Yeni Üyelik
29.
Bölüm

Al Yorgun Kalbimi

@karainci

 

Yaşamın tek bir yanı yoktur; insan yasını unutmak için nefes alır ki, biri bana gelse dediğimiz ne varsa?! Öksüz yanlar canlanır kişide ki; o yanların bir kısmını erkekler daha iyi yansıtır diye, Ali kişileri vay haline yi daha iyi yansıtır ki?! 15 liler ağıt gibi bir hikaye okudum; orada bir kız vardı her şeyi vardı ancak, bir arayış içindeydi ki?! İkinci bir yuvası ortaya çıktı; nilüfer çiçeğinin adı lila idi aslında sadece, kalpten kalbe doğru bir yol bulabilecek mi lila ki?! Kişilere kendini anlatmak haline döneceğim derken; vay dendi benim anlatmak istediğinin tam tersi oldu ki, bende o yüzden buraya konuk olarak aldım lilayı!... Yazarının haberi yok ama; bence beğenir ki, ben öyle umuyorum!... Sen ki: Herşeye göğüs gerdin başına ne gelirse gelsin; altından kalkıp başarıyla onu yenersin, dünya sekiz köşeli değil!... Seni hapis edip kaçmaya çalıştıkça; köşelerine çarpıp yaralama olacağı ki, duy dünyaya ne zararlar verdiğini?! Üzüm üzüm üzdüğünü onu niye diye sormadan; hayatımla takvim işbirliği yaptı verir yaşadım da, nasıl diyemezsin bile!... Atının öğrenmesine bütün iyilikleri diye sormaz; dinlenmeme izin vermez aldım verdim ben seni yendim der, niyetim ne olsa belirsiz bir ortamda saklanacak bir yer arıyoruz?! İpin ucunda kişileriz rüzgarda uçmak istemiyoruz; inceliğimiz iyiliğiniz olsun yeter diyoruz, diyet diye nefsimiz öder inşallah bütün kötülükleri!... Mühür gözlüm; ince ipten geçmemiz kolaylaşır o zamanki, sen ben o yok bu işte dize dize herkesi çağıracaklar zamanın içinde ki?! Eninde sonunda diye ölüm korkusunu aklanıyorum işte; ne diye bize yükleniyorlar dersek, unutulmuş olayları sen ben o hatırlatır ancak?! Ruh bütünlüğü; insani yanı hatırlatmak zorunda, eninde sonunda bir yok bulunur!... Ritmin ayarlanır; doğmak mı ölmek mi sorulacak, olduğuyla olan ile zinciri biz kuralım!... Gülen bir yüz biz bulalım; git demeyecek, duy beni!... Unutma yaşamayı: Dinle bak halini; beni burçak tarlasına götür diyordu ki, eminim kimse şu dönemde gidemez dersin?! Rıhtım orasını dünyada her yer senin de; yıkma yap yaşat de anlat geçenlere, rahatla de dert tasa kalmasın de!... Eğri kişileri doğrult de, gitme kal bermuda kurtar kendini!... İğne gibi ince fikirle işine bak; ritmik hareketlerle hayatından kaç menfaat bekleme, en ince ayrıntı sende kalsın!... Niyet et: Cihan sana ağrır gelmesin; inilecek yerde yürümeye devam et, başlangıç bu olsun!... Yok bul; tekrar ister yememe, git ister hareket etme ama?! Günü bitirebilecek nefesin yanında olsun; aynı müzik kutusunun o naif sesi kulaklarına dolarak, seni dosdoğru hale getirsin!... Kötülükler karşısında ezilme eğilme ki; benim sırt dışılığın varda ne oluyor, gerçekler kişiliklidir yönü çevrilir sadece?! O sen söyle hayat demeden gelmeyip; sen ona aşıksın diyemezsin hiçbir olayda ki, her şeye göğüs ger diyemez olanla biten ki?! Hazırlar herşeye karşı; ona diyemezsin aşk kelimesini de ki, ben hiçbir zaman vazgeçti kelimesini kullanmak istemediğim için?! Başlangıç kelimesi kadar son kelimesini de; değer kullanırdım ki seninle o anda tanışmadım ancak, iyi ki şu an tanıştım da?! Üzüm; üzüme baka baka kararırmış, neseyi seninle tattım!...

 

 

 

Sen misin; eylülde gel diyen,tirtir titrer yüreğin... De kimse, yerine sevemem diyemez de... Bir ben kalsa; iç de güzelleş diyemez, nereden mi biliyorum? Yükseklerden uçtum: Bir zamanlarda oradan çok bilgilik taslamak; siz siz olun yapmayın diye yazıldı, bir kısım yerler... Hasret bulunan ne varsa: Kaldığım yerden ses edeyim diyen; kim varsa, önce bir adım öne çıksın... Yüreklere; su serpmeyi öğrenmeli, soğuk su demiyorum... Kimse gördüğünden, geri kalmamalı... Aşkı herkese duyulan gibidir, sahi kitaplarda yalnızlığı paylaşır da... Kendini bulur musun, bir yerde? Bilinmez cendere içinde; kalıp uçurtma gibi, kendini bırakırsın ya gökyüzüne... Asla; inanıp kendini bırakmaz kişi, o yüzden... Güller açar mı, yüzünde? Bilinmez de, yerine sevemem de... İnsanlığın tek sorunu, bulunmamak olsa gerek... Yağmurun altında kalmışta, çıkamıyor gibidir.. Al Kirazım diyebileceğin, bir kişi gerek... Ona rahatlıkla, içini aça bilmelisin... Hayır yani: Üstelemek niye, rahatlıkla örselenmek için mi? Hayır yani: Hayır evet üçgeninde; senin yanmanı engelleyecek, can gerek... Misal: "Olmaz Olsun"deme, diyememen içindir.. Yaratılmak, yaradan inanışı... De canı kim verdi sana, kim yaşamana izin verdi... Öz değil, güzey üvey değilse nedir? "Tükenme" bir nedenle olmak ancak? Senin için; kimler nelerden vazgeçti, bir bak bence! " Derler ya; veda makamında bu yoktur, hak yoluna dönmek vardır... Nereden başlayacağını bilmelisin; gelişi güzel başlayıp, sonunu bitiremeyış olmasın bu... Bilmelisin" seni senden fazla seven vardır... Ya da, daha dibe çekmek isteyen kişi... "Eyvah" demek bir yana... Bir gün eyvallahını kimseye verme derler haklılar Yoksa; yüreğim yanar, yok olurum... Bu demek zorunda kalırsın... Kalıp içine sokulmak: Uslu bir kız olup; elaleme kendine güldürmemek gerek yoksa, elalem ne der değil mi? Olumsuz yanlar; bir olur seni yok etmese de, iyileştiremez.. Cünkü; ses görüntü, seni yok eder... Bir varoluş değil; yokoluş hikayesi daha, benden size hediye... Bu hayat, hediye değil mi? Sonuçta bunu bilip; herkese duyurmak gerek, ama nerede! Hasretimdin Sen Oysa; desek kim inanir? bizligi bilmiyoruz sonucta... Anlatalım güven neydi, korunmalı miydi? Ben kimdim bilinmez! Unutamadığımsın; kaç kere demeden, yaşamayı bilmeli kişi... Kim olduğunu: Cözmeden desem; söz edemem, yaşamına kişilerin... Sonrası vardır belliki; kişilerin kaderi, keder içinden çıkmalı... Gözüm İki Çeşme ; çok özledim seni diyemez kimseye, kendine bile... Kadere sorsam; kimim ben diye, yalan olur... Kimse; soyut bir öğe için, delilik olur bu... Hüzün; içinde kalsak, seni beni bizi kaldıramaz... Haykırdım Sessizce" beni anla duy diye de... Üç maymun; ol sen daima dese, ne diyebilirim? Seni bana vermezler denilen; o ince çizgide, eski virgülleri söyleyeyim... Bazen denilen noktaları, yazmıştım... Bana verilmeyen somut olguları: Keşke deneyip; istediğim anlara, gittiğim doğrudur... Masaya vur: Son olsun; bitir işini demek, istediğim öğeler gibidir... Bitiş çizgisi; istediğim noktada, sanki? Dün saat 2:25 pmde"İşte Bitti Bu İş" denilen her söz; aslından görünmeyen başlangıcın da, anlamak istenmiyorsa demek... Yolda yürüyemeyen kişi gibi: Ya pandomi yapıp; normal davranıp, beyaz sayfa aradığım zamanlar oluyordu... Ben sen; haklı çıkmak istediğimiz, zamanlar vardı... Bayıldığım çok sevip; ulaşamadığım, ne varsa? Zaman beni; herşeye sokabilir, hale getirdi...- "Dön Ne Olur" demen; benliğini unutturmaz sana, aslında... Gelmek mi; gitmek mi, bizi bela içine sürükler? Bilinmez herbir olgu; herbir atış, durumuna soktum kendimi! Bilinmez her bir şey de; diye ezbere giren noktalara, 100 kere bulaştım de... 1001 olsun isterse; birkaç beden önce oldu ve olmaya devam edecek... Yalan" denilen an!? Şeytanının aksine, sen Yaradanını hatırla! Sahi bir kişilik; 1001 zorlukla seni yücelte de bilir, alçak olduğunu sana kanıtlayabilir de... Onu bunu şunu işaret edip; öncesinden, ders çıkartmanı sağlayabilir sana... Daha sağlam bakarsın, gününe... Sonuçta; sen bir çöl çiçeğisin, tanrının gözünde... Tabiki herkes bunu unuttuğu için, günü kurtaramıyor... İnsanlığı unutuyor, bir şekilde ... Ağla Kalbim sen her seyin ustesinden gelsen bile, yine de icini dort duvarina dok..." "Gidersen Git" sen yok oldu mu sanirsin her seyin... Don bak, yine ayni cerceve! İnsanın bedeni üşür, yüreği ısınır ya..Benim de şu soğuk suyun altında üşümem lazımken, yanıyorum..Bambaşka bir yüreği var onun.. Yazılarına, yazıların okurlarına geçiyordu! Peki ya; hayatın içindeki olgular, hastalıklara dönüşürse? Per at 7:31 pm  Kırılmaz parçalar vardır hayatta Elle dokunsan bile anlayamayacak Niye bulduk birbirimizi diyecek Dövüşecek ama bir o kadar da dönüşecek İnce kalpler vuruşacak Cum at 7:53 pm O yaş dediğin benim bir ömür adayabileceğim diye ant içtiğim yaşlar idi.. Ama bende hata yapmışım seni sevdiğimi zannederek.. Ama bir heves imiş. Bitti. Bir martı oldum. ?

 

 

 

Bu; sana bana bize, bir yol göstermeli... Gösterge; bir yandan da, ama hayır! O: Bu olayı kapsamıyor; bataklıkta açmak da, yetmez gerçekliği bulmak için de! Zor geliyor; ah demek, ah diyen her kişiye? Delisin sen diyen; olursa diye, nilüfer çiçeği olup! Sigara dumanı gibi, zehirli bir hayatın olurda! Seni gerçekliğe iterse diyerek, okuyorum ben o hikayeyi... Sizde okuyun... Baba mesleği gibi oldu; bu gerçeklerle yüzleşmek, hayattan sorgu istemek... Deli, Gec acan cicek, Merhem gibi, hikayeler... Hatıra ıçinde; sigaranın dumanı gibi, hayattan intikamını almak isteyenler oldu da! Neden niçin, 5 köşe bucak arayalım sadece? Sonuçta ben; sessiz kadınım ve de içindeki hâlâyı, olan olaylara ses cikartmiyorum... Gerçeklere; neden orada duruyorsunuz demek, yerine? Alışmış şekilde, onlarla dost oldum... Sen ben bizim oğlan; bağlanabildiği her şeye, canim didim... Gerçekler, bana carpmadı... Hasret hayatı; yaşayabilmek de yapamadığın, bir gerçeklik soyutlukla kavga eder de! Haberin olmaz... Sen olmasan sen diyerküçültyatın serseri mayınlarından kaçmak için, yeni bir sayfamı gerekirdi... İşte karakter onu yaptı, bu hikayede ki... Beni bu kelimelere bağlayan; aslında ne nilüfer, ne de sigara dumanı serileri... Güçlü kadınlar; güçlü adamlar serilerin, helâl olsun yazarımıza.... O kadın diye; dışlama kimseyi, varlık olduğu için benimse... Yardım et iyiliği bulması ya da sana taşıması için ki! Bu günlerde; nerelere gitsek, ihtiyacımız var... Bazen, gerçeklerden kaçma yolumuz... Bende bu yolu, bir arkadaşımla buluşmak için kullanacağım... Bir yıl; bir yaş, daha umutla... Kamelya ve nilüfer çiçekleri dışında; dik durduğu için, hayata karşı... Teşekkürler, iyi ki hayatıma girdi... Bu kadar güçlü; yüce yürekli olduğu için, tebrikler... Yeni yaşı, kutlu olsun... Bu gün: 10 05 2021; 11 girdik ama, babamın doğum günüydü... O gece; yemin ederim ki, böyle bir mektup! Aklına yeni düştü; daha önce yok mu idi, vardı ancak? Gizli aşk bu, başka bakış açısı ile.... Çevrem ne kadar değişse de, beni bana verecek kişi... Ailem; anam, babamdı... Beni en son yazdığım, çiçekler serisinden korur... Ya da onlarla birlikte, daha güçlü olmamı sağlarlardir... Benim çınarın olduğum için, sağ ol baba cığım... Cesaret bu ya; kişiler, yakıp yıkmak istedikleri olaylar bulabilirler... Ya da olaylara; çiçekler serpecek durumda olabilir, çamların ardından? Anka: Hiçte iyi bir yoldan çıkmamış gösterge olacak, ebeveyn olamayacağı için, her kişi er kişi değildir ya anka! Bu yüzden; binlerce kez yandı, of demedi... Demez de, inşallah! Ben olayların; iç yüzeyini az çok anlattım, siz okuyun... Anka Feza yı, teşekkürler yazarım... Ferah dersem; kendime yalancı olurum, der mi bilmem! Ev bulmak ister mi, kişi bilmem? Barınak olsa adı, der... Zindan; kılıç olsa, boğazlara dayansa der kişiler... Aman ha: Allah'ım; intihar, günah mi diye sorgula! Kişilerin aman der, kişiler... Opera dese; hayatında, feza anka rahatlar mi Hayat? Okuyucusu olan bende; belli olan hayat bu değil, hayal etmeye devam diyerek! Karakteri: Gerçek hayata sokma; somutla olayı olsun istedim, teşekkürler yazarın... Çıkart aklından herşeyi der, hayatımız ki? Pirleri niyaz et; hiçbir olayı büyütme, küçült... Geçenlerde; analar günüydü, kutlamadın mi dersen? Gönülden gönüle geçti de, yazıya geçmedi... Cünkü;1000 ana yok oldu dünyadan, belliki de!... Hem savaş; atışma varken, ben! Mutlu olsam, ne yazar? Gerçekler; pembe yalanlar gibi, olsa ne yazar! Daha kötüsü varken, pir alnı kimde vardır ki?

 

 

 

Asya gibi dik; limanda kimseyi bekleme zorunluluğu olmadan, temin edilme noktası gibi düşünülmemeli!... Israr edenlere karşı; çaba ve özgüven ile bitiş noktasında dek, ne kavgam bitti ne sevdan dersen de?! Yaşamda güçlü durduğun içindir de iste; kendini bil yeter asla pes etme, gitme herşeye inat çabala dedin bana?! Teşekkürler ne diyordun; yar demeden önce, neden niçin ile tamir etmek gerekir mi?!

 

 

 

Ayaktayım dedim; belki doğru, belki yanlış... Ama; benim için öyle, evin neresi bilmelisin... Batın mı zahir mi, ancak anlarsın... Anlatamam görmen gerek dedim... Birde bulunmak için, uğraştığım doğru... Hayatına zamanına; çamur attım, o yüzden... De Mevlevi kurtuluşa sığındum, hakkım diyerek... Günahtır; ceza gerekir, bilmem de... Yaşıyorum halen, onu bilirim... İnsani yana sığınmayı; sonradan öğrendim, nasıl olduğunu bilmem? De kişilik; kimlik kazandı, benliği oldu ruhunun.... Amaç; ruhun çıplaklığını kapatmak, oldu bir anda... Neden buldum, bulundum... 66700 içinde; debelensemde, hayırlisı demeyi öğrendim... Eski yaşantını unut diyenler, iyi olsa bari... Belirsizlik; bulunmayı getirse, ben bu yolu yürüsün dersin... Raks eden hayatında, bir öğe olabilir misin denildi? Asla ses etmem, benden ötürü... Riske atmam yaşamı; bunları bana öğreten, yazara teşekkürler... İyi ki yazmış, iyi ki tanıtım onu... Eskitme bir olgu, beni buldu... Zamanın oyuncağı oldun dedi, bana... Gideri yok, bu hayatının dedi... İnsanlığı hatırlamamı istedi... Pek yakında bulacaktım, halbuki... Operasyon gibi: Yaşamaktansa diyerek; yazmaya, araştırmaya verdim kendimi... Linç kültüründen kurtarmak için, asıl olanı yazmaya çalıştım... Asil benliği bulmaya, bende kararlıyım... Tarumar edemez kimse; beni, seni bizi de... Demeye devam et ki, yaşam herşeye rağmen devam edebilsin... İşte yazan yürek, bunları bana geçirdi... Kişiliğinden bir parça bana verdi, teşekkür ederim... Sağ olsun, var olsun... İyiki tanımışım... Issız bir yerdeyim, kendimi bulmalıyın... Zifiri karanlığı, aydınlatmalıyım.. Islak ruhu kurutmaliyim ki kimse rahatsız olmasın... İşte yazar bunu yaptı; bende farklı yorumlar yapsam da, olan buydu... Var olsun, sağ olsun... Kimliksiz benliği; seni, beni bizi korur da yasayabiliriz... Tamamen kaybolmuş benliğin ile olgu öğe bütünlüğüne erişemezsin... Nedenini sorgulama, lüzum görmem mi gerek... Senli hayata, asla de... İyiki bırakmışsın... Gideri olsun olmasın, sorgulama olanı... Şu ana getirdin ya, beni teşekkür ederim de... Aşığım herbir olguya dedim sayende, sağ ol var ol de... İyi ki tanımışım, yazarını... Nasır tutan ellerin yok, ama? Ayaklarım var, birşey becerse bari... Asla ailemi beni tanıyıp, sevenleri güldüren olamadım... Hep gucendirdin değdi mi, asla! Ancak, zamanın kendine zindan oldu... O zemini ben hazırladım... Islak odunla öldürüldüm deseydim, daha iyi olur muydun? Mevsim; kar kış, yazın yok... Nedendir bilinmez, bir sebep aramaya gerek yoktur... Aslında değersizliğin için, ki... Lal beni, kendine geçti... Sonuçta yorungesini, kaybetmiş(anne)... Göstergesi(babası): Onun sesini almıştı; (Bende; kendine engelinden dolayı, kızgındım... Fazla mutlu olmaz; kendine, iç ses oluşturmuştum) Dış güzelliğine, fiziksel şiddetle el koyuyordu( Bende; dış güzelliği sevmezdim, halen de öyle ama) Bir baba; böyle yapar mıydı, bilinmez ancak? Hayat çok acımasız... Bazı şahıslarda: Kişilik olmuyor, Canavar olabiliyorlar, Bence ki... Ebeveynler; her zaman, bir kişiliği yetistiren olamıyor... İnsanlığı kolaylıkla, unutuyorlar...Ancak lalin kurtuluş yolu vardı, bu yaşadıkları bir rüyada olabilirdi... O canavar, gerçek ailesi değildi... Sesini soluğunu alsa da, ruhu kalmıştı geriye... Bende öyle yapıyordum, kendimi maniple ediyordum... Taki lal, tekrar ...

Loading...
0%