Yeni Üyelik
2.
Bölüm

1.Bölüm

@karanlikevren

İyi okumalar aşklarım oylamayı ve yorumlamayı unutmayın🔥

Gece'nin bir yarısı uykumdan sıçrayarak uyandım,kan ter içinde kalmıştım.Yatak başlığına sırtımı yasladım ve gece lambasını açtım.Derin bir nefes aldım ve sıkıntılı geçmişimin bende bıraktığı izlerden biri olan ve aralıksız her gece gördüğüm kabus gözlerimin önünden birer birer geçti.Hayatım boyunca gördüğüm kabusların sayısı 6 bin 570 di buda 18 sene ediyordu.24 yıllık hayatımın 18 yılı boyunca kabus görüyordum ve görmeye devam da ediyordum.Ne zaman bu durumun sona ereceğini ise hiç bilmiyordum.

Komodine uzanıp telefonumu aldım elime,kimseden mesaj veya bildirim yoktu her zaman ki gibi yanlızdım hemde çok uzun süredir.Artık alışmıştım yanlızlığa tabi ki iletişim kuruyordum insanlarla onlarda işim nedeniyleydi.Saat 03.42 idi yatağımdan yavaş hareketlerle kalktım ve evin hiçbir ışığını yakmadan uzun ve karanlık koridorda ilerledim ve mutfağımda bulunan balkonuma geçtim.Küçüktü ama bir o kadar da büyüktü,kendim için küçük bir alan vardı.Kafamı dinliyordum çoğunlukla veya kitap okuyordum.

Gece'nin bir vakti olmasını umursamadan koltuğa uzandım ve telefonumdan dışarıdan duyulabilecek bir ses seviyesinde Müslüm babanın parçalarından Nilüferi açtım.Severdim her parçasını Müslüm babanın bu parçasının yeri başkaydı.Annemin en sevdiği şarkıydı.Gözlerim dolmadan edemedi.Tam olarak hatırlamasamda yüzünü,simsiyah saçlarını ve birkaç özelliğini daha hatırlardım onlarda bende bulunduğu sebeple.

Hayatım berbat ötesiydi.Henüz 6 yaşında karanlık sokaklarla tanışmak zorunda kalmıştım.Şahit olmadığım olay kalmamıştı,tabi bazıları başıma bela açmıştı ama bir şekilde kurtulmuştum.
Düşünceler eşliğinde göz kapaklarım kapanmaya başladı.

Sabah 6 gibi tekrar uyandım,birkaç saat uyku yeterliydi.Alışıktım, uykusuzluk benim için hiçbir zaman sıkıntı olmamıştı,günlerce bir dakika bile uyumadığımı bilirdim.Esneyerek odama tekrar döndüm ve temiz iç çamaşırı ve kıyafet alıp banyoya geçtim.Buz gibi suyu ayarladıktan sonra üzerime dökmeye başladım.Kafamı dağıtmamın tek yolu buydu,sıcak su stresi atardı genellikle ama bende işe yaramıyordu.

Duşa kabinden çıktım ve kurulanıp üzerimi giyindim.Saçlarımın ıslaklığını havluyla alıp tekrar mutfağa geçtim ve kendime acı bir Türk kahvesi yaptım.Acı hayatım olmuşken sevmemek ayıp olurdu.Dolaptan bir tablet çikolata aldım ve kahve fincanıyla birlikte balkondaki masama bıraktım.Masanın karşısındaki sandalyeme oturup kahvemden bir yudum aldım ve masanın üzerindeki laptopumu açtım.Bugün bir davam vardı ve gözden geçirmem gerekiyordu.Dava ile ilgili detaylı bilgilerin bulunduğu dosyayı buldum ve açtım.

Dava şiddet gören bir kadın ile ilgiliydi,darp raporunun olması işimizi kolaylaştırırdı.Darp raporuna göre kadında ciddi zedelenmeler ve kırıklar mevcuttu.Bu gibi davalar son 2 yılda artış göstermişti ciddi bir derecede.Onun haricinde kadının 2 çocuğu vardı,7 ve 8 yaşlarında erkek ve kızlardı bakanlık koruma altına almış lakin kadına şiddet uygulayan lavuk itiraz etmiş sorun çıkarmış.

Gerçekten bu dünyada kadın olmak çok zordu,doğduğu anda başlamış kadının derdi,kederi.Kimisi erkek doğmadığı için yıllarca bir köşeye atılmış ve umursanmamış,aile baskısıyla ya evlenmiş istemediği birisi ile yada hayatının baharında çok berbat şeylere maruz kalmış.Kimisi baba evinde gül gibi yaşamış sonra da evlenmiş ve kocası olacak kişiden çok ağır darbeler almış.

Dünyada milyonlarca hayat var kimin ne şartlar altında yaşadığı bilinmiyor.Ben gülüp eğlenirken başkası cehennemi yaşıyor veya tam tersi.

Kadın,toplumumuzda aşçı,çamaşırcı,temizlikçi gibi olarak görünüyor tabi saymadığım daha çok örnek var.Kadına değer veren nadir insanlar var yer yüzünde baktığınızda kadını hemcinsi bile zorbalıyor ve küçümsüyorken karşı cinsin böyle düşünmesi imkansız değil.

Uzun zaman önce bir haber okumuştum tabi etkisinden şuan bile çıkmış değilim.Haberde yabancı bir kadının acımasızca katledilmesi geçiyordu.Şuan detaya girmek bile istemiyorum,aylarca etkisinden çıkamamış ve bir ara tedirginlikten sokakta yürüyemez hale gelmiştim.Benim gibi bu haberi duyan,okuyan bir çok kişide etkisinde uzun süre kalmıştı.

Kafamı dağıtmak için içeriden bir fincan daha kahve doldurdum kendime.Şakaklarım ağrıyordu,içim bu günlerde huzursuzdu kendimi gergin ve stresli hissediyordum.Bu soruna nasıl bir çözüm bulacağımı ise hiç bilmiyordum.

Karşı tarafın avukatının savunmaları şaşırtmıyordu.Mahkeme ertelenmişti,az çok karşı tarafın ne diyecekleri belliydi.Hepsinin savunması aynıydı neymiş kadınlık görevini yerine getirmiyor bu ne saçma bir savunmadır bu tür savunmaları binlerce kez okumama rağmen her zaman aynı tepkiyi vermekten kendimi alıkoyamıyordum.Kadın asla erkeğin oyuncağı değildir.Bedeni satılıkda değildir,evli bile olsanız kadın istemediği sürece bedenine dokunamazsınız ha dokunursanız tecavüzdür.

Bir diğer savunma ise ev işlerini yapmıyor,sürekli dediklerime karşı çıkıyor.Beyefendi yardım etse ölür zaten.

Davaya hazırlanmam 2 saatimi almıştı.Saat şuan 08.21'di.Odama gidip rahat ve resmi birşeyler giydim.Kombinim siyahtı herzaman ki gibi,siyah kadınıydım.Saçlarımı at kuyruğu bağladım.Makyaj yapmayacaktım ruj ve maskara sürsem yeterdi,yüzüme güneş kremini güzelce yedirdim ve kırmızı rujumu dudağımda gezdirip çantama attım,her zaman yanımda olmalıydı bence kırmızi ruju sevmeyen kadın yoktur.

Maskaramı da sürüp oturma odasına geçtim fazla dağınık değildi burayı düzelttim ve mutfağa geçtim.Buzdolabından dün akşam hazırladığım yemeği saklama kabına koyup küçük bir çantaya yerleştirdim.Termosuma da kahve koyup,laptopumu da yanıma aldım ve evden çıktım.

Evden çıkabilmiştim nihayet,otoparka doğru ilerledim.Arabanın yan koltuğuna elimdekileri koyup sürücü kısmına geçtim.Kısa süre de adliyeye ulaşmıştım.Odama geçtim ve cübbemi giyip koltuğuma oturdum.Biraz da diğer davalara göz gezdirirken kapımın çalmasıyla bakışlarımı kapıya çevirdim.Gel diye seslenmemle çaycı Aydın abi gözüktü kapıda iyi adamdı severdim.

"Kahveni getirdim bol köpüklü ayrıca acı"her sabah kahvemi getirmeyi ihmal etmezdi,benim gibi oda beni severdi."Teşekkürler Aydın abicim eline sağlık ben getirmiştim termosumla"gülümseyerek cevapladı."Ne güzel işte istediğin bol kahve içmek değilmi içersin bol bol"başka çarem yoktu zaten çöpe dökecek değildim.Masamın üzerine kahveyi bıraktı ve"Savcı Poyraz çağırdı seni mahkemeden önce onun yanına gidecekmişsin"cenaze namazıma beklerim.Değerli savcımız Poyraz Bey benimle uğraşmayı pek bir severdi.Onunla karşılaşmak istemediğim için saklambaç oynardım resmen."Tamam abicim ben uğrarım ona derdi neymiş öğreneyim bir"oda biliyordu savcının benimle sürekli uğraştığını.

Başını sıkıntı bir şekikde salladı ve odadan çıktı.Derin bir nefes alıp kahvemi yudumladım her zamanki gibi mükemmeldi.Gireceğim mahkemenin dosyasını elime alıp odadan çıktım.Onca işimin,derdimin arasında birde bu pişkin herifle uğraşacaktım.Ne iş kitleyecekti merak ediyordum nerde zor bana kitliyordu haysiyet yoksunu.Odasının önüne gelince kapıyı hafifçe tıklattım,içeriden gel diye bağıran iğrenç sesini duyunca kapıyı açtım ve odaya girmeden sadece başımı uzatarak beni görmesini bekledim.Gördüğü anda eliye masasının önündeki koltuğu işaret etti.

Herzaman ki hali ve tavırları yoktu şuan alışık olmadığım bir şekilde ciddiydi hemde fazlasıyla.Önünde iki adet dosya vardı ve üzerlerinde gizli yazıyordu.Bunu fark ettiğim anda asıl şimdi boku yedin kızım demeden edemedim.Bir süre konuşmadı sonra birden bakışları bana döndü."Lafı uzatmayacağım direkt konuya giriyorum"girde sende kurtul bende 2 saat burda oturmaktan fıtık olmuştum.Sessizliğimi fark edince konuşmaya kaldığı yerden devam etmeye başladı."Bir dosya var uzun zamandır elimizde ve bununla ilgilenecek birisi lazım o da sensin"hayda başka birimi kalmadı kardeşim.Tek hukukçu benmiyim koskoca şehirde.

"Neden ben,benden daha iyi avukatlar var"önündeki dosyadan birini bana uzattı ve söze girdi"Emin ol senden iyisi olsaydı bu dosya için yine sen seçilirdin"dosyayı aldım ve okumaya başladım."Tabi ki senden daha iyi bir sürü kış var ama sen sadece sana denileni yap dosyada herşey detaylıca yazıyor,aklına takılan olursa sorarsın." dedi ve odadan çıktı.Adamdaki rahatlık beni kanser ediyordu,zaten nerde abuk subuk iş ben orda.Memlekette istihbaratçımı,ajanmı bitti de beni böyle işlere sokuyorsunuz.Bunlar adamda kafa bırakmazdı.Dosyaya kafa yoracak halim yoktu şuan evde okurdum detaylıca birşey de anlamamıştım zaten.

Odamdaki kilitli çekmeceye dosyayı bıraktım ve mahkeme salonuna doğru ilerledim.Daha vardı mahkeme saatine ama erkenden gitmekte fayda vardı.Mahkeme salonunun kapısına geldiğimde karşılıklı koltukların birinde karısına şiddet uygulayan diğerinde ise şiddete maruz kalan Mercan vardı.Beni görünce ayağa kalkmaya yeltenmişti ama elimle oturmasını işaret ederek yanına oturdum.

Gözleri hayatın zorluğunu anımsatıyor beni hiç yaşamamış olmak istediğim geçmişe götürüyordu.Karşısında oturan adiden de çekindiği çok belliydi halbuki asıl çekinen karşısındaki olmalıydı ama beyefendimiz sanki kadına yıllarca şiddet uygulamamış gibi rahattı.Güven vermek istercesine kolunu okşadım.Bu bile yeterliydi Hayat için hafif bir gülümsemem ile de son noktayı koyarak başını yukarı kaldırması ve oturduğu yerde dikleşmesini sağlamıştım.

Daha güvenli bir yere geçmek için sürünerek dikkatli bir şekilde bulunduğu yerden ayrıldı.İstediği yere geçtiğinde silahını daha sert bir şekilde kavradı ve keskin koyu kahvelerini hedefine dikti.Yaralanmıştı ağır değildi ama hafife de alınamazdı,üstü başı çamur ve kandı.Timinden hiç kimseyle iletişim kuramıyordu,aklında iki düşünce vardı.Ya kendisi timden uzaklaşmıştı ya da timi tehlike altındaydı.Onlara nasıl ulaşacağı hakkında en ufak bir fikri yoktu.Yanında bulunan mermisi her geçen dakika azalıyor it sürüsü ise artıyordu.Tek başına devam etmesi imkansızdı,bir yere kadar saklanabilirdi düşman gittikçe köşeye sıkıştırıyordu.

Karşı taraftan gelen mermiler kesilince ağır bir nefes aldı ve yılların izini taşıyan sırtını kayaya yasladı.Çantasında ki mataraya uzandı ve nerdeyse bitmiş suyun birkaç damlasını kurumuş dudaklarına değdirdi.Beni bir süre daha idare eder diye düşünmüştü bilirdi kendini dayanıklıydı.Kolundaki çizikler iri vücuduyla kıyaslanırsa epeyce küçüktü ama bıçak yarasıymış gibi acıyordu.Başını gökyüzüne kaldırdı ve bir süre uzun düşüncelere daldı.Daldığı düşüncelerden yakınından gelen seslerle ayrıldı,şuan boku yemişti paçayı kurtarması imkansızdı.Yine iyi dayandım diyip kendini teselli etti ve silahını eline alıp yavaş bir şekilde ayağa kalktı karşısında teröristler vardı.

Sırıtıyordu şerefsizler,onların bu halini görünce dudakları yukarı doğru hafif bir şekilde kıvrıldı ve"Ee beyler nasılsınız"biraz eğlenmekten zarar gelmezdi.Uzun zaman olmuştu dağ sıçanlarıyla oturup eğlenmeyeli.Tabi karşısındaki vatan hainleri onu yakaladıklarını sanmanın rahatlığıyla bozuk bir şekilde"Komtan elimize düştün"bu dediklerine karşı dayanamayıp gür bir kahkaha attı.Kahkası yapmacıktı,herkese göstermezdi o herkesi aşık edebilecek kahkasını.

Karşısındaki korkak itler garipsemişti tabi kahkahasını kim böyle bir durumda kahkaha atabilirdi ki.Türk askerini de kendileri gibi korkak zannediyorlardı büyük ihtimalle bunların bu haline aldırmadı.

Omuzlarını silkerek"Ee yani ne olmuş"terörist köpekler şaşkın bir yüz ifadesiyle birbirlerine baktılar ve tekrar ona döndüler.İki kişilerdi,içlerinden biri"Kafayı yemiş bu asker galiba Hüso"he lan kafayı yedim ne yapcan demek istesede bir an durdu.Hüsoya göre konuşması daha düzgündü.Sessizce Hüso pezevenkinin tepkisini bekledi."Salak mısın abdu dalga geçer bizim ilen anlamazmısın"adam iki dakika da Türkçe'nin içinden geçmişti.

Ciddi kalmaya çalışarak abdu denilen ite döndü ve Hüsoyu işaret ederek"Bak adam nasıl akıllı çaktı hemen olayı"İçinden hem bulunduğu konuma küfrediyor hemde eğleniyordu.Aynı anda ona doğru adım attılar korkak herifler kendilerini bir halt zannediyordu.O ise yerinden bir milim bile kıpırmadı.Bir yumruğuna bakardı öbür tarafa yolculukları ama o eğlenmeyi seçmişti,eğlenmek önemliydi.

"Oo beyler size bir cesaret gelmiş ne oldu birden bire az önce gülmemden dolayı bu yaşınızda altınıza sıçacaktınız hatta sıçmış bile olabilirsiniz"karşısındaki lavuklar sinirlenmişti.Sallamadı açıkcası"Lan sen kimsin de gülmenden altımıza sıçacaz"karşısındaki askerden korkuyordu ama yanındaki adama güveniyordu.Abdu gerizekalısı elini ona yumruk atmak üzere kaldırmıştı ki sik kırığının hamlesini tahmin ettiği için elini tuttu ve bükerek ileri doğru bedenini savurdu.

Bu anda diğer Hüso olanda silahını ona doğru yöneltmişti.Fevri bir şekilde onun elindeki silahı tutup çevirdi ve kendinden uzaklaştırdı.Ona da kafayı koydu ve yere serdi.Bu arada da diğer it ayaklanmıştı silahının namlusunu ona doğrulttu ve tam göğsünden vurarak eşek cennetine yolladı.Diğerinin de yanına gitti ve üstüne çıkıp hırpaladı,öldürmemişti bu sayede diğerlerinin yerlerini öğrenebilirdi ve daha nice bilgiye ulaşabilirdi.

Şuan mahkeme salonundaydım ve karşı tarafın savunmasını dinliyordum."Müvekkilimin eşine şiddet uyguladığına dair kanıt mevcut değildir ve eşi Hayat Hanım'ın evli olduğu halde başka erkeklerle görüşmeleri vardır"ay kafayı yemek üzereydim.Hakim olmasa adamın şuan üstüne atlayacaktım.

Hakimin son duyduğuyla yüz ifadesi değişti ve karşı tarafın avukatına"Kanıtın varmı"diye bir soru yöneltti.İstediği kadar kanıt sunabilirlerdi bu tarzda bir savunma yapacaklarını tahmin etmiştim ve işimi sağlama almıştım.Hakim gördükleriyle başını ağır bir şekilde aşağı yukarı salladı ve bana doğru döndü"Evet şimdi de sizi dinleyelim Avukat Hanım"boğazımı temizledim ve Hayat'a kısa bir bakış atarak söze girdim"İlk olarak müvekkilimin eşinden şiddet gördüğüne dair kanıtı size teslim ettim bir diğer konuya gelirsek müvekkilimin eşi ve kardeşi haricinde hiçbir erkekle en ufak bir iletişime geçmediği de önünüzde ki dosyada her ayrıntısına kadar mevcut"konuşmamı bitirdiğimde derin bir nefes alıp verdim.

Hakim önündeki dosyaları incelemeye başladığında Hayat'a dönerek gülümsedim,bu davayı biz kazanacaktık,adım kadar emindim.Bir süre sonra hakim düşünceli bir tavırla her iki tarafada göz gezdirerek"Avukat Hanım'ın sunduğu kanıtlar ciddiye alınacak şekilde ama avukat beyin kanıt olarak sunduğu şeylerin elle tutulur bir yanı yok"rahatlamıştım.

Hakim'in karar verildi demesiyle herkes ayağa kalktı"Hayat Hanım'ın sanık tarafından şiddet ve iftiralara maruz kalması sonucu sanığın 4 yıldan 6 aya kadar tutuklu yargılanmasına karar verilmiştir"Hayat'ın bana koşarak gelmesiyle koskocaman bir zafer sarılışı yaptık.Kimse cezasız kalmamalıydı.Mahkeme salonundan çıkan gerizekalının bakışlarına maruz kalmıştık tabi özellikle bana tip tip bakıyordu adi.

"Bigem Hanım size ne kadar teşekkür etsem az hayatımı kurtardınız"mahcup bakışlarına gülümsedim ve kolunu okşayarak"Ben görevimi yaptım teşekkür edilecek bir şey yok senden tek bir isteğim var çocuklarına çok iyi bak"başını hızlı hızlı salladı ve"Emin olabilirsiniz ben sizi daha fazla meşgul etmeyeyim iyi günler benim kaderim belli umarım sizinki güzeldir"hüzünle baktım yüzüne ve"Umarım güzeldir iyi günler hadi sen çocuklarının yanına git seni kapıdaki Mert Bey bırakacak"

Hayat gittiğinde kendime bir kahve istedim tekrardan yüksek ihtimalle termosumdaki soğumuştu.Şuan odamda dosyalarla ölüm kalım savaşı veriyordum bugün 3 davam vardı ve bir tanesi iptal olmuştu.3 saat sonraya davam vardı ona da girdiğimde bugün ki işlerim bitiyordu hemen hemen.

Aklıma bir an çekmecede ki dosyayı incelemek gelsede boşverdim ve önüme döndüm.Yani dava da bitmiyordu dosya da daha sabah bir ton dosyayla ilgilenmiştim birde şuan ilgileniyordum.Kapımın çalmasıyla gel diye seslendim bugün herkes odama geliyordu ne işse.Gelen benim gibi avukat olan benden bir yaş küçük olduğunu tahmin ettiğim Ayçaydı.Kafasını kapı aralığından çekincen bir şekilde uzatmıştı"Bigem Hanım müsaitmisiniz"pekte değildim ama"Gel müsaitim"dedim.

Hızlı adımlarla içeri girdi ve kapıyı kapattıktan sonra koltuklardan birine oturdu.O bir süre sessiz kalınca"Ee nasılsın bakalım nasıl gidiyor"yakından daha güzeldi bu kız Allah sahibine bağışlasın."İyiyim siz nasılsınız"elimle bulunduğum konumu göstererek"İyiyim"gülerek dediğime o da gülmüştü."Ben çok sıkılmıştım dedim sizin yanınıza uğrayayım."Çok iyi yapmışsın valla bilirsin kimseyle pek samimi bir iletişimim yoktur"gerçekten öyleydi kimse arkadaşlık yapılacak karakterde de değildi ki herkes başka havadaydı.

Bana benziyordu karakter olarak konuştukça açılıyordu karşısındaki insana karşı"Bende sizin gibiyim açıkcası burada kimse hoşuma gitmiyor bir siz varsınız"hoşuma gitmemiş değildi."Hoşuna gidiyorum yani"uzun zamandır çalıştığım bu yerde ilk defa bu kadar hoş biriyle konuşuyordum.

Bir süre daha Ayça ile havadan sudan konuşmuş ve numaralarımızı almıştık oda işlerim var diyerek ayrılmıştı yanımdan.Son davama da girdikten sonra odamdan dosyayı ve çantamı alıp eve gitmek üzere arabama bindim.Eve geldiğimde dünden dolapta kalan yemekleri ısıttım ve bilgisayarımı açıp biraz film izledim.

Saat geç olunca uyumak üzere odama gittim.Üzerime rahat birşey ler giydim ve yatağa doğru adımladım bu sırada da gözüme makyaj masamdaki dosya çarpmıştı.Adımlarımı makyaj masama yönelttim dosyayı alıp yatağa uzandım.Dosyanın kapağını açtığımda gözüme ilk çarpan şey bir isimdi,hiç beklemediğim bir isim.

CAHİT TOPRAK

...

EVET SEVGİLİ OKURLARIM UZUN SÜREDİR YAZMAK İSTEDİĞİM KURGUMUN İLK BÖLÜMÜ SİZLERLE BEĞENMEYİ VE YORUMLAMAYI UNUTMAYIN

SEVİLİYORSUNUZ💋

Loading...
0%