@karamelek
|
Yıllar sonra Türkiye'deydik. Burayı ne kadar özlesem de o kara günü unutamıyorum. Yanımıza 4 tane siyah takımlı adamlar geldi. "Savaş bey siz böyle geçin" diyip arabayı gösterdi. Hemen arabaya bindik. Çoğu arkadaşım hatta kardeşim Türkiyede değildi. Geleceklerdi ama vakti daha var. Ben arkada elimdeki silahı incelerken birden araba hareket etti. Normalde arka koltuğu binmem sadece bazı insanlarda binerim. İlk defa böyle bir hata yaptım güvenmediğim birinin arkasına bindim. Tek bende değil sevdiğim kadın ve kardeşlerimi de bindirdim. Camlar filmli olduğu için dışardan içeri gözükmüyordu. Arda başını cama yasladı. "Abi emin misin dönmek istediğine?" Diye sordu Çınar telefondan gözünü kaldırıldı bana baktı. Bı süre düşündüm "gerçekten dönmek istiyor muydum?" diye sanırım cevabı evetti. Arabanın içine bir göz gezdirdim "eminim abicim" Melis'in yüzünde mutluluktan çok endişe vardı. Biliyordum niye olduğunu ama bişi demedim. Elini sımsıkı tuttum başını kendime yasladım. Soytarı bize baktı güldü "olum koskoca mafya babası şerefsiz bir kıza yenildi" Melis gülerek bana baktı. Bense onun gece gibi gözlerine daldım. Gözlerimi Melis'in gözlerinden ayırmadan "hangi polis beni tutsak edebilir.." dedim ve devam ettim "bu kız beni geceyi anımsatan gözlerine esir etti" Melis'in gözlerindeki parıltıya baktım. "Ben geceden nefret ederdim ta ki bu gözleri görene kadar" o an arabanın içinde ıslıklar gülme sesleri gelmişti. Normalde asla böyle konuşmam ama konu Melis olunca elimde değil kelimeler kendi ağzımdan dökülüyor. Melis dudaklarıma yaklaşıp "öyle mi beyfendi?" Dedi kıkırdayarak kulağına yaklaştım "merak etme evde görürsün nasıl olduğunu" diyip Melis'i tekrar omzuma uzandırdım. Araba birden çıkmaz bir yola girdi. Tam silahı çektik ne olduğuna bakacaktık ki her yeri sarmışlar. Her yerde bir tane araba vardı. O an anladık ki tuzağa çekilmişiz. Koltuğun altından silahı almak için eğildim. Koltuğun altından silahları almışlar. Elimdeki silaha baktım normalde bu silahı sadece özel kişiler için kullanırım. Karşıdaki arabada kartalın oturduğunu görünce hemen Melis'in başını kaldırdım. Melis soytarıdan silahı aldı. "Bende gelim" dedi ben sinirle ona bakınca masum gözlerle bana baktı. "Lütfen sizin ölümünüzü izleyemem bende gelim" bı yanım gelsin dese de asla onu bu tehlikeye atamam Çınar ve Arda gözlerini bana dikti. Çınar "gidelim mi abi?" Diye sordu. Bende Melis'e bakıp "güzelim şimdi değil" diyip aşağı indim arkamdan soytarı, Arda ve Çınar indi. Yine karşıda dizilmişler piçler. Ama onlarda da çok eksik vardı aynı bizim gibi. Kartal aşağı indi. "Şerefsiz yine karşılaştık" dedi gülerek o an sadece içimdeki nefret kabardı o an öldürebilirdim onu. Kartal'ın gözü Çınar ve Arda ya kaydı "siz kimsiniz yeni köpeği mi?" Çınar o an hiç beklemediğimiz bişi yaptı "aynen ama sağdığım ben senin gibi nankör değilim" diyip Kartal'ın karnına sıktı. Çatışma böylece başlamış oldu. Çatışmanın ortasında arabadan bir silah sesi geldi. O an benim için dünya bi saniyeliğine durdu. Herkes gibi Melis'i de kaybedemezdim. Hemen olduğum yerden çıktım arabaya giderken koluma aldığım bir kurşunla kendimi ağacın arkasına attım. "MELİS İYİ MİSİN?" diye bağırmaya başladım. Arabadan daha da ses yoktu. Soytarı bana ne kadar "sakin ol" dese de o da benim kadar merak ediyordu. Arda ölümü göze alarak arabaya doğru gitmeye başladı "abi merak etme yengeye ben bakarım" ne kadar "dur" desek de dinlemedi. Arabadan bir silah sesi daha geldi. Gözüm arabadaydı Melis ses verene kadar da kendime gelemeyecektim biliyorum. Arda arabayanın kapısına ulaştı. Kapıyı açıp içeri girdi. Ne Arda'dan Ne de Melis'den ses vardı. Yusuf'un sesini duydum "Melis öldü sıra sizde" gözüm o an kimseyi görmedi benim için sadece Yusuf vardı sanki sadece oraya odaklanıp sıkıyordum. Arda ve Melis arabadan indi. Melis'in üstü kan içindeydi. "MELİS" diye bağırdım Melis bana baktı "iyiyim ama size kötü bir haberim var birazcık içerdekileri öldürmüş olabilirim" soytarı gülerek "aslan kızım benim" diye bağırdı. Çınar bı yandan sıkıyor bı yandan da bize laf yetiştirmeye çalışıyordu. "Yenge ellerine sağlık da bize yardım eder misin?" Melis güldü "tabiki yengecim merak etme" diyip silahı belinden çıkartıp adamlara sıkmaya başladı. O an Yusuf'un sesini duyduk "Melis gerçek er yada geç çıkar merak etme" dedi ve geri çekildiler. Melis bana yaklaştı "iyi misin?" Diyip yaralı kolumu tuttu. Başındaki bandanayı çıkartıp koluma sardı. "Dikkat et sana bişi olmasını istemiyorum" gülerek dudağından tam öpecektim kendini çekti. O sırada bizi izleyen soytarı, Çınar ve Arda'yı gösterdi. Gülerek "dönün lan önünüze" dedim soytarı pis pis sırıtarak arkasını döndü. Arda bize bakıp güldü sonra o da arkasını döndü. Gözüm Çınar'a kaydı. Gözlerini dikmiş bizi izliyor. "Çınar sana bişi diyim mi?" Çınar sakin bir şekilde kıs kıs gülerek "de abim" dedi sinirle "dön hadi abim" dedim sanki hiç ona söylememişim gibi daha da bize bakıyor. "Abi öpecek misin artık" dedi dalga geçer gibi kendimi sıkarak "Çınar oğlum arkanı dönersen öpecem" Çınar kıs kıs gülmeye devam ederek "abi boşver öpme eve gidince öpersin" sonra duraksadı. "İnşallah yenge sadece öper" dedi birden kafasına bir tane vurdum gülerek "Çınar çok kaşınıyorsun biliyorsun dimi?" Çınar kafasını evet anlamında salladı "biliyorum abi" Sabır çekerek Melis'i öpmeye kalktım geri çekildi. Çınar bağırarak "öhömmm öhömmmmm" yaptı. Sinirle "ne var Çınar ne var" dedim Çınar arabayı işaret etti. "Gidelim mi artık ben acıktım" dedi hepsini gülme tuttu. Sinirle Çınar'a "zıkkım ye tamam mı?" Dedim çocuk hiç istifini bozmadan "olursa onu da yerim yeter ki yemek olsun" dedi. Bu çocuğu çok seviyorum ama tam bela "Çınarr" dedim dişimi sıkarak Çınar gülerek "abi dişini o kadar sıkma kırılır yenge de seni sevmez" Melis gülerek eliyle ağzını kapattı. O an Melis'e döndüm "sevmez misin?" Melis elini ağzından çekti gülmesi daha çok büyümüştü. "Bilemem dişsiz sevmiyorum" Melis'in boynuna yaklaştım hafifçe nefesimi hissettirdim "öyle mi?" Melis huylanıp geri çekti. "Savaş bey çekilir misiniz?" Ben daha da yakınlaşırken Soytarı "abi cesetlerin içinde mi aşk yaşıyacaksınız gelin buraya" Melis bir anlık çekti kendini ve Soytarı'nın yanına gitti "soytarı haklı" Şu kızın şu halleri beni bitiriyordu. Soytarı orda söylenmeye başladı "Soytarı ne ya" diyip duruyordu. Çınar gülerek "abi isminin hakkını veriyor musun?acaba o önemli" Soytarı sinirle Çınar'a baktı "Çınar seni buraya gömerim" Ben de gülerek "olum tamam yeterin sıkılmadınız mı atışmaktan? Arda "abi ne zaman bitti bunların atışması?" Diye sordu haklıydı da tam 5 yıldır atışmakdan duramıyorlardı. Ama ikisi de bir biri için ölürlerdi. Çınar cesetlere baktı "napacaz şimdi?" Diye sordu. O an bir sessizlik çoktu. Hepimiz o günü hatırlamıştık. Soytarı yutkunup sesinde acı ile "hatırlıyor musunuz o günü" duraksadım içimden sanki bir parça koptu. Bu zamana kadar kimsem yoktu. Onlar bana arkadaş hatta daha fazlası aile olmuşlardı. Ailem gibi onları kaybetmek acı veriyordu. Melis gözü doldu "maalesef" dedi konuşamıyordum bile kelimeler boğazıma dizildi sadece "hiç unutamadım" diye bildim koskocaman 5 yıl geçti üstünden ama acısı daha da geçmedi. "Çınar siz Arda'yla burayı toplayın" diyip ayağa kalktım ardımdan Melis ve Soytarı da kalktı. Çınar başını salladı "tabi abi" Biz çıktık eve gelmiştik sonunda kavuşmuştuk ülkemize biraz maceralı olmuştu ama olsun. Ben ilk defa birşeyden korkuyordum o da Türkiye'ye gelmekti. Aynı şeyler tekrar yaşanmasından korkuyordum. "ayyy bölüm bitti inşallah sevmişsinizdir." "en sevdiğiniz kişi kim oldu" "İnsta hesabım:@cerenbati01-@hayaliyazar24 takip ederseniz sevinirim" |
0% |