her zaman ki gibi abisinin yanına otururverdi. Abisi bugünkü olayları anlatırken annesi ve babası da ona eşlik ettiler . Sare onları dinlerken yine içinden Allah'a bu kadar güzel bir ailesi olduğu için bu mutluluk için şükür ediyordu. Günün sonunda da yine odasına çekilen Sare yatsı namazını kılıp mülk suresini okuyup yatağına oturdu. Uzun uzun düşünüp kendi içinde konuştuktan sonra dualarını edip gününü kapattı. Ne kadar içerisinde çözemediği düğümler olduğunu düşünsede her şey için Rabbine şükür ediyordu. Bu kadar güzel ailesi olduğu için, afiyet içerinde olduğunu bir hanesi olduğu için, her şey için Rabbine çok şükür ediyordu. Unutmadığı tek şey Rabbine her daim hamd etmesiydi. Bilirdi şükür nimeti artırır, şikayet ise elem ve kederi.. |
0% |