@karanligin._yildiz
|
Kadın gittikten sonra duvardan çıkmış olanların gerçekliğini sorguluyordum duvarın içinde gizli oda olduğunu bilmiyordum. Peki Batı nereden biliyordu? Peşimde olan varlıklar neydi? Bence hepimiz kafayı yemiş paranoyak olmuştuk. Batı depo odasındaydı bense kadının söylediklerini düşünüyordum. "Yıldızı buldun şimdi seni ait olduğun yere götürecek pusulayı bul , düğümü çöz ve sırrı bul." Demişti. Kadının dedikleri tekrar tekrar kafamın içinde yankılanıyor bir türlü susmuyordu , bir süre sonra oturduğum yerden kalkmış bodrum kata gelmiştim. Kasaya koyduğum kutuyu çıkarmış ve tekrar bakıyordum fotoğraflar, notlar, kolye, hançer ve mektup hepsini almış ve Batı'nın yanına odamda bulunan çatı katı deposuna gitmiştim. Kapıyı çalmış onay alınca içeriye girip karşısında elimdekilerle durmuştum bana kaşlarını çatıp ne oldu dercesine göz kırpmıştı "ikimizin bir olup kadının söylediklerini yapmak zorundayız, tek başıma da yapabilirim ama senin bu konuda bildiklerin var gibi duruyor o yüzden senden yardım istiyorum. Bana yardımcı edecek misin?" Dedim tek nefeste sakin bir şekilde söylemiştim. Ayağa kalkmış "başka çaresi yok zaten ikimizin bir olması gerekiyordu. Evet edicem." Dedi. Başını sallayarak depo odanın penceresinden dışarıya bakmaya başlamıştı " iyi o zaman. Çabucak şu gizemi çözelim sen yoluna ben yoluma." Dedim başımı sallayıp kutuyu yatağın üzerine bırakarak. Bir süre sessizlik üzerimizde hüküm sürmüştü. Gözlerim kutunun içindekilerde geziyordu " peki o kutuda ne var? Neden getirdin?" Dedi kaşlarımı çatıp ona dönerek "bu kutuyu sen bırakmadın mı? Bilmiyormuş gibi davranma. Aptala yatmada yardım et." Dedim. sert bir nefes vererek "O kutuyu sana ben göndermedim. Ayrıca gerçekten bilmiyorum ama doğru bazı yerlerde aptala yatıyorum çünkü surat ifaden komik oluyor ve bu benim çok hoşuma gidiyor." Dedi , derin bir nefes alarak " daha fazla oyalanmada gel bak o zaman. Saçma sapan şeylerle uğraşacak dermanım kalmadı benim." Dedim , dedikten sonra Batı yanıma gelmiş ve kutuyla birlikte içindekileri incelemeye başlamıştı. Yavaş yavaş bunalmaya başlamıştım Batı'ya dönüp " ben biraz hava almak için bahçeye çıkıyorum." Diyerek ayaklanmıştım, odadan çıkacağım sırada " hayır, çıkamazsın. Dışarıda ki tehlike geçmiş değil, ayrıca varlıkların evin çevresine yakın olduklarını yoğun bir şekilde hissediyorum." Dedi sert bir şekilde, tek kaşımı kaldırmış "in misin cin misin? Hayır, gelmis bir de benim evimde bana emirler veriyor." Diye söylenmeye başlamıştım , bana sert bir bakış atmış "Sadece seni korumaya çalışıyorum, herşey bittikten sonra ne yapıyorsan yap." Demişti.
Daha fazla inatlaşmamış kendi odama inmistim. Odamda ki tekli koltuğa oturmuş perdesi hafif açık pencereden karanlık gökyüzünü izliyordum. Aniden duyduğum sesle irkilerek ayaklanmıştım "Benim Mira,korkma." Demis ve karşıma geçmişti "Sana bir kedi zili taksak iyi olur en azından sen olduğunu anlar ve birine hançer çekmek zorunda kalmam." Demiştim, yüzünü buruşturup " birde pisi pisi diye çağır." Dedi. Keyfim yerine gelmiş bir şekilde alayla " olur artık seni pisi pisi diye çağırırım." Dedim ve ekledim " neden geldin?" Diye sordum karşıma oturmuş "Bu kutudakiler oldukça tuhaf ve korkunç." Başımı sallayıp "korktunmu pisicik" demiştim. Sinirle bana " ben sana mermer dersem hoşuna gider mi?" Demişti. Kaşlarımı çatıp "sensin mermer zilli." Bana gözünü devirip odasına doğru ilerlemiş ve bana "uyu,çözmemiz gereken bir gizem var birde senin uykulu halinle uğraşamam." Demis ve gitmişti. Nereden bilsin ki artık uyku tutmuyor her uyuduğumda korkunç şeyler yaşadığımı.
Yine de kalkmış işlerimi halledip yatağıma kurulmuştum Ay'ın ışığı odanın içerisini aydınlatıyordu. Uyumayı denemiş ama uyuyamamıştım bu yüzden ay ışığının altında kitap okumaya başlamıştım. En sonunda sinirle kitabı komodinin üzerine bırakmıştım "uyusana mermer." Diye seslendi Batı , "Kes sesini zilli."Diye sinirle solumuştum "iyi, sustum mermer. İyi geceler " demis ve sesi kesilmişti , keşke düşüncelerimin de sesi kesilseydi. Bir süre daha öylece uzanmış ve en sonunda bilincim kapanmıştı.
Rüyadaydım ve yine ormandaydım ama kimse yoktu ne o 3 akbaba nede saçma sapan kelimelerle beni darlayan o ses, hiçbiri yoktu sadece ormanın derinliklerinden koşuyordum. Bu yolu biliyordum burası bataklığa gidiyordu ne vardı bu bataklıkta her defasında kendimi orada buluyordum. Daha hızlı koşmaya başlamış ve bataklığa yakın bir yerde durmuş dinleniyordum. "Yıldız'ı buldun şimdi o yıldızın sesini dinle." Demisti bir ses . Hayır yine aynı şeyleri yaşamak istemiyordum , kendimi şuracıkta öldürsem ne olurdu acaba? "Çok anormalsin biraz normal davran." Demişti, ses çok tanıdıktı sanki birlikte büyümüş gibi " anormal olan sizsiniz ben gayette normalim!!" Diye haykırmış başımı iki yana sallayıp bataklığın oraya doğru yürümeye başlamıştım.
Bataklığa varmış ve büyük bir kayaya oturmuş rüyanın bitişini bekliyordum çünkü bu rüya normal rüyalardan farklıydı bir türlü gözümü açamıyor ve bu kabuslardan kurtulamıyordum. Bataklığın diğer bölümünde ki çalıların oradan ses gelmeye başlamıştı, buraya biri geliyordu ama kim? Sanki kendimi insan üstü varlıklardan koruyabilecekmiş gibi savunmaya geçmiştim." Benim ,merak etme." Diyerek tanıdık o ses yaklaşmaya başlamıştı ama bu nasıl olurdu? Biri Batı diğeri Buğra olmak üzere ikisi yan yana yanıma doğru geliyordu. "Bize de yer var mı?" Diye sormuştu Buğra . Kaşlarımı çatmış " senin ne işin var burada? Nasıl geldin?" Diye sormuştum alık alık bakıp olanları anlamaya çalışarak." Bende bilmiyorum ama tuhaf bir uğultu duymuş ve sonra ağır uyku basmıştı bende gidip uyudum ve sürpriz buradayım." Dedi kafayı yemiş bir şekilde. Batı'ya döndüğümde sadece bataklığı izliyordu " sence bu bataklıkta ne var?" Diye sordu Batı, kaşlarımı çatmış "Bende bilmiyorum ama beni buraya çeken bir şeyler var ne zaman uyusam hep bu ormanda ve bu bataklıkta buluyorum kendimi." Diye açıklama yapmıştım başını sallayıp "gerçekte bu ormanı bulup burada ki bataklığa gelmemiz lazım. Kesinlikle sır burada saklı." Başımı tamam anlamında sallayarak "ama pusula olmadan sırrı bulamayacağımızı söylemişti kadın bundan önce de düğüm denen şeyi çözmemiz gerekiyor." Demiş ve sonra da büyük bir güçle rüyadan atılmıştık.
Hızlıca kalkmış soluklanmadan Batı'nın yanına gidiyordum ki Batı da hızla soluklanarak uyanmış tam ortada buluşmuştuk. "Sende benim gördüğümü gördün değil mi? Sen ve birde Buğra diye biriyle beraberdik değil mi ?" Diye sordu hızlıca , başımı onay anlamında sallayıp " evet, üçümüz birlikte rüyadaydık ama Buğra ve senin ne işiniz vardı orada?" Diyerek sormuştum "Bilmiyorum ama büyük ihtimalle birbirimizle alakalı bir şeyler var ortada." Demişti, Kaşlarımı çatıp "Peki şimdi ne yapacağız?" Diye sordum elleriyle saçını karıştırarak " Buğra'yı bulup bu olayla ilgili ne biliyor öğrenmemiz lazım sonra da üçümüz birlikte o ormanı bulup bataklığa gitmemiz gerekiyor." Dedi. Derin bir iç çekerek "Tamam ben Buğra'yı ararım sabaha buraya gelir konuşuruz, sonra da pusulayı arar düğümü çözer ve oraya gideriz." Demiştim, kaşlarını çatarak düşünceli bir şekilde "tamamdır." Dediğini tekrarlayıp "gidip uyu, bende uyumaya çalışacağım." Demiş ve yatağıma geri dönmüştüm. Baktığımda hâlâ Batı'nın burada durduğunu ve beni izlediğini görmüştüm , ne oldu dercesine Kaşlarımı kaldırmıştım o da "Korkuyorum." Demişti çekingen bir sesle sonra gözlerini kaçırmış " senin yanında ki koltukta uyuyabilir miyim?" Diye sormuştu "Niye pisicik? Depo odada büyük peluş ayıcık var ona sarılarak uyu." Demiştim , dememle "Aman kalsın, korkmuyordum zaten sadece tepkini görmek istedim." Diye sinirle soludu , tek kaşımı kaldırmış keyifle " hadi canım bende inandım. Neyse git uyu pisicik sabaha çözmemiz gereken önemli iş var." Demiştim ki saate bakıp " saat 4 olmuş neredeyse sabah olmuş." Demişti yüzümü buruşturup " olsun 3 saat daha uyusak bir şey olmaz , ölmezsin." Diyerek gözlerimi kapatmış " artık gitte zıbar pisicik. Cinlerin tepene çıktıysa çık dışarı in'le cin'le oyna." Dedim. Batı bu dememle " iyi bari dua ette seni çarpmasınlar." Diyerek cam sesi gelmişti gözlerimi açıp baktığımda dışarı çıkmak için camı kullandığını gördüm." Gerçekten kedi olmak istiyorsan dört ayak üzerinde durup miyavlasan yeterdi." Dedim. Durup tekrar düşünce içeri geri girmiş bana doğru, pençe çıkarır gibi avuçlarını buruşturup kedi tıslamasıyla bir anda atılır gibi yapıp gitmişti. Kesinlikle manyaktı bu adam.
Uyandığımda saat sabah 8'di kalkıp odamı toparlamış üzerime birkaç parça alıp banyoda giyinmiştim. Aşağı indiğimde Batı kahvaltı hazırlamış ve beni bekliyordu kaşlarımı kaldırarak sofraya doğru yaklaşmış "ooo pisicik kahvaltı hazırlamış, ne kadar minnos tatlı bir kediciksin sen öyle." Dememle " tabii kahvaltı hazırlayacaktım sana bıraksak mamasızlıktan geberip gidecektim." Dedi. Saçlarım sayesinde güldüğümü görmüyordu başımı sallayıp kahvaltı etmeye başlamıştık.
Kahvaltıyı bitirmiş , ortalığı toparlamıştık şimdi de Buğra'yı aramış buraya gelmesini istemiştim. Bir süredir sadece yeri izlemiş ve Batı'nın kapıyı açtığını duydum "Sende kimsin?" Diye sorduğunu duydum Buğra'nın "salona gelinde öyle konuşun." Dedim derin bir soluk alıp düşüncelerimi rafa kaldırarak. Buğra, Batı'yla birlikte salona geçmiş yan yana karşımda ki koltuğa oturmuşlardı , birbirlerini süzüp "şimdi açıkla bana sen kimsin?" Diye sordu Buğra, Batı'ya. Batı başını sallayıp tüm olanları Buğra'ya birbir anlatmış ve ayaklanıp pencerenin önüne geçip dışarıyı izlemeye başlamıştı. "Hepsi bu Buğra." Demişti Batı. "Bende sizin gördüklerinizle aynı şeyi gördüm." Dedi Buğra ortaya doğru, başımı sallayıp "şimdi herseyi birbirimize anlattığımıza göre bir anlaşma yapıp ortak mı olsak ? Bunu bu şekilde çözemeyiz."diye soludum ikiside başını sallayıp aynı anda "Kabul." Demişti. Ayaklanıp kutuyu almak için odama çıkmış ve salona geri gelmiştim , kutuyu Buğra'ya uzatıp "içindekileri incele belki bir şeyler biliyorsundur." Diye sordum ,kutuyu elimden almış ve incelemeye başlamıştı kaşlarını çatarak "bunların aynısı bana da geldi birkaç gün önce." Demişti şaşkınlıkla karışık bir sesle. Batı aniden Buğra'nın dibinde bitmiş "Nasıl yani?" Diye sormuştu. Buğra büyük bir şaşkınlıkla "evet, duydunuz. Aynı şeyler bana da geldi ve bu bebek benim çok tanıdık bir arkadaşıma benziyor." Demişti, bunu demesiyle Batı "kim bu arkadaş?" Diye sordu Buğra'ya karşı. Buğra , Batı'ya dönüp "Bilmiyorum, çok eski biri sanki daha öncede yaşamışız gibi." Dedi. Bütün bildiklerimizi anlatmış ve tartışmıştık, o kadar uzun süredir sorunlarla birlikte cevap aramıştık ki akşam olmuştu. Buğra, Batı'ya doğru bakarak "Mira , bu Batı seni rahatsız etmiyor degil mi? Ediyorsa bende burada kalabilirim." Demişti bu durumdan hiç hoşlanmamış gibi haklıydı rahatsız oluyordum , başımı sallayarak "Evet , rahatsız oluyorum." Demiştim Buğra bana dönerek "O zaman burada kalıyorum, birlikte olsak hem daha güvende oluruz." Demişti Batı kaşlarını çatarak " Sen eksik kal zaten. Neyse tamam bir şey demedim kalı ver en azından bana bakıp besleyecek biri olur. " demişti bana imalı bir şekilde. Tek kaşımı kaldırmış "Aaa bak böyle olmadı pisicik, sana zilde takmayı unuttuk görüyor musun?" Diye sinirle soluyup sinirle odama geçmiş ve yatağıma uzanmış şimdiye dek olanları düşünüyordum. Bir süre sonra Buğra ve Batı gelmiş birlikte aynı odada kalacaklarını söyleyip depo odaya geçmişlerdi. Daha fazla dayanamamış ve öylece uyuyakalmıştım.
Bölüm sonuuu~ Düşüncelerinizi ve kitap hakkında yorumlarınızı bekliyor olacağım. Görüşmek üzeree~
|
0% |