Yeni Üyelik
2.
Bölüm

1.Bölüm

@karabuluteslem

30 okuma 120 yorum

Yazım ve noktalama işaretlerin de hatalarımı düzelticem, hatalarımın kusura bakmayın kızlar 💋

.

Buraya başladığınız tarihi yazar mısınız?

 

1.BÖLÜM: ÖLÜ KARANFİLLER

 

"BU KİTAP KAHRAMAN MEHMETÇİKLERİMİZE ADANMIŞTIR"

 

🔗🇹🇷🐺

 

"BU KİTAPTA GEÇEN OLAYLAR KURGU OLUP TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR"

 

"KİMSEYE SEÇMEM ŞU ÖZSÜZ TÜRKLÜGÜMÜ"

 

07.07.2024

01.44

11.07.2024

20.57

15.07.2024

*

🎵Müslüm GÜRSES-Kaç kadeh kırıldı yalan gönlümde🎵

 

"Günler değilmiş, insanmış biten"

 

🫂 

 

"Herşey hazır mı yavrum?" annemin buruk ama sevecenli sesini duyduğumda başımı ona doğru çevirdim, gidiyordum. Yıllarca yaşadığım şehirde, memleketimden, arkadaşlarımdan, ailemden içimdeki buruklarla bu şehirden gidiyodum.

 

Aslen Erzurumlu olan biz babamın tayini çıkınca İzmir'e taşınmıştık.

Aslında ben İzmirde doğdum fakat nutukumda Erzurum yazıyordu.

Ben İzmiri çok seven bir insandım yani anlayacağınız ben İzmir kadınıyım sen seversin sevmezsin beni hiç alakadar etmez ben İzmir kadınıyım.

 

İzmir, Egenin incisi İzmir...

Gözbebeği,

Rüyası,

Ve en güzeli ise sevdalısı...

 

Bizim buralarda hep böyle tanıtılırdı gelen turistlere. Bir zamanlar Ege ve İzmir diye iki genç varmış. Birbirlerini görmüşler sevmişler, fakat ailelerini onların beraber olmasını hiç istememiş. Nedeni ise çok barizmiş.

 

Ege bir doktor, avukat değil bir nailciymiş.

İzmirse bir ev hanımı değil hemşireymiş.

 

Yani anlayacağınız iki farklı dünyanın insanlarıymışlar. Ama işte o kader ki onları bir araya getirip birleşirmiş. Aileleri bu aşkı çocukca bulup çocukluk aşkı diye düşünmelerini isteyip ayırmaya çalışmış, fakat onlar bu aşk'ı böyle bir kalıba sığdıramamış ve aşklarına sahip çıkmak için bir gece ansızın kaçmışlar. Ve gizlice nikah kıymışlar, ama buda fayda etmemiş çünkü İzmir hem gençliğinden hem güzelliğinden dolayı mahalle halkı tarafından hiç duymadığı şekilde sözler duyuyor ve kırılıyormuş.

 

İzmir artık Ege'ye bu mahallede oturmak istemediğini söylediğinde Ege bir hışımla ayağa kalkmış ve İzmirden boşanmak istemiş fakat bilmediği bir şey varmış İzmir hamileymiş.

 

İzmir ailesinin yanına dönmüş, ailesi mırın kırın etsede kızlarını evine kabul etmiş, torunu olacağını duyduklarında sevinmek yerine buruk bir tebessüm kalmış yüzlerinde... Aradan günler, aylar, yıllar geçmiş İzmir ile Egenin çocukları İnci 3,5 yaşına gelmiş.

 

İzmir kızı İnciyi park'a götürmüş. Parka "Baba" diye bağıran çocuğa bakmış ama baktığı çocuğun egenin oğlu olduğunu görünce olduğu yerde kalmış.

 

İki eski sevdalı birbirine dakikalarca bakmışlar, ilk teması çeken İzmir olmuş yüzünde buruk bir tebessümle ayağa kalkmış, evinin yolunu tutmuş.

 

Rivayete göre evinin yoluna giderken kızıyla birlikte kendini uçurumdan aşağı atmış, başka bir Vilayete göre İzmir kızını eve bırakıp bir mektup yazıyor ve gidip kendini asıyor...

 

Egede İzmirin öldüğünü duyunca bu acıdan intihar etmeye çalışmış fakat becerememiş. Adam olamayan birisi intihar etmesini nasıl becerebilsin.

 

Ve Son.

 

Ve günün sonunda olan hiç birşey erkek'e olmuyor.

 

"Erkeklerden nefret ediyorum"

 

Bende iç ses bende

 

"ALYA! KIZIM SANA SESLENİYORUM" diyerek kolumu cimciklemesiyle

ağzımdan bir "Ah" nidası çıktı. Yüzümü buruşturarak kolumu ovaladım, tükürürcesine :

 

"ANNE NE YAPIYORSUN YA" diyerek cırladım, annem ayağındaki terleği eline alıp bana vurmaya başladı. Ellerimi yüzüme doğru tuttum,kendimi korumak adına...

 

"Çocuklaşmayın artık, geç kalıyoruz" diyen babamın sesiyle annem elindeki terliği ayağına giydi. Amele sümüğü gibi yapıştığım (oturduğum) koltuktan kalktım o sırada annem ile babam kabanını giymiş apartman koridorunda beni bekliyorlardı. Bende kabanımı giyip dışarıya çıktım, İzmirde yaşamamıza rağmen son 1 haftadır mıhavalar çok soğuktu. Hem zaten Diyarbakır'a gidiyorum orasında az buz burası gibiydi hatta daha soğuk olabilirdi.

 

Üzerime siyah bir kaban, boğazlı siyah bir kazak ve altıma salaş bir beyaz pantolon giymiştim.

 

Adımlarım merdivenlerden aşağı inerken ruhum hâyla o minik odamda kalmış gibi hissediyordum.

 

O odada hatırladığım tek şey köpek gibi kpss çalıştığımdı, Taban puanı 69, 87670 'Di azdı fakat önemli olan sözlü mülakattan yüksek almaktı, Taban puanı 70 olan sözlü mülakatı 89.2357 ile geçmiştim bu benim için bir başarıydı.

 

"Alya kızım iyi misin? Sabahtan beri dalıp gidiyorsun." diyip sesli bir nefes verdiğinde kendime geldim. Babamın yüzüne baktım gururlu bir ifade vardı gözlerinde. Onun aksine benim gözlerim maviydi saçlarım turuncu... Derin bir nefes verip babamın koluna girdim.

 

" Sizi çok özliycem "diyerek bu sefer ikimizde derin bir nefes verdik saçıma minik bir buse kondurdu, abim kapının önünde bizi bekliyordu. Yanında nişanlısı Helin vardı .

 

Arka kapıya ulaştığımda kafamı kaldırıp son kez çocukluğuma, ergenliğime doğru baktım.

 

Ben hayatımın en güzel yıllarını burada ders çalışarak geçirmiştim!

 

Ama ben başarmıştım

Okumak isteyip okuyamıyan kadınlar için başarmıştım!

 

Ve en büyük başarı zaten buydu.

 

Kapının kulpunu yavaşça çekip arabaya bindim.

 

(45 dakika sonra)

 

"Geldik" babamın bizi bilgilendirmesiyle elimdeki kitaptan başımı kaldırıp, başımı dışarıya doğru çevirdim.

 

Şaka maka ben gerçekten gidiyordum. Gözlerim yavaşça dışarıda gezindi ve tek bir şeyde durdu. Yavaşça gözlerim dolmaya başladı...

 

"Devam edecek"

Bölümü nasıl buldunuz?

 

Alya? 

 

Öncelikle ben profosyenel bir yazar değilim eğer yazım, noktalama veya mantık hatalarım varsa özür dilerim.

             

 

 

 

Loading...
0%