@karla_yazar
|
Issız sokakta benden başka kimse yoktu. İşten yeni çıkmıştım ve saat 11 di benim 9 da evde olmam gerekiyordu. Bir yanım eve gitmek istemese de diğer yanım pekte iplemiyordu açıkçası. Olacaklar belliydi. Dayak yiycektim. Bende biraz kendimden bahsedeyim adım Özge annem babam ve abim beni hiç sevmezler. Kendimi bildim bileli hep hakaretlere, şiddete ve bazı işkencelere maruz kalıyorum 16 yaşındayım ama 14 yaşımdan beri bir kafede çalışıyorum babamın zoruyla ona maaşı daha az söyledim söylediğim kadarını ona verip gerisini biriktiriyorum. Okulda derslerim iyi onlardan kurtulmak için tek çarem bu olduğu için önem veriyorum. Güzel resim çizerim aynı zamanda şarkı söylemeyi de çok severim. Hiç arkadaşım yok. Yani bu kadar öyle ağam şaham bir hayatım yok. Bu arada eve de geldim yatmış olmaları için dua ederek kapıyı anahtarımla sessizce açtım. Kapıyı açmamla birinin saçımı yakalaması bir oldu. Babam saçlarımı eline dolayıp "Neredeydin lan sen bu saate kadar? " dedi. "İşteydim. Hani senin, karının yada biricik oğlunun incileri dökülmesin diye beni yolladığınız işte." dedim. Saçıma daha çok asıldı sonra bana sert bir tokat attı yere düşünce tekmelemeye başladı sonrada kaçınılmaz kemer sahnemiz ama artık alışmıştım. Bir süre sonra yorulup bırakıp gitti. Karısı da onun arkasından bana pis bakışlar atarak yüzündeki keyifli sırıtışla gitti. Bir kaç dakika sonra abim yanıma eğildi ve " Çok acıdı mı canım kardeşim?" dedi. Pislik herif sonra o da aynı sırıtışla gitti. Bende zar zor kalkıp odama gittim. Pansuman yapıp yattım. İnanıyordum bir gün onlardan kurtulacaktım. Sabah yine anne müsveddesi kadının sesiyle uyandım. "Kalk lan kahvaltı niye hazır değil keyif yap diye mi bakıyoruz sana." Hah bakıyorlarmış baktıkları halim buysa bakmadıklarını merak ediyorum. Kilerde kalıyorum yatağım bile yok yalnızca ince kirli bir pike toplasan 10 tane kıyafetim var. Prensesleri çatlatırım ayol. "Hala kalkmadın mı kalk artık." Neyse kalkayım da şu malları doyurayım. Kalktım hemen mutfağa geçip kahvaltı hazırladım sonrada hiçbirinin yüzüne bakmadan kilere geri gittim. Pansuman yapıp kıyafetlerimi giydim saçımı taradım. Sonra oturup beklemeye başladım çatal kaşık sesleri kesilince mutfağa gidip kalanlardan bir şeyler atıştırdım. Öğlen arası içinde bir sandviç hazırlayıp çantama koydum. Sonrada hiçbirine gözükmeden evden çıktım. Yaklaşık 15 dakika yürüdükten sonra kafeye vardım. Önlüğümü takıp müşterilerle ilgilenmeye başladım. Akşam erken bitmişti işim hızlıca eve gittim. Kimseye gözükmeden odama gidiyim diyecektim ki o iğrenç sesi duydum." Özge gel buraya. Hastanede bebekler karışmış yarın DNA testi yapılacak." Sabaha kadar uyuyamadım gece. Gerçekten bir karışıklık olmuş olabilir mi? Eğer olmuşsa ben boşuna mı bunca işkenceyi çektim. Günlerce aç susuz kaldım. Kafamda boş ver kırkı 100 tilki dönmüştü o gece. Kilerin küçük camından güneşin doğduğunu görünce mutlu oldum çünkü gün batımını ya da doğumunu izlemeyi seviyorum. Peki varsa yeni ailem nasıl insanlar acaba? Kafam hala orda ne yapacağımı bilmiyorum. Neyse kalkayım da şunlara kahvaltı hazırlayayım. Mutfaktaki saate baktığımda saat 8.30 a geliyordu. Kahvaltıyı hazırlamıştım. Kilere geçip üstümü giyinmeye başladım. Üstümü giyinmiş yatağımda oturuyorum aynı zamanda bugün olabilecekleri düşünürken gıcık vol3 ü duydum. "Özge gel buraya" hah biricik abiciğimmm pislik ya. Neyse gideyim. Arabaya bindik biricik anneciğim hariç hiç kimse konuşmuyordu. O da benden kurtulunca yapacağı kutlamayı anlatıyordu. Hah çok da tın. 15-20 dakikanın ardından hastaneye geldik. DNA testi yapacak olan doktorun odasına geçtiğimiz de bir çift ve boya kovasına düşmüş bir kız gördüm. Yine çok komiğim ama napıyım o nasıl makyaj baklava gibi 40 kat. "Evet küçük hanımlar sizi sırayla şu koltuklara alalım." Ben gidip kan verdim sonra kız ama acır filan mızmızlanarak 10 dakikanın sonunda kan verdi. Kendi hataları ya hemen 1 saate çıkıyormuş. 1 saat sonra doktor önündeki bilgisayardan sonuçlara baktı. Özge Pak Melih Korkmaz'ın kızı. Ezgi Korkmaz Mehmet Pak'ın kızı. Eee ne olacak yani şimdi diye düşünürken hemen atladı boya kovası "Ben gerçek ailemle gitmek istiyorum." Lan insan bu kadar mı gamsız olur. Bi üzül en azından üzülmüş gibi yap. Neyse onlar kızlarını alıp gidince adının Melih olduğunu öğrendiğim bey "Sende bizimle geleceksin değil mi kızım?" mecbur olumlu anlamda kafa salladım. Gözleri parladı resmen adamın kimse benim için mutlu olmamıştı şaşırdım. Sonra arabaya bindik. Arabada kadın konuşmaya başladı. "Kızım ben Defne bu da eşim Melih kızım sana ailemizden bahsetmek istiyorum 4 abin var 3 ü Ezgiyle iyi anlayamadıkları için yurt dışında şirketle uğraşıyorlar. 3ü de mimar. Diğer abin 1 sene sınıfta kaldı bu yüzden henüz lise de. Bir de bir ikizin ve bir adet de küçük kardeşin var. "What dedin gülüm?" Deyiverdim birden kadın ve adam gülmeye başladı. Sonra kadın bir dondu sonra ağlamaya başladı adamda bende kalakaldık. Kadın hemen diz çöküp elimi tuttu. "Kızım çok mu geldi ne olur gitme ben ilk başta anlaşamasanız da sonradan anlaşıcanıza eminim. Ne olur gitme annem." Diyip ağlamaya devam etti. Ben temas sevmediğim için ellerimi çektim. Adama dönüp "Ben temas sevmem lütfen gözyaşlarını siler misiniz?" dedim. Adam önce durdu sonra onaylar anlamda kafasını salladı ve eşini koltuğa otutturup gözyaşlarını sildi. "Ben özür dilerim öyle söylediğim için ama siz beni yanlış anladınız ikisi ikiz 7 çocuk doğurmuşsunuz ama manken gibisiniz o yüzden söyledim" diyince kadın biraz duraksayıp yüzünde tatlı bir tebessümle teşekkür etti . O sırada araba durdu ve saray gibi bir villanın k apıları açıldı. |
0% |