@karainci
|
Bastığın toprakta özgür ol der hayat insana; elimi tut der hayat insana, resminde bende olayım der hayat insana!... Kansız olma der hayat insana; infilak bu der hayat insana, nefes ol der hayat insana!... Nasır tut der hayat insana; aldığın der hayat insana, lal etme kendini der hayat insana!...
Çirkin bir olay de insan, hayata!...
İğrenç bir şey de insan, hayata!...
Linç yeme de insan, hayata!...
El olma bana der hayat, insana!...
Lüzumsuz deme der hayat, insana!...
İhtiyaç duyma bana der hayat, insana!...
Bir hafta önce; deprem oldu, bu Türkiye üstünde!... Sadece binbir yaşamı hatırlama mı; olay örgüsünü sarmalayıp, kendine hatırlatmamı sağladı ki?! Bende binbir yok olurum içinde; yazmaya odaklanıpta, kendini yasayisi içinde?! Neden kelimesi; bu topraklar ise, işte demek insanlıktır!...Bir bakış; bin el uzatılmış, korkularından sıyrılmak istemiş o an?! Ancak yapılamayan onca şey varken, kendisini çek diyemez ki?!Bende beni çek demedim kimseye; sadece çevremdeki yanginlari söndürmelerini istemiştim, kurtulmayı kendi imkanların ile sağlamak istemiştim ki?! İmkan ve karşılık olayını unutmuştum; umutla beklenir, bir çeşme bulmayı!? Hortumuyla ya kendini boğmayı; ya da korkularından, kör ateşkes yaparak seni korkutur sen kimsin ki?! Karıştırıyorsun ortalığı diyen kimse kalmasın, kelamın onun yanındadır!...
Sinema yarım kaldı der hayat, insana!...
Ev olmadı bana de insan, hayata!...
Vukuatlı de insan, hayata!...
Bırakma beni der hayat, insana!...
Elimde değil de insan, hayata!...
Nihayet bu de insan, hayata!...
İyi kötü çirkin de insan, hayata!...
Yağmurlar sonrası: Yere düştüğünde kaldırmak dan başka; pencereye bakan her bir kişi ile söyleyip de, her kimsenin aynı olduğunu!... Hiçbir farkındalığının olmadığının; uçurtma avcısı gibi hissediyorum kendimi ki, birçok kişinin benim ki gibi?! Zayıf ve güçlü yönleri olabilir; dünya yörüngesinde hayatın içinde kendine yer bulmaya çalışan kişilerin, hikayelerini oluyorum!... Uçurum bana dediğini yapmaya çalışır başı hayata karışmaya böylelikle deneyim dedim ki önce Kubra hanımı: sonra Deniz hanımı okumaya; onların ruhlarının sunduğu kalemlerini ve de karakterlerini oluyorum ki, deniz hanımın asker karakteride var!... Kahraman yapıtına yardımcı oldu: Şu an haberi yoktur ki; sadece iki kişiyle bitmiyor, bu uçurtma avcısının ki?!
Sonsuza dek de insan, hayata!...
Ev olamadı de insan, hayata!...
Volkan gibi patladı de, insan hayata!...
Duyan olmadı de insan, hayata!...
İmdata gelmedi de insan, hayata!...
Muhdet tanımadığı için der hayat, insana!...
Susuz kaldım de insan, hayata!...
Eyüp oldum de insan, hayata!...
Nü de insan, hayata!...
İyi niyet elçisi de insan, hayata!...
Hayat o kadar mükemmelliğe; nasıl ulaştı diye soranlar, öncelikle kendi yaşantısına bakmalı?! Şu ana gelene kadar bata çıka da; yılmadan yıkılmadan o andan, bu an da kaldı ki?! Zehra ise: Desenli hayatında bir leke ile yapıyordu; bu aşk bendeki diyerek, güneşe şükrediyordu!... Lekesi yanında olduğu için ki; onun yaptığı yanlışları bile isteye, su altına atıyordu!... Lekesi işte; benim dediğim buydu, erkeğin zulmü ve de güçlerini kadının üstünde göstermek yerine?! Kadına da destek olabilecek; dik durmasını sağlayabilecek, ata eşlik olmayacak bir şeyler olmalı!... Kadın, erkek olarak ki; Zehra da lekesinin bunları yapabileceğine inandı, bir an bekledi!... Her şeyin düzeleceğine inandı; oyalı gibi olan eski hayatını, lekesinden öncesine dönebilmek için?! Dayanağı arap avukatı idi: Hayatın hak ve suç ikilisi; Zehraza ar bence denmiyordu, dönen dünyada?! En iyi şekilde pişmaza göstermişti bunu ki; siz hayatını değiştiriyorsunuz, bende sizi yazılarına da aktarabilirim umarım demişti!... Ama olaylar örgü şeklini alıp; ben buradayım diyebilecek, zamanı geldiğinde?! Seninkinin yanında olacağını bilmiyordu; olanlar ona fazla geldiğinde, dertlerini aktaracağı biri oluyordu!... Dayanağın; ne olduğunu öğreniyordu, yavaş yavaş!...
Korkma der hayat, insana!...
Ölüm yanı başında der hayat, insana!...
Ruhun benimdir der hayat, insana!...
Folluk de insan, hayata!...
Ezeli düşmanım de insan, hayata!...
Zerk eder de insan, hayata!...
Diyar Diyar gezdirir de insan, hayata!...
Ehliyemez de insan, hayata!...
Bir avuç insan gibi, hayatı tek başına düzenlemeye çalışan bireyler vardır bu hayatta!... Zorlukları görmezden gelir; kendi imkansızlıklarını kendileri yaratmak isterler de, kıyma bu aciz canına diyerek bir ses bir feryat duyulabilir!... Bir anda; kıyaslanmayan bir bölge kalır, her daim!... Duygu yoğunluğunda karşılı daglar idi; görmez gözü, önce içini yakar yıkar?! Sonra önüne çıkan ilk şeyden ki; bir yanım anlayanı yaz duyup diyor,
Gitmesene de insan, hayata!...
Ümitsiz kalma der hayat, insana!...
Limitsiz yaşa der dünya, insana!...
Umdu de insan, hayata!..
Merak ettim de insan, hayata!...
|
0% |