@karadenizperisi61
|
Elinde ki makası masanın üzerin de bulunan aynanın önüne koymuştu. Derin bir nefes verip elini diğer elinin avucuna yerleştirdiğin de, yüzük parmağını dolduran alyans ve tek taş yüzüğe bakıyordu. Bugün evliliğin ilk günüydü. İstemediği bir evliliğe maruz kalmıştı Zeynep. Gözlerini kapatıp derin bir nefes verdiğin de, kendine gelerek ellerini birbirinden ayırdı ve alnına düşen toparladığı kah küllerini iki yana açarak tarak yardımı ile beraber parmak uçlarıyla kah küllerini tarıyordu. Ayağa kalktı ve kendine bakmak için boy aynasına çevirdi. Sabah kahvaltısına hazırdı. Üzerinde ki günlük kıyafetler sehere aitti. Kendine alışveriş yapmanın vaktinin olduğunu düşündü. Bütün eşyaları ve kıyafetleri trabzonda kalmıştı çünkü. Arkasına dönüp odasının kapısı önüne gitti. Kapıyı açtığın da, tam gideceği vakit karşısın da Mahir'i görmesiyle beraber durdu. Boğazı düğümlendi. Bakışlarını kaçırdı sonra. Aralarında ki bu soğukluk bir berdele mahkumdu çünkü . Kan dökülmesin diye sırf kendi hayallerini yıkmıştı abisi için. Onunla beraber kurduğu hayallerini. " Günaydın. " Diye sessizliği bozan adamın bakışlarına yerleştirdi gözlerini Zeynep. Başıyla onayladı Mahir'in söylediklerine. Zeynep. " Günaydın. " Dedi ve ekledi. " Biraz konuşabilir miyiz?. " " Tabi. " Diyerek içeriye girmesini kenara çekilerek sağlamıştı genç kız. Derin bir nefes verip kapıyı kapattı. Sonra bakışlarını mahire çevirerek onun karşısın da durdu. " Kahvaltıya inmeden önce seninle konuşmak istediğim bazı şeyler var. " " Dinliyorum. " Boğazını temizleyip devam etti Zeynep. " Evlenmiş olabiliriz, ama bu evlilik gerçek bir evlilik değil. Sen kız kardeşin seher için, ben de abim Çınar için evlendik. Sırf kan dökülmesin diye. " Dedi ve ekledi. " Ben okuluma devam etmek istiyorum. " " Zeynep. " Dese de sözünü kesti genç kız. " Benim tek tutunduğum şey hayallerim. Lütfen bu hayallerimi benim elimden alma. Berdel bilmem ama asla yüzüne bakmam mahir. Bunun için ben üniversite sınavına ne kadar çalıştığıma , çaba sarf ettiğime inanamazsın. " " Eroğlu soyadını taşıyorsun Zeynep. " " Ne yani senin soyadını taşımam okumama engel mi ?. " Diye sordu alayla Zeynep. " Siz nasıl insanlarsınız?. Bir genç kızın hayatını bir berdel ile karar verilip mahvediyorsunuz, sonra okuma evin de otur mu diyorsunuz?. " " Engel değil ben onun için demedim. " " Ya ne için?. " Dedi ve devam etti. " Ha şunu mu düşündün, Mahir Eroğlu'nun eşi Zeynep Eroğlu, evin de kocasının yanına oturmayıp okullar da mı geziniyor diye duyulursun. " " Tamam. " Diyen Mahire baktı Zeynep kaşları çatık şekil de. " Benim tanıdığım birisi var. Okul müdürüdür üniversite de. Onunla konuşurum trabzonda ki kaydını buraya taşırız. " " Peki. " Demişti sadece. " Ben başka bir şey için gelmiştim aslın da ama, hazır konusu açıldı söyleyeyim. Tabi sen de istersen. " Başıyla onayladı. " Dinliyorum. " Demişti aynı Mahir'in yaptığı gibi. " Bu akşam bir davet var eşler arası lise arkadaşlarımla. Seni tanımak görmek istediler. Ben de kabul ederse geliriz dedim. Sakıncası yoksa. Gerçek evlilik değil sonuçta bir yalan uydururuz artık. " " Tamam. Yani kabul. " Dediğin de peki manasın da başını sallayan Mahir'in gidişini görünce aklına takıldı. Dün düğün gecesi, hatta alışveriş yaptıkları zamanda ki o yılmaz denilen adamın kim olduğunu ve düğün gecesi söylediği sözler beynin de yankılandığın da merak etmişti. Odadan çıkacağını görünce sorduğu soruyla durdurdu onu. " Bu dün düğün gecesi gelen adam yani yılmaz, ne demek istedi?. " Bakışlarına yerleşen o kara gözleri görmüştü Zeynep. Sorması hata mıydı diye düşünmeden de edememişti. Kendisine doğru ağır adımlarla yaklaştığını gördüğün de, yutkunmadan edememişti. Mahir " Ondan uzak duracaksın Zeynep. Yaklaşmayacak sana tamam mı?. O sana yaklaşmak istese de sen ondan geri kaçacaksın. " " Neden ona karşı bu kin ve öfke?. Seher de bana aynısı..." Diyecekken durdu ve sustu. Çünkü bir pot kırıyordu ki Mahir'in bakışlarından anlamış olacaktı ki kırmıştı. Anlamamış ifadeyle baktığına şahitti. " Ne demek seher de aynısını?. Cümlenin devamını getir. " " Yok bir şey. " Dediğin de tam Mahir'in yanından ayrılacakken bileğini kavrayan parmaklar ile geri adım atarak göz göze kadar yakın kalmışlardı birbirlerine. " Cümlenin devamını getir. " Kokunu Mahirden çekti " Düğün alışverişi yaparken karşımıza çıktı birden. Seher uyarmıştı onu. Sonra düğün gecesi geleceğini de bilmiyordum. " " Niye söylemediniz bana peki?. " " Seher yalvardı. Abim bilmesin dedi. Ben de söylemedim. Ama geleceğini de bilmiyordum. " Uyarıcı net bir şekil de konuşan Mahire baktı Zeynep. " Zeynep, sana son kez uyarıyorum . O adamdan uzak duracaksın. Anladın mı beni duydun mu?. " " Duydum. " Diyerek başıyla onayladı. " Sana akşam elbisesi ayarlayacağım. Onu giymeni istiyorum. Kıyafetin yok doğru düzgün. Hatırlat sana alışveriş yaptıralım. " Buna da başıyla onayladı Zeynep. Mahir'in odasından çıkışını izlediğin de kapının kapanmasıyla yalnız kalmıştı. Mahir kahvaltıya kalmayarak Holding'e gitmişti. Önünde ki dosyalarıyla ve lansman için yapılacak olan hazırlıklarla ilgilenirken diğer yandan canını sıkan bir şey vardı. Rahat bırakmamıştı dikkati dağılsın diye. Kalemi kağıdın üzerine bırakıp ayağa kalktığın da masa arkasın da sağa sola vurmaya başlamıştı kendini. Ne yapacaktı bilmiyordu. Yılmazın buraya tesadüfen gelmediğini biliyordu sadece. İntikam için vakti kollamış sonra da adımlarını buraya atmıştı. Odanın kapısı çalmış durmuştu Mahir. Gir komutu vermeden içeriye girenin Oğuz olduğunu görmüştü. " Düğün günü ne oldu öyle?. Yılmazın geldiğini söylüyorlar doğru mu?. " " Doğru kardeşim doğru. Yılmaz geldi düğüne karşılaştık. " Dediğin de kapıyı kapatıp masanın karşısında ki sandalyeye oturan Arkadaşına bakıp karşısına oturdu Mahir. Sıkıntıyla nefes vermişti. Aynı kadını sevmişlerdi. Ama esra ise kendisini seçtiği için Yılmaz daha da kinlenmiş kötü bir hazin sonu yazmıştı. Bunun için burada olduğunu biliyordu. Sonu kendisi yazdığı halde intikam almaya gelmişti. " Şimdi ne olacak?. Esra konusun da sana çok pis takıktı bu arada. Kız seni seçti diye kinlenmişti sana. Sonu yazan o ama hala intikam almak için buraya gelmiş. " Sıkıntıyla nefes vermişti Mahir. Gerçekten de ne yapacağını bilmiyordu . " Bilmiyorum. Tek bildiğim gerçek yılmazın rahat durmayacağı. " Demişti Mahir ve söylediklerinde de haklıydı. Yılmaz rahat durmayacaktı evet. O sırada kapı çalınmıştı. ' Gir. ' komutu verdiğin de açılan kapı arasından görünen asistanıydı Mahir'in. " Mahir bey, istediğiniz elbiseyi eşinize ilettik. Başka bir şey var mı?. " Başını iki yana salladı. " Hayır yok sağ ol seray. " " Ne demek. " Diyerek odadan çıkan asistanının ardından Oğuz'un bakışlarını görmüştü. Başını sallamıştı ne oluyor dercesine Mahir. " Neler oluyor öyle Mahir bey?. Bu evlilik gerçek mi oldu ben mi yanlış algılıyorum?. " " Sen yanlış algıladın Oğuz. Bu evlilik gerçek değil. Sadece göstermelik olarak eşler arası bir yemeğe gideceğiz. " " He anladım. Öyle olsun madem sen öyle söylüyorsan. " Alttan söyleyen arkadaşına göz devirdi Mahir. Ve sonra iki arkadaş iş için konuyu değiştirmişti. Yapacakları olan yeni tasarım hakkın da konuşmaya başlamışlardı. Boy aynasında kendisine bakıyordu Zeynep. İhtişamı görülen beyaz elbise üzerine tam oturmuştu. Gidecekleri akşam daveti için hazırlanmıştı . Üzerin de uzun , saten dökülü ve açık beyaz veya krem tonlarına ait ince askılıklı , diz kapağına kadar giden bir yırtmacı ve düz yakalı olan bir elbise giymişti . Derin bir nefes verip baktı boy aynasından kendisine doğru. Bir elbise nasıl değiştirebilirdi bir kadını?. Hep bu sorular içerisin de yüzüyordu zeynep ve sorunun cevabını da almıştı. Arkasına dönüp yatağın üzerinde ki eşyalarını toplayıp küçük el çantasına yerleştirecekken telefonu çalmıştı. Ekrana baktığın da arayanın nenesinin olduğunu görmüştü. İçine bir şüphe uyandırmıştı sonra. Açtı, yutkunarak bedenine sarılan bütün gerginliğiyle yasladı kulağına. " Nene. " Diye sessizliği bozarken arkada ağıt yakan nenesinin sesini duymuştu. Nenesi değil seherdi arayan. Seher " Zeynep, Çın...çınarı vurmuşlar. " Sesi titrek ve dokunsalar ağlayacak gibi bir ses tonuna bürünmüştü. " Seher, ne diyorsun ne oldu anlamıyorum. " " Çınarı vurdular. Öldü çınar. Zeynep çınarı kaybettik. " Durdu, hiçbir şey söylemeden öylece kaldı zeynep. Seherin söylediklerine inanmak istemeyecek şekil de durdu. Telefon eli ve kulağı arasından boşluğa düşer gibi serbest bırakıp düşmüştü. Başını iki yana salladı. ' Ha...hayır.' demişti kendi kendine. Eli kalbine gitti ve dizleri daha fazla dayanamayarak üzerine oturdu. Az önce abisinin ölüm haberini almıştı. Yatağın başına tutunarak yerde çömelmiş bir şekil de eli kalbin de öylece kalıyordu . Kapı o sırada açılmıştı. " Zeynep. " Arkasından Mahir'in sesini duysa da algılamıyordu genç kız. Çünkü kulakların da Seher'in söyledikleri çınlanmaya devam ediyordu. Damarlarında akan kan geri çekilmişti. Tüm ağırlığını bedenine vererek kalktı. " Öl...ölemez, bana söz verdi ölemez. " Demişti önüne dönerken gördüğü adamla kaldı. Elini kalbinden çekti. Ona doğru yürüdü. " Senin yüzünden. " Demişti içinde ki öfkeyi dışarıya serbest bırakırken. Ellerini kaldırıp göğsüne vurdu adamın elleriyle geri itmesini sağlarken. " Abim senin yüzünden öldü!. " " Zeynep lütfen sakin ol. " Bir kez daha vurdu. " Senin yüzünden öldü abim!. " Bir kez daha " Senin yüzünden!. " Bir kez daha ve bir kez daha. Sonra durdu. Sanki ayaklarını altından vurup iten bir şey varmış gibiydi. Gözleri kararmaya başlarken kendini adamın kollarına ' Zeynep!. ' cümlesini duyduğun da kendini karanlığın kollarına teslim etmişti.
Bölüm Sonu... Bu biraz sizisizi idaidare edebilir. Biliyorum yazamadım ama araya bazı pürüzler girdiği için müsait olamadım doğru düzgün. Beş yüzlük bir okuma ile size böyle bir bölüm ile gelmek istemezdim. Ama hikaye böyle ilerlemek zorunda. Yavaş yavaş aşk konusuna diğer ilerleyen bölümler de başlayacağız. Beş yüz okunma olduk ❤. Okuyan okumayan herkese sonsuz teşekkür... 💚🌸 Altı gün sonra istanbul yolcusuyum. Üç haftalık bir tatil sürecim var. Ara ara belki bölüm yazarım birikir ama yayınlayamam. Birikmiş haliyle belki bütün atarım. Bu arada bölüm kısa oldu evet. Ama diğer bölümler daha çok uzun olacağından emin olabilirsiniz.. Görüşmek üzere... |
0% |