6. Bölüm

6. BÖLÜM

Sultan G.
karanliktaki.isik3

Seelaammmm ballarımm 🙃

 

Nasılsınız bakalım, umarım keyfiniz yerindedir.

 

Bu yaz çok yoğun geçiyor sebebi ne bende bilmiyorum gerçekten:)

 

Neyse uzatmadan sizleri altıncı bölümle baş başa bırakayım 🫠

 

Buyurunuz efenimm🩷

 

İnsan ne için ve niye yaşar?

 

Bunu hiç düşündünüz mü? Bence illaki sorgulamış olmalısınız.

 

Hayat bizi o kadar yorar ve yıpratır ki, şöyle bir duraksadıktan sonra her şey gözünüz de canlanır. Yaşadığınız acılar, zorluklar, tesadüfler!

 

Gerçekten tesadüfler insanı yorar mı?

 

Bence yorar!

 

Güzel, istediğiniz olması için dua bile ettiğiniz tesadüfler ve olmaması için kaçtığınız tesadüfler vardır. Ve ne hikmetse kaçındığınız, olmasını istemediğiniz tesadüfler bir bakmışsınız ki gerçekleşir. Ama uğruna servetinizi, sevginizi, bütün hayatınızı serebilecekken o çok istediğiniz tesadüf gerçekleşmez.

 

Benim de şuan da yaşadığım olaya tesadüf mü desem bilemiyorum. Eğer ki tesadüf demem gerekirse de asla ama asla gerçekleşmesini istimeyeceğim bir tesadüftü bu.

 

Ayaz'ın kucağında, babam kapıda bizi bu pozisyon izliyordu. Ne yapacağımı bilemiyordum daha doğrusu o an düşünemiyordum.

 

Ayaz o kadar cesaretliydi ki o ortamı Ayaz yönetiyordu sanki, belki de babamla her nereden tanışıyorlarsa onun rahatlığıyla hareket ediyordu.

 

Şu anlık kafamdaki tek düşünceler bunlardan ibaretti. Ayaz ile babamın nereden tanıştığı!

 

Ortamın sessizliğini Ayaz bozarak,

 

"Merhaba Ufuk Bey. Nasılsınız?"

 

Babam şoku hâlâ atlatamamışa benziyordu.

 

"Ben iyiyim Ayaz Bey de siz, ikiniz iyi misiniz acaba?"

 

Babam her ne kadar sorumsuz bir ebeveyn olsa da benim, onunla tanıştırmadığım erkek arkadaşlarımın olmasına müsade etmezdi. Sebebini bilmiyordum ama beni çok düşündüğü için böyle yaptığını sanmıyordum. Çok düşünen aile çocuğuna ilgi ve sevgi verirdi. Onu bir süs eşyası niyetine kullanmazdı. Bir evcil hayvana bile benden daha çok sevgi verirlerdi buna emindim.

 

Tek istediğim sevgiydi. Çok mu şey istemiştim. Onlara bunu yapması zor mu gelmişti gerçekten bilmiyordum. Ama bundan sonra o sevgiyi onlardan ne de başka bir kişiden beklemiyordum, beklemezdim.

 

Eğer ben birisine ona ihtiyacının olduğunu söylersem ya gerçekten çok kötü bir durumdayımdır ya da artık 'sevgi' kelimesinin anlamını soyut ve somut bir şekilde hissetmek istiyorumdur.

 

Halen Ayazın kucağında babamın karşısında öylece duruyorduk. Ayaz babamın sorusuna gayet rahat bir şekilde cevap verdi.

 

“Biz gayet iyiyiz Ufuk Bey.”

Verdiği cevap şu anki pozisyon da biraz garip olmuştu.

 

Babam olayı daha iyi anlamak için tekrardan bize daha doğrusu Ayaz’a soru yöneltti.

 

“Neden Güneş sizin kucağınızda Ayaz Bey bir açıklama yapar mısınız acaba?”

 

Beni hâlâ daha indirmemişti bir şey de söyleyemiyordum ama bu durumdan çok rahatsızdım.

 

“Kızınız asansörde mahsur kalmış Ufuk Bey. Maalesef siz duymadığınız için haberiniz yoktur.”

 

Babam anlam karmaşası içinde kalmış gibi bakıyordu.

“İyi de siz niye getirdiniz Güneş’i illaki orada bulunan görevliler bana haber verirdi veya başkası çıkmasına yardımcı olurdu.”

 

Ayaz alaycı ve yapmacık bir gülümsemeyle dinlemeye devam etti. Ben mi? Beni hiç sormayın halen daha Ayaz’ın kucağında onları dinliyordum.

 

“Güneş, kızım sen kendin çıkamıyor musun? Hem siz nereden tanıştınız ve Ayaz bey kızımı yukarıya çıkaracak kadar niye yanında bulundunuz?”

 

Bu sefer Ayaz’a müsaade etmeyerek ilk ben konuştum.

“Çıkıyor olsaydım şu an burada bunlar yaşanıyor olmazdı, merak etme baba ne yapmam gerektiğini çok iyi biliyorum.”

 

Gözlerim Ayaz’ın gözlerine kaydı. Yüzünde alaycı bir gülümseme oluştu, gözlerini gözlerime çevirip en derinine baktı. İçimde, karın bölgemde garip bir hissiyat oluştu. Bu duygu sanki tanıdık geliyordu ilkokulda sıra arkadaşım Murat’ a karşı böyle hissetmiştim en son. Ama şimdi o duyguyu kendime itiraf edemiyorum.

 

Hangi duyguyu Güneş, annenin ortağı olan düşmanına karşı hissettiğin aşk duygusu mu?

 

Allah belanı versin içses bir kes sesini ne aşkı!

 

“Beni indirebilirsin diye düşünüyorum artık Ayaz Günay.” Omzunda olan elimle sırtına bir çimdik attım.

 

Acıdan sırtını dikleştirip, beni yere indirdi.

 

Keşke daha önce akıl etseydik Güneş.

Keşke içses.

 

Gözlerimiz buluşunca bana sen görürsün gibi bir bakış atıyordu. Ne yapmamı bekliyordu ki, beni odama götürmeme izin vermemi falan mı.

Hah saçmalık!

 

Babam konuyu değiştirmek için mi yoksa merak ettiği soruları sormak için mi desem bilemedim ama farklı soru yöneltti.

“Peki siz nasıl tanıştınız ben sana ortağımdan bahsettiğimi hatırlamıyorum Güneş?”

 

Ne Ayazla babam ortak mıydı?

 

“Siz ortak mısınız?” Ayaz ortamı toparlamak için söze girdi.

 

“Ah evet söylemeyi unuttum. Bugün basit bir mahkemem vardı orada da güzel bir tesadüfle kızınızla tanışmış bulundum. Sonrasında sohbet sardığı için konu konuyu açtı derken sizinle ortak olduğumuzu öğrendi.”

 

Ne! Hayretler içinde dinliyordum ve söyledikleri bana şok üstüne şok yaratıyordu.

Basit bir mahkeme, sohbetin sarması, ve en mükemmeli güzel bir tesadüf. Aklını yitirmiş olmalıydı, çünkü başka açıklama bulamıyordum.

 

Mükemmel bir yalancı çıktı Güneş benden söylemesi.

Yalancı ve mafya içses düzeltirim.

Aman Allahım ne büyük kayıp! Mafya demeyi unuttum.

KAPA ÇENENİ İÇSES! KAFAM YERİNDE DEĞİL.

 

Benim onaylamamı bekliyor gibi bakıyordu. Mecbur ayak uyduracaktım o da haklıydı, sonuçta annemin onunla iş birliği yaptığını ve bir saat öncesine kadar depoda neler yaşadığımızı anlatamazdı!

 

“E-evet çok samimi bir tanışma yaşadık babacım.”

 

Babacım!

Babacım mı? Bari sen dur içses.

 

İkisine de yapmacık bir gülümsemeyle baktım. Bu ortamdan bir an önce kurtulmam lazımdı.

 

“İyi geceler o zaman Ayaz Günay, tanıştığıma çok memnun oldum!”

Yönüm Ayaz Günay’a dönük olduğu için mimiklerimi rahat rahat kullandım. En samimetsiz gülümsemeyle göz devirerek elimi uzattım ve “ bu arada buraya kadar eşlik ettiğiniz için teşekkür ederim.” Bu cümlemi imalı bir şekilde söyledim ki babam üzerine alınsın diye. Elini uzatıp sıkarken “rica ederim küçük hanım.”

Benim mimiklerim ne kadar samimiyetsizse onun mimikleri ise bir o kadar gıcık ediciydi.

 

Elini bırakıp içeri girdim ve o sırada ne oldu tahmin edin bakalım. Babam gecenin bir yarısı Ayazı eve kahve içmeye davet etti. Şaka gibi bir gün yaşıyordum, şaka!

 

 

O sırada mucize diyebileceğim bir olay gerçekleşti. Ayazın telefonu çaldı. Bugün içerisinde en sevindiğim şey bu olabilirdi.

 

Ayaz telefonunu açmadan “kusura bakmayın Ufuk bey işim çıktı başka bir sefere seve seve gelir içerim kahvenizi.”

 

Ben rahatlamış bir oh çekmiştim. Babam ise ona bir şeyler söylüyordu ama duymuyordum. Babam kapıyı kapatırken son kez Ayazla göz göze geldik. Odama doğru yönelmiştim ki babam yine duramayıp sinirimi bozmayı başarmıştı.

 

“Ayazın kucağında ne alaka Güneş”

 

Yönümü babama dönüp içimden sabır çekerek sorusuna sert bir cevap verdim.

 

“Annem bu saatte niye evde yok baba!”

 

“Betül arkadaşına gitti güneş hem bunun konuyla alakası ne? Konumuz senin Ayazın neden kucağında oluşun.”

 

“Sen anlamadın galiba baba. Asansörde kapalı kaldım ben kapalı, ne bekliyordun merdiveni yürüyerek çıkmamı mı? beni başka birisinin kucağında görmenin tek sebebi sensin sen!”

 

“Şimdi öyle mi oldu Güneş yediğin önünde yemediğin arkanda neyini eksik ettim ben senin, söyle hadi niye sebebi benim?”

 

Kurduğu cümle benim bir kere daha önemsenmediğimi hatırlatmaya yetmişti. Üzerimde ki kapüşonu çıkarıp bir köşeye fırlattım.

 

“İşte konu da bu baba. Sen her şeyi parayla olabileceğini zannediyorsun ama öyle olmuyor. Sen bir günden bir güne gelip başımı okşadın mı. Kapım her çalındığında içimde hep bir umut yeşeriyordu, zannediyordum ki babam bu sefer başımı okşayacak bana iyi geceler güzel kızım diyerek yanağıma öpücük konduracak diye o kadar çok bekledim ki. Ama her kapı açıldığında işler öyle benim hayal ettiğim gibi olmuyordu. Elinde paketler, hediye kutuları,ünlü markaların çantaları,kıyafetleri. Ben bunları istemiyordum, istemiyorum. Sadece sevgi.”

 

Sinirden gözyaşlarımı tutamamıştım. İçimde tuttuğum bütün hisleri ona karşı dökmüştüm belki bu duygularımı hiçbir zaman ona karşı açmayacaktım ama bugün yaşadıklarım ve babamın bu sözleri benim çizgimi bozdurmuştu.

 

Hırkamı yerden alıp odama yöneldiğim de içimde ki cümleyi söylemeden edemeyecektim.

 

“Benim bu saatte senin ortağınla birlikte görmen çok sıkıntı oluyorsa, önce eşinin bu saatte arkadaşıyla buluşması sıkıntı olsun sana bence.”

 

“Gü-“

 

“Sakın bir daha ne benim ismimi ne de kızım kelimesini kullanma!”

 

Odama girip kapıyı sertçe kapatıp kilitledim. Sinirden etrafı dağıtmaya başladım. Yorganımı yere indirip yastığı kapıya doğru fırlattım, sakinleşemiyordum olmuyordu.

 

Makyaj masama gidip bütün makyaj malzemelerimi elimle yere indirdim. Küçük makyaj aynamı alıp makyaj masasına çarpıp kırmıştım. Diğer kalan malzemeleri de yere fırlatmak için masaya elimi uzatıp almaya çalışırken ayna kırıkları sağ elimin avuç içini kesti.

 

Acıdan kıvranıyordum ama yaşadığım ruhsal acı fiziksel acıdan daha kötüydü.

 

Fiziksel acınını tek farkı görünüyor olmasıydı. Benim ki ise kanıyordu.

 

Ruhsal acılar da kanınıyordu ama marifet onu görebilmekteydi.

 

Sızlanarak şifonyerimin çekmecesini açıp pamuk ve yara bandını alıp, dağılmış yatağımın köşesine oturdum. Pamukla kanı temizlemeye çalıştım ama çok fazla kanıyordu. Kesik yerin çevresindeki kanı temizledikten sonra pamuktan bir top gibi alıp kesilen yere koydum daha sonra yara bandıyla yapıştırdım.

 

Yere çöküp daha fazla ağlamaya başladım ama elimin acısından değildi. Kalbimin sızısındandı.

 

Olduğum yere yatıp kıvrıldım. Oda soğuk değildi ama ben üşüyordum. Elimin kanı pamuktan taşıyordu ama ben acıyı hissetmiyordum. İşte böyle bir duruma düşmüştüm belki de her şeyin farkına vardığım, hissizleştiğim belki de yalnızlıkla mücadele etmeye başladığım döneme girmiştim.

 

Sadece tek değişen, her şeyin farkına varmış olmamdı.

 

 

 

 

Uzuuuuun zaman sonra nihayet 6. Bölüm sizlerle umarım beğenmişsinizdir ballarım😚

 

Yorumlarınızı eksik etmeyin lütfenn he birde ⭐️=🌟 unutmayınn!!!

 

Öpüldünüzzz💫✨

Bölüm : 11.11.2024 17:38 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Hikayeyi Paylaş
Loading...