Yeni Üyelik
14.
Bölüm

14. Bölüm

@karla_yazar

Uraz'dan


Berfu'nun dediği şeylerle yıkıldım mahvoldum. Neler anlattı öyle güzelim. Bir çocuğa bunlar nasıl yapılır. Sadece belli başlı şeyleri anlattığı halde ben dayanamadım. Ben...


Peki son söylediği. Onu bu haliyle sevmeyeceğimi mi sanıyor? Tecavüze uğradığı için kendini suçlu tutup bizden uzaklaştı.


- Berfum severim tabi ki her halinle severim seni. Niye böyle düşündün ki.


B: Abi bana dedi ki kimse sevmezmiş beni. İstemezmiş kimse. Uğursuzmuşum bir de kirlisin dedi. O adam bıraktı beni diye. Yine başına kaldım diye. Bunları birine anlatırsam sevmezmiş beni. Abi ben kendimi yıkadım ki. Vallahi billahi yıkadım abi hemde çok sıcak suyla vallahi abi. Bari sen inan bana ne olursun?


Aynı şeyleri söyleyip duruyor. Ona inanmayacağımı düşünüyordu. Allah'ım ne olur dayanma gücü ver. Bu çok ağır. Canıma neler yapmışlar. Hemen Berfu'nun yanına gidip bana yaptığı gibi sarıldım. Benden uzaklaşmaya çalışıp bağırdı.


B: Bırak bırak ben pisim bırak!


- Bırakmam bırakmam seni. Ben sana inanıyorum. Hem sen pis değilsin kirli değilsin meleğim. O insan demeye bin şahit isteyen mahlukları bulacağım. Doğduklarına pişman edeceğim. Onlar söyledikleri yalan güzelim. Seni tanıyan herkes seni sever sen kötü biri değilsin. Uğursuz hiç değilsin. Bak bana abim. Bak güzelim. Yanındayım ben.


Kafasını kaldırıp bana baktı. Doğru söylediğimi anlayınca sımsıkı sarıldı. Biraz omzumda ağladıktan sonra uyuyakaldı.


- Sarp işlemler tamam mı?


S: Evet abi.


- Hadi o zaman çıkalım. Sen topla eşyaları iki üç parça bir şey zaten.


Sarp beni onaylayıp topladı. Sonrasında arabaya yerleşip yola koyulduk. Yoldayken Berfu kımıldadı sonra başını boynuma daha çok yaslayıp derin bir nefes aldı. Sonra da kımıldamadan uyumaya devam etti. Eve vardığımızda Berfu hala uyuyordu. Uyandırmaya kıyamadığım için Berfu kucağımdayken eve girdim. Herkes salonda oturuyordu. Annem daha doğrusu beni tımarhaneye kapatan kadın "Berfu'ya ne oldu?" Dedi hemen.


- Uyuyor araba yolculuğu onu yoruyor.


Dedim ters ve soğuk bir şekilde. Berfu'yu bırakmak istemediğim için o kucağımdayken bir koltuğa oturdum ve bir kolumu açıp Atilla'ya baktım. Hemen yanıma gelip sarıldı. Efe uyuyormuş zaten. Kardeşlerimle sarıldıktan sonra ayağa kalktım.


- Ben Berfu ile uyuyacağım. Kimse bizi rahatsız etmesin.


Berfu'yla birlikte yukarı çıktım. Kapıları tek tek açıp Berfu'nun odasını bulduktan sonra onun yanına yatıp kendimi hayatımın en güzel en mükemmel uykusuna bıraktım.


Berfu'dan


Uyandığımda yanımda gördüğüm kişiyi bir an hatırlayamadım. Uraz abim. Uraz abi bana diğerlerinden daha farklı geliyor. Belki de inansalardı ben o iğrenç şeyleri yapamayacağım için. Belli etmek istemesemde canım çok yanıyor. Ama sanki abim beni anlıyor gibi geliyor. Umarım beni bırakmazsın abi. Abimin saçları ilgimi çekti. Usulca elimi saçlarına götürüp oynamaya başladım. Abim beni daha çok kendine çekip uyumaya devam etti. Saate baktığımda akşam yemeği saatiydi. Abimin yanağını öptüm usulca. Hala içimdeki küçük çocuk insanlardan çok korkuyor. Ya kızarsa diye. Bu sefer abim benim saçlarımla oynadı ve yanağımı öptü.


U: Benden utanma can parçam.


- Abi.


U: Söyle güzelim.


Sıkıca sarıldım.


- Gitme!


U: Beni senden ancak ölüm ayırır o da boyut ayrımı onun dışında ben senin hep yanındayım. Bırakmam seni bırakamam ki yaşayamıyorum diyemem yaşıyorum ama yaşamanın hiç bir anlamı, tadı olmuyor can parçam.


- Abim çok seviyorum seni. İlk gördüğümden beri diğerlerinden farklı bir his.


U: Bencede güzelim. Bak Atilla ile ikizsiniz. Onu da çok seviyorum ama sen sevdamsın güzelim. Başka hiç bir kadına duymadığım duymayacağım masum ama yoğun bir sevda. Aşk vb. gibi değil. Anlıyorsun değil mi güzelim. Hayata anlam katan masumiyetimsin.


- Ama..


U: Şştt unut o konuyu anladım ben ne demek istediğini ama artık geçmiş yok. Anlaştık mı?


- Anlaştık. Abi hadi yemeğe inelim.


U: Sen ne dersen o sevdam.


- Abiii!! Dizlerim yara oldu ya.


U: Hii. Ne oldu ki birisi mi bir şey yaptı?


- Yok. Sen bu kadar tatlı olunca düşe düşe oldu.


U: Korkuttun beni.


- Özür dilerim. Hadi yemeğe inelim. Sonra aç kalırsın.


Abim bu dediğime tebessüm edip beni kucakladı ve giyinme odama getirdi.


U: Ne giydireyim bebeğime?


- Sen mi giydireceksin abi?


U: Evet hep seninle ilgilenmeyi hayal ederdim. Hanfendi bugün ne giymek ister acaba?


Abim beni giydirirken ne kadar utanmamaya çalışsam da biraz utanmıştım abimin bana çaktırmadan sırtıma baktığı gerçeği de var tabi. Sonra abim yine bebek gibi beni kucaklayıp aşağıya inmeye başladı. Bir yandan da bana sorular soruyordu.


U: En sevdiğin yemek ne güzelim?


- Tavuk sote ya da pizza olabilir çoğu şeyi çok seviyorum abi.


U: Pekii. Çalmak istediğin bir enstrüman var mı?


- Hayır abi böyle iyiyim. Sen ne seversin abi?


U: Seni.


Abimin bu söylediğine kıkırdadım. Başımı abimin boynuna gömdüm. Yemek odasına ulaşınca herkes bize bakmaya başladı. Annem ve babamı hatta sinirim geçene kadar Defne hanım ve Melih beyi görmezden geldim. Ama Rüzgar hariç kardeşlerime küçük bir tebessüm ettim. Efe beni Uraz abimin kucağında görünce şaşırdı.


E: Abla bu abi kim?


- O da abimizmiş ablacım. Uzaktaymış gelemiyormuş.


Defne Hanım ve Melih beye ters bir bakış attım.


- Abicim Atilla ile Efe'nin arasına oturalım mı?


U: Sen nasıl istersen can parçam.


Abim beni sandalyeye bırakmayıp yine benimle oturdu. Hem bana yemek yedirdi hem de kendi yedi. Yemekten sonra salona geçtik. O sırada gök gürledi. Benim yanımda oturan Efe hemen bana sarıldı.


E: Abla yine birlikte uyuyalım mı? Bu gece de ses yapacak bulutlar.


- Abimle uyuruz diye düşünmüştüm. Üçümüz uyuyalım mı? Hem sende abimle hiç uyumamışsın Efeciğim.


Abim beni bakışlarıyla onaylayınca rahatladım. Efe biraz çekinse de kabul etti.


Sabah uyandığımda çok susadığım için komidinin üzerindeki bardağa ulaşmaya çalıştım ama şu almayı unutmuşum. Yavaşça abimin kollarından çıktım ve mutfağa indim. Şu içtikten sonra tekrardan yukarı çıkacaktım ki bir ses duydum biri bağırıyordu. Seslerden anladığım kadarıyla Uraz abimdi seslerin geldiği yöne gidince Uraz abimi babamın yakasına yapışmış bir şekilde buldum.


U: Nerede lan Berfum. Ne yaptınız ona.


M: Oğlum biz niye Berfu'ya bir şey yapalım. Uyuyordu seninle.


U: Lan siz değil misiniz öz oğlunu tımarhaneye kapatan?


D: Uraz.


U: Kes bir şey duymak istemiyorum!


- Abi.


Abim hemen bana döndü ve babamın daha doğrusu Melih beyin yakasını bırakıp bana doğru geldi. Sıkıca sarıldı.


U: Neredeydin sen meleğim? Uyandım yanımda yoktun.


- Susamıştım ama odaya şu almamışım.


U: Çok korktum can parçam. Seni yine kaybettim sandım.


- Korkma abim bundan sonra yanındayım.


M: Kızım konuşalım mı biraz?


- Peki konuşalım. Gel abim.


Abimin elinden tutup ikili koltuğa oturdum. Dolayısıyla abimde yanıma.


M: Kızım bize niye soğuksun?


- Siz değil misiniz abimi oraya kapatan.


M: Ama kızım biz..


- Ne siz? Allah korusun Efe'ye böyle bir şey olsa ben bu çocuk Efe değil desem beni de mi oraya kapatacaksınız?


D: Asla kızım.


- O zaman abimi niye kapattınız? Hemde o sizin ilk çocuğunuz , ilk göz ağrınız.


M: Kızım Uraz seni kaybedince yabanileştiği için..

Loading...
0%