Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3.Sır

@karanligin._yildiz

Bir insan acıya ne kadar dayanabilirdi? Hayat hiçbir zaman kolay olmamıştı ki acılara dayanmak kolay olsun? Yine aynı rüyayı görüyordum. Bu sefer peşimde beni kovalayan 3 kişi vardı ve bir insan olamayacak kadar ani hareketleri vardı. Büyük karanlık bir ormanda bataklığa doğru koşuyordum. Beni oraya çeken birşey vardı , bataklığa yaklaştıkça eksik bir parçamı bulmuş gibi kalbimi büyük bir huzur kaplamaya başlamıştı. Her adımda biraz daha yaklaşıyordum o bilinmeze. Bilinmez olan neydi? Bataklık bir insan'a neden huzur verirsin ki? "İstediğin kadar kaç , düğüm peşinde. Uyan , gör her şey'i, farkına var." Diyordu beni kovalayanlardan biri. Başımı iki yana sallayıp daha hızlı koşmaya başlamıştım.

 

Ne kadar süredir koşuyordum bilmiyordum , bataklığa daha çok yaklaşmış ve ayaklarım yara bere olmuştu. Arkama baktığımda kimseyi göremedim , durup biraz soluklandıktan sonra etrafa bakmaya başladım. Etrafta uzun kuru dallı ağaçlar vardı bir ağacın üzerinde 3 akbaba yan yana sıralı bir şekilde durmuş beni izliyordu. Korkutucuydu gerçekten daha fazla dayanamıyordum çok yorulmuştum biraz daha ileri baktığımda uzun kuru dallı ağaçların daire içerisine aldığı Büyük bataklığı gördüm üzerinde 3 çiçek vardı çok güzellerdi 3'ü de farklı ama koyu renklerdeydi. 3 kişi, 3 sıralı akbaba ve 3 çiçek... 3 sayısının yaşadıklarınla ne alakası olabilirdi ki? Tesadüf müydü? Biraz daha etrafı izledikten sonra yavaşça bataklığa doğru yürüdüm , tam önünde durup eğileceğim sırada yaşlı bir kadın ağaçların arasından çıka gelmişti. "Hoşgeldin kızım. Düğüm ü çöz , seçimlerini yap. Karşına çıkacak büyük sır var." Dedi , neyden bahsediyordu bu yaşlı teyze? " Peki bu düğüm ne ? Neden çözmem gerekiyordu? Büyük sır ne?"Diye sordum sadece gülümsedi ve yavas yavaş geldiği yere doğru geri adam atarak " Kalk , uyan , farkına var ve gör gerçeği. Aç gözünü, düğümü çöz ,seçimlerini yap ve büyük sırrı bul ve çöz" Diye tekrar tekrar söyleyerek gözden kayboldu. Bu da neydi şimdi? Derin bir nefes alarak ayağa kalktım ormanın çıkışını bulmam gerekiyordu , burdan hemen çıkıp gitmem ve hiçbir şey olmamış gibi arkadaşlarımın yanına gidip huzurlu bir şekilde yaşamak istiyordum. Hava kararmıştı, orman zaten karanlıktı birde hava kararınca daha da karanlık olmuştu. Yolumu aydınlatan bir Ay vardı birde pusula olarak kullandığım o parlak yıldız. Yıldızın olduğu tarafa doğru yürümeye başlamıştım.

 

Ormanın içinde baya ilerlemiştim ve bu yorulmama sebep olmuştu hâlâ rüyanın içindeydim ama değildi sanrı gibiydi. Durup biraz dinlenmek için bir kayanın üzerine oturmuştum. Gökyüzünde ki Ay'ı izleyerek derin derin soluklanıp düşüncelerin içinde boğulmaya başlamıştım . Çıtırtı duyduktan sonra tetiklenerek etrafı dinlemeye başladım , buraya doğru gelen adım sesleri duyuyordum. Bunlar beni kovalayan o 3 kişi olabilir miydi? Koskoca labirent gibi bir ormanda beni bulamazlardı herhalde ? Biraz daha bekledikten sonra ses daha fazla yaklaşmıştı, yana baktığımda büyük bir ağaç olduğunu gördüm. Ağacın yanına gittim ve tırmanmaya karar verdim, ağaca tırmanırken hiç zorlanmamamıştım. Tırmandıktan sonra aşağı baktım ve neredeyse 2 metre kadar yukarıdaydım. Lanet olası bu şey ne zaman bitecekti? "Saklanarak kurtulacağını mı sandın?" Ses'e doğru dönüp baktım karşımda ki o şey i gördükten sonra neredeyse düşüyordum ama nasıl olabilirdi böyle bir şey? Kesinlikle kafayı yemiş ve paranoyak olmuştum acilen gidip hastaneye yatırılmalıydım. Bir süre daha soluklandıktan sonra "Sen nasıl? Sen gerçek falan değilsin degil mi? Şaka mı yapıyorsunuz? " Diye sordum sadece gözlerini kırpıp başını yana çevirip beni iyice bir süzdü. "Düğüm'ü çöz, büyük sırrı bul. Rüyalarına ve gördüklerine dikkat." Dedi ama kesinlikle İstediğim cevap bu değildi. " abicim nesiniz siz ya ? İn misiniz cin misiniz belli değil. Bırakın kafa rahat yaşayıp öleyim." Diye söylendim, söylenmem karşısında bana daha çok yaklaşıp " düğüm'ü çözüp büyük sırrı bulduktan sonra hersey düzelecek sadece sana denileni dinle ve yap." Kesinlikle delirmiştim bir akbabayla karşı karşıya durmuş konuşuyorduk keşke gelmeden önce bir çay kahve de getirseydim içerdik. " e oldu başka? Sizin aklınız yok mu ki benim yapmam gerekiyor? Peki bu büyük sırrı bulabilmeme yardımcı olacak bir ipucu var mı?" Dedim gagasının kapalı olmasına rağmen güldüğünü hissettim. " Vakit daralıyor , hersey o kutunun içinde. Anılarına dikkat et." Diyerek kayboldu yavaş yavaş etraf bozulmaya başlamıştı.

 

Kendime gelmek için biraz bekledim. Uyandığımda aklımda gördüğüm bu sanrıya benzeyen rüyayı düşünmeye başladım. Vakit daralıyor ve hersey o kutunun içerisinde? Sanırım rüyanın sona ermesine Vakit daralıyor demişti. Hersey o kutunun içinde olduğunu söylemişti hemen kalkıp depoya kaldırdığım o kutuyu açmıştım ama içerisinde gördüklerimden başka bir şey yoktu. Kutuyu daha dikkatle karıştırmaya başladım ve kutunun alt kapağının arasına sıkmış bir zarf daha bulmuştum alıp baktığımda arkasında.

 

" Tüm sevgimle bu zarf ı senden saklamanı istiyorum. İçindekiler senin hayatında önemli bir yere sahip. Kimseye bu olanlardan bahsetme , rüyanı kimseye anlatma.

 

Sevgilerle A."

 

A? Bu olanları neden birine anlatmayayım ki? Rüyamı Almiraya anlatmıştım. Peki bilse ne olacaktı ki?dikkatle zarfı açtığımda içinde zarif ucunda Ay ve Ay ın ortasında küçük bir boşluk ve o boşlukta A. yazıyordu. Kolyeyi bıraktıktan sonra zarfın içinde bir not vardı.

 

" Herşey yeni başlıyor. Bu kolye senin düğümü çözmende yardımcı olacak ve sırrı bulmanı sağlayacak. A. Bu harfe dikkat et .senin eski hayatında ki gizli kişi geleceğinde hatta şuan bile senin yanında ama sen o kişiyi tanımıyorsun çok uzağında değil ama çokta yakın da değil."

 

Yazıyordu. İşte şimdi içime kurt düştü. Kutunun içindekiler topladıktan sonra elime kolye yi aldım. Beni bu kolyeye çeken bir şey vardı. Neydi bu şey? Elimdeki kolyeyle salona geçmiştim , Kolyeyi izleyerek beynimin içinde yankılanan seslere kulak vermiştim. "Farkına var , gerçeği gör. Düğüm ü çöz, sırrı bul. Kutunun içindekilere dikkat et." Başımı iki yana sallayıp sesin yok olmasını sağlamıştım. Kolyeyi geri yerine koymak için odama döndüğümde yatağımın üzerinde bir hançer vardı. Cam kapalıydı ve yatağımda bir hançer yoktu? Şimdi düşüp bayılsam tam yeridir. Bu kadar oyun yeter gerçekten yeter, kafamı duvarlara vura vura kendimi öldürmek istiyordum buna rağmen hiçbir şey olmamış gibi yatağa yaklaşıp hançeri elime almıştım. Hafif ve ince detaylı bir hançerdi üzerinde M&A. Yazıyordu. Hançerin deseninde sarmaşık gibi küçük bir kalbi saran kalp vardı kalbin ortasından geçen küçük bir farklı hançer daha vardı üzerinde Ay vardı . Ay? M&A.? 3? Kesinlikle delirdim. Bugün ne kadar çok aynı kelimeyi duydum. Sağ olun ya iyi geldi. Sinirlerim alt üst olmuştu. Bu hançeri buraya kim koydu? Tüm bunlar ne anlama geliyordu? Hançeri alıp kutunun içerisine koymuştum. Kutuyu alıp evimin gizli bodrumunda ki kasaya yerleştirmiştim. Bodrum katı aydınlatan küçük bir daire pencere vardı odanın içi tarçın ve sanat kokuyordu . Bu bodrum katta ki tek odaydı, odanın içinde boyalar, resimler , tuvaller , kitaplar ve tarçın vardı. Tarçın'ı çok sevdiğim için sürekli kullanırdım. Parfümümü bile kendi ellerimle tarçınlı yapardım.

 

Salona geri döndüğümde telefonuma bildirim geldiğini gördüm. Hiç açıp bakmak istemiyordum daha dün onca şeyden sonra bugün kendine tatil ilan etmiştim. Tatilim bozulsun istemiyordum. Belki önemlidir diye açıp bakmıştım gelen ilk bildirim Viradan gelmişti, diğer bildirimse dün ki yabancı numaraya aitti. İlk önce Vira'nın mesajlarına döndüm.

 

Viroşş

 

Ablaaaa!

 

Ablaaaa!

 

Almira yanıma geldi , evine geldiğinde evde yokmuşsun. Aramış ama ulaşamamış bir de Almira atandığı için şehir dışına taşınacakmış bugün seni görüp öyle gitmek istiyormuş.

 

Abim, ben ve Almira seni bekliyor olacağız. Görüşürüzzz öptümmm!

 

Başımı iki yana sallayıp yabancı numaradan gelen mesaj'a bakmıştım.

 

Yabancı numara

 

Yatağın üzerine ki hançere baktın mı?

Bakmadıysan gidip bak. Bugün günün biraz iyi geçecek ama her an bozulabilir , dayanıklı ol.

 

Ve o hançeri sakla . Bu hançer senin ruhunun bir parçası eğer o hançer olmazsa korunamazsın.

 

Yabancı numaradan gelen mesajı tekrar tekrar okuyordum. Bu kişi rüyam da ki kişiyle bağlantılı olabilir miydi? Yoksa çözülmesi gereken düğüm ta kendisi olabilir miydi? Telefonu kapatıp odama geçmiştim, hava bugün güzeldi neredeyse ilkbahar havası vardı. Hayatım boyunca koyu tonlarda giyindiğim için bugün açık tonlarda giyinmeye karar vermiştim. Bizimkilerin yüzü gözü açılsındı, ufak farklılıklar iyi gelir. Şeftali rengi kalın bir sweet ve siyah beyaz bol kot pantolon giymiştim. Bugün taksiyle gitmeye karar vermiştim o yüzden telefonumu almak için geri aşağı inmiştim.

 

Yabancı numara

 

Taksiyle gideceğini bildiğim için sana bir taksi çağırdım. O taksiye bin ve git şuan güvende değilsin, tehlikeler ortadan kalkınca az da olsa seni rahat bırakıcam.

 

Bugün gerçekten bir tanrıça olabilecek kadar güzel görünüyorsun ,açık renkler sana yakışmış. Dikkatli ol unutma bugün tehlikedesin.

 

Ne kadar can sıkıcı da olsa düşünceli biriydi. Hem bugün açık ton giydiğimi nereden biliyordu? Neden tehlikede olayım ki? Beni izlediğini bugün anlamış oldum ama kim ve nerede?

Bu saçmalık bian önce bitse iyi olurdu . Gelen korna sesiyle telefonumu ve küçük çantamı alıp dışarı çıkmıştım , çağırdığı taksi nihayetinde gelmişti araca binip yolu tarif ettikten sonra telefonuma bildirim gelmişti.

 

Yabancı numara

 

Çağırdığım taksiye binmişsin bu çok güzel , beni anlayışla karşılaman hoşuma gitti . Bundan sonra ki dediklerimi de dikkate al

 

Şimdi şoför sana küçük bir kutu verecek onu al , çantana koy evine geri döndüğünde açıp bak.

 

Taksi seni kapıda bekliyor olacak, dönüşte de aynı taksiyle gitmeni istiyorum. Gözüm üzerinde.

 

İşte şimdi bir terslik vardı. Bugün sorun çıksın istemiyordum bu yüzden bugün zorluk çıkarmayacaktım ama bugünden sonra ki günler için geçerli değil. Telefonu kapatıp geri yerine koyduktan sonra camdan dışarıyı izliyordum. Düğüm tam olarak ne oluyordu? Sır neydi? Neden ben? Annem ve babam dediğim gerçek anne ve babam değilmiş, kardeşlerim bile... gözümü yumup tekrar açtığımda neredeyse Vira ve Alp in beraber kaldığı eve az kalmıştı. Annem ve babam artık gerçek olmayan annem ve babam benim şuan kaldığım evde kalmamı o evin benim için özel olduğunu söylemişti bu yüzden de bunu söylediği günden beri o evde kalıyordum.

 

Sonunda taksiden inip kapıya geldiğimde soluklanıp kapıyı çalmıştım. Bir süre boyunca açılmadı , tekrar kapıyı çalacağım sırada kapı kendiliğinden yavaş yavaş açıldı. İçeri doğru adımlarken tetikteydim, etrafı incelemeye koyulmuştum tüm bu şeylerden sonra herhangi bir anormal durumla karşılaşmak istemiyordum. Iceri girdiğim an kapı sertçe kapandı ve biri arkamdan boynuma sarıldı , kalbim korkuyla atılırken duyduğum sesle rahatlamıştım. Vira'nın küçük çaplı bir eğlence oyunuydu. "Bak bu sefer korktun işte. Sonunda başardım!" Diyerek sevinçle etrafımda dönerek zıplıyor bir yandan da gülüyordu " Vira , az daha kalbim kuş olup gökyüzüne uçacaktı" Dedim gülerek " ablaa rahat ol. Son günlerde çok tuhafsın" dedi somurtarak " Sonunda geldin Mirmir,gelirken tatlı aldın mıı?" Diye sordu Alp başımı iki yana sallayarak " söyleseydin alırdım." Dedim. Sonra Vira'nın aklına yeni gelmiş gibi "bugün Almira yanına geldiğinde evde yoktun , neredeydin?" Dedi kaşlarını çatıp dikkatle beni süzerken "evdeydim." Dedim tek kaşımı kaldırarak " Aaa Mira bugün çok güzel görünüyorsun. İlk kez açık ton giydiğini görüyorum." Dedi Almira bana doğru yaklaşarak " yüzünüz gözünüz açılsın da güzellik görün dedim ayol." Dedim şakayla birlikte gülerek "hadi , hadi zamanım az 1 saate otogarda olmam lazım benim." Dedi Almira aceleyle başımı sallayıp içeri oturma odasına geçmiştik.

 

Biraz atıştırmış, şakalaşmış ve eğlenmiştik şimdi ise Almira yı otogara getirmiş uğurluyorduk.

"Sizi özleyeceğim artı olarak sizi uykunuz da aradığım an açın anında açın tamam mı? Küserim sonra bak" dedi yüzünü küçük bir kız çocuğu gibi somurtarak "biraz insaf ya biraz insaf cadı , uykuda da aranmaz." Dedi Alp alayla bunu dediği an Almira şöyle bir yan gözle süzdükten sonra " benden kurtulamazsın alpiş , ödeşicez " dedi son kez hepimizle sarılıp baktıktan sonra otobüse binmiş ve yola çıkmıştı.Alp, Vira ve ben de benim için çağrılan taksiye binmiş , bizimkileri eve bırakıp vedalaşıp evime gelmiştim. Taksiye parasını vereceğim sırada "parası ödendi hanımefendi, ödeme yapmanıza gerek yok." Dedi ve aklıma yabancının bunu yapabileceği geldi ve araçtan inip eve gelmiştim.

 

Şoför yoluyla bana verdiği zarfı incelemek için salona geçtiğimde elimde kahve vardı. Zarfı açmış ve içinden 2 fotoğraf vardı. İlk fotoğrafta da benim bebeklik fotoğrafım vardı ve yanımda bir erkek bebek daha vardı. Kimdi bu? Fotoğrafın arkasını çevirdiğimde üzerinde.

 

"Geçmiş ve gelecek. Sen ve ben. Geçmişte birlikteydik gelecekte de öyle olacak. Benden istediğin kadar kaç , beni reddet ama koşup geleceğin yer benim kollarım olacak.

 

Sevgilerle A."

 

Geçmiş ve gelecek? Sen ve ben? Geçmişte nasıl birlikte olabilirdik ki? Nasıl bu kadar emin olabiliyordu? A.?bu her kimse kesinlikle sırla bir ilgisi vardı. Diğer fotoğrafa geçtiğimde yabancı bir kadın ve iki adam vardı kadının kucağında bir bebek vardı ve o bebek...kesinlikle bendim. Bu nasıl olurdu? Gerçek olmayan annemin yazdığı mektup geldi aklıma orada babamın yaptığı iş yüzünden beni evlatlık edindiğini söylüyordu acaba bu benim gerçek ailem mi? Fotoğrafı dikkatle inceledikten sonra kadınla ve yanında ki adamla birbirimize benzediğimizi gördüm. Fotoğrafın arkasına çevirdiğimde arkasında küçük bir not vardı.

 

"Bizi bul. Bu fotoğraflar seni büyük sırra götürecek. Aç gözünü iyi dinle sana söyleneni , farkına var ve dön ait olan yere."

 

Ben neyin içine düştüm? "Aç gözünü iyi dinle sana söyleneni , farkına var dön ait olan yere." Diye tekrar tekrar fısıldadım . Anlayamıyordum, çok tuhaftı bu olanlar. Başımı iki yana sallayıp gözümü kapatıp koltuğa iyice yaslanmıştım, bir süre öylece durdum telefonuma bildirim gelince irkildim , telefonu alıp bildirime baktığımda bunun Cem olduğunu gördüm.

 

Cemcemimm

 

Yurt dışına geldim bebeğim.

 

Sana verdiğim sözü tuttum ve yanına geldim. Attığım adrese akşam saat 20.00 da sana gönderdiğim elbiseyle gelmeni istiyorum.

 

Sonunda yurt dışına yanına geldiğim için çok mutluyum, seni çok özledim.

 

Donup kaldım , cevap vereceğim sıra mesajlar kayboldu ve bulamadım. O an aklıma rüyalarım ve şüphelerim gelmişti. Telefonu kapatıp zarfı toplayıp gizli kata gelmiştim zarfı kutunun içine koyup kasaya koymuştum. Tam gizli odadan çıkacaktım ki odanın penceresinden beni izleyen birini gördüm sadece sağ gözünü üst köşeden hafif çıkarmış kırpmadan bana bakıyordu. Korkuyla bir süre kıpırdayamadım sonra beni izleyen kişi ortadan kayboldu, kaybolunca direkt odama koşup kapıyı kapatıp içeriden kilitlemiş ve perdeleri de çekip karanlıkta öylece yatağımda oturmaya başlamıştım.

 

3.bölüm sonu~

 

Bölüm hakkında düşündüklerinizi ve tahminlerinizi bekliyor olacağım bir daha ki bölümde görüşmek üzeree~

 

 

Loading...
0%