Derslerimi bitirip otobüse binmiş eve gidiyordum, günümün yarısı neredeyse okulda geçiyordu ve çok yoruluyordum. Tek isteğim eve gidip sevgilimin kokusunu içime çekmekti. Oda benim gibi okuyordu ama dersleri benimkiler kadar yoğun değildi o yüzden eve daha erken geliyordu. Eve gittiğimde büyük ihtimal oda çalışıyor olurdu. Çok yorulmuştur. Acaba sürpriz yapsammı. Uzun zamandır beraber vakit geçirmiyorduk ve sevgilimle başbaşa vakit geçirmeyi çok özlemiştim.

Şoförden beni evimizin bir sokak örtesindeki pastanenin yanında indirmesini rica ettim. Pastaneye girdim girer girmez dikkatimi rafın en sağındaki çikolatalı pasta çekti, okadar güzel görünüyorduki taehyung buna kesinlikle bayılacaktı.

Çalışana pastayı işaret edip fiyatını sordum. "600 won" dedi. Cüzdanımı açtım ve sadece 500 won um olduğunu gördüm. Ellerimi aceleyle arka ceplerime attım. Birazdaha param olmalıydı. Neredeydi bu para. Çalışan başka param olmadığını farketmiş olacakki. Samimeyetle gülümseyerek.

"bu sefer para vermene gerek yok benden olsun" Dedi ve pastayı paketlemeye başaldı. Paketi bana uzattığında aynı samimiyetle "tadını çıkarınn afiyet olsun" diye gülümsedi.

Tae nin her doğum gününde ona burdan pasta alırdım o yüzden şaşırmamam lazımdı ama şaşkınlıkla ona baktım sevinçli bir şekilde gülümseyip hızlı hızlı çıkarken

"çok teşekkür ederim en kısa sürede ödeyeceğim" diye seslenip pastaneden çıktım.

Yol boyu sevgilime nasıl bir sürpriz yapacağımı düşündüm. Sade şeyleri severdi büyük bişe yapmaya çalışsam hoşuna gitmicekti.

Eve sadece birkaç metre kala mesaj attım.

Sen: sevgilimm ne yapıyorsunnn?

Sevgilimm: kompozisyon hazırlıyordum dinleniyorum güzelim. Sonunda bitti ama çok yoruldum.

Sevgilimm: sen nerede kaldın saat çok geç oldu seni almaya gelmemi istermisin?

Sen:neredeyse yetiştim sevgilim

Sen: küçük bir işim vardı . Hem sanaa sürprizim varrr.

Sevgilimm: hmm bukadar gecikmeni sağlıcak işin küçük 🤏süprizinlemi alakalı?

(Görüldü.)

Birkaç saniyeliğine durdum. Pastayı kutudan çıkartıp mumları pastaya yerleştirdim. Vee kapının önüne geldiğimde mumları yakıp kapıyı çaldım.

Birsüre sonra geldi ve kapıyı açtı. Kapıyı araladığı gibi kafamı pastanın kenarından çıkarıp

"SÜRPRİZZZZ" diyip dudağına bir öpücük kondurdum. Çok mutluydu. Aceleyle içeri girdim hava çok soğuktu.

"hadi hadi mumları üfle artık ericekler"

Tam üfliceği sırada.

"dur,dilek tutmayı unutma" dedim.

Hafif gülümseyerek ellerini birbirine birleştirip gözlerini kapattı dilek tutup mumları söndürdü.

Ne dilediğini sormadım çünkü adım gibi emindim ki söylemeyeckti. Yanağına küçük bir öpücük kondurup "üstümü değiştirip geliyorum sevgilim" dedim. Yukarı yatak odasına çıktım üstümü değiştirip rahat şeyler giydim, elimi yüzümü yıkayıp tekrar aşşağı indim ben gelene kadar taehyung etrafa birkaç tane mum koymuş, orta sehpaya pastayı ve atıştırmakları koymuş, televizyonun önündeki kahverengi L koltuğun köşesine yayılmış bir şekilde filim seçiyordu.

Yanına gittim kafamı kucağına yasladım gözlerimi kapattım birsüreliğine. Onun yanında olmak beni okadar rahat ve huzurlu hissettiriyorduki tüm sorunlarım, dertlerim,baş ağrılarım biranda bitiveriyordu. Taehyung yavaş yavaş saçımla oynarken "hangi tür film izleyelim güzelim" dediğini duydum "aşk filmi izleyelimmi" diye cevap verdim. "sen nasıl istersen minik tavşan" diye sırıttı.

Taehyung a sarıla sarıla filmi izlerken oda kafasını saçlarımın arasına gömmüş kokumu içine çekiyordu. Uzun zaman sonra ilk defa birbirimize bu şekilde vakit aykrabilmiştik ve gerçekten bu anın ömrümün sonuna kadar böyle kalması için herşeyi yapabilirdim.

Sabah olmuştu uyandığımda kendimi taenin kucağında uyurken buldum. Kafamı çevirdim uyuyormu die kontrol ettim. Uyanmıştı beni izliyordu. "ooo Günaydın güzellik" dedi.

Huzurlu huzurlu kafamı geri yaslayıp uyucaktımki gözüm saate takıldı. Saat 11.00 dı, tae'nin dersleri 7. 20 de başlıyordu. Yatağımda uyusam bukadar çok uyuyamazdım.

Üstümdeki ince örtüyü biçırpıda üstümden atıp aceleyle ayağa kalktım üstümden atıp "aşkım okul- sen- geç kaldın" dedim demeye çalıştım daha doğrusu. Taehyung yeni uyanmanın sersemleği yüzünden konuşamadığımı fark edince kahkahaya boğuldu.

Elinden tutup odaya sürüklemeye çalılıyordum üstünü değiştirsin die "ya ne gülüyorsun derslerin bitecek neredeyse, geç kalmışsın acele et hadi hadi hadi kalk"

"ben sana kahvaltı hazıtlıcam üstünü değiştir gel"

Ben onu çekiştirmeye çalışırken kendisi kahkahalara boğulmuştu. "bak hala gülüyor yaa" Birden kolumdan tuttuğu gibi beni kalktığım yere geri oturttu.

"bugün cuma şapşal ders falan yok" dedi göğsüne yaslanmış birşekilde kollarımı tutarken.

ellerimle yüzümü kapattım, utanmıştım. "ahh ciddi olamassın. Çok aptal gibi hissediyorum kendimi"

Hafiften gülerken "yeni uyandığında çok şirin oluyorsun ama böyle aptal balık gibi bön bön bakıyorsun etrafa saçın başın dağınık"

"aptal balıkmı?"

"şirin şapşal bişe gibi demeye çalıştım hayatım"

" BIRŞEY GİBİ Mİ?!"

Bunu vurgulayarak söylemiştim. Aslında alınmamıştım ama onunla böyle uğraşmak, durdukyere trip atmak aşırı hoşuma gidiyordu.

Kollarımı bağlayıp arkamı döndüm lavaboya gidiyordum elimi yüzümü yıkamak için. Ben dişlerimi fırçalarken arkamdan geldi ellerini belime sarıp kafasını boynuma gömdü kokumu içine çekip boyunuma bir öpücük bıraktı.

Kafasını kaldırdı aynadan bana bakarken "özür dilerim bebeğim" dedi. Bu halleri bana çok zevk verdiği için tirp atmaya devam ettim. Yüzüne bakamadım gözlerimi musluğa dikip dişkerimi fırçalamaya devam ettim. Benden cevap gelmeyince "o zaman söyleyeyeyim busefer benim sana bir süprizim var"

dedi. 

Diş fırçam ağzımda kalmış birşekilde kafamı kaldırıp ona baktım sorgular gibi. "hiiiç açıklama bekleme güzelim akşam görürsün"

"hem sen dişlerini fırçalamayormuydun en son hala şapşal balık gibi görünüyorsun"

Dişlerimi fırçalamayı bitirdikten sonra çalışma odasının kapısını araladım. Not çıkarıyordu diye rahatsız etmek istemedim en başta ama sürprizini çok merak ediyordum. Neyapacaktı acaba yaa of.

Dayanamayıp zıplaya zıplaya yanına gittim. "aaaşkııımm"

"hayır söylemicem"

"ne, ne soracağımı nerden biliyorsun."

"hatta ben birşey sormucaktım belki hı"

"3 yıldır beraber yaşıyoruz kook sıçtığın boka kadar herşeyin biliyorum"

"tamamm orada biraz ama biraz haklısın. Ama nulur söyleee ne sürpriz yapacaksınn"

Kaşlarını kaldırdı "hı ııııı" dedi sadece

Oda benim ne kadar meraklı olduğumu bildiğinden benle böyle uğraşmaktan çok zevk alıyordu.

"of tamam ya gidiyorum ben" dedim. Ve odadan çıktım. Daha fazla üstüne gitmek istemedim yoksa sinirlenmeye başlayabilirdi.

Acaba sürprizi neydi, sahilde dilek balonumu yapacaktık yoksa uzanıp yıldızlarımı seyredecektik belkide şehirdışına tatile çıkartacaktır. Offf neden bukadar heyecanlıyım ben ya.

Şimdiden ne giyeceğimi seçmem lazımdı. Çünkü aşırı heyecanlıydım. Çabucak odamıza gidip gardrobumun önüne geçtim kıyafetlerime bir göz attım. Açıkçası aşırı bir seçeneğim yoktu ,ama beraber geçirdiğimiz her gün benim için çok önemli ve özeldi.

Keyif için yazıyorum bunu yazım hataları varsa sory. Severmisiniz sevmezmisiniz bilmiyorum ama ben severek yazıyorum umarım severek okursunuzzzz.💋💋💋

Bayyyy