Yeni Üyelik
5.
Bölüm
@karamel_makiyatou

Demir yüzünden yürüyerek gidecektik. Niye bilmiyorum. "Demir biz arabayla geldiğimiz yere niye yürüyerek gidiyoruz?" Diye sordum ona.

 

"Çünkü ben bazı naneleri yedim ve hapları yuttum. Zaten yemiş ve yutmuşken durmaya gerek yok." Dedi. Sonra durdu. Bana, yani arkasına sol çaprazına, döndü. "O p*ç sana bir şey yaptı mı? Öğle arasında..."

 

"Öptü." Dedim. "Dudağımdan..." Demir'in gözleri kocaman açıldı. Öfkelenmişti. Ama ben o anı hatırlayınca gülümsedim. Niye bilmiyorum ama hatırlayınca bi garip hissettim kendimi ve gülümsedim.

 

"Tamam. Bu konuyu daha sonra konuşacağız." Dedi. Telefonum çaldı. Bartu arıyordu.

 

"Alo?"

 

"SÖYLE O GERİ ZEKALIYA KREDİ KARTIMI GETİRSİN VE DAHA FAZLA HARCAMA YAPMASIN!"

 

"Demir mi?"

 

"Evet." Durdu derin bir nefes aldı. "Neden arabayla gelmediniz?"

 

"Demir'in kurduğu cümle şu: Çünkü ben bazı naneleri yedim ve hapları yuttum. Zaten yemiş ve yutmuşken durmaya gerek yok. Evet. Aynen bunu dedi."

 

"Ha yani kartımı aldıktan sonra yerine koymayı unuttuğunu hatırlamış. Seni uyarıyorum. Eğer senden yardım isterse sakın yardım etme. Seni odanda da uyarmıştım."

 

"Tamam." Yüzüme kapattı.

 

"Ada, ne dedi?" Dedi Demir.

 

"Sana yardım etmemem gerektiğini." Sonra Maşa gibi dudaklarını büzdü ve Sit gibi konuşmaya başladı. Ama çok tatlı ya bu.

 

"Ama ben ne yaptım!? Ölmek için daha çok gencim!" Sonra durdu. Umursamaz bir tavla büründü. Bu sefer Sit'in bir repliğini söyledi, sesini halen Sit gibi yapıyordu. "En azından hala yakışıklıyım."

 

"Değilsin." Dedim. Sinirlensin diye.

 

Ah be kardeşim, sen de burada olacaktın ya şimdi. Biz çok eğlenecektik. Olsun. Ben senin yerine de eyleneceğim. Söz.

 

"NASIL DEĞİLİM YA?!" Bağırdığı için herkes bize baktı.

 

Saçlarını karıştırdım. İki yana bir idol edasıyla ayırmıştı ve bu yüzden çok fazla bozuldu. "İşte şimdi bir şeye benzedin." Dedim.

 

Demir öfke ile soluyup olanları idrak etmeye çalışırken arkasında bize bakıp gülümseyen Oğuz'u gördüm. Abi bu çocuk çok yakışıklı ve tatlı.

 

Tekrar Demir'e döndüm. "Ada kaç!" Bu sefer idrak etme sırası bende idi ama onunkinden kısa sürdü.

 

Hızlıca koşup kaçmaya başladım.

 

*

 

Beni eve kadar durmaksızın kovaladı manyak!

 

Bahçede ilk karşılaştığımız kişiler Bartu ve Adal idi. Bitap bir halde olduğumuz için dikkat çektik. "Yardım ettin mi?" Diye sordu Bartu. Allah aşkına, sence yardım etmiş gibi bir halim mi var?

 

"Etmedi ama beni sinir etmeyi başardı. B*k etti saçlarımı." Bartu, Demir'e baktı ve sırıttı.

 

"Yakışmış." Dedi. Benimle aynı fikirde olmasını sevdim. Demir okulda olduğu gibi yine Sit oldu.

 

"Ama neden ben?" Cevap vermeden eve girdim ve odama çıktım kapıyı kapattım ve eş zamanlı olarak Demir gelip kapıyı açtı, öfkeyle içeri girdi.

 

"Sıradaki konumuz; Oğuz p*çinin seni öpmesi. Hem de dudağından. Bir de hoşuna gitmiş gibi güldün?"

 

"Çünkü hoşuma gitti." Dediğim ile gözlerim kocaman oldu. "Yok öyle bir şey! Unut o cümleyi!" Dedim. Tam bir cevap verecekti ki bir şey söyledim. Risk alıp...

 

"Buz Devri izleyelim mi?" Birden durdu. Sonra otuz iki diş gülümsedi.

 

"Benim odamda!" Sonra çıktı. Neyse, şimdilik Oğuz konusu ertelenmişti.

 

Şimdilik...

 

 

 

 

Loading...
0%