Yeni Üyelik
15.
Bölüm

15. Bölüm

@karla_yazar

- NE DEMEK YABANILEŞMEK BU NASIL BIR TABİR BU NASIL ANNE BABALIK SIZ BUNU ÇOCUĞUNUZA NASIL SÖYLERSİNİZ! YAZIKLAR OLSUN! SIZE GÜVENME AİLE OLMA ÇABALARIMA YAZIK! REŞİT DEĞİLİM OLSAM BURADA BIR DAKİKA DAHA DURMAM AMA MAALESEF! ABİM SİZİ AFFEDENE KADAR BANA YAKLAŞMAYIN! KIZIM DAHI DEMEYİN! Abim ben yukardayım sende gelirsin. Atilla ve Efe siz de benimle gelin bir şey konuşacağım.


Benimle beraber yukarı gelen Atilla ve Efe'yi yatağa oturttup bende oturdum.


- Efeciğim bak canım Uraz abimle annemle babam küsmüş. Bende annemle babama kızdım ama sen üzülme tamam mı?


E: Tamam abla.


- Hadi sen odanda oyuncaklarınla oyna.


Efe çıktıktan sonra Atilla'ya baktım.


- Atilla sen başından beri aile olalım istiyorsun ki zamanla abilerinle aramız düzelecek ve biz gerçekten kardeş olacağız ama Defne hanım ve Melih bey benim için yok. Bir daha anne baba diyemem onlara sadece abim affederse eski bir tanıdık gibi mesafeli bir şekilde devam eder. Bu durumlar bizim ilişkimizi etkilemeyecek siz benim her zaman biriciklerim olarak kalacaksınız. Bir de bu şiddet meselesi Sarp ile abim biliyor onlar kime söyledi bilmiyorum sen yine kimseye bir şey söyleme. Abime hayatımı anlattım. İkizimsin diğer yarımsın bilmen gerek diye düşünüyorum.


A: Teşekkür ederim ikiz ve anne babama bende kızgınım. Peki sen bize kızgın mısın?


- Bana niye söylemediniz?


A: Bize daha alışamamıştın kafanı karıştırmak istemedik.


- Peki abim ne hissederdi siz görüşmeye gidince?


A: Abim.. Benim sık sık kalbim ağrır ya da vücudum da yanma, uyuşma gibi şeyleri çok hissederim. Abimi görmeye gittiğimde de olmuştu abim elimi tuttu ve bana sıkıca sarıldı. "Can parçam çok üzgün" dedi. Ben şuan çok mutluyum keşke o zaman abime inansalardı ama maalesef. Beni her gördüğündesen geliyordun bence aklına çünkü biz çift yumurta ikiziyiz ve seni hayal etmeye çalıştığını düşünüyorum.


(Not: Internette ikiz telepatisi diye bir şey yok diyor boş verin bence var kitap bu herşey benim uydurmam. )


- Teşekkür ederim ikiz.


Ona sarıldım o da bana sarıldı ve bir süre öyle durduk kapı çalınca uzaklaştım.


- Gelebilirsiniz.


Gelen Uraz abimdi.


U: Bölmüyorum ya.


- Hayır tabiki abi sohbet ediyorduk.


U: Tamam. Hadi kardeşim sen çık ben Berfu ile konuşacağım.


A: Tamam abi.


O çıktıktan sonra abim benim yanıma gelip oturdu.


U: Niye öyle davrandın can parçam?


- Abi nasıl davranmamı bekliyorsun? Onlar siz kardeşleri birbirinden ayırmış. Efe'nin senden haberi bile yok. Sen gerçekten affedene kadar benim için Defne hanım ve Melih bey olacaklar sonrasında da anne baba diyemem onlara tekrar. Aile duygusunu tatmadım ama bu olmadığından eminim. Biz onlarla burada gülerken senin orda canının yanması değil. Sen dahil kimse kusura bakmasın kararım bu.


U: Tamam meleğim benim. Sen ne dersen o. Dışarı çıkalım mı seninle?


- Olur.


U: Nereye gitmek istersin?


- Önce kahvaltıya gidelim sonra da sen beni parka götür. İstediğin gibi küçük bir çocuk olarak.


Bunun üzerine Uraz abim bana sıkıca sarıldı.


U: Seni o kadar çok seviyorum ki kelimeler yetmiyor can parçam.


Abimle salona indik.


- Abimden küçük insanlar biz dışarı çıkıyoruz.


Sonra kahvaltımızı yaptık ve aheste aheste yürüyerek parka geldik.


U: Önce neye binmek istersin bir tanem?


- Salıncak salıncak.


U: O zaman buyrun hanfendi emrinize amadeyim.


Abim beni bir süre salıncakta salladıktan sonra kaydırak takteravalli vb. bir çok oyuncağa bindikten sonra eve dönme kararı aldık.


- Abi müsait olduğun bir zamanda seni arkadaşlarımla tanıştırmak istiyorum.


U: Tabi olur bebeğim bugün cumartesi zaten yarında tatil sor arkadaşlarına müsaitlerse tanışalım.


- Tamam abim.


U: Arkadaşlarından biraz bahseder misin güzelim?


- Tamam üvey abi parkta beni sıkıştırdı. O sırada onlar kurtardı beni öyle tanıştık. 3 kişiler birincisi Araf Yekta Bozkurt. İkincisi Emir Ulusoy. Üçüncüsü İlker Oğuz Vural. Oğuz grubun neşeli böyle şakacı kişisi. Diğerleri daha sakin.


U: Anladım meleğim.


- Aa melek demişken Araf'ın da kız kardeşi varmış adı da Melek miş.


U: Ne güzel.


- Abi şeyy?


U: Ne oldu güzelim?


- Benim saçımı örer misin?


U: Gerçekten mi?


- Ya..yani istemezsen..


U: İstememek mi? Hep böyle şeyler hayal ettim ben güzelim. Tabiki örerim hatta eve gidince sen duş al sonra öreyim yarın da açarız güzel durur ne dersin canım?


- Olur abim çok güzel fikir.


Eve vardığımızda herkes salondaydı. Beni gören Efe koşarak yanıma geldi.


E: Ablaaa.


- Ne oldu ablasının biriciği?


E: Ben küçük müyüm?


- Evet ablacım daha 3 yaşındasın ama büyüyorsun. Büyüyünce kocaman bir delikanlı olacaksın sen.


E: Delikanlı ne demek abla?


- Ee delikanlı genç erkeklere denir.


E: Abla abimlere kız. Onlar bana küçük dedi.


- Tamam ablacım ben hallederim sen hiç merak etme. Uykun var mı?


E: Yaaa. Uyumak istemiyorum.


- Tamam ablacım.


E: Şeyy abla gelsene sadece sana söyleyeceğim.


- Tamam prensim.


Efe ile mutfağa gittik.


E: Abla o abi ve senle uyusak akşam olmaz mı? Kızar mı bana?


- Hayır ablacım o sana asla kızmaz ki. O seni de çok seviyor. Ayrıca Uraz abimde diğer abilerin gibi anlaştık mı? Ondan çekinmene gerek yok.


E: Tamam abla.


- Efeciğim akşam seninle oyun oynayalım mı bu ara seninle ilgilenemedim.


E: Gerçekten mi?


- Takibi bir tanem. Bak şimdi ben duş alacağım sonra abim saçımı örecek ondan sonra oynarız. Akşam olur neredeyse zaten. Tamam mı?


E: Abla büyük suya girelim mi?


- Büyük su ne ablacım?


E: Bahçede var ya.


- Hee havuz.


E: Evet evet hayzuz hayvuz aman öyle bir şey abla ona girelim?


- Ama hava havuz için iyi değil ki hasta oluruz.


E: Yaaa girelim.


- Hmm benim aklıma başka bir şey geldi. Şimdi sen havuza neyle giriyorsan onu giy benim odamda bekle tamam mı?


E: Tamam abla.


Sonra içeri geçtim. Uraz abimin yanına oturdum.


- Abi bana yardımın lazım.


U: Hayırdır abim ne oldu?


- Efe havuza girmek istedi ama dışarısı soğuk. Ona bir sürpriz hazırlayayım yardım eder misin bana?


U: Tabiki can parçam.


Ev halkına dönüp konuştum.


-Evde plastik havuz var mı?


S: Var. Bize alınanlar patladı ama siz ikizlerinki duruyordu. Atilla az kalsın boğuluyordu o zamandan sonra kaldırıldı.


U: Nerede bu havuz?


- Aaa senin bilmemen normal birileri seni oraya kapatmasaydı belki Atilla'ya daha erken müdahale ederdin.


M: Ama kızım.


- Bana kızım demeyin Melih bey.


D: Ama..


- Hah ne ama. Yeter sizinle tartışmak bile istemiyorum. Biriniz şu havuz nerede onu göstersin. Abim sende gelir misin benimle yardımına ihtiyacım var. Atilla ben gelene kadar Efe ile ilgilenir misin benim odamda ona havuzdan bahsetme.


A: Tamamdır ikiz. Ama ne yapacağını merak ediyorum bende katılabilir miyim?


- Tabiki. Hadi abim ve Sarp gidelim.


Havuzu bulduktan sonra temizlemiş ve şişirmiştik. Çatı katı boştu tam çatı katı da denemez çatıdan ayrı depo gibi bir yerdi. Havuzun içini suyla doldurmaya başladık büyük olduğundan yavaş doluyordu. Nihayet havuz dolduğunda abime ve Sarp'a teşekkür ettikten sonra odama gidip neden aldığımızı bilmediğim bikiniyi giydim zaten odamda olan Efe'nin hazır olduğunu gördüm. Bir çantaya havlu koyduktan sonra kendi bol tişörtlerimden birini Efe'ye giydirdim. Kendim de plaj elbisesi giydim ve Efe'yle beraber havuzun olduğu yere geldik.


- Bak ablacığım burası sıcak ve aynı şekilde suyun sıcaklığı da iyi böyle hasta olmayacağız. Burada oynayabiliriz. Sonra duş alırız ve yemeğe gideriz.


E: Tamam abla.


O sırada Atilla da hazırlanıp gelmişti. Üçümüz de havuza girdik ve oynamaya başladık. Yaklaşık 1 saat oynadıktan sonra Efe'yi ikna edip çıktık. Atilla önce Efe'yi sıcak suyun altına sokup ısınmasını sağlayacak ardından da giydirecekti tabi aynı işlemi kendisine de uygulanacaktı. Bende kendime aynı işlemleri yaptıktan sonra tarağımı tokalarımı ve havlumu alıp aşağıya salona indim.


- Abiii.


U: Efendim can parçam.


- Saçlarımı örecektin ya ben banyo yaptım.


U: Gel güzelim.


Abim beni yanına oturtup bana döndü ve saçımı nazikçe tarayıp suyunu biraz daha aldı. Sonrasında örmeye başladı.


Senden başka kimin saçını ördü acaba.


- Nee!


Abim hemen bana döndü.


U: Ne oldu meleğim niye bağırdın acıttım mı?


Saçımı boş verip abime döndüm.


- Sen saç örmeye nereden kimin için öğrendin abi?


U: Sen doğmadan önce perukları örüyordum öğrenmek için senin saçlarını örmeyi çok istiyordum.


- Hee tamam ya şey yok.


Selim: Dur dur sen Uraz abimi mı kıskandın?


- Bana ne ya benim saçımı örsün sadece.


Abime iyice yaklaşıp sarıldım.


- Benim o evlendirmeyeceğim de zaten. Hep benimle kalacak.


Selim: Yaa keşke beni de kıskansan.


- Daha o kadar yakın değiliz ki bir gün o kadar yakın olursak olur tabi.


L: Bundan önce hiç kıskandın mı abimi?


- Abimi kıskanmamıştım ama Atilla'yı kıskandım.


A: Beni kıskanmış beni beni.


Atilla ayağa kalkıp saçma sapan hareketler yapmaya başlayınca hepimiz gülmeye başladık.

Loading...
0%