@kaplummbaga_
|
Şaşkınlıkla baka kalmıştım. Nasıl yani, sabah karşılaştığım beyefendinin Zuhal teyzelerin evinde ne işi vardı. Ben olanları idrak etmeye çalışırken Zuhal teyze mutfağa girdi. "Kızım iyi misin bir şeyin yok ya " dedi endişeli bir şekilde. Ben ne dediğini anlamaya çalışırken az önce elimden kayan bardak aklıma geldi. Yerdeki halı mahvolmuştu. Bembeyaz halının üstü çay lekesi olmuştu. Mahcup bir şekilde Zuhal teyzeye bakıyordum. Zuhal teyzenin temizlik takıntısı vardı biliyordum. Evi her zaman tertemiz olurdu. Kullandığı eşyalar hep açık renkler olurdu. Aynı mutfakta olduğu gibi. Bir Zuhal teyzeye bir de yerdeki çay lekesine bakıp duruyordum. "Zuhal teyze bir anda elimden kaydı nasıl olduğunu bende anlamadım." dedim mahcup bir şekilde. Lekeyi çıkarabilecek mazemelere bakıyordum bir yandan da. "Sorun yok kızım olur öyle sen iyisin ya bir yerin yanmadı değil mi kızım " dedi. Ah Zuhal teyzecim şu an için içini yiyordur anlaya biliyordum onu. "Yok ben iyiyim de yer mahvoldu Zuhal teyze çay lekesi çıkar değil mi ?" dedim mahcup gözlerle. "Çıkar kızım çıkar ben şimdi beyaz sirke ve karbonatla silerim leke meke kalmaz" dedi en sevimli haliyle. Kıyamadım da şimdi bu kadına bembeyaz halısını resmen mahvetmiştim. "Sen ver bana Zuhal teyze ben hallederim onu" dedim. _"Olur mu öyle şey ben hallederim kızım iki dakika da " _"Ben hallederim Zuhal teyze ver sen bana bezi ve sirkeyi silerim ben ." _"Yok kızım sen geç içeriye ben halledeceğim şimdi " diyerek sari bezi, sirkeyi ve karbonatı çıkardı. Elinden almak için bezi tuttup "Lütfen Zuhal teyze bak kendimi çok kötü hissederim ben halledeyim işte " dedim ısrarla verse ben halledecektim. Yok kızım diye direnirken varlığını unuttuğum beyefendi " Anne ver işte biraz daha ısrar edersen ağlayacak sonra avutamayızda " dedi gülerek. Resmen rezil olmuştum. Şu an oturup ağlayasım vardı. Sabah ki rezil olmama mı üzüleyim şimdi ki rezil olmama mı bilemedim. Benimle dalga geçiyordu. Sahi bu kimdi. Sorumu Zuhal teyzenin oğlum deyip ters bakışlarla oğlunu uyanmasıyla cevaolandı. Şimdi Zuhal teyzenin meşhur oğlu Yiğit bu muydu. İnanamıyorum. Bugün besmelesiz mi çıktım evden diye düşünmeden edemedim. Yo gayet de besmele ile çıkmıştım. Neyse olur olur bişi yok diye kendimi avutuyordum. En son Zuhal teyze de ikna olup vermişti elime bezi ve malzemeleri. Hiç oyalanmadan eğilip yeri silmeye başladım. İnanamıyordum şu olanlara. Allahtan leke de çıkıyordu. Güzelim halı mahvolmuştu. Ağlaya bilirdim biraz daha ısrar etse Zuhal teyze. Neyse ki leke çıkmıştı. Çok şükür beyaz halı eskisi gibi olmasada leke gözükmüyordu buda bir şeydir. Diye içimden söylenirken Zuhal teyzenin yanıma gelip maşallah çıkıvermiş leke demişti. "Çok şükür Zuhal teyze çıktı leke kusura bakma bir anda oldu." dedim tekrar mahcup bir şekilde. Elimden tutup "Kızım önemli değil olabilir böyle şeyler sana bir şey olmadı ya" dedi en sevimli haliyle. Gerçekten de kalbi pamuk gibiydi Zuhal teyzenin. Eşinden yıllar önce boşanmıştı.Kocası Zuhal teyzeyi oğlu yaşındaki bir kızla aldatmış. Üzülmüştüm anlattığı zaman. Zuhal teyze gerçekten de kalbi çok temiz bir kadındı, evine bakar hamarat komşuları ile iyi anlaşır saygılı, saygı değer bir kadındı. Aynı zamanda da bakımlı bir kadındı. Nasıl aldattı bu kadını diye hayret etmiştim. Her şeyin üstesinden gelen ayakları üzerinde duran güçlü bir kadındı. Kimseye ihtiyacı yoktu. Durduğu evi hatta binayı alan da Zuhal teyzeydi. Bina yapılmadan önce daha o zamanlar belki Yiğit de küçükken Zuhal teyze bu arsayı biriktirdiği paralar ile almış, sonra da eline para geçtikçe bu binayı yaptırmış. Kendi katı hariç en alttaki iki daireyi ve onun üstündeki daireleri satmış. Benim katındaki iki daire kiralık ve kendi dairesi ve karşısındaki daire hala Zuhal teyzenindi. Zuhal teyzenin hayatını öğrendikçe de hayran kalıyordum. Hayatta güçlü olan kadınlara hayrandım. Bu düşüncelerden sıyrılıp salona geçmiştik tekli koltuğun birine sinip elimdeki tabağı yiyordum sessizce. Bir an önce yiyip kalkacaktım niyetim o yöndeydi yeterince rezil olmam yeterdi. Zuhal teyzenin " Vera siz Yiğitle tanıştınız mı ?" Gerçi mutfakta tanıştınız, bu oğlum yigit" dedi Yiğit'i göstererek " bu da Vera yiğit kendisi İmam hatip lisesinde din kültürü öğretmeni " dedi beni göstererek. Benim ağzım dolu olduğu için başımı salladım memnun oldum der gibi . Hiç beklemediğim bir şekilde Yiğit " Biz zaten kendisiyle tanışıyoruz anne sabah tanıştık öğretmen hanımla " dedi gülerek. Allahım rezil olmakta üstüme yoktu. "Aa öyle mi ?" Dedi şaşkın bir şekilde Zuhal teyze ben yine aynen öyle der gibi başımı sallamıştım. Daha fazla anlatmaz inşallah diye içimden dua ediyordum ki Yiğit konuşmasına devam etti. " Sabah avm de arabasını park ettiği yerden çıkaramadığı için ağladı ben de onu öyle görünce üzüldüm yavru kedi gibi ağlıyordu kıyamadım arabasını park yerinden çıkardım." dedi sinsi bir şekilde gülerek. Abart istersen arbart dedim içimden. Tabi ağzım dolu olduğu için konuşamıyordum fırsat bildi anlatıyordu kendi. Herkes bana bakınca mahcup bir şekilde gülüp iyice yerime sindim. Daha ne kadar rezil olurum derken üstüme yoktu. Hayretle dinleyen Melisa " ciddi olamazsın " deyip kahkaha atmıştı. Ya sabır çektim içimden. " cidden ağladın mı Vera inanamıyorum sana " dedi gülmesine devam ederek. Ben bu kızı şu an öldürsem ceza alır mıydım diye düşündüm. Daha ne kadar rezil olabiliridim ki ağzımdaki son lokmayı da yutup söz istedim. " Şimdi şöyle ki biz ona ağlamak demeyelim " dedim. Sakince " Şöyle ki ben arabamı çıkarıyordum tabi birazcık uğraşmış olabilirim ama birazcık o da normal yani" dedim oradakilerin ikna etmek için gerçi ne kadar ikna oldular bilemiyorum her neyse devam ettim sözüme. "Sonra da Yiğit bey geldi yardım teklifinde bulundu ne münasebet yani şey teşekkür ederim ama gerek yoktu neyse sonra arkadan da adamın birisi gelince ben şey yaptım yani panik oldum bu doğal bir şey herkes panik olabilir sonra da adam biraz bağırınca sinirim bozulmuş olabilir" dedim yani daha nasıl anlatabilirim ki olanları. Sözümü bitirmeden de yiğit " sonra da bir anda ağlayıverdi" dedi gülerek. "Ağlamak demeyelim de sinirim bozuldu birazcık şey olmuş olabilir yani gözümden birazcık damla akmış olabilir sinirden" dedim utanarak yüzüm kızarmıştı. Ne vardı ki bunda her insanın başına gelebilirdi değil mi ama . Gelmezdi demi ya da gelse ağlamazdı ben neden ağladım ki ya diye içimden kendime söyleniyordum. "Tabi ki olabilir canım o herifin sana bağırması ne kadar doğru, canını sıkma Veracım bunda bir şey yok çok normal yani bak Allahtan yanında Yiğit varmış" dedi . Bu kızı seviyordum. Ayşe teyzeyi de çok seviyordum anne kız çok iyilerdi. Konyaya geleli 3 yıl olmuştu. İlk geldiğimde bir apart tutmuştum. Ama abart bana göre değildi annem ve kardeşlerim yanına gelip gidecekleri için çok küçük gelmişti. Bir arkadaşla da eve çıkamayacağım için iyi bir ev bakıyordum. Bir gün okuldan sonra camide ikindi namazımı kıldıktan sonra arkadaşıma canımın sıkıldığını ev bulamadığı söylemiştim. Harun Nisa ve annesi Ayşe teyze de orada ikindi namazına gelmişlerdi. Benim o an ki halimi görüp Zuhal teyzenin evinin kiralık olduğunu iyi bir kiracı aradığını aynı zamanda uygun fiyata iyi birisine vermek istedigini söylemişti. Sanırım o halime birazcık üzülmüşlerdi. O an Rabbime şükür etmiştim. Namazdan sonra seccede dua etmiştim hayırlı bir ev çıksın karşıma diye sonrada Harun Nisa böyle teklifte bulununca çok mutlu olmuştum. Camiden sonra çıkıp eve bakmaya gelmiştik ve ilk görüşmede evi kiralamıştım. Sağ olsunlar o zamanlar da bana çok yardımcı olmuşlardı. Annem ve kardeşlerim geldiklerinde de ilgilenmişlerdi. Haklarını ödeyemem. Harun Nisaya canımsın der gibi cevabına tebessüm etmiştim. Melisa "Yani tabi adamın bağırması hoş bir durum değil ama Veracım böyle her şeye ağlanmaz ki ama " demişti küçümser bir şekilde. Evet Melisa'yı da seviyordum ama şu an tüm nefretimi toplamıştı. İçimden dediğini taklit etmişim. Ay gıcık dedim içimden onun bu dediğine göz devirip Zuhal teyze dönüp "ben müsade isteyeyim" artık dedim. Daha yeni geldin otur filan dedilersede bu muhabbete daha fazla katlanamayacaktım. Evet Zuhal teyzeyi çok seviyordum ama oğlundan hiç haz etmemiştim. Gıcığın tekiydi. Mümkünse bir daha görüşmemek üzere dedim içimden. Herkesle vedalaşıp evden ayrıldım. Kendi katıma indiğimde evim de evim demiştim. Anahtarı çantamda ararken arkamdan Yiğit'in sesini duyunca bir anda irkildim. Bu çocuğun beni korkutmak gibi bir huyu vardı. Efendim deyip arkama döndüm. Merdivenden inip karşıma geldiğinde tebessüm edip "Tanıştığıma memnun oldum öğretmen hanım " deyip elini uzatmıştı. "Ben de memnun oldum Yiğit bey" deyip kafamı eymistim. Elu havada kalmıştı buna gülüp elini indiririp cebine soktu. "İçimden bir ses daha çok görüşecekmişiz gibi geliyor Öğrenmen hanım " demişti. " Mümkünse bir daha görüşmeyelim Yiğit bey müsaadenizle" deyip kapıyı açıp içeriye girdim. Kapıyı da suratına kapatmıştım. Ne gıcık bir herif bu böyle, sinir oldum yeterince rezil olmamışım gibi daha çok görüşecekmiş gibi geliyor demişti ay gıcık herif deyip salona yürüdüm. Sinirlerim bozulmuştu. Gün yeterince yormuştu beni. Dinlensem iyi olucak deyip uyanmıştım koltuğa bir yandan da müziği açıp gözlerimi kapadım. Tebessüm ederek yarın her şey güzel olacak deyip güldüm. Bu benim sihirli sözcüğümdü. Her şey güzel olucak... |
0% |