Yeni Üyelik
18.
Bölüm

Mıknatıs

@karainci

hangi yöne gideceksin... Ancak unutma; bu hayatını etkiler diyen yoktu, hülyanın hayatında... Eninde sonunda: Sonu vardı her olgunun; olumlu olumsuz diye düşünüyordu haklıydı, galiba... Hıyanet içinde olan; şeytan kişilerin içindeydi, görmüyordu ancak... Hayat: Bunu vücudunu kullanabilirsin diyerek gösteriyordu; ya kendi için yada mutluluğu için, bunu sorun etmiyordu... Vicdan; benim kendine yaptığım kötülük, zararsız diyordu... Ektiğini biç diye biri bilmiyordu, karşısına... Tahammül sınırı yüksekti o yüzden; bu açıdan hülyayı tekrar yazdım, umarım ruhu bedeni kadar rahat ediyordur... Kişilerin bedeniyle yaşadıkları; benim okuduklarım, kimseyi ilgilendirmez... Karakterlerin ruhları için, okuyorum... Yazarın ruhunu; ödünç verir misin, azcık sana konuk olacağım da... Cennet ayaklarımın altında: Bu hayatta; olgular ceyran yapmasa, cendere de kalmasam iyidir... En iyisi; ne biliyor musun, yeni bir yüzle tanışmak... Eski buruk kötü: Ne varsa ötelemek ya da unutmayı, seçmek... Merdivenleri çıkarken; insanlığı unutmayıp, hey insanlık yaş getirsen de... Buradayım; karambol edemezsin, beni diyebilmek... Rüzgar; nereye, götürürse götürsün... Evini bulmak, şahanedir... Uzun yıllar; beni ben yapan ne varsa, yuvam da olunca iyidir... İyi ki tanımışım seni; sizi var olun, sağ olun... Ektedir yaşamın derler ya; film şeridi gibi olur ya arada, karavan yaşamı istersin de... Merakla arayışa çıkarsın, yaşasın dersin ya... Rus alaskasi; seni kesmez zaten abd ye aittir, artık... Riskli bir hal alırsa; durumlar dostun var yanında, deli dolusunuz... İyi ki tanıdım sizi; maşallah, dostlugumuza nazar değmesin amin... Allah'ım sizi; kötülüklerden, kemgözlerden korusun... Leyla olmam ancak; yaşamayı becerebilen insan, olabilirim... Eylemde bulunmam; senin onun gibi, pasif dururum hayata karşı... Yıkanmış benliğim; sana bana ona, fazla mı? Aldığın kalbim ah etmedi; sana gitme, kalbin bende kalmasın... Lütfen sis perdesinde kal, ama şu ana odaklan... Leylakların içinde; sana bana esintilerle, gelme lütfen... Yaşam senettır derler: Haklı olabilirler; insanlığı anlamak için, dünyada yaşamayı bilmeliyiz derler... Atlas okyanusunda kaybolsan; bu kadar canın yanmazdı, galiba... Temiz yürek için; kötülüklere karşı neler yaşanırsa, mantıklı bir çözüm bulmalısın... Islak bir vücut; ıslak bir akıldan, daha iyidir... Rengarenk gökkuşağı gibi, kalemleri iyi ki tanımışım... Sadece Cetin ve Hülya değil; onlarla tanıdım ama, aaa devamı gelir... Mektubun, ucu yarım kalsın... Reenkarnasyona inandım bir kere, devam edebilirim sandım... Üstünde yerin var derler ya, aynen öyle... Zerrene muhtacın, bunu bil yeter... Gitmemek, isterdim... Ancak senin için; ruhun satarsa da, bedenin bitti diyor... Bende ne yapacağımı, şaşırdım... Aslı neydi diye sorma, cevap bende de yok... Renkleri; sana vermek isterdim derdim, ama dedi Rüzgar... Yazarın sağ olsun, var olsun yazmaya devam etsin... Şike var hakim bey de; herşeyde, senin üstüne gelmesinler... Eksikleri, tamamlarsın... Vicdan rahatlığı, yaparsın... Vefa borcu olmaz, hiçbir zaman... Limanda yağmur damlasını; sayarken, sen ben mücahit takılıriz... İyi ki tanıdım seni; bir kardeş, dost daha kazandım... Sağ ol var ol, ömrümüz birlikte geçsin... Hiçbir kuvvet ayıramaz denildiği noktada; ben titanik,

 

 

Ara ara insanların; gözünde yanlış bir konuma geldiğinin, farkında olmaz... Minik bir nedendir, bilinmez... Kendiyle birlikte; diğer kişileri, çarpışan araba yerine sokar... Yağmur yağsa da; farkında olmaz, ıslattığı kişiler... Açık ara; önde yaraladığı kişiler, pek koymaz ona ya da heybesine! Sahi benim heyben de; neler var, kim bilir ancak? En çok zararı; kendine verdiğine inanır, insanoğlu... Bu sayede: Benliği ortaya çıkar; zaten geniş zamanların yok diye, kendinden kaçmıştım... Aynı karakterin yaptığı gibi, de... Bir söz bir eylem yapacak; paranoma yoktu, bende... En azından; o çevre edinmişti kendine, ailesinden başka... Ben ise; çöpsüz uzundum, sahi? Ben sanal aile oluştururken, o gerçek ailesini buldu... Nilüfer gösterge veya hüma değilse bile: Vay halime; gerçeklikten kaçamadım ve de kişiler, bana neler yaptı diyecek! Yürekliğini bulduğu için; yazarına bu karakterler için, teşekkürler... Gerçekten; sonun başlangıcı Birde isterdi, bir kez daha... Bana var olsun; bir ihtimal daha var diyerek, sadece... Kendim için değil; diğer kişilere verdiğim zararları, göstermem diyemez kişi... Diyebilirim ki: Olgular çift taraflı olur; o yüzden bu seriye, acem kızı diyeceğim! Ne gelirse başına; yüklenebilecek o yüzden, kimse olmadı senin gibi diyerek... Ben 3 aydır aile kavramıyla uğraşıyorum; parçalanmış evlatlık verilmiş veya karıştırılmış kişilerle, bu sayede tanıştım... Senle yazarın hikayende; bu senin kaçışın dedi, bana yol gösterdi, sağ ol var ol... Geceler heybedir ya! Kişilere karşıya; saygım bitti mi, bilmem de? Onların; bana sevgisi bittiğinde, acem kızı olup... Aileye sarıp; onlardaki kendimi, unutmak istediğim doğrudur... Alıştım susmaya; sonuçta sınavlarda, kalan bir ruhum... Onlar beni bıraksa: Ne olur dedim; nutku tutulsun bırak diyemedi, kendine... Umut aç demek için; nice inceliğinde, ipliğe çıkartma... Kendini bırak gitsin; alış yalnızlığa, şaşırma hayata... Laubali olma; atma içine, nice senelere... Güçlü dur; gitme kal, ısrar etme... Cık hayattan diyebiliriz, herkese herşeye... Bana bunu öğrettim yazarım; sağ ol, var ol... Birde; unutma beni çiçeği var, değil mi? Keşke; herkes, her varlığın değerini bilse! Ama, nerede? Hem kendinde: Hem karşıda; büyük bir yara açtığının, farkında değil! Bir tek; kaçış noktamız zaman, bizi bu hale getirdi... Dünyevi işlere; kafa yormaktan, böyle oluyor... Hatice'ye değil, neticeye bakılmalı denir! Ama, nerede? Kişi: Cocukluğun olunca; sende şaşıyorsun, herhalde... Sonra bir zaman içinde; haber alınca, bomba gibi düşmese de... Buruk bir sevinç, bırakıyor sende... Bu hayır mı, şer mi bilinmese de! İçimizdeki buruklukla, dost oluyoruz da!... Her koyun kendi bacağından asılır derler ya, ha ışte! Herkes dönüp bakmaz, karşının haline... O zamanın; şevki sefasını sürer, taki... Akşama üzüntüsü, çıkana kadar... Keşke; böyle davranmasaydım diyerek, bende? O anlarda; şeytan oyun bozan diyorum, kendine... Her an için: Bir şarkın vardır bende; dönüm noktaların, içindir... Ay geceyi bastı diyebiliriz... Ey güzel insanlar deyipte; hatamızı o anlarda, görmüyor muyuz? İnsanlar birbirinden; bu yüzden, uzaklaşmıyor mu? Hay bana geceler demeye, devam edeceğim...

 

 

Aslında ben; aklım sende kaldı demek istediğim kişilere, varlıklara çoktan kendinle tanıştırdı yazarım... Mahlası ile; ruhum sende kaldı diyerek? İnsanlığın; sana ne bundan dediği her konudan söz ederek, beni kendi hayatına kattı... Yani Beste'nin; hayatına renkli dünyasına, daha çok teşekkürler yazarım.... Bu da, sana mektubum olsun... Herhangi bir nedenle; bu ben miyim derse kişi, sarhoş benliğinin oyununa gelmiş demektir! Dünyasına ayak uydurabilir mi, bilemez ancak?! Döndüm geçmişin izlerine; karabasan olur yağar da, neye yarar denirse? Benim tınıların: Sarkılarım vardı; anılarına kapı olan, 1. Petek Dinçöz şarkısı... Haykırsam dünyaya; biraz amatör duygu, ama? Aşkın dünyevi yanıyla; onun sayesinde, tanıştım... Sahi tuğ ya, bir önceki seride... Kişiler ile hesaplaşman asıl, bununla birlikte olmalıydı... Ares turfanı olsun bunun adı, çünkü! Yalnızlık afilli olmamıştı, bu kadar... 14 bahar şarkısı vardı; 3 yıl döngüsünde, olmadan? Mevsimlere; canimşin sen diyebilecek, noktada olabilirim de? Dünya üzerinde; postmodern aşk yok olduğundan, ben!? İlahi aşk adımları için; yazılar yazmaya başladığım zaman, aslında ölürüm hasretine diyerek... Beni ardında bırakıp giden; bana şevklerı için git diyebilenler için, o haldeydim... Ama geçti; geçerken de, onların sözleri ninni gibi geldi... Daha hareket vakti dedim kendine; ne kadar yalnızlık alıp götürse de, sakince kendime! Alışmakiydin; sanki, şimdi gülümse sen diyen biri var... Söyle ona; diyeceğim hiçbir söz, bırakmadılar... Yerine sevemeyeceğin, varlıklar var... Zaten giden kişiyi sev; ama belli etme türünde, yaşam anlar sunuyor... Kalbin seninle diyerek; çat kapı, (çatı katı)! Gidip girilen noktada; son kez değil, ilk kez denilerek... Her şeyi; ilk defa yaşayacak gibi, dünyevi heyecanını yitirme insanoğlu... Kilit kapıları aç, kendine... Sahi; bir evin kalmış ise, çünkü? Antalya'nın, can damarı yanıyor... Manavgat elden gidiyor... Kim dokundu ise; sana ona git diyemem, yardım sever olalım... Kimseden çekinmeden; kimseyi üzmeden, elimizden geleni yapalım... Hiç sevmedim senin kadar diyerek; bütün varlıklara, yaralı kalplere iyi gelsin... Ellerimiz kum gibi akan zamanda; tutamazsın hiçbir ögeyi de, tutunması için yalvarırsın... Dünyevide, benimle kalsın diye! Yangın o zaman anlaşılır; feryat etsen, ne fayda... Sen kalır, kan gelir bir bakıma... De; ses gemide eden bin kişi olsa da, bir kişi duymazsa ne fayda... Dünyada unutulursak; ahirette gittiğimiz yer edebîdir, belliki... Bir gün özlersin denir ya, hani... İşte odur: Olanla biten herşey tıpkı; güneşin batışı gibi rengarenk olan, dünyevi olaylar bir anda altüst olabilir... Sağ kalır, sen kalirsin... Ah beni sevsen de; değer verip zararını yarara çevirsen, keşke diyordur varlıklar... Dünyevi olaylara, saygı duymalı... İnsanoğlu olduğunu bilmeli; yüksek yüksek tepelere varabilmek imkansız değil, yalnızlığın çaresi olmasın... Yanılma değil, bu yanma... Lütfen zülufe dokunmasınlar; insan doğaya, birbirine zarar vermesin... Dost kervanı dediğimiz şey; gece de, uymuyor... Gece her kötülüğün; üstesinin kapandığı yerdi, ama? Zarar ona; ateş oldu, kervanları yaktı... Neden bilinmez, ama?! Cal bak; nefesinde, mahsul mahal olarak kalabilir mi acaba !..Sinem geniştir benim; düşmanında girer, onsuz olmaz demez yani?! Gönül nüfus eder ruhuna: Her kişi umut eder; bir yan mutlu olmayı nihayete erer, zaman istedikleri olduğu an başı sonu ne dersen hikayenin?! Sen oku; anla derim, ailemi açıklamak zorunda kalmamalıyım der birey bazen?! Şimdi şekil şart aramamaki; limanda öyle bir geçer zamanki, gerçekliğini anlamazsın atlamak istersin o anları?! Niye ne için sorgulamazsın bile gidişleri; sen yaparsan ışığın kaybolur unutulur ancak, çıkışlar kapalı der misin kişilere bilmem?! Ay bir tane desek de; yıllarımız birlikte geçer mi, ılgaz dağına çıkalım bizi kimse bulmasın!... Niyet diyerek; senden ayrılamam ben, veda değil bu densede?! Elin kolun bağlı olmamalı; gitme deme bana üstünlük değil, bu küskünlük olmasın!... Nereye değil, esti geçti diyelim!...

 

 

İkili, bir yaşamdayiz sanki... Kaşı gözü, sen olsun diyordum... İnsanlığı unutan... Aile kavramıyla! Masa altı edilen, olgular... Buldu kahramanımız... İnci gibi kalp için, bir uğraş olmadan... Zincirlere vurulmadan, kaçmanın yolu... Vicdan özgürlüğü ile silinmeyen hatıraları sildirmek gerek... Fettah can gibi; her acıklı hem gerçekçi, güldürücu olmak gerek... Elinde olanla değil, dahasına çabalamak... Ah etmeden, kurtulmak... Belli etmeden, yardım etmek... İncelik, öğretmek gerek... Lemanları vermek; yetiştirmek değil, eğitmek (dikmek) Eninde sonunda; emin olmak değil, doğru yolu bulmak... Ritmik hareketlerle; hayatın anından, kaçmak... İnceldiği yerden kopsun demem, hiçbir zaman... Misli ile ödetme, ödemeye de inanam... İşte hayat gibi; hikayede, ya doğru ya da yanlış! Ama var dedirtti; sağ olsun, yazarı var olsun.... Dipteyın sondayın depresyondayım; da ankara sokakları beni gizliyor diyerek.... (Memleketim konulu; bir çok şarkı dinlemiştim, Serkan beyi o zaman keşfetmiştim)En mükemmeli de; gördüm en aşağıyıda, enler bana aile verdi desin kahraman... Nispet değil niyet; geçmişin hayaletlerinden, kurtulur umarım... İncelik ile akıl kalp birlikteliğini iyi kurar umarım... Zemin sallansada: Deniz her daim dik benim aksine olmaya da devam etsin; sağ olsun yazarı, iyi ki tanımışım onu... Akıl ve kalp arasındaki farkı...(Kalp ile beyin arasındaki ayrımı, yıllar önce yapmaya çalıştım) Renginin; beyaz mı gri mi olduğuna, ben karar veririm... İnceldiği yerden; kopsun demem, kalınlaşır duygularım... Sayın arkadaşım demek istediğim; herkesin iki yüzü varsa diye, korkarım ancak? Cümbür cemaat gelmeyin, üstüme... Ufka bakmama, zaman tanıyın... Mutlu dört duvar bulayın, kendine... Hür özgür olayım bari, kelimelerde... Umut kalesi benimle olsun, daima... Resimde sadece; kendimi çizeyim, dik bir şekilde... İmrene imrene: Ne olacak sanki; kimse bizi itmeyecek, kimse bizi indirendyecek... Yetilerin kendinindir diyecek, kimse karışmayacak... Elini eteğini çekecek, üzmeyecek... Tiyatro değil yaşam hayatın içinde; türkiyede kadın olmak yazarım, 8 martı senin kelimelerinle yaptım umarım beğenirsin... Kopsun artık bizden demeyeceğim için, hop hop gelsin o zaman dedi... İşığını kaybetmemek için, çalıştı... Zaman hızla ilerlerken; kimse ayrılmasın, benden diye... İsınmak iste ya da isteme tekrar yazıldı; yaşanmaz umarım diye hikayesi yazıldı, yazarın umarım beğenir sağ olsun var olsun...

 

 

Özlük; senin mi, benim mi bilemem!... Zamanın dolana kadar, iyi yaşayacağım... Ün ne ki, kişiliğin ne olsun... Memnun mu bu andan, kim çıkıp diyebilir? Seç sevgiyi, seçim senin sonuçta... Ez; es savur kötülükleri, iyiliği bul istediler... Zemin senin: İster zanlı olursun; ister zeybek oynarsın zindana çevirdiğin, zihninde... Eklemek; çıkartmak istediğin, duygular varsa... Ruhun senin: Dünya bile ters dönse; hayatın 1 0 önde olsa da, seni ezip geçemeyecek... Renkler kişilerle; senin zamanını güzelleştirecektir, sağ olsun var olsun... Sezer arkadaşım; dostum iyi ki bir dönemde hayatındaymışsın, iyikimsin... Aldığım ne varki, verebileyim geriye... Limit; bu şu o desek, küçümseriz yaşamı... Pazar: Bu mu; ne var ki, ne olsun denemek gerek... Aklın yolu bir denildiği; yer mi, asla... Yenilgi olmamalı; yaşamaya de, bakalım herşeyi... Hazin son olmayacak, benim yaşamın de bana... Asla asla deme, diyeme içindir herşey... Zinde kal diye, değildir... İnceldiği yer, neredeydi? Nefes, almak mı gerekirdi... Geçim, geçtim... Rahatım! Artık gece, dost dost yaşarız dersen? Etme bulma dünyası; birgün beni ardından bıçaklana diye mi, herşey... Can nerede olur, diye mi sorulsa? Eminim elin, bana uzanır mı! Birtek o mu, dersen... İpten al, kendini... İt kurtul, gerçeklikle... Ten kurtulur, bir şekilde... Ten uyumu olmadan, insanlığı tanıyamazsın... Rüzgar gelir ya, sana yenilik getirsin... Üstün zeka; senin mi, benim mi bilemedim... Yaşantı; kimin, neyin bilemedim... Aklan bir şekilde, günden her şekilde... Fırtına öncesi; sessizlik dermiş, gibi... Ardın bir şekilde, sağlam işte... Ressam değil olmada; kusursuzluga kusur ekleme, kirletme onu... Kasten; seni beni yok eder, hayat zamanı... Veda; varlığını, etkilemesin... Ağlak, bir beden çekilmez... Ring bu; hayat sonuçta, değilmi anı yaşat... Sayemde: Günü bitirdin demek; sadece, bir varlığa özgü... Sen benim üstümde; üstünlük taslayamazsın demek ister, kişi haklıda... Aslı nedir ki, özü ne olsun... Den sonra denir; geleceği gözler, peki geçmişin der kişi... Uyut umut ver; ama anı umuttur, olmaz öyle... Nefret hayatında idi, peki geleceğin der karakter... İşte kül kedisini: Bu şekilde okudum ve devam ediyorum; değişen neler olacak, bilinir mi? Sade temiz olabilen yok; oldu bitti herşey, karışamazsın... Asya; Afrika minimum dermiş gibi, insanlık herkeste aynı... Dem vurur, geçer yarına... Esnek ol; es geç rüzgar gibi dedi, haklıydı... Memnun etmek; millilerden mi geçer, belki... İşte burada: Arkadaşlarını; geçmişini hatırlamak istedim, üzüntülerin ne kadar yersiz olduğunu... Ne çok üstünde durduğum şeylerin; gerçekliği sakladığını gördüm, iyi ki tanımışım onları... Sayelerinde oldu bunlar; gerçeklikten kaçmasaydım, dik durur muydun şu an belki?! Güneş, o zamanda esiyordu... Ülkü o anda vardı, ama gizliyordu... Lezzet gizlenmişti belki, limitlerde... Güz; ağır aynen geçmişte neyse, gelecekte de öyle... Üstün değildin ama ezikte; nedense kendine, öyle davrandın... Zelda olsa; tekrar nerede, özünü değiştirebilir misin? Ehlen gönlünü, hakkın.. Lüks seni yüceltsın; kendini unutma, çalış çabala... İnsan insan diye; bu güne alıştırsaydım kendini, ama nerede... Fark var rüya bitti gül güzeli: Çocukluğumun şarkısı; ah çocukluk geçmişti belki, ama genç desem? Yaslandığın der zaman; haklı o yüzden demiyorum, yerin kulağı var sonuçta...

Loading...
0%