@kardelen_ekim
|
Geceleri severim, cinayet için en makûl zamandır. Peki neden cinayet işliyorum? Kısaca anlatayım ya da şöyle yapmak daha doğru olur; kendimi tanıtayım.
Ben namı değer es. Yani bildiğin es işte adım bu, özel bir anlamı yok ya da ne bileyim uzun bir ismin kısaltması da değil.
Komiser ayaz: Cinayetleri neden işlediniz?
-
-
Komiser ayaz: Size soruyorum cinayetleri neden işlediniz?
Evet şu an tamda sorguya çekiliyordum, sevdiğim adam tarafından yakalatılmıştım... inanın nasıl olduğunu ya da nasıl yakalandığımı bende bilmiyorum. Ama size nacizane tavsiyem asla aşık olmayın, aşk benim sonum oldu da denebilir. Hayatta kaç seri katil sevdiği adam tarafindan yakalatılır ki her neyse kısa kesmek gerekirse hesaplamalarım sonucunda rahat ölene dek içerideyim...O zaman hikayenin başına dönelim benim hikayemin başlamasına ve bitmesine...
Yaklaşık sekiz yıl önceydi... O zamanlar herşey güzel gidiyor demek isterdim fakat bunu söylesem yalan olurdu. 11. Sınıfın başlarındaydım,ailemi Küçük yaşta kaybetmiş yetim kalmıştım, genelde çocuklar etrafımda döner, yeeetim yeeetim yeetimm diye bağırırdı, kısaca her gün, her ders saati,her tenefüste zorbalığa uğrardım. Büyüdükçe işlerin değişeceğine inandım ama yanıldım her gün aynı kelime her gün aynı ritim, aynı şarkı, dayanamıyordum artık, ve bende çözümü öldürmekte buldum, aslında amacım o değildi biraz korkutmak belki de küçük bir şekilde yaralanmasını sağlamaktı Ama işler beklediğim gibi gitmedi tabii :)
On altı yaşında ilk kez cinayet işlemiştim işin kötü yanı bundan zevk almamdı. Ve ben bir kız çocuğunu öldürmüştüm, sınıf arkadaşımı, ve aynı zamanda bir zorbayı...
Güzel güneşli bir sabaha uyanmıştım yurt odamda oda arkadaşlarımla klasik lavaboya ilk kim girecek tartışması yapıyorduk, tartışmadan sonuç almayacağımızı anladığımızda sayışmak için anlaştık. 1234...
Evett işte beklediğim sıra 1. Yim Hemen lavaboya sırt çantamla beraber koştum. Lavabonun altına dün akşam herkes uyurken koyduğum çakıyı aldım ve çantama attım olacaklardan habersiz, planımın işleyeceğinden emin çantamı hazırlamaya devam ettim çantam hazır olunca bir kenara bıraktım ve günlük rutinime geçtim.
Kızlarla yurdun bahcesinden çıktık kaldığımız devlet yurdu okulumuza bi hayli yakındı. Içimde farklı bir his olmasına rağmen bu gün planımı devreye sokacaktım ve artık kimse benimle alay edemeyecekti. (Bir saniyeeee böldümm ben gelecekteki es, geçmişe dönme fırsatım olsaydı küçük es'e aynen şöyle derdim, harika gidiyorsun böyle devam et ve harika bir katil ol ama aşık olma o yanlış oldu.🤭) Okulun bahçesine adım attığımızda planımı uygulayacağım kişiyi göz hizama almıştım. Afra korkmaz. Bu bizim kilit ismimiz çünkü ilk cinayetimi bu kız üzerinden işlemiştim. Afrayla göz temasını kesmeden okulun kapısından içeri girdim, sınıfa doğru ilerlemeye başladım. Sınıfım son katta olduğu için merdivenleri hızla çıktım tamı tamına dört kat. Bir süre sıramda tek başıma oturup oyalandıktan sonra zil çaldı ve ders saati resmi olarak başlamıştı, şimdi soracaksınız zorbalığa uğruyordun sınıfta birşey olmadı diye, tabi ki hiç-bir koyun tek başına otlamaz. Yaklaşık bir iki dakikanın ardından afra sınıfa girdi gözleri beni bulduğunda yüzüne yamuk bir gülümseme takındı, "yetim yine burda mı? Hadi ama her gün seni görmekten bıktık defol git artık bu okuldan. Gözlerim bozuluyor." Yine alay ediyordu zengin değildim yani o zamanlar, zengin olmadığım için de lüks eşyalarım yoktu ya da beni her gün okula bırakacak özel şoförler... Afraya göz devirdim ve sessiz kaldım...(şimdilik) Dersler geçti öğle arası bitti ve yine dersteydik. Dersin bitmesine son üç dakika vardı kafamı afraya doğru çevirdiğimde elindeki su şişesinin içine bi toz döktü muhtemelen gıda boyasıydı, arkadaşlarına bakıp sessizce birşeyler fısıldıyordu, ders bitti çıkmaya hazırlanıyordum, hazırlığım bittiğinde atölyeye gitmek için sınıf kapısından çıktım. Afranın arkamdan geldiğini hissedebiliyordum koridora çıktığımda afra şişedeki kırmızı suyu bej rengi eteğime döktü arkam dönük olduğu için regl kanı gibi duruyordu, insanlar bana gülmeye başladı aralarında fısıldaşıyorlardı, utanmıştım ama bu gün buna bir son verecektim.
Çantamın yan cebinden cakımı çıkarmamla afraya doğru salladım ardından acı bir çığlık duyuldu yüzünü çizmiştim ama bu benim için yeterli değildi. Ellerimle saçını kavradım, yüzümü yüzüne eğdim ve sonunda bunca zaman içime attığım kelimeler döküldü "senden nefret ediyorum bunca zaman bana yaptıklarından hesap sormayı bekledim, artık elimdesin." Bağırdım "Bu da hepinize ders olsun bir daha kimseyi zorbalamazsınız" hızımı alamadım belki de o anın büyüsüydü içimden gelen sesi dinledim ve bıçağı defalarca afranın karnına sapladım.
Şaşkındım bunu yapabileceğimi ben bile düşünmemiştim peki şimdi ne yapacaktım? Boşluktaydım,donmuştum herkes çığlık atıyor hocaları çağırmaya gidiyordu, yerde yatan afranın cansız bedenine son kez baktım ölmüştü, yüzümde istemsiz bir gülümseme oluştu korkunç bir olaya vesile olmuştum, katil olmuştum ama duygularım bunu önemsemiyordu.
Evett gelelim nasıl kaçtığıma elimdeki çakıyı sallayarak çantamı alıp yangın merdivenlerine ilerledim koşmaya başladım, okul bahçesine geldiğimde kapıya doğru koştum kapıdaki nöbetçiler üstümdeki kanı büyük ihtimalle fark etti benden korktukları açıktı çünkü bu halde kendimi görsem ben bile korkardım. "KAPIYI AÇIN" diye bağırdım korktukları için hemen açtılar. Bir saniye bile kaybetmeden kapıdan çıktım koşmaya başladım nereye gideceğimi bilmeden çaresizce koştum, pışmanmıydım? Tabiki hayırr ya da biraz fazla arsızım bu olabilir sanırım... Şehrimin kirli sokaklarında ardıma bakmadan kaçmıştım önüme geleni itiyor, arkamdan küfürler işitiyordum, alışmıştım insanların beni ezmesine haklarımın hiç edilmesine on altı yaşında bir kız çocuğu gezmeli,eğlenmeli ya da ne bileyim flört yapmalı ama bunlardan çok uzaktım, bir çocukluk çalınmıştı benden ve ben onu ne pahasına olursa olsun alacaktım, artık ezilmek kitabımda yoktu.
Nasıl yapacağımı bilmiyordum sadece durmaksızın koşuyordum, artık yurda gidemezdim muhtemelen aranan bir suçluydum, katildim... sokaklara karıştım tabi sokaklarda bana... Içimde burukluk, öfke ve korku aslında beni korkutan hayattı, artık kalacak bir yerim ve yurt arkadaşlarım yoktu öte yandan insanlar bana artık çok daha korkunç geliyordu...
Bilmediğim bir sokağa daha girdim, sokaklara girdikçe ıssız bir hal alıyordu, evsiz insanların bakışlarını hissedebiliyordum, Önüme çıkan adamla beraber durmak zorunda kaldım yüreğim korkuyla dolsa da belli etmedim, iri yarı, esmer, yarı kel, yelekli adam bana biraz daha yaklaşırken adımlarımı geri çektim. Gözlerinden anlayabiliyordum, niyeti kötüydü, Biraz daha gerildiğimde omuzlarımda büyük iki el hissettim arkama bakmaya cesaret edemedim zaten tutan kişi de buna fırsat vermedi, Boynuma doğru üflenmiş bir nefesle "Sen ne güzelsin öyle" gibi cümleler kuruyordu, "BIRAK BENI" diye bağırdım son gücümle ama bu karşımda ve arkamda duran adamı daha çok güldürmüştü, Ensemde tekrar adamın varlığını hissettim. "Ben avımı paylaşmayı hiç sevmem, ama sen grup seviyorsan ve iki kişi yetmez diyorsan bağır." Dona kalmıştım ne diyeceğimi bilmiyordum gözlerim etrafa bakıyor bir kaçış yolu arıyordum, kirlenmek istemiyordum daha küçüktüm yani ben kendimi bu konuda küçük görüyordum...
Adam ellerini önce kanlı lakosumun düğmelerinde gezdirdi sonra beni bir hışımla kendine çevirerek lakosumun düğmelerini kopardı, ardından lakosumu kanlı eteğimin içinden çıkararak büyük ellerini karnımda gezdirmeye başladı...
Ağlıyordum, çaresizdim, bir can almıştım ve bedelini çok iğrenç ve kötü bir biçimde örüyordum. Bir süre daha adam ellerini karnımda gezdirdi elleri zamanla göğüslerime doğru çıktı ağlamam şidetlendiğinde öndeki yarı kel adam "ehh ne zırladın iki keyif alcaz kapa çeneni artık." dediğinde Karşılaştığım sözlerin benim sonum olacağını anlamıştım, burada tecavüze uğrayıp bir kenara atılacaktım, kaçamıyordum, korkaktım. Derin düşüncelere dalmışken çatıdan bir ses duyuldu. "O lanet çeneni sen mi kapatsan?" Bir kız sesiydi ince ve hoş gelen bir ses. Gözlerimi yeniden açtığımda kız çatıdan atlamış adamlar beni yavaş yavaş bırakıyordu arkamdaki adamın yüzünü ilk defa görmüştüm korkuyordu, BU KIZDAN KORKUYORDU kız tahmini benim yaşlarımdaydı, kimdi bu kız? Neyin nesiydi? Ve bana neden yardım ediyordu?
"Bu ilk ve son uyarım, hiç-bir kıza özellikle reşit olmayan bir kıza el sürülmeyecek yoksa sizi bizzat kendim infaz ederim." Adamlar kızın gözlerinin içine bakarak Yalvarmaya başladı bir daha olmayacak gibisinden cümleler kuruyorlardı kız elini gidin işareti yaptığında adamlar sokağı saniyeler içerisinde boşaltmışlardı, şimdi sadece ikimiz vardık kim olduğunu bilmediğim ama bana yardım eden kız ve ben...
Gözlerime baktı bense çok utanıyordum olduğum durumdan üstüm başım kan içinde kıyafetlerim yırtılmış saçlarım karışmış... kafamı yere eğdim konuşamıyordum mahçuptum.
"Kimsin sen, daha önce görmedim seni buralarda, aklı olan bu mahalleye girmez zaten, hem polisin giremediği yabancı alınmayan mahalleye nasıl girdin sen?" Gözlerim kocaman oldu merakıma yenik düşüp sordum, "Polis giremiyor mu yani" suratına usanmış bir tavır takındı "Sen beni dinlemiyor musun? Her neyse şöyle yapalım önce bize gidelim seni bir güzel temizleyelim sonra ne olacağına karar veririz bu şekilde bu mahalleden çıkamazsın çünkü, yerler" ona güvenemezdim bana karşı fazla iyi davranıyordu ama öte yandan o adamlardan beni korudu, başka seçeneğim yoktu bu mahalle tekin değildi dediğini yaptım ve bilinmeyen yabancıyla beraber gittim...
Bir çok sokaktan geçtik her geçtiğimizde insanlar yanımdaki kıza selam veriyordu, demekki saygın biriydi, ismini henüz bilmiyordum sadece sessiz bir şekilde yanında yürüyordum yaklaşık beş dakikanın ardından diğer evlere nazaran oldukça lüks bir evin kapısında durduk, kiz önce kapıyı değişik bir şekilde çaldı bir çeşit ritim tutuyor gibiydi, onbeş saniye süren kapı ritminin ardından Kapı yavaşça açıldı ve içeri girdik. Ev oldukça zevkli döşenmiş gri ve beyaz tona ağırlık verilmişti. Açıkçası böyle bir mahalleye böyle bir ev fazlaydı. Içeriden bir adam geldi, bir bana birde kıza baktı şaşkındı genç değildi yaşlı da değildi kısaca orta yaşlı denilebilir ama sanki öyle de değildi amaaan neyse yaş konuşacak değiliz adam şaşkınlığını gizleyememiş olacak ki "kim bu kız ve burada ne işi var?" Dedi Kız beklemeden cevap verdi "Torbacıların eline düşmüş bende orda bırakmadım." Adam duyduklarına sinirlenmişti mimikleri bunu fazlasıyla belli ediyordu. "Ihtiyaçlarını karşıla ve çıkar onu evden." Kız adama tamam anlamında başını sallayıp benim kolumdan tuttu, merdivenlere doğru yöneldiğimiz Anda "bu arada adın neydi?" Sorusunu aldım tabi doğal olarak, yani kim evine hiç tanımadan bir yabancıyı alır ki? "Es atahan" dedim kısa gülümsememle, karşımdaki kızın gözleri kocaman oldu arkadan gelen sesle az önceki adamın konuştuğunu anlayabilmiştim. "Es atahan mı? O yukarı çıksın odayı göster temizlensin seninle ufak bi konuşma yapmam lazım küçük hanım." Kız bana dönerek "yukarı çık sağdan ilk kapı banyoya git temizlen dolaptan ne istersen giyin lavabonun altında temiz havlular var" dediğinde karşılık olarak sadece kafamı sallayabilmiştim. Şaşkındım burdaki insanlar neden ismimi duyunca şaşırmışlardı, kızın dediği gibi merdivenleri çıktım sağdan ilk kapıdan içeri girdim. Oda oldukça güzeldi dolaba yöneldiğimde içinden gri bir eşofman ve beyaz bir t shirt aldım, çekmecelerde içlik aramaya başladım ilk çekmecede bulamayıp ikinci çekmeceyi açtım. Beyaz bir sütyen ve iç çamaşırı aldıktan sonra odanın içindeki banyo olarak tahmin ettiğim kapıdan içeri girdim, tahminim beni yanıltmadı havlularımı hazırladıktan sonra aynada kendime kısa bir göz gezdirdim berbat haldeydim, karışmış saçlarım kan olmuş vücudum... hiç beklemeden kendimi ılık suyun kollarınbıraktım ve gözlerimi kapattım... Bölüm sonuu kitabı sevdiniz mi? Nasıl buldunuz ilk bölümümüz💓💗Geceleri severim, cinayet için en makûl zamandır. Peki neden cinayet işliyorum? Kısaca anlatayım ya da şöyle yapmak daha doğru olur; kendimi tanıtayım.
Ben namı değer es. Yani bildiğin es işte adım bu, özel bir anlamı yok ya da ne bileyim uzun bir ismin kısaltması da değil.
Komiser ayaz: Cinayetleri neden işlediniz?
-
-
Komiser ayaz: Size soruyorum cinayetleri neden işlediniz?
Evet şu an tamda sorguya çekiliyordum, sevdiğim adam tarafından yakalatılmıştım... inanın nasıl olduğunu ya da nasıl yakalandığımı bende bilmiyorum. Ama size nacizane tavsiyem asla aşık olmayın, aşk benim sonum oldu da denebilir. Hayatta kaç seri katil sevdiği adam tarafindan yakalatılır ki her neyse kısa kesmek gerekirse hesaplamalarım sonucunda rahat ölene dek içerideyim...O zaman hikayenin başına dönelim benim hikayemin başlamasına ve bitmesine...
Yaklaşık sekiz yıl önceydi... O zamanlar herşey güzel gidiyor demek isterdim fakat bunu söylesem yalan olurdu. 11. Sınıfın başlarındaydım,ailemi Küçük yaşta kaybetmiş yetim kalmıştım, genelde çocuklar etrafımda döner, yeeetim yeeetim yeetimm diye bağırırdı, kısaca her gün, her ders saati,her tenefüste zorbalığa uğrardım. Büyüdükçe işlerin değişeceğine inandım ama yanıldım her gün aynı kelime her gün aynı ritim, aynı şarkı, dayanamıyordum artık, ve bende çözümü öldürmekte buldum, aslında amacım o değildi biraz korkutmak belki de küçük bir şekilde yaralanmasını sağlamaktı Ama işler beklediğim gibi gitmedi tabii :)
On altı yaşında ilk kez cinayet işlemiştim işin kötü yanı bundan zevk almamdı. Ve ben bir kız çocuğunu öldürmüştüm, sınıf arkadaşımı, ve aynı zamanda bir zorbayı...
Güzel güneşli bir sabaha uyanmıştım yurt odamda oda arkadaşlarımla klasik lavaboya ilk kim girecek tartışması yapıyorduk, tartışmadan sonuç almayacağımızı anladığımızda sayışmak için anlaştık. 1234...
Evett işte beklediğim sıra 1. Yim Hemen lavaboya sırt çantamla beraber koştum. Lavabonun altına dün akşam herkes uyurken koyduğum çakıyı aldım ve çantama attım olacaklardan habersiz, planımın işleyeceğinden emin çantamı hazırlamaya devam ettim çantam hazır olunca bir kenara bıraktım ve günlük rutinime geçtim.
Kızlarla yurdun bahcesinden çıktık kaldığımız devlet yurdu okulumuza bi hayli yakındı. Içimde farklı bir his olmasına rağmen bu gün planımı devreye sokacaktım ve artık kimse benimle alay edemeyecekti.
(Bir saniyeeee böldümm ben gelecekteki es, geçmişe dönme fırsatım olsaydı küçük es'e aynen şöyle derdim, harika gidiyorsun böyle devam et ve harika bir katil ol ama aşık olma o yanlış oldu.🤭)
Okulun bahçesine adım attığımızda planımı uygulayacağım kişiyi göz hizama almıştım. Afra korkmaz. Bu bizim kilit ismimiz çünkü ilk cinayetimi bu kız üzerinden işlemiştim.
Afrayla göz temasını kesmeden okulun kapısından içeri girdim, sınıfa doğru ilerlemeye başladım. Sınıfım son katta olduğu için merdivenleri hızla çıktım tamı tamına dört kat. Bir süre sıramda tek başıma oturup oyalandıktan sonra zil çaldı ve ders saati resmi olarak başlamıştı, şimdi soracaksınız zorbalığa uğruyordun sınıfta birşey olmadı diye, tabi ki hiç-bir koyun tek başına otlamaz.
Yaklaşık bir iki dakikanın ardından afra sınıfa girdi gözleri beni bulduğunda yüzüne yamuk bir gülümseme takındı, "yetim yine burda mı? Hadi ama her gün seni görmekten bıktık defol git artık bu okuldan. Gözlerim bozuluyor." Yine alay ediyordu zengin değildim yani o zamanlar, zengin olmadığım için de lüks eşyalarım yoktu ya da beni her gün okula bırakacak özel şoförler...
Afraya göz devirdim ve sessiz kaldım...(şimdilik)
Dersler geçti öğle arası bitti ve yine dersteydik. Dersin bitmesine son üç dakika vardı kafamı afraya doğru çevirdiğimde elindeki su şişesinin içine bi toz döktü muhtemelen gıda boyasıydı, arkadaşlarına bakıp sessizce birşeyler fısıldıyordu, ders bitti çıkmaya hazırlanıyordum, hazırlığım bittiğinde atölyeye gitmek için sınıf kapısından çıktım. Afranın arkamdan geldiğini hissedebiliyordum koridora çıktığımda afra şişedeki kırmızı suyu bej rengi eteğime döktü arkam dönük olduğu için regl kanı gibi duruyordu, insanlar bana gülmeye başladı aralarında fısıldaşıyorlardı, utanmıştım ama bu gün buna bir son verecektim.
Çantamın yan cebinden cakımı çıkarmamla afraya doğru salladım ardından acı bir çığlık duyuldu yüzünü çizmiştim ama bu benim için yeterli değildi. Ellerimle saçını kavradım, yüzümü yüzüne eğdim ve sonunda bunca zaman içime attığım kelimeler döküldü "senden nefret ediyorum bunca zaman bana yaptıklarından hesap sormayı bekledim, artık elimdesin." Bağırdım "Bu da hepinize ders olsun bir daha kimseyi zorbalamazsınız" hızımı alamadım belki de o anın büyüsüydü içimden gelen sesi dinledim ve bıçağı defalarca afranın karnına sapladım.
Şaşkındım bunu yapabileceğimi ben bile düşünmemiştim peki şimdi ne yapacaktım? Boşluktaydım,donmuştum herkes çığlık atıyor hocaları çağırmaya gidiyordu, yerde yatan afranın cansız bedenine son kez baktım ölmüştü, yüzümde istemsiz bir gülümseme oluştu korkunç bir olaya vesile olmuştum, katil olmuştum ama duygularım bunu önemsemiyordu.
Evett gelelim nasıl kaçtığıma elimdeki çakıyı sallayarak çantamı alıp yangın merdivenlerine ilerledim koşmaya başladım, okul bahçesine geldiğimde kapıya doğru koştum kapıdaki nöbetçiler üstümdeki kanı büyük ihtimalle fark etti benden korktukları açıktı çünkü bu halde kendimi görsem ben bile korkardım. "KAPIYI AÇIN" diye bağırdım korktukları için hemen açtılar. Bir saniye bile kaybetmeden kapıdan çıktım koşmaya başladım nereye gideceğimi bilmeden çaresizce koştum, pışmanmıydım? Tabiki hayırr ya da biraz fazla arsızım bu olabilir sanırım...
Şehrimin kirli sokaklarında ardıma bakmadan kaçmıştım önüme geleni itiyor, arkamdan küfürler işitiyordum, alışmıştım insanların beni ezmesine haklarımın hiç edilmesine on altı yaşında bir kız çocuğu gezmeli,eğlenmeli ya da ne bileyim flört yapmalı ama bunlardan çok uzaktım, bir çocukluk çalınmıştı benden ve ben onu ne pahasına olursa olsun alacaktım, artık ezilmek kitabımda yoktu.
Nasıl yapacağımı bilmiyordum sadece durmaksızın koşuyordum, artık yurda gidemezdim muhtemelen aranan bir suçluydum, katildim... sokaklara karıştım tabi sokaklarda bana... Içimde burukluk, öfke ve korku aslında beni korkutan hayattı, artık kalacak bir yerim ve yurt arkadaşlarım yoktu öte yandan insanlar bana artık çok daha korkunç geliyordu...
Bilmediğim bir sokağa daha girdim, sokaklara girdikçe ıssız bir hal alıyordu, evsiz insanların bakışlarını hissedebiliyordum, Önüme çıkan adamla beraber durmak zorunda kaldım yüreğim korkuyla dolsa da belli etmedim, iri yarı, esmer, yarı kel, yelekli adam bana biraz daha yaklaşırken adımlarımı geri çektim. Gözlerinden anlayabiliyordum, niyeti kötüydü, Biraz daha gerildiğimde omuzlarımda büyük iki el hissettim arkama bakmaya cesaret edemedim zaten tutan kişi de buna fırsat vermedi, Boynuma doğru üflenmiş bir nefesle "Sen ne güzelsin öyle" gibi cümleler kuruyordu, "BIRAK BENI" diye bağırdım son gücümle ama bu karşımda ve arkamda duran adamı daha çok güldürmüştü, Ensemde tekrar adamın varlığını hissettim. "Ben avımı paylaşmayı hiç sevmem, ama sen grup seviyorsan ve iki kişi yetmez diyorsan bağır." Dona kalmıştım ne diyeceğimi bilmiyordum gözlerim etrafa bakıyor bir kaçış yolu arıyordum, kirlenmek istemiyordum daha küçüktüm yani ben kendimi bu konuda küçük görüyordum...
Adam ellerini önce kanlı lakosumun düğmelerinde gezdirdi sonra beni bir hışımla kendine çevirerek lakosumun düğmelerini kopardı, ardından lakosumu kanlı eteğimin içinden çıkararak büyük ellerini karnımda gezdirmeye başladı...
Ağlıyordum, çaresizdim, bir can almıştım ve bedelini çok iğrenç ve kötü bir biçimde örüyordum. Bir süre daha adam ellerini karnımda gezdirdi elleri zamanla göğüslerime doğru çıktı ağlamam şidetlendiğinde öndeki yarı kel adam "ehh ne zırladın iki keyif alcaz kapa çeneni artık." dediğinde Karşılaştığım sözlerin benim sonum olacağını anlamıştım, burada tecavüze uğrayıp bir kenara atılacaktım, kaçamıyordum, korkaktım. Derin düşüncelere dalmışken çatıdan bir ses duyuldu. "O lanet çeneni sen mi kapatsan?" Bir kız sesiydi ince ve hoş gelen bir ses. Gözlerimi yeniden açtığımda kız çatıdan atlamış adamlar beni yavaş yavaş bırakıyordu arkamdaki adamın yüzünü ilk defa görmüştüm korkuyordu, BU KIZDAN KORKUYORDU kız tahmini benim yaşlarımdaydı, kimdi bu kız? Neyin nesiydi? Ve bana neden yardım ediyordu?
"Bu ilk ve son uyarım, hiç-bir kıza özellikle reşit olmayan bir kıza el sürülmeyecek yoksa sizi bizzat kendim infaz ederim." Adamlar kızın gözlerinin içine bakarak Yalvarmaya başladı bir daha olmayacak gibisinden cümleler kuruyorlardı kız elini gidin işareti yaptığında adamlar sokağı saniyeler içerisinde boşaltmışlardı, şimdi sadece ikimiz vardık kim olduğunu bilmediğim ama bana yardım eden kız ve ben...
Gözlerime baktı bense çok utanıyordum olduğum durumdan üstüm başım kan içinde kıyafetlerim yırtılmış saçlarım karışmış... kafamı yere eğdim konuşamıyordum mahçuptum.
"Kimsin sen, daha önce görmedim seni buralarda, aklı olan bu mahalleye girmez zaten, hem polisin giremediği yabancı alınmayan mahalleye nasıl girdin sen?" Gözlerim kocaman oldu merakıma yenik düşüp sordum, "Polis giremiyor mu yani" suratına usanmış bir tavır takındı "Sen beni dinlemiyor musun? Her neyse şöyle yapalım önce bize gidelim seni bir güzel temizleyelim sonra ne olacağına karar veririz bu şekilde bu mahalleden çıkamazsın çünkü, yerler" ona güvenemezdim bana karşı fazla iyi davranıyordu ama öte yandan o adamlardan beni korudu, başka seçeneğim yoktu bu mahalle tekin değildi dediğini yaptım ve bilinmeyen yabancıyla beraber gittim...
Bir çok sokaktan geçtik her geçtiğimizde insanlar yanımdaki kıza selam veriyordu, demekki saygın biriydi, ismini henüz bilmiyordum sadece sessiz bir şekilde yanında yürüyordum yaklaşık beş dakikanın ardından diğer evlere nazaran oldukça lüks bir evin kapısında durduk, kiz önce kapıyı değişik bir şekilde çaldı bir çeşit ritim tutuyor gibiydi, onbeş saniye süren kapı ritminin ardından Kapı yavaşça açıldı ve içeri girdik.

Ev oldukça zevkli döşenmiş gri ve beyaz tona ağırlık verilmişti. Açıkçası böyle bir mahalleye böyle bir ev fazlaydı. Içeriden bir adam geldi, bir bana birde kıza baktı şaşkındı genç değildi yaşlı da değildi kısaca orta yaşlı denilebilir ama sanki öyle de değildi amaaan neyse yaş konuşacak değiliz adam şaşkınlığını gizleyememiş olacak ki "kim bu kız ve burada ne işi var?" Dedi Kız beklemeden cevap verdi "Torbacıların eline düşmüş bende orda bırakmadım." Adam duyduklarına sinirlenmişti mimikleri bunu fazlasıyla belli ediyordu. "Ihtiyaçlarını karşıla ve çıkar onu evden." Kız adama tamam anlamında başını sallayıp benim kolumdan tuttu, merdivenlere doğru yöneldiğimiz Anda "bu arada adın neydi?" Sorusunu aldım tabi doğal olarak, yani kim evine hiç tanımadan bir yabancıyı alır ki? "Es atahan" dedim kısa gülümsememle, karşımdaki kızın gözleri kocaman oldu arkadan gelen sesle az önceki adamın konuştuğunu anlayabilmiştim. "Es atahan mı? O yukarı çıksın odayı göster temizlensin seninle ufak bi konuşma yapmam lazım küçük hanım." Kız bana dönerek "yukarı çık sağdan ilk kapı banyoya git temizlen dolaptan ne istersen giyin lavabonun altında temiz havlular var" dediğinde karşılık olarak sadece kafamı sallayabilmiştim. Şaşkındım burdaki insanlar neden ismimi duyunca şaşırmışlardı, kızın dediği gibi merdivenleri çıktım sağdan ilk kapıdan içeri girdim. Oda oldukça güzeldi dolaba yöneldiğimde içinden gri bir eşofman ve beyaz bir t shirt aldım, çekmecelerde içlik aramaya başladım ilk çekmecede bulamayıp ikinci çekmeceyi açtım Beyaz bir sütyen ve iç çamaşırı aldıktan sonra odanın içindeki banyo olarak tahmin ettiğim kapıdan içeri girdim, tahminim beni yanıltmadı havlularımı hazırladıktan sonra aynada kendime kısa bir göz gezdirdim berbat haldeydim, karışmış saçlarım kan olmuş vücudum... hiç beklemeden kendimi ılık suyun kollarına bıraktım ve gözlerimi kapattım... Bölüm sonu kitabı nasıl buldunuz ilk bölümümüz 💓 ig: karakalbinyanisioffical Geceleri severim, cinayet için en makûl zamandır. Peki neden cinayet işliyorum? Kısaca anlatayım ya da şöyle yapmak daha doğru olur; kendimi tanıtayım.
Ben namı değer es. Yani bildiğin es işte adım bu, özel bir anlamı yok ya da ne bileyim uzun bir ismin kısaltması da değil.
Komiser ayaz: Cinayetleri neden işlediniz?
-
-
Komiser ayaz: Size soruyorum cinayetleri neden işlediniz?
Evet şu an tamda sorguya çekiliyordum, sevdiğim adam tarafından yakalatılmıştım... inanın nasıl olduğunu ya da nasıl yakalandığımı bende bilmiyorum. Ama size nacizane tavsiyem asla aşık olmayın, aşk benim sonum oldu da denebilir. Hayatta kaç seri katil sevdiği adam tarafindan yakalatılır ki her neyse kısa kesmek gerekirse hesaplamalarım sonucunda rahat ölene dek içerideyim...O zaman hikayenin başına dönelim benim hikayemin başlamasına ve bitmesine...
Yaklaşık sekiz yıl önceydi... O zamanlar herşey güzel gidiyor demek isterdim fakat bunu söylesem yalan olurdu. 11. Sınıfın başlarındaydım,ailemi Küçük yaşta kaybetmiş yetim kalmıştım, genelde çocuklar etrafımda döner, yeeetim yeeetim yeetimm diye bağırırdı, kısaca her gün, her ders saati,her tenefüste zorbalığa uğrardım. Büyüdükçe işlerin değişeceğine inandım ama yanıldım her gün aynı kelime her gün aynı ritim, aynı şarkı, dayanamıyordum artık, ve bende çözümü öldürmekte buldum, aslında amacım o değildi biraz korkutmak belki de küçük bir şekilde yaralanmasını sağlamaktı Ama işler beklediğim gibi gitmedi tabii :)
On altı yaşında ilk kez cinayet işlemiştim işin kötü yanı bundan zevk almamdı. Ve ben bir kız çocuğunu öldürmüştüm, sınıf arkadaşımı, ve aynı zamanda bir zorbayı...
Güzel güneşli bir sabaha uyanmıştım yurt odamda oda arkadaşlarımla klasik lavaboya ilk kim girecek tartışması yapıyorduk, tartışmadan sonuç almayacağımızı anladığımızda sayışmak için anlaştık. 1234...
Evett işte beklediğim sıra 1. Yim Hemen lavaboya sırt çantamla beraber koştum. Lavabonun altına dün akşam herkes uyurken koyduğum çakıyı aldım ve çantama attım olacaklardan habersiz, planımın işleyeceğinden emin çantamı hazırlamaya devam ettim çantam hazır olunca bir kenara bıraktım ve günlük rutinime geçtim.
Kızlarla yurdun bahcesinden çıktık kaldığımız devlet yurdu okulumuza bi hayli yakındı. Içimde farklı bir his olmasına rağmen bu gün planımı devreye sokacaktım ve artık kimse benimle alay edemeyecekti.
(Bir saniyeeee böldümm ben gelecekteki es, geçmişe dönme fırsatım olsaydı küçük es'e aynen şöyle derdim, harika gidiyorsun böyle devam et ve harika bir katil ol ama aşık olma o yanlış oldu.🤭)
Okulun bahçesine adım attığımızda planımı uygulayacağım kişiyi göz hizama almıştım. Afra korkmaz. Bu bizim kilit ismimiz çünkü ilk cinayetimi bu kız üzerinden işlemiştim.
Afrayla göz temasını kesmeden okulun kapısından içeri girdim, sınıfa doğru ilerlemeye başladım. Sınıfım son katta olduğu için merdivenleri hızla çıktım tamı tamına dört kat. Bir süre sıramda tek başıma oturup oyalandıktan sonra zil çaldı ve ders saati resmi olarak başlamıştı, şimdi soracaksınız zorbalığa uğruyordun sınıfta birşey olmadı diye, tabi ki hiç-bir koyun tek başına otlamaz.
Yaklaşık bir iki dakikanın ardından afra sınıfa girdi gözleri beni bulduğunda yüzüne yamuk bir gülümseme takındı, "yetim yine burda mı? Hadi ama her gün seni görmekten bıktık defol git artık bu okuldan. Gözlerim bozuluyor." Yine alay ediyordu zengin değildim yani o zamanlar, zengin olmadığım için de lüks eşyalarım yoktu ya da beni her gün okula bırakacak özel şoförler...
Afraya göz devirdim ve sessiz kaldım...(şimdilik)
Dersler geçti öğle arası bitti ve yine dersteydik. Dersin bitmesine son üç dakika vardı kafamı afraya doğru çevirdiğimde elindeki su şişesinin içine bi toz döktü muhtemelen gıda boyasıydı, arkadaşlarına bakıp sessizce birşeyler fısıldıyordu, ders bitti çıkmaya hazırlanıyordum, hazırlığım bittiğinde atölyeye gitmek için sınıf kapısından çıktım. Afranın arkamdan geldiğini hissedebiliyordum koridora çıktığımda afra şişedeki kırmızı suyu bej rengi eteğime döktü arkam dönük olduğu için regl kanı gibi duruyordu, insanlar bana gülmeye başladı aralarında fısıldaşıyorlardı, utanmıştım ama bu gün buna bir son verecektim.
Çantamın yan cebinden cakımı çıkarmamla afraya doğru salladım ardından acı bir çığlık duyuldu yüzünü çizmiştim ama bu benim için yeterli değildi. Ellerimle saçını kavradım, yüzümü yüzüne eğdim ve sonunda bunca zaman içime attığım kelimeler döküldü "senden nefret ediyorum bunca zaman bana yaptıklarından hesap sormayı bekledim, artık elimdesin." Bağırdım "Bu da hepinize ders olsun bir daha kimseyi zorbalamazsınız" hızımı alamadım belki de o anın büyüsüydü içimden gelen sesi dinledim ve bıçağı defalarca afranın karnına sapladım.
Şaşkındım bunu yapabileceğimi ben bile düşünmemiştim peki şimdi ne yapacaktım? Boşluktaydım,donmuştum herkes çığlık atıyor hocaları çağırmaya gidiyordu, yerde yatan afranın cansız bedenine son kez baktım ölmüştü, yüzümde istemsiz bir gülümseme oluştu korkunç bir olaya vesile olmuştum, katil olmuştum ama duygularım bunu önemsemiyordu.
Evett gelelim nasıl kaçtığıma elimdeki çakıyı sallayarak çantamı alıp yangın merdivenlerine ilerledim koşmaya başladım, okul bahçesine geldiğimde kapıya doğru koştum kapıdaki nöbetçiler üstümdeki kanı büyük ihtimalle fark etti benden korktukları açıktı çünkü bu halde kendimi görsem ben bile korkardım. "KAPIYI AÇIN" diye bağırdım korktukları için hemen açtılar. Bir saniye bile kaybetmeden kapıdan çıktım koşmaya başladım nereye gideceğimi bilmeden çaresizce koştum, pışmanmıydım? Tabiki hayırr ya da biraz fazla arsızım bu olabilir sanırım...
Şehrimin kirli sokaklarında ardıma bakmadan kaçmıştım önüme geleni itiyor, arkamdan küfürler işitiyordum, alışmıştım insanların beni ezmesine haklarımın hiç edilmesine on altı yaşında bir kız çocuğu gezmeli,eğlenmeli ya da ne bileyim flört yapmalı ama bunlardan çok uzaktım, bir çocukluk çalınmıştı benden ve ben onu ne pahasına olursa olsun alacaktım, artık ezilmek kitabımda yoktu.
Nasıl yapacağımı bilmiyordum sadece durmaksızın koşuyordum, artık yurda gidemezdim muhtemelen aranan bir suçluydum, katildim... sokaklara karıştım tabi sokaklarda bana... Içimde burukluk, öfke ve korku aslında beni korkutan hayattı, artık kalacak bir yerim ve yurt arkadaşlarım yoktu öte yandan insanlar bana artık çok daha korkunç geliyordu...
Bilmediğim bir sokağa daha girdim, sokaklara girdikçe ıssız bir hal alıyordu, evsiz insanların bakışlarını hissedebiliyordum, Önüme çıkan adamla beraber durmak zorunda kaldım yüreğim korkuyla dolsa da belli etmedim, iri yarı, esmer, yarı kel, yelekli adam bana biraz daha yaklaşırken adımlarımı geri çektim. Gözlerinden anlayabiliyordum, niyeti kötüydü, Biraz daha gerildiğimde omuzlarımda büyük iki el hissettim arkama bakmaya cesaret edemedim zaten tutan kişi de buna fırsat vermedi, Boynuma doğru üflenmiş bir nefesle "Sen ne güzelsin öyle" gibi cümleler kuruyordu, "BIRAK BENI" diye bağırdım son gücümle ama bu karşımda ve arkamda duran adamı daha çok güldürmüştü, Ensemde tekrar adamın varlığını hissettim. "Ben avımı paylaşmayı hiç sevmem, ama sen grup seviyorsan ve iki kişi yetmez diyorsan bağır." Dona kalmıştım ne diyeceğimi bilmiyordum gözlerim etrafa bakıyor bir kaçış yolu arıyordum, kirlenmek istemiyordum daha küçüktüm yani ben kendimi bu konuda küçük görüyordum...
Adam ellerini önce kanlı lakosumun düğmelerinde gezdirdi sonra beni bir hışımla kendine çevirerek lakosumun düğmelerini kopardı, ardından lakosumu kanlı eteğimin içinden çıkararak büyük ellerini karnımda gezdirmeye başladı...
Ağlıyordum, çaresizdim, bir can almıştım ve bedelini çok iğrenç ve kötü bir biçimde örüyordum. Bir süre daha adam ellerini karnımda gezdirdi elleri zamanla göğüslerime doğru çıktı ağlamam şidetlendiğinde öndeki yarı kel adam "ehh ne zırladın iki keyif alcaz kapa çeneni artık." dediğinde Karşılaştığım sözlerin benim sonum olacağını anlamıştım, burada tecavüze uğrayıp bir kenara atılacaktım, kaçamıyordum, korkaktım. Derin düşüncelere dalmışken çatıdan bir ses duyuldu. "O lanet çeneni sen mi kapatsan?" Bir kız sesiydi ince ve hoş gelen bir ses. Gözlerimi yeniden açtığımda kız çatıdan atlamış adamlar beni yavaş yavaş bırakıyordu arkamdaki adamın yüzünü ilk defa görmüştüm korkuyordu, BU KIZDAN KORKUYORDU kız tahmini benim yaşlarımdaydı, kimdi bu kız? Neyin nesiydi? Ve bana neden yardım ediyordu?
"Bu ilk ve son uyarım, hiç-bir kıza özellikle reşit olmayan bir kıza el sürülmeyecek yoksa sizi bizzat kendim infaz ederim." Adamlar kızın gözlerinin içine bakarak Yalvarmaya başladı bir daha olmayacak gibisinden cümleler kuruyorlardı kız elini gidin işareti yaptığında adamlar sokağı saniyeler içerisinde boşaltmışlardı, şimdi sadece ikimiz vardık kim olduğunu bilmediğim ama bana yardım eden kız ve ben...
Gözlerime baktı bense çok utanıyordum olduğum durumdan üstüm başım kan içinde kıyafetlerim yırtılmış saçlarım karışmış... kafamı yere eğdim konuşamıyordum mahçuptum.
"Kimsin sen, daha önce görmedim seni buralarda, aklı olan bu mahalleye girmez zaten, hem polisin giremediği yabancı alınmayan mahalleye nasıl girdin sen?" Gözlerim kocaman oldu merakıma yenik düşüp sordum, "Polis giremiyor mu yani" suratına usanmış bir tavır takındı "Sen beni dinlemiyor musun? Her neyse şöyle yapalım önce bize gidelim seni bir güzel temizleyelim sonra ne olacağına karar veririz bu şekilde bu mahalleden çıkamazsın çünkü, yerler" ona güvenemezdim bana karşı fazla iyi davranıyordu ama öte yandan o adamlardan beni korudu, başka seçeneğim yoktu bu mahalle tekin değildi dediğini yaptım ve bilinmeyen yabancıyla beraber gittim...
Bir çok sokaktan geçtik her geçtiğimizde insanlar yanımdaki kıza selam veriyordu, demekki saygın biriydi, ismini henüz bilmiyordum sadece sessiz bir şekilde yanında yürüyordum yaklaşık beş dakikanın ardından diğer evlere nazaran oldukça lüks bir evin kapısında durduk, kiz önce kapıyı değişik bir şekilde çaldı bir çeşit ritim tutuyor gibiydi, onbeş saniye süren kapı ritminin ardından Kapı yavaşça açıldı ve içeri girdik.

Ev oldukça zevkli döşenmiş gri ve beyaz tona ağırlık verilmişti. Açıkçası böyle bir mahalleye böyle bir ev fazlaydı. Içeriden bir adam geldi, bir bana birde kıza baktı şaşkındı genç değildi yaşlı da değildi kısaca orta yaşlı denilebilir ama sanki öyle de değildi amaaan neyse yaş konuşacak değiliz adam şaşkınlığını gizleyememiş olacak ki "kim bu kız ve burada ne işi var?" Dedi Kız beklemeden cevap verdi "Torbacıların eline düşmüş bende orda bırakmadım." Adam duyduklarına sinirlenmişti mimikleri bunu fazlasıyla belli ediyordu. "Ihtiyaçlarını karşıla ve çıkar onu evden." Kız adama tamam anlamında başını sallayıp benim kolumdan tuttu, merdivenlere doğru yöneldiğimiz Anda "bu arada adın neydi?" Sorusunu aldım tabi doğal olarak, yani kim evine hiç tanımadan bir yabancıyı alır ki? "Es atahan" dedim kısa gülümsememle, karşımdaki kızın gözleri kocaman oldu arkadan gelen sesle az önceki adamın konuştuğunu anlayabilmiştim. "Es atahan mı? O yukarı çıksın odayı göster temizlensin seninle ufak bi konuşma yapmam lazım küçük hanım." Kız bana dönerek "yukarı çık sağdan ilk kapı banyoya git temizlen dolaptan ne istersen giyin lavabonun altında temiz havlular var" dediğinde karşılık olarak sadece kafamı sallayabilmiştim. Şaşkındım burdaki insanlar neden ismimi duyunca şaşırmışlardı, kızın dediği gibi merdivenleri çıktım sağdan ilk kapıdan içeri girdim. Oda oldukça güzeldi dolaba yöneldiğimde içinden gri bir eşofman ve beyaz bir t shirt aldım, çekmecelerde içlik aramaya başladım ilk çekmecede bulamayıp ikinci çekmeceyi açtım Beyaz bir sütyen ve iç çamaşırı aldıktan sonra odanın içindeki banyo olarak tahmin ettiğim kapıdan içeri girdim, tahminim beni yanıltmadı havlularımı hazırladıktan sonra aynada kendime kısa bir göz gezdirdim berbat haldeydim, karışmış saçlarım kan olmuş vücudum... hiç beklemeden kendimi ılık suyun kollarına bıraktım ve gözlerimi kapattım...
Bölüm sonu kitabı nasıl buldunuz ilk bölümümüz 💓 ig karakalbinyanisioffical |
0% |