Yeni Üyelik
98.
Bölüm

Ayrı Masallar

@karainci

Çakıl taşı Zeliş'in çok sevdiği ancak bir o kadarda çeşitlisikli yolda yardım edecekti. Esirgeme yurdunda; hayatını öğrenirken, göstergesi çakıl taşı olacaktı ki?! Aslında birçok şeyi öğrenmeden yaşamak ister ve de yorungesini kendisi bulmak istiyordu da?! Olay örgüsü o kadar karmaşıktı ki; hırçınlıkla ayakta kalmak istiyordu, gerek duyması gerekeni yapması bir hobiye bağlıysa ki?! Netice odur sadece kendisi onu kör ve sağır ediyordu çevresine karşı!... Vay halimize deniyor mu dünyada; kişiler dışında ki, cinsiyet ayrımı yapmak istenen ancak?! Hedefin öğrenmek olduğunu söylemek; ardından belirtmek isterim ki, eğiten ve öğreten ebeveyn sonradan bilen birey babadir ki?! Anne gösterici ise; baba sonradan ogrense bile, eğitici olmuştu hayatta!... Evladımdan önce herşeyi bilmeliyim ki, ona eşine karşı güçlü olmalıyım diyordur!... Eşi olmadan; yaşayabilecek konuma gelsin istiyordu, bir bakıma?! İki koruma bulmayı istemek; ne kadar olanaksız ise, yaşama tutunmakta bazı kişiler için olanaksızdır ki? Anla betimlemesi yönü bulamayanlar için, yazıldı!... Dönüşüm isteyenler içindi aslında ki, bende istediğim hayatı yaşamak istiyorum diyenler içindi!... Tüketilen herşeye inat: Bordo bir kıyafet giyerde insan; kifayetsiz kalır ya, onun gibi birşeydir bordo!... Renksiz hayatta sade bir gerçek olduğuna inandığında; şeker tadı, ona bordo adını verdi!... Sayı saymak bu kadar zor olmamalı bir insana; tabii insan olduğunu yeni kabullenmişse ki, tılsım içindsini kaybetmisti!... Peki ya kizi; o da zelisin hikayesinde, sag olsun yazarim!... Bana hayattan asla vazgecilmemesi gerektigini gosterdi; bir umut oldugunu, her daime öyleydi durum ki?! Bir elde; 5 parmak şarkısı, ayaklara gelmez umarım diye dua ederken değilde?! Bir o kadar içiçe; yaşanılan sızlamış yaraları, bir o kadar yok saymaya çalışan ancak?! Bileti; acı ve Okyanus ile bağlamada birlestin ki, güzellikleri görmek gibi bir şey!... Binbir zorlukla bulunduğum şu ana ulaşabildi isen; ne mutlu sana dediğim anda, aklına eski zamanlardaki ben gelir!... İnci tanelerin gelir ki; okyanus hobilerinim devamı, hiçmiş gibi... Ellerine sağlık; hayatın çok renkli iniş; rio maşallah diyordu, zeliş ancak döngün sana gelişi?! Olay diyecek ardından; büyük kaide kafayı takacak diyordur hayat ki?! Mehmet eşine gözlerin benim memleketim diyerek; çakıl taşlarini o zaman yutmustu ki, trafik kazasinda?!Açıklamamı bekleseydin, hayat... Limitimi görürdüm, ona göre gardını alırdım... Yazma demiyorum hayat; sadece yollar kaderine giderken, fazla yara almayayın yeter... Anla beni, hayat... Zerrem ne kadar bilirim; onun için, elinin değmediği yere bulaşmam... Mana arama derler; yazar aradı, sonuç buldu mu bilmem ama?!... Asla bana ulaşma dememeliydim, ne şekilde olursa olsun... Anlamı bul, demem gerek... Mert olmadı, mest hiç olmadı insanlar... Belirten anlar, yaşanmışlık var galiba... Edilen kötülük çok söylenir, iyilik susarmış... Men edilen, ne varsa? Burada dedi yazar, kelimelerinde... Eğlence olmadı yaşam; hiç neden diye soracak, zamanı bulamadım... Zanlı dediler bana; deseler de takmam dünyayı, dönüp duruyor desin karakterler... Ar çatlamış diye; kızanlar vardı sana, karakterde... Onlara inat, iyiliğe sarıldı... Rest çekemez kimse, dünyaya neden diye sordu karakter? Leyla, olduğuna... İnanmadı, neden mi diye sordu karakter? Aş kendini diyorsun kendine, haklısında... Ring bu dünya; kimin gelip geçeceği belli değil, bende o yüzden pembe mezarlık dedim... Kendi anlarına; belki haklıyım, belki karakteri karıştırdım... Perşembe ettim hayatını: Hayatınızı teşekkür edin birbirinize; ışte geldim gidiyorum, ne aldım ne veriyorum derim hep... Emin misin derim, kendime... Gece ve gündüzü, ayırmadığın için... Evlat edin her anı derim, kendine... Celladın zamansa dedi yazar; herbir karakter seni görmeli dedi, cehennem mi cennetin mi karar vermek için... Eşsiz espirili yaşamda: Zamanını dondurmakta; döndürmekte senin elinde diyordur yazar, haklı olarak... Gece benim: Dönüm noktam hep kızardın ona; zamandan nefret ettiğim için, zararı sevdiğim için... Ölümü dilediğim için; gündüz olsun unutabileyim dedim, ama nerede? İşte benim düşündüğünün; tam tersi bir karakter yazmış iyiki yazmış diyorum, iyi ki okuyorum... Ölmüyorum, buradayım dedirtiyor bana... Pes mi, ettin? Asıldım kendince, aklandım... Mısraların senin için diyorsam, hakkımdır... İp cambazı oldum; nedendir bilinmez der insanlar, karakterleri... Raks ettik mi; daima der yazar, hakkı olarak ki!... Pamir karakterin; karakteri vardı, karakterim oldu bir ara... Okumaya izlemeye aşık olduğum, Pamir oyuncuda vardı... Bunu görerek hissederek yazmış; iyi ki yazmış yazarın, iyi ki tanımışım... Onu sayesinde; bambaşka biriyim, sayesinde yaşama umudun var... İyi ki var, sağ olsun... Irgat olmak için, burada değilim de... Ranzam neden yoktu benim, diyeme? Masan yoksa, ona ne... Aldığım birşey yok, desende... Nefesin ne halde der, kişiler haklı olarak... Kış yaklaşsa da, seni es geçer mi? Asla da... Ben; neden yok olanlarla başladım yazmaya, yine... Temiz hava kalmadı, neden? Aşılan, bir karış toprak kalmadı... Raks eden kişi, neden ben olamadım... İstemi nerede; asla beni bulmaz, kesin sesi... Kesilen sen olmadan, neden ah? Gölde altın bulsak, keşke... Ölümden, kurutulsam... Levha seni gösterse mi yoksa; yaşanır kılsan mi dünyayı, ah nerede? Geçim: Gidilen yollardan daha önce; kimler geçti, kim bilir ah... Erinme: yapılmak zorunda; yaşanmak zorunda, anlar ama nerede? Kızma hayata; ufkun kapalı sonuçta, zorluk bu ya imkansız mi? Evet; ah gün bu ya, aynı ışte... Unutma diye var, zaman... Yutma herşeyi, neden mi ışte... O nokta, şu değişti herşey ah... Bende dünyevi olgularla; ailemin küçük fertlerini yazdım, haberleri olur umarım bir gün... Ne demişler: Heran değişir; iyilerde kazanır denirdi nerede, kötüler... Bir büyükler gibi; kazanıyor, bir şekilde... Emek, bu ya... Raks et diye, geldin... Mesut ol, istendi... Asla ağlama, istendi... Hisset şükret denildi; hakkın var denildi, ama suratla değişti... Dünya alış gerekirse, ah nerede? Bilmen gerek değilmi; gereksiz şeylere, ödün ver ...Verdiği bilgiye göre, değerlendirme kişileri... Elde ettiğin; bir avuç yalnızlık olur, ona göre... Ressam ol; bilgilendir, gördüklerin ile... Kıstı de; kendine, ancak neden niçin diye sorma? Edilen budur, belki... Nefis bir duygu, olmamalı... Dinlen gör bak, neler olacak... İçin deme bana; seni düşürürken, kendime bakamam... Neredesin Firuze der insan; bazen kişi burada mı, bilinmez... Vesvese verme, kimseye... Erdinç mı oldun sen derler, sonra? Riske girmemesi; gereken konular, bunlar... Bırak, kendini... Artık olgulara karşı; yalnızlık senfonisi gibidir hayat, ah alçaklık bu de... Limidim ne de, ah... Nehirde yıkanan; saçlar kırklanmaz, neden mi bilmem... Izdırap verici, olduğunu bil yeter... Zanetti de, ben değilim de... Liman kimin deme, gemiler burada ya de... Islaklık, tesadüfen olur de... Garp ol yeter, yol bul... Affet dünya, bizi de... Kap sığar mı, bilinmez... Asıl ol, yeter... Pespaye ol, bil hisset yeter... Irgat ekipmanı olsun, yanında.... Aç karna, neredeyim deme? Çıkart, bileti yeter...Limanlar dolu; göller sana bana kaldı de, yeter!... Esen rüzgar gibiyim; resmi gör dedim kendime ama, hayır dikkat et yeter dedi hayat!... Ufkun geniş, yeter olsun!... Rakkas mı hayat, bilmem?! Atlat yeter dendi; gitme kal diyen, olmadı neden?! Israr kıyamet; ıskarta olduğunu unuturmuyor, kal denmedi!... Geride perişan olmam beklendi galiba, de?! Eskileri, ısıtıp ısıtıp üstüme salma dedi hayat!... Merhamet bekleme benden dedi hayat, bekleme beni kaptan dermiş gibi!...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Olmadı olmazda ama der hayat, insana!...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Lokal olarak der hayat, insana!...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Mavi ay der hayat, insana!...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Aktı gitti de insan, hayata!...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dün bugün yarın der hayat, insana!...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İrdelenmesi gerek der hayat, insana!...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Mokka de insan, hayata!. .

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

.Muhtaç kalma de insan hayata!...

 

 

 

 

 

 

Esini kaybetmisti peki ya; kizi o da zelisin hikayesinde, sag olsun yazarim bana?! Hayattan asla vazgecilmemesi gerektigini gosterdi, bir umut oldugunu her daim denildiği noktada hikaye burada ortaya çıkıyor!... Okyanusun babası; evladının bedensel sağlığı için, kızının ruhunu unutmuştu o yüzden?! Güzelim hikayesini keder ortağın yazdım ki; huzur dolu bir hayat dilemiştı tılsım, gediz için ki?! Kelimeler ruhunu rahatlatır belliki diyerek ancak; herbir ruh adımında bir kötü olay olduğunu üç yıl devrederek, anımsıyordu ki?! Bir adım atarsın da; kaldırımda düşer yerinde sayarsın ya, ışte o duyguydu gün ışığıyla merhaba denen sana ki!... Günün sensin: Bugünü güzelkestiren de ki; iyi ki karşılaştığım kişiler arasındasin, sen olmasam?! Olay örgülerin; yaz düzelt, tarih yasa!... Çözüm şey; evlat insanlık, dün yapıt ucu sen dedi Okyanus!... Herbir gerçekliğine rağmen ki; Yankı şarkıların senindir her zaman diyemeyecek, laf hiçbir şey isteme!... Ailesi çakıl tarlasında kaybetmişti yolları; vermişti onu kaybetmemek için ki, onu bulmak içinde öyle yapmışlardı!... Taki hırçınlığı ile ortaya çıkana kadar ki; ailesinin gerçekışte aşk duygusunu her yerde arıyordu, aslında olmazsa olmaz kaderi sizle seviyorum!... Gidenlerim hiç tanıyamadığın dedem; hiç ayrılmak istemediğim dayım, iyi ki düş krallığında varsınız!... Ahirette ömre uzun olsun; palyaço solo bütün hayat de, peki!... Ben virgül olmaktan; ne ara kanlı gül olmak istedim, peki bülbülün aşkı neredeydi?! Sadece asıl olan aşktır demek istedim; ancak iki nefes arasına takılıp kalmıştı ki, babası diye bildiği adam!... Babası değildi ki; neden doğdum ben, anne demek aklına gelmemişti?! Sonuçta marş marş yüreklere dediği anda; pl aşkta biri vardı ona dert olmuştu, belliki de bülbül bulacağım diye?! Leyla olur Mecnun yüce aşkını kaçırmıştım; bu arada tek anlamlandırdıgım yalnızlığındı diyerek, Kartal Aden ile o an?! Sen git kendini topla demişti ki; bu noktada ben bitiriyorum çünkü, devamı hikaye için özel kalmalı bence!... Teşekkür ediyorum yazarımıza; hem kendimle hemde Aden ile tanıştırmış olduğu için, bu benim için bir ilk idi!... Sağ olsun; var olsun bana yardım ettiği için ki, konuşacak neler varsa?! Onlar: Sana; bize, onlara yol olsun diyerek?! Bir ara incelikler yüzünden sustum; konuşmadım sadece okudum, hikayeler içinde kaybolmak istedim!... Savaşçılarını dinleyerek; onlara ses olarak içini rahatlattim ki, hikayedekilerde dertlerini en yakınlarına anlatıyorlardı... Aydınlığın her zaman seninle; merak etme deselerde kişi, bir korkunun esiri oluyor!... Yaman sevda ışte bu deseler de; dünya dönüyor sen iyi olmaya çalış, biz burada iyiyiz deselerde inan ki?! Yaman dünyada ne kadar güldünüz ki derim bende; haklıyım ki kubra abla ile böyle bir ihtiyaç duyduğum an tanıştım ve karşıma gece çıktı!... Onun sesi oldum; bir bakış açısı veriyorlar sana değil mi diyordu iç sesin, onların sesi olarak?! Senin dünyadaki yaman korkularını alıp; sana aydınlığı verip, sevdalarını iyiliklerle yanında iyilik yolunda yörüngen olacaklardır!... Senin ikazu lerin sadece günü rahat geçirmek; sesin çıkmaz susmak gerek denildiği zaman, olay örgüsü başında tef çalmaz umarım diyerek?! Şarkılarım senindir her zaman noktasında iç resim; gidenlere sesleniyor ve de savaşçıların burada diyordu bana, akasya sokmadan ki?! Merhaba aydınlığın dedesi; büyüklerin dayısı nasılsınız ve ben nasılım oradan?! Hangimiz; nasıl görülüyorum ve nasıl davranmalıyım ki, günü geçiştire bileyim ki?! Dünyanın kişileri ile iyi geçinebilirim; seyrüsefer olabilsin benim için ki, size daha yakın olabileyim ki?! Sağanak şeklinde yağan yağmur gibi; yaşam döngüsünden kaçan kişileri, sizin yardımımızla koruya bileyim ki?!Konuşmak gereksiz denilen olay örgülerini; unutamam seni diyebil deyim ki biliyorum, sizden sonra?! Güneşi daha bir zorluk ile; insanoğlunun üzerinde her an kalmakla tehtid ediyor, kendince?! Dağ gibi duramıyor nasıl olsa, insanoğlu diyordu!...

 

 

 

 

 

 

 

Neredesin sen de insan, hayata?!

 

 

 

 

 

 

Arkanda bıraktın beni der hayat, insana!...

 

 

 

 

 

 

Sıktım mı seni de insan hayata?!

 

 

 

 

 

 

İradenin sonunda de insan, hayata!...

 

 

 

 

 

 

Lokal olarak der hayat, insana!...

 

 

 

 

 

 

Doğru der hayat, insana!...

 

 

 

 

 

 

Aksi halde de insan, hayata!...

 

 

 

 

 

 

 

 

Anlık olarak der hayat, insana!...

 

 

 

 

 

 

Kıvrımlı de insan, hayata!...

 

 

 

 

 

 

İrdelenmesi de insan, hayata!...

 

 

 

 

 

 

Yoruldum artık yeter der hayat, insana!...

 

 

 

 

 

 

Orkun der hayat, insana!...

 

 

 

 

 

 

Resmi gerçek olsa de insan, hayata!...

 

 

 

 

 

 

 

 

Zinhar de insan, hayata!...

 

 

 

 

 

 

Aman diyeyim derken der hayat, insana!...

 

 

 

 

 

 

Mantıklı bir şey söyle der hayat, insana!...

 

 

 

 

 

 

Abiye resmi gösterir der hayat, insana!...

 

 

 

 

 

 

Nice dağlar yerinde dursun der hayat, insana!...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kısım şişeli olacak belli; insanlar işte bu kısmı, çok anlayacaktır ki?! Herkesin içinde aynılık vardır; bunu unutmadan, aynı şarkıları söyleyerek!... Mektupları herbir kesime ulaştırıyordu ki; şişeli şarkılar gibi, kaşıntı olarak, karmaşık olamaz bu kadar hayat ki?! Bunları bana: Deli Asil söylermiydi; Nisan'ın başlangıcı gibiydi herşey, tüm kelimeleri!... Yazarın son mektubunu; o bile yazmamış iken, ben onu ve karakterlerini unutturma diye yazıyorum ki?! Türk askerleri asla unutmamalı ki; unutama beni bir de veriyor, son mektupla birlikte ki?! Mektuplar askerler için; bir hediyedir, bildiri idir ki?! Kişiler mektuplarla; kendilerini dünyaya tanıtır idi, belli ki?! Özlemleri bile; o şekilde gösteriyorlardı ki, bende kaybettiğim değerleri?! Kaybetmişken deli asili bulmuştum: Bu yönüyle; yazarına minnet duyuyorum, şükür ki?! Yazarımıza; yazılarına, gözlerim misafir oldu ki?! Beni şuan en iyi anlayan onlar; yazarım var olsun, sağ olsun!...

 

 

 

 

 

 

 

Tüm gücünü kullan der hayat, insana!...

 

 

 

 

 

 

Aklın yerinde mi der hayat, insana!...

 

 

 

 

 

 

Kırılmaz değilsin der hayat, insana!...

 

 

 

 

 

 

 

 

Sekiz köşe der hayat, insana!...

 

 

 

 

 

 

Ebediye kavuş der hayat, insana!...

 

 

 

 

 

 

Potansiyel bul kendinde der hayat, insana!...

 

 

 

 

 

 

Eti senindir deme bana der hayat, insana!...

 

 

 

 

 

 

Tüy kadar hafif ol der hayat, insana!...

 

 

 

 

 

 

İğrenç dünya iyi ki beni kabul etmedi der insan, kendine!...

 

 

 

 

 

 

 

 

Kahrolsun hayat der insan, dünyaya!...

 

 

 

 

 

 

Oldu öldü mü der hayat, insana!...

 

 

 

 

 

 

Lüzumsuz yere der hayat, insana!...

 

 

 

 

 

 

Ur çıktı der hayat, insana!..

 

 

 

 

 

 

Nerdeyse hiç kimse olduk de insan, hayata?!

 

 

 

 

 

 

Adım atmak zor de insan, hayata!...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hani: Ben; sen, o diyerek?! Bazılarımız hayat sahnesinde: Vatani için; gururla, özgüvenle!... Önce ben yapayım: Yolu açayım; dönüşümün, başlangıcın sonu olmaz ama?! Ben yolu açayım da; ne olursa olsun diyebilen kişiler vardır ki?! Mesud uz ağlar hikayesinde; bunları demek istemişti, Cumhuriyet için ki?! Sağ olsun, var olsun!...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ufkunu genişletmek için benden vazgeçti de insan, hayata!...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Nusret oldu de hayat, insana!...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Umutsuz de insan, hayata!...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Tutulan söz de insan, hayata!...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ufak tefek şeyler de insan, hayata!...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Lal ol der hayat, insana!...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Anlat beni de insan, hayata!...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Nuh'un gemisi ile de insan, hayata!...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Lime lime olma der hayat, insana!...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ardından konuşan ol der hayat, insana!...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Rüyada kal der hayat, insana!...

 

Varlığı; yokluğu bir olan kimsedir insan. Ki; dünya dönerken, nerede ne şekilde olacağı bilinemez kişinin? Bireyin meşrebi bellidir ki! Bu yüzden; işini bilirkişi benliği, o anda Kuzeye? 'Ben tek tabanca daha güçlüyüm' diyordu. Üç ki: Derinin "onu görüş ben onun herşeyi olur da, hırsız tarafını yok ederim" dediği. Kim olur da:TEKRAR dünyanın döndüğü gibi aldığı nefesin bir değeri olduğunu; her insanın tanrıda o bir parça taşıdığını ona göstermek derdiğinde idi. Ancak Kuzey kararlıydı? Kifayetsiz olmayacağını; sadece kendine! İnsan değilim miyim ben demeye diyerek? Kıyafet aldığını, kişiliğini bulmak istediğini;hissetmedim ben demeye ki? Ağda kadar: Herbir hastalıkta güveni kararir kişinin ki; benimde yoruldum ben demek için sebebin vardı. Gömlek gibi; her gün yeni bir duygu değişimi yapıyordum! Çünkü af benim uçuşunundu. . . Hak veriyor idim! Ben neden tanrım; neden ben demek diyerek? Yolunu çizmiştim hayatının! Ki; dünya senin çevrende dönmüyor diyen, bir el çıktı. Benim kifayetsiz hayatında: Derin gibi; sevgi hiçbir zaman olmasa da? Katil: dostum arkadaşım kardeşim yok göstericin olmuştu! Meşrep; ayar veren, çok nadir kişilerden biri olmuştu. Neden meşrep diyorum bilemem? Ancak; benim kadar değişik bir kişiliğe, değişik anlamlı bir sözcük yakışırdı ki? Kelime anlamları; hiç bu kadar can yakmanışti, ki! Neden kadın ve erkeği bir mertebeye koyduktan sonra? Tekrar ilk baştan başladım, bilemem! Ancak; kendinde anlatamadığın noktalar vardı ki? hırsız hikayesinde: Bir varoluş hikayesi kendince anlatılıyor; yok olup içinde diyerek. Ki; herbir yapan hikayesinde: Yazarın bu kadar ruhu güzel iç açan olduğu için; kelimeleriyle bana ayna olduğu için teşekkür ederim. Hayatta yalnız kalmak önemliydi. İnsan olduğunu anlayabilmeyi sağlayacaktı. Siluet olarak; sessiz kalmadan sadece tek başına dil durabilecek ise? Siz sen ben olabilecekti hikayelerde. İnce çizgi; çok önemliydi, değil mi?! Meşrebi bunun için seçtim galiba; yalnızlığa kale oldu, benim için ki?! 20 yaşların başında olduğum anlarda; yine tek tabanca olursam derdim hep ki, Kuzey desem?! Bu soruyu bolca soracaklardir da; seçenekleri çok olsun!... Her insanın; ruhu bedeni bunu yok derse, yapan onlara yazan ellere teşekkür ederim ki?! Kelimeleri yaşantıları bu kadar iyi yansıttığı için ki; zaman ne gösterirse göstersin, beni ben yapan yaşantıdır diyeceğim diyorlardır ki?! 17 yaşında; hayatın nasıl mahvolduğunu, gösterebilme nin yanında bir umut ışığı arıyordur her kimse!... Sadece 14 ayrı noktada: Seni bulacağım diyerek Katil; beni ve kendini yaşama tutabilmenin yollarını bulacaktır ki?! Mart soğukları dan kurtulmak gibiydi; hayatındaki kötü yönlerden kaçmak, bir umut ışığı arıyordu katil!.... Ona el oldu ki; kimbilir kendi hayatida bir pencere olmuşumdur, onunki yazan kalem?! Bir olayın karakterlerine; ne kadar iyi yansıdığını biliyordu belli ki, ayna oldu bana!... Yani bilmeden; sağ olsun, var olsun!... Bu yazan savaşında; bana destek çıktığı için ki, kelimelerin tükendi yine?! Sonsuz mutlulukta?!

Loading...
0%