Mavişimin sesiyle gözlerimi aralamıştım. Kahvaltıdan sonra biraz kestirmiştim. Rutin hale gelmişti. Bu sıralar geceleri uyuyamıyordum. Sabah erken kalkmaya alıştığım için de gün içinde kendimi yorgun hissettiğimden dolayı sabahları küçük kestirmeler iyi geliyordu. Kaylûle uykusu da sayılırdı tabi. Yatakta uzanıp tavanı seyrederken bir yandan da mavişim sesi bana iyi geliyordu. Bugün kendimle vakit geçirmek istiyordum. Onun için hazırlanıp dışarıya çıkacaktım. Belki Yeşil Camiiye gidip biraz karalama yapabilirdim. Bu bana iyi geliyordu. Kahvemi de alırdım miss dedim içimden. Tamam karar vermiştim Yeşil Camiye gidecektim. Yataktan kalktım ne giysem diye dolabımın başına geldim. Elbiseleri tek tek ediyordum. Ruh halime uygun bir elbise gidecektim ama karar veremedim. Sanırım siyah ferace elbisemi giyecektim. Askıdan elbisemi alıp şallarımın olduğu kısma geldim. Hangisini örtsem diye düşünürken kahverengi şalım bana göz kırpıyordu. Tamam seni takacağım deyip uzanıp askıdan aldım. Güzel bir kombindi beğendim deyip gülmüştüm. Takı olarak da gümüş ince bilekliklerimi takmaya kadar verdim. Bileklik takmaya bayılıyordum. Onları da masamın üstüne koyup banyoya gittim. Abdest alıp Duha namazını kılacaktım. Banyona gittim güzelce abdestimi almıştım odaya geri dönüp seccademi yazdım. Niyetimi alıp namaza durdum. Namazımı kıldıktan sonra seccademin başında dua ettim. "Allah'ım ben bilmem sen bilirsin, ben göremem ama sen görürsün, ben zayıfım sen benim gücümün, ben acizim sen Azim ve Kerim olasın. Sana geldim affına sığındım. Beni bağışla bana yardım et. Rahmetini üzerimden eksik etme bana esenlik lütfen, kalbimde olan bu sevgiyi sen hayra çıkar ben zayıfım buna güç yetiremiyorum beni bana bırakma Allah'ım. Benim için hayırlı olanı en güzel şekilde kolayından nasip eyle. Kalbimdeki bu sevgiyi sana emanet ediyorum beni bana bırakma Allah'ım. Amin deyip elimi yüzüme sürmüştüm. Gözümden süzülen yaşlarını silerek kalbimdekini Allah'a teslim etmiştim. Amin deyip seccademi topladım. Çantama kalemlerimi ve defterimi koymuştum. Uzun aradan sonra tekrar bir şeyler karalayacaktım. Eşyalarımı çantama koyup odadan çıktım. Merdivenlerden inip salona girmiştim annem de oturmuş Kuran okuyordu. Annemi bu halde görmek kalbimi yumuşacık ediyordu. Çok seviyordum bu kadını diyerek güldüm. Yanına gidip yanağından öptüm. Anemm diye sarıldım. "Ben dışarıya çıkıyorum. Biraz hava alacağım" Annem Kuranı kapatarak " Nereye gideceksin" dedi. "Bilmiyorum anne belki Yeşil Camiye giderim bakalım". " Tamam kızım dikkatli et kendine", "Tamam anne dikkat ederim hadi görüşürüz. " diyerek salondan çıktım. Ayakkabılarımı giyerek evden ayrıldım. Durağa gitmem için biraz yürümem gerekiyordu. Yokuştan aşağıya inince Ulu Camiye çıkıyorduk evimizin konumunu seviyordum. Bazenleri canım sıkılınca evden çıkıp direk ulu camiye gidiyordum 5 dakikalık mesafeydi ama cok kalabalık olsugu için Yeşil Camiye gidecektim nispeten orası daha sakin olabiliyrodu hem bahçesinde yeşilliklerin üzerine oturup resim yapıyordum ya da kitap okurdum ya da hiç bir şey yapmaz gelen geçen insanları izlerdim. Bir kafeye gidip oturmaktan daha iyi gelirdi. Aslında daha sakin kitap kafelerde vardı bazen oraya gidip sakin ortamda kitap okur tezhip yapardım kendimle vakit geçirirdim ama yazları buraya gelmeyi daha çok seviyordum. Yokuşu inmiş durağa gelmiştim. Biraz yürüdükten sonra durağa gelmiştim. Otobüste hemen gelmişti.

Otobüsten indikten sonra biraz yürümem gerekiyordu. Ben varana kadar öğle ezanını da okunurdu. Camiye geldiğimde ezan okunuyordu. Bahçede banka oturup ezan sesini dinlemeye karar verdim. Zaten abdestim de vardı. İnsanların camiye gelişini izlemek onlara dalıp gitmek iyi gelirdi. Hayat gibi bir yolculuk gibi

Herkesin bir dünya telaşı var gelip gidiyoruz anı yaşamadan belki farkında değiliz ama hayat hızlı bir şekilde akıp gidiyor. Çocukların koşturması yaşlı amcaların bastonları ile hızlı hızlı yürümesi hepsi bir amaç için bir yerde toplanması aslında bir çok ders veriyor. Gerçek mutluluk maddi araçlarda hazlarda hedeflerde değil. İnsanı asıl mutlu eden gerçek bir amaç gaye. Bu düşüncelerden sıyrılıp camiye girmiştim. Cami hep kalabalık olurdu. Ziyarete geleneler, turistik gezi için gelenler çok olurdu. Aslında çok güzel bir şey. Camilerin hiç bir vakit boş kalmaması dolup taşması çok güzel.

Namazı kılıp uzun uzun dua etmiştim. Bu sıra duam sadece Ömer abi olmuştu. Yine ve yine Allah'a emanet ettim. Nasıl başedeceğimi bilemiyordum. Umarım bu durum bir an önce geçerdi. Çantamı da alıp bahçeye çıktım. Uygun ve güzel bir yer bulup oturdum. Evden çıkmadan sıcak suyumu kahvemi almıştım. Biraz gelen geçen insanları izlemiştim. Her birinin bilmediğimizi ne dertleri vardı. Herkesin kendi dünya telaşı. Rabbim kimin gönlüne yük olan ellerini açıp dua ettiren ne dersi varsa hepsi gönlüne ferahlık derdine derman versin diye dua ettim.

Defterimi çıkarıp biraz karalama yapacaktım. Resim çizerken genelde nesne olan şeyleri çiziyorum. Dikkat ettiğim bir husustu. Bazen evde Mavişimi çizerdim ya da akşam karanlığında batıp gidep güneşi çizerdim. Ömer abi tek istisnamdı. Bu düşüncelerden sıyrılıp biraz etrafıma göz gezdirdim. İleride bir kedi görmüştüm tebessüm edip güzel bir manzara diye karar verdim. Yeşil Camii ve kedi tebessüm edip kalemlerimi çıkardım. Siyah kalemimi alıp bir de telefonumdan güzel bir müzik açtım. Gördüğüm manzarayı çizmeye başlamıştım. Bir saat on beş dakika sonra bitirmiştim çizimi. Şöyle çizdiğim resme bakıp güzel demiştim. Memnun kalmıştım. Bor kahveyi hak ettim deyip çantama uzandım. Yan tarafında oturan bir hanım efendin tebessümle bana baktığını gördüm. Selamün aleyküm deyip tebessümüne karşılık verdim.

_"Aleyküm selam kusura bakmayın sormadan oturdum ama o kadar odaklanmıştınız ki bölmek istemedim." Dedi.

_"Estağfurullah sorun değil. Resim çizerken genelde fazla odaklanırım fark edemiyorum çevremde olanı." Deyip tebessüm etmiştim.

_"Bakabilir miyim çiziminize"

_"Tabi buyurun " deyip defterimi uzatmıştım.

_"Maşallah çok güzel çiziyorsunuz.'

_"Teşekkür ederim öyle kendi halimde karalama yapıyorum. "Deyip tebessüm ettim

_"Kahve içeçektim size de katayım birlikte içelim." Dedim genelde bir bardak fazla alırdım nasibi olan gelir diye.

_"Teşekkür ederim zahmet olsun."

_"Ne zahmetin birlikte içelim mutlu olurum bu arada ben Sare" dedim tebessüm ederek.

_"Memnun oldum ben de Büşra " dedi. Bardağı uzatırken "Ben de çok memnun oldum Büşra" dedim.

_" Çizimlerin çok güzel nerede eğitim aldın." Dedi

_"Bir eğitim almadım resime ilgim var kendi çapımda karalama yapıyorum. Daha çok hat ve tezhip üzerine egktk aldım daha doğrusu kurslara katıldım. " dedim

_"Maşallah maşallah gayet iyi bir yerde çalışıyor musun" diye sordu.

_"Yok çalışmıyorum " dedim tebessüm ederek."Genelde evdeyim kendi halimde " dedim

_"Çizimlerin çok güzel eğitim veriyor musun diye merak ettim onun için sormuştum " dedi. "Ben bir özel okulda egitimciyim aynı zamanda yönetim kadrosundayım. Alanım psikolojik danışmanlık" dedi

_"Çok güzel maşallah " diye karşılık vermiştim.

_"Biz de çocuklara etkinlik olarak artı bir kendileri için alanları olsun diye çalışmalar yapıyoruz. Eğer senin için de uygun olursa bizimle çalışmak ister msin çocuklar için resim tezhip hat kursları açmak istiyoruz."

_"Teşekkür ederim ama şu anlık böyle bir düşüncem yok zaten daha önce de böyle bir deneyimim yok." Dedim

_"Deneyim önemli değil bence bu işte kayıt başarılısın. Denemeni isterim olmazsa sıkıntı değil denemiş oluruz" dedi."Ben sana telefonunu vereyim "

_"Bilmiyorum ama telefonunuzu alayım belki başka bir zaman tekrar buluşuruz, " diye tebessüm ettim.

_"Evet inşallah tekrar buluşalım. Ama siz bu teklifimi düşünün. " diye cevap vernisti. Bir saate yakın oturup sohbet etmiştik. Çok samimi bir kızdı. Aslında dışarıdan biraz soğuk gözüküyor ama sohbet edince hiç öyle olmadığını gösteriyordu. Biz sohbet etmeye devam ederken ikindi ezanını da okunmaya başlamıştı. Birlikte namaz kılalım diye karar verip camiye doğru yürümeye başlamıştık.

İkindi namazını kılıp camiden çıktık. "Sare seninle tanıştığıma çok memnun oldum. Muhakkak tekrar buluşalım. Güzel insanlar biriktirmek çok kıymetli. " dedi

"Ben de çok memnun oldum Büşracım Bilmukabele"deyip tebessüm etmiştim. "İyi insanlar da bizim içim büyük bir nimettir. Sohbetin muhabebtin bugün için çok teşekkür ederim Büşra. Tekrar görüşelim inşallah Allah'a emanet ol." Deyip sarılmıştım. O da Allah'a emanet ol deyip sarılmıştı. Birbirimizi Allah'a emanet edip ayrıldık. Böyle güzel rastlantılara bayılıyordum. Büşrayı çok sevmiştim. Güzel yüzlü bir kızdı. Tanıştığıma çok mutlu olmuştum. Biraz yolda yürüyüp ne yapsam diye karar verirken telefonum çalıştım. Arayan abimdi.

_"Alo abimm." Deyip açmıştım.

_"Selamün aleyküm Sarem napıyorsun. "

_"Ve aleyküm selam abim Yeşil Camiye gelmiştim şimdi ne yapsam diye düşünüyordum " dedim gülerek. "

_"İyi yapmışın canım ben de babamın dükkanına gidiyorum sen de gel birlikte geçeriz eve demişti.

_" İyi fikir abim ben de otobüse binip geleyim orada görüşürüz" dedim.

_"Tamam güzelim dikkat et orada görüşürüz" diye telefonu kapatmıştı. Ben de dudağa doğru yürüyüp otobüs bekleyecektim. Durağa vardığımda on beş dakika bekledikten sonra otobüs gelmişti. Boş olan bir.koltuga geçip oturdum. Yolu seyretmeye başlamıştım. Kırk beş dakika sonra varacağım yere gelince otobüsten indim. On dakikalık yürüdükten sonra dükkanların olduğu yere gelmiştim. Dükkana doğru yürürken Ömer abinin de orada olacağını tahmin etmemiştim. Onu görünce kalbim hızlı bir şekilde atama başlamıştı. Ne olursa olsun onu görmek güzeldi. Kalbimin ritmi onun çehresi kulağıma huzur veren bir müzik gibi gelmişti. Bu hep böyle mi devam edecekti. Ben yine de bu halimden şikayetçi değildim. Onu gördüğümde yüzümde oluşan tebessüm, kalbimin değişen ritmi sanırım bunlar hoşuma gitmeye başlamıştı. Ben tebessüm ederek dükkana vardığımda Selamun aleyküm demiştim. Geldiğimi izleyen Ömer abi ise en güzel tebessümü ile aleyküm selam Sare demişti. Şimdi ben bunun dünyanın en güzel manzarası olduğunu nasıl ifade edecektim.