Yeni Üyelik
10.
Bölüm

10. Bölüm

@karla_yazar

Saatler ilerlemiş akşam vaktiydi. Hepimiz salonda oturmuş sohbet ediyorduk. Efe de benim kucağımda saçlarımla oynuyordu. Kapının çalmasıyla hepimiz ayaklandık. Hizmetli abla kapıya ilerledi ve bizde hole geçtik. İçeri giren iki kadın ve 3 genç kız herkesi süzdükten sonra kadınlar babama ilerlediler.


G: Melih canım kardeşim nasılsın?


Diyip babama sarıldı. Onlar ayrıldıktan sonra babam salona davet etti. Hepimiz yerleştikten sonra babam konu açmak ve gerginliği azaltmak için konu açmaya çalıştı.


M: Ee çocuklar enişteler falan nasıllar?


N: İyiler iyiler. Siz nasılsınız kimdir yeni kızın?


- Ee ben Berfu Alkım. 16 ya..


G: Densiz burada büyükler konuşurken ve sana söz hakkı verilmemişken sen nasıl konuşursun.


- Afedersiniz ben tutsak olduğumu bilmiyordum.


N: Densiz sen ablamla nasıl böyle konuşursun. Hem senin o makyajın ne öyle.


- Kendi kızlarınıza bakın isterseniz tabi boya badana yapılmış yüzlerinden gerçek yüzlerini unuttuysanız sizin sorununuz. Ayrıca ben kendimi size ezdirecek değilim, siz benimle düzgünce konuşursanız bende sizinle düzgün konuşurum.


M: Hanımlar yeter lütfen ayrıca Berfum haklı. Onu ezmeye kalkmayın.


S: Baba yemek yiyelim. Herkes acıkmıştır.


D: Aaa evet Sarp doğru söylüyor. Buyrun sofraya.


G: Hah birde evin hanımı güya yemek saatini bile oğlu haber veriyor.


Annemin buna sinirlendiği apaçık ortadaydı.


- Bakın büyüğümsünüz ama daha geleli 1 saat bile olmadı bu ne tavırlar. Dağdan gelip bağdakini kovacak gibi olacak ki olmalı da. Sakın bir daha annemle böyle konuşma!! Size ne oğlu değil mi annemize yardım etmek boynumuzun borcu. Şimdi adabınızla sofraya geçin yemeğinizi yiyin ve oturun. Bir dahaki saçma sapan konuşmanızda babamın kardeşidir büyüğümdür demem koyarım kapının önüne hepinizi!!!


Sonra da annemin yanına gidip yanağından öptüm ve koluna girerek masaya ilerledim. Annemle sofraya oturduk ve tabağımıza yemek koymaya başladık. O sırada kapının çarpılma sesini duyduk. Sonra da babamlar içeri geldi. Herkes bana gururla bakıyordu. Rüzgar denen abi müsveddesi bile.


Yazar'dan


Herkes Berfu'nun yaptığıyla gurur duymuştu ama şayet en çok gurur duyan Defne idi. Kızının onu böyle savunması onu hem çok duygulandırmış hemde mutlu etmişti. Yemekten sonra salonda oturup sanki bu olaylar hiç olmamış onlar hep bir aileymiş gibi sohbet ettiler. Bir kişi hariç. Rüzgar...


Rüzgar her ne kadar üzülse de buna açıkçası pişman olmaya başlamıştı ve Berfu'dan özür dilemesi gerektiğinin farkındaydı.


Efe'nin uyku saatinin gelmesinin üzerine Berfu annesine onun bugün çok yorulduğunu ve Efe'yi kendinin yatırmak istediğini söyledi. Herkese iyi geceler diledikten sonra Efe'nin elinden tutup merdivenlere yönlendirdi. Aklına gelen şeyle hemen arkasına dönüp Atilla'ya elini uzattı.


B:İkiz bu ara unuttun beni hadi bu akşam üçümüz yatalım.


Atilla ikizinin bu dediğine çok mutlu olsa da diğer herkes kıskançlıkla izledi onları ama en çok kıskanan kişi Rüzgardı.


İkizler ve Efe yattıktan sonra Defne ve Melih kahvelerini kış bahçesinde içme kararı aldılar. Çocuklar ise Berfu ile ilişkileri hakkında düşünüyordu. Ama Sarp kardeşinin vücudunda gördüğü izleri unutamıyordu. Ancak Berfu ile konuşmadan da kimseye bir şey demek istemiyordu.


E: Abla abla uyan hadi ben acıktım. Ablaaa.


- Ablacım birtanem ne olur yat uyuyalım.


E: Ama abla ben acıktım.


Efe bana öyle bir baktı ki içim eridi. Hemen kalktım.


- Tamam yakışıklım hadi gel sana kahvaltı hazırlayayım.


Atilla'yı uyandırmamaya çalışarak yataktan kalktık. Saat 6.30 du.


- Ablacım sen niye bu kadar erken uyandın?


E: Abla dün canım çok yemek istemedi. O yüzden acıktım kızdın mı?


- Asla bebeğim sadece senin yemek ve uyku düzenin bozulabileceğini düşündüğüm için söyledim. Ben senin ablanım benden korkma nolursun ben o kız gibi değilim size ne yaptığını bilmiyorum. Ama ben sana da abilerine de anne babana da zarar vermem.


E: Özür dilerim abla ben seni üzmek istemedim ki.


- Önemli değil bir tanem Ama seni çok sevdiğimi bil tamam mı ben büyüyünce evden gidersem seni görmeye gene gelirim ki bırakmam seni.


E: Abla gidecek misin?


- Belli değil ablacım boşver sen onu daha belli değil. Hadi gel sana yemek hazırlıyım sonra da abla kardeş annelere kahvaltı hazırlayalım.


E: Tamam abla.


Efe'yle aşağı indik. Ablalar daha kahvaltı hazırlamaya başlamamıştı. Efe'ye sandviç hazırlamaya başladım. Sandviç hazır olunca Efe'nin oturduğu mutfaktaki tabureye ilerledim.


- Yakışıklım sen yiyebilir misin yoksa ben yedireyim mi?


E: Ben yerim abla.


- Tamam bebeğim. O zaman ben kahvaltıyı hazırlamaya başlayayım. Sende sandviçini bitirdikten sonra yardım edersin tamam mı?


E: Tamam abla.


- Ne yapmamı istersin kahvaltıya canım?


E: Eee şey krep, patates patates de yapalım. Başkaaa yeşilli yumurta ee şeyde yapalım menemen evet ondan da yapalım abla bugün akşam babanemler de gelecek onlara da yapalım.


- Tamam ablam şimdi bizim kahvaltımızı hazırlayalım. Sonra babaneler içinde akşam yemeği hazırlayalım olur mu?


E: Olur ablam.


Dedi ve sarıldı bende ona sarıldım.


- Seni çok seviyorum birtanem.


E: Bende ablam.


- Hadi sen ye bende başlıyım.


Gidip önlük giydim ve malzemeleri çıkarmaya başladım. Önce menemeni yapsam iyi olur yemek saatine yakın yumurtasını da kırarım. Çayı koyduktan sonra menemen için biber ve domatesleri soyup doğramaya başladım iki ayrı tavada soğanlı ve soğansız menemen yaptım. Onlar pişerken bende krep için harç yapmaya karar verdim. Patates ve sosis de kızartıp harcı hazırladıktan sonra çayı demledim. Efe'ye o yeşilli yumurtanın ne olduğunu sorduğumda yumurta piyaz olduğunu öğrendim. Onun içinde sebze doğrarken bir yandan krepleri de pişirip hizmetli ablaları mutfaktan kibarca kovdum. Yumurtaları da haşlanması için ocağa koyduktan sonra kaynayan çayın altını kıstım. Hava güzel olduğu için masayı bahçeye kurmaya başladık. Sofra hazır olunca menemenlerin yumurtalarını da kırmaya başladım. O sırada yemek odasından gelen seslere gülümsedim. Annemler masanın neden hazır olmadığını soruyorlardı. Efeyle yemek odasına gidip kapıya yaslandık. Babam bizi görünceye kadar bekledik.


M: Çocuklar size niye bu kadar erken kalktınız?


E: Baba biz kahvaltı hazırladık.


D: Ee nerede oğlum?


- Hava güzel bahçeye kurduk o yüzden. Hadi yemeğe geçelim.


Hep beraber masaya geçtik. Atilla ile Efe birer yanıma oturdular.


A: İkiz beni ekmişsin.


- Olur mu öyle şey saat daha erkendi uyandırmak istemedim.


D: Neden iki menemen var kızım?


- Şey biri soğanlı biri soğansız o yüzden ben nasıl sevdiğinizi bilemedim de.


Gözümün önüne gelen anılarla derin bir nefes aldım. Karşımda oturan Lodos bana tebessüm edince bende ona hafif bir tebessüm ettim ve kahvaltıya devam ettim.


M: Çocuklar biliyorsunuz akşama babaneniz ve dedeleriniz gelecek yarın da okul için alışverişe gidin eksiklerinizi alın.


A: Tamam baba.


Para meselesi açılınca kesinlikle part time bir iş bulmam gerektiği geldi aklıma fazla bir birikmiş param yoktu ve ben kimseden para isteyemezdim lugatımda yoktu. En iyisi şu sekreter yüzünden ertelediğim meseleyi kahvaltıdan sonra babamla konuşmak.


E: Baba biliyor musun biz ablamla babaneler içinde yemek yapacağız.


M: Aa öylemi ama akşama çok kalabalık olacağız oğlum yorulursunuz zahmet etmeyin.


E: Yaaa ama baba abla babama bir şey desene izin vermiyor.


- Tamam bir tanem ikna ederiz biz babayı sakin ol. Baba yaparız yemek ne olacak hem belki annem de yardım etmek ister anne kız ve çok tatlı bir prens yemek yaparız.


D: Olur olur tabi biz yemek kızımla yani şey beraber bugün mü?


Annemi bu tepkisine hepimiz güldük.


- Evet annem beraber ben senin kızınım tabi istemiyorum dersen orası başka.


D: İstemez olur muyum hiç ne zaman başlıyoruz?


- Öğlenden sonra anne daha saat 8 olmadı sakin ol. Hadi yiyin yemeğinizi.


Babamın kahvaltısı bittiğinde babam çalışma odasında olacağını söyledi. Bende afiyet olsun diyip babamın yanına çıktım. Kapıyı çalıp babamın gel komutuyla içeri girdim.


- Baba müsaitsen bir şey konuşabilir miyiz?


M: Tabi prensesim. Bir sorun mu var?


- Baba bak ben 2- 3 senedir çalışıyorum ve başkasından para almaya alışık değilim daha önce söylediğimde de reddettin ama lütfen ben çalışmak istiyorum. Şirkete de bu yüzden gelmiştim zaten. Bari şirkette çalışsam ya da eve veya şirkete yakın bir yerde part time çalışacağım zaten okulla beraber idare edebilirim lütfen baba.


M: Kızım, buna gerek yokki hem ben senin babanım tabiki benden para alacaksın utanmana çekinmene gerek yok. Ama bunun için tek başıma karar vermeyeceğim madem istiyorum diyorsun o zaman abinlerle ve annenle konuşalım ortak bir karara varalım olur mu?


- Olur.


M: Ama kabul etmek için bir şartım var madem istiyorsun çalışmak biliyorsun ki abilerin de şirkette bana yardım ediyorlar. Şuan Rüzgar' ın sekreteri yok ama aranız kötü olduğu için ya Lodos abine ya da Sarp abine sekreterlik yapacaksın tamam mı? Yapacağın şey belli zaten günlük olarak sabah bugünkü programını mail atarsın okuldan sonra da şirkete geçersin ve dosya düzenleme ve dosyaları sisteme işleme gibi işleri halledersin abinlede eve gelirsin tamam mı? Maaş tutarını da çalışma isteğin ve abilerinden biri seni sekreter olarak kabul ederse konuşuruz tamam mı?


- Tamam da baba ne uzun konuştun ya maşallah.


Babam benim bu dediğime güldü.


M: Hadi o zaman herkes evdeyken bu konuyu halledelim.


Salona geçtik ve herkesin gelmesini bekledik. Herkes geldikten sonra konuşmayı onlara da anlattık. Başta mırın kırın etseler de biraz zorlayarak kabul ettirdim. Sarp ve babam daha yoğun olduğu için Lodos abimin sekreteri olarak bir hafta sonra okulun açılmasıyla bende çalışmaya başlayacağım. Babam ise maaş olarak 2.500 TL teklif etti bende kabul ettim aslında fazla ama yine de fazlasını biriktiririm diye düşündüm.


Öğlenden sonra annem ve Efe ile planladığımız gibi yemekleri yaptık şimdi sadece aile büyüklerinin gelmesi kaldı. Çalışacağım için çok mutluyum. Ben de bu haberi arkadaşlarımla paylaşmam gerektiğini düşünüyorum ama onlarla daha yeni tanıştım ne yapsam ki.


Birileri kararsız mı kalmış.


Ya off iç ses ya gıcıklık yapma.


Aman senin de için geçmiş ya sıkıcı.


Off git yaw.


İç sesimle konuşmamı bölen şey kapının çalmasıydı. Hepimiz ayağa kalktık. İçeri yaşlı bir kadın ve iki adam girdi. Babamlarla selamlaştıktan sonra bana döndüler. "Gel kızım çekinme sana sarılayım."deyip bana doğru hamle yapan babanem ile geriledim. Şaşıran babanem ile daha çok geriledim ve onlardan olabildiğince uzaklaştım.


A: İkiz sakin ol sarılmayacak kimse sana tamam mı?


- Atilla kızacaklar.


A: Hayır Berfu. Bak ben seni korurum tamam mı bak sadece ben yanına geleceğim tamam mı?


Başımla onayladım. Atilla hemen yanıma gelip bana sarıldı.


M: Anne ve babalarım Berfu'nun temas konusunda biraz sıkıntısı var hemen sizinle temas kuramaz maalesef Atilla ve Efe'den başka kimseyle rahat temas kuramıyor. Defne ile bende dahil.


Onlar da onaylandıktan sonra biraz salonda oturduktan sonra hizmetlinin yemek hazır demesiyle yemek odasına geçtik. Yemek yerken herkes sessizdi.


Loading...
0%